BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu Yozgat’ta temel atma törenine katıldı. 

Temel atma töreni öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ şunları söyledi:

“Fetullah Gülen’in iadesine ilişkin süreç devam ediyor. 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün, Fetullah Gülen’in emir komutasında, silahlı kuvvetler içerisinde ona bağlı teröristlerce ve onlara eklemlenen diğer bazı askerlerce ve dışarıdaki destekleriyle birlikte yapıldığı konusunda herhangi bir tereddüt kimsede yoktur.

Türkiye’de herkes durumu çok net gördü ve herkes bu gerçeği biliyor. ABD veya Avrupa ülkelerinin de istihbaratları çok güçlü; onlar da bu gerçeği çok net bir biçimde bilmektedirler.

ABD’deki Adalet Bakanlığı ile Türkiye Adalet Bakanlığı arasında Fetullah Gülen’in iadesi konusunda yazışmalar ve görüşmeler devam etmektedir. Daha önce gönderilen dosyalarda geçici olarak yakalanması ve tutuklanması talebimiz var, bunlara ilişkin görüşmeler de devam ediyor.

ABD Adalet Bakanlığından şahsıma bir mektup geldi. Türkiye’ye bir uzman heyet göndermek istediklerini veya Türkiye bir uzman heyet gönderirse bunu kabul edeceklerini ve bu konuyu görüşmek istediklerini ifade ettiler. Biz de kendilerine bir mektup yazdık. Bu tekliften dolayı teşekkür ettik ve ABD’den bir uzman heyetin öncelikle Türkiye’ye gelip daha sonrada Türkiye’den bir uzman heyetin ABD’ye gitmesi konusundaki önerimizi kendilerine sunduk.

ABD Adalet Bakanlığı yetkilileri dün itibariyle Türkiye’ye 4 uzman kişi gönderme kararı aldı. 22 Ağustos’ta Türkiye’ye gelecekler. Bu uzmanlardan ikisi Adalet Bakanlığı temsilcisi, bir tanesi de Dış İşleri Bakanlığı temsilcisi. 22 Ağustos’ta ülkemize gelip 23 ve 24 Ağustos tarihlerinde de buradaki muhataplarıyla görüşmeler yapılacaktır.

Fetullah Gülen’in iadesi artık sadece Türkiye’nin ya da ABD’nin konusu değil, bütün dünyanın yakından takip ettiği ortak bir konudur. Böylesi büyük bir suçu işleyen ve yüzlerce insanın ölümüne, iki binden fazla insanın yaralanmasına, devletin ve milletin bunca zararına neden olan katillerin cinayet işlemesinde talimatı olan birisini, ABD’nin iade edip etmeyeceğini bütün dünya artık yakından takip ediyor. Biz de bu süreci takip edeceğiz.

Muhataplarımızın şu ana kadar ki yaklaşımları meseleyi konuşma, tartışma, değerlendirme ve hukuksal rutin işleyişin sağlıklı işlemesi yönündedir. Biz de zaten bunun sağlıklı işlemesi için gayret ediyoruz. Umarız, sonunda Amerika Birleşik Devletleri Fetullah Gülen’i Türkiye’ye iade kararı verir. Biz, iade etmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye ile ABD arasında ki dostluk, derin ve güçlü ilişkiler, öylesi bir teröristi ABD’nin himaye etmesine izin vermeyeceği niteliktedir. Umarız ki bu dostluğun gereği Fetullah Gülen en kısa sürede Türk adaletine teslim edilir. 

Sayın Cumhurbaşkanımız dün açıkladı. ABD yetkililerinin yapacağı değerlendirme sonucunda vereceği kararın bu sonucu doğuracağını net olarak ifade etti. Eğer, iade ederse -ki iade etmek zorunda- hukuken de işin doğrusu, çok net, ortada bir suç var ve bu suçun failinin Fetullah Gülen olduğu konusunda ABD yönetiminde de ben, zerrece şüphe olduğuna ihtimal vermiyorum çünkü dünya da biliyor failin kim olduğunu. Böylesi bir durumda iade etmemesi tabi, Fetullah Gülen’in dostluğunu, Türkiye’nin dostluğuna tercih ettiği anlamına gelir.

Hukuksal prosedür, bu işin resmi işleyişiyle alakalıdır. Mahkeme bir karar verecektir, adli süreçler sonuç doğuracaktır ama ABD yönetiminin verdiği karar siyasi bir karardır. İade kararı da sonuç itibariyle siyasidir. Hukuk sadece bu siyasi kararın vericilere bir altyapı oluşturmaktadır. Onun için bu karar, Türkiye’ye iade yönünde olursa Türkiye’nin dostluğunun, Türkiye-ABD ilişkilerinin güçlülüğünün ve iki ülke yararına olduğunun, ABD yönetimi bakımından da bir kez daha tescili ve kabulü anlamına gelir ama iade etmemesi yönünde karar verdiği zaman da bir teröriste Türkiye’yi feda ettiği anlamını taşır. Biz bunu her defasında ifade ediyoruz. Yani Usame bin Ladin, oradaki ticaret merkezini bombalattığı zaman Amerika Birleşik Devletlerinin neler yaptığına bütün dünya şahit. Türkiye dâhil, ABD’ye dost ülkelerin ABD yönetimine nasıl destek olduğuna herkes şahit. O zaman da hukuk vardı, iade anlaşmaları vardı, ABD yönetiminin yaptıkları vardı. Onun için o dönemde yapılanları da uluslararası anlaşmalar bakımından ABD yönetimi değerlendirirse eminim Türkiye’nin haklılığı bir kez daha ortaya çıkacaktır.”