Erişilebilirlik Menüsü

Ekran Okuyucu

Seçili Alan Okuyucu

Bağlantı Vurgula İkonu

Bağlantı Vurgula

Metni Büyüt İkonu

Büyük Metin

Metni Sola Hizala

İmleç

Okuma Kılavuzu

Okuma Maskesi

Disleksi Dostu

Kontrast

Solgunlaştırma

Düşük Doygunluk

Yüksek Doygunluk

BAKAN BOZDAĞ, YOZGAT`IN KADIŞEHRİ İLÇESİNDE BASIN MENSUPLARININ SORULARINI YANITLADI
26.03.2017

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Yozgat'ın Kadışehri İlçesi'nde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Bozdağ, İsviçre'nin başkenti Bern'de PKK yandaşlarınca düzenlenen 'Hayır' mitinginde 'Erdoğan'ı öldürün' yazılı pankartın güvenlik güçleri tarafından engellenmemesini büyük bir yanlışlık olarak değerlendirdi. Bu durumun ülkeler arasındaki diplomatik kuralların çiğnendiğini vurgulayan Bakan Bozdağ, "Bu büyük bir yanlışlıktır. Avrupa değerlerinin maalesef İsviçre hükümeti tarafından da yok edilmesidir. Ülkeler arasındaki diplomatik kuralların da aynı şekilde çiğnenmesidir. Referandum sürecinde Türkiye’nin iç işlerine müdahale anlamı da taşımaktadır. Çünkü İsviçre’nin daha önce gazeteleri referandumda ‘Hayır’ çıksın diye Türkçe manşetlerle çıktılar. Terör örgütünün faaliyetlerine her türlü izin ve destek verilmektedir." dedi.

Bazı ülkelerin FETÖ'den çıkar elde ederim düşüncesiyle hareket ettiğini belirten Bakan Bozdağ, FETÖ’nün tarihinin sona erdiğini kaydetti.

Bakan Bozdağ'ın açıklamalarından bazı bölümler şu şekilde:

İSVİÇRE ERDOĞAN’I ÖLDÜRÜN TALİMATI AFİŞİNE ENGEL OLMADI

Avrupa adına üzücü olaylardan bir tanesini daha yaşadık. İsviçre’de terör örgütünün gösterisi, toplantısı sırasında Sayın Cumhurbaşkanımızın resminin olduğu bir afiş ve o afişte de Cumhurbaşkanımıza doğrultulmuş bir silah ve bir yazı var. ‘Erdoğan’ı öldürün’ veya ‘Erdoğan’a ölüm’ şeklinde. Bu olayın geldiği noktayı göstermesi bakımından son derece önemlidir. İsviçre polisinin gözleri önünde olay yapılıyor ve İsviçre güvenlik güçleri bu terör eylemine bir ülkenin Cumhurbaşkanını öldürme talimatı içeren afişin asılmasına ve Cumhurbaşkanını hedef gösterilmesine engel olmuyor. Aksine onların bu terör faaliyetini güvenli bir şekilde yapmaları için onların güvenliğini alıyor. Bu büyük bir yanlışlıktır. Avrupa değerlerinin maalesef İsviçre hükümeti tarafından da yok edilmesidir. Ülkeler arasındaki diplomatik kuralların da aynı şekilde çiğnenmesidir. Referandum sürecinde Türkiye’nin iç işlerine müdahale anlamı da taşımaktadır. Çünkü İsviçre’nin daha önce gazeteleri referandumda ‘Hayır’ çıksın diye Türkçe manşetlerle çıktı. Terör örgütünün faaliyetlerine her türlü izin ve destek verilmektedir.

İYİ TERÖRİST KÖTÜ TERÖRİST OLMAZ

Buradan bir kez daha ifade etmekte fayda var. İyi terörist, kötü terörist olmaz. İyi terör örgütü, kötü terör örgütü de olmaz. Terör örgütlerinin hedefleri, amaçları, eylem alanları, eylem yaptıkları kim olursa olsun terör örgütü terör örgütüdür ve bütün terör örgütleri insanlık düşmanıdır. Dolayısıyla insanlığa düşman terör örgütlerine karşı da ortak mücadele şarttır. Ama gördüğünüz gibi bazı Avrupa ülkeleri iyi terör örgütü kötü terör örgütü ayrımı yaptıkları gibi iyi terörist kötü terörist ayrımı yapmaktadırlar.

TÜRKİYE'YE ZARAR VEREN TERÖR ÖRGÜTLERİNE ÜST DÜZEY HİMAYE SAĞLANIYOR

Türkiye’ye karşı terör eyleminde bulunan ve Türkiye’de terör eylemi yapan terör örgütleriyle bu örgütlerin teröristlerine üst düzeyde bir himaye sağlanmaktadır. Nitekim pek çok terörist İsviçre’de ve diğer bazı batılı ülkelerde hayatını devam ettirmektedir. Hem FETÖ terör örgütü hem de DHKP-C terör örgütü şimdi bir de darbeyi gerçekleştirenlerden bazıları yine aynı şekilde himaye edilmektedir. Bu himaye en sonunda onlara zarar verecektir. Çünkü terör bulunduğu her yerde kendine imkan versin vermesin en sonunda onlara da zarar verici bir niteliği vardır.

TÜRK HALKI KİMİNLE BERABER YOL YÜRÜYOR GÖRECEĞİZ

Türkiye İsviçre’nin veya terör örgütlerinin yaptıklarıyla, yapacaklarıyla rotasını değiştirecek bir ülke değildir. 16 Nisan 2017’deki halk oylamasını etkilemek Türk halkının burada terör örgütüyle aynı safta yer almasını sağlamak maksadıyla bunları yapıyorlarsa boşuna yapıyorlardır. Türkiye ve Türk halkı teröristlere de terör örgütlerine de onlara destek çıkan ülkelere de ve Türkiye’de 16 Nisan’da ‘Hayır’ çıksın diye her türlü desteği veren güçlere de 16 Nisan’da en büyük cevabı ‘Evet’ leriyle verecektir. Beklesinler 16 Nisan’ı bu millet nerede duruyor, kiminle beraber yol yürüyor hep beraber göreceğiz.

İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ YETERİNDEN FAZLA BİLGİYE SAHİPLER

Almanya, İngiltere ve diğer ülkelerin hepsi yeterinden fazla bilgiye sahipler. Büyük devletlerin hepsinin güçlü istihbarat örgütleri var.  Daha önce de açıkladım. Gerek Amerika, gerek İngiltere, gerek Almanya istihbarat örgütleri kendi adlarını nasıl biliyorlarsa Türkiye’deki bu darbeyi gerçekleştirenin Fetullah Gülen olduğunu, terörist Gülen’in talimatıyla Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki FETÖcü askerler ve onlara katılanlarla bu darbe teşebbüsünün yapıldığını gayet iyi bilmektedirler. Ama bütün bunlar rağmen bu konuda bir farklılık ortaya koymaya da özen gösteriyorlar.

ÇIKAR PEŞİNDE OLANLAR BUNU ELDE EDEMEYECEKTİR

 Yani FETÖcüler yapmış olabilir yapmıştır ama Fetullah Gülen  bunlarla beraber midir değil midir  orada kafalar karışık olduğunu ifade ediyorlar. Bütün FETÖcüler Fetullah Gülen'in emri olmadan bir darbeye nasıl kalkışırlar. Ordunun içerisinde ne kadar FETÖcü general varsa darbede, subay varsa darbede, vatandaşa bomba atan, kurşun sıkan onlar, tank süren onlar ve bütün bunlar Fetullah Gülen'in emir ve talimatları, onayladığı plan çerçevesinde yapılmıştır. Bunu, gün gibi ortada olan gerçeği, İngiltere'de en az bizim kadar bilmektedir. Peki niye böyle diyorlar derseniz. Onlar bu terör örgütünü İngiltere'nin, ABD'nin, Almanya'nın menfaatleri için hala kullanabileceklerini düşünüyorlar. Ben buradan diyorum ki Fetullahçı terör örgütü, İngiltere, ABD, Almanya'nın veya başka bir ülkenin menfaatleri için kullanılabilme vasfını da kaybetmiştir. Türkiye toplumu üzerinde, Türk devleti üzerinde, bu örgüt vasıtasıyla eğer bu ülkeler bir çıkar elde etme peşindelerse artık böyle bir çıkar elde edemeyeceklerdir çünkü Türk toplumu da Türkiye devleti de bu örgüte karşı tavrını koymuştur. Sadece bu örgüte karşı değil, bu örgütle beraber hareket eden, bu örgütle ortaklık kuran, bu örgüte müzahir olan, iltisak, irtibat içinde olan herkese karşı tavrını koymuştur. 

FETÖ'NÜN KULLANILMA TARİHİ SONA ERMİŞTİR

Bunlar vasıtasıyla bir menfaat beklemek akıllıca bir iş değildir. Ama başka ülkelerde de bu örgütün bazı faaliyetleri var. Oradan o ülkeler üzerinde bir menfaat peşinde koşuyorlarsa orada da menfaat elde etme şansları artık kalmamıştır. Çünkü FETÖnün kullanılma tarihi sona ermiştir. Hiçbir güç için artık kullanışlı bir malzeme değildir. Böyle bir vasfı kalmamıştır. Ne ABD için kullanışlı bir malzemedir, ne İngiltere, ne de başka bir ülke için kullanışlı malzemedir. Bu örgütü kullanıp bir takım hesaplar yapanlara diyoruz ki; boşuna hesap yapıp vakit kaybetmeyin, artık bu örgütün elebaşını, üyelerini, mensuplarını Türkiye'ye iade edin, kendinize yeni kuklalar arayın, artık bundan size fayda gelmez. Anlamazlarsa kendileri bilir. Eminim ki fazla sürmez, bir iki yıla kadar hepsi bizim ifade ettiğimiz bu örgütün hiçbir ülke için kullanılma özelliği kalmadığını anlayacaklardır.

 TÜRKİYE BİRİNCİ LİGDE OYNAYAN GÜÇLÜ BİR TAKIMDIR

Sayın Kılıçdaroğlu, bol bol yalan söyleyerek kendi akıl karışıklığını millete de yansıtmak istiyor ve sandıktan 'hayır'ın çıkması için uğraşıyor. Yalanlarla uğraşıyor, korku vererek uğraşıyor. Ben şimdi Türkiye 'evet' çıkınca üçüncü lige düşecek, o zaman PKK terör örgütü, FETÖ terör örgütü, diğer terör örgütleri niye 'hayır'ın propagandasını yapıyor. Üçüncü lige düşecek bir Türkiye, bırakın düşsün niye demiyorlar. Almanya'sı, Avusturya'sı, Hollanda'sı, en son işte İsviçre'si niye 'hayır' çıksın diye bütün güçleriyle devletlerarası teamülleri, Viyana sözleşmesini bir kenara koyarak 'hayır'dan yana taraf oluyorlar. İstemezler mi Türkiye'nin lig düşsün diye. Bu Türkiye'yi üçüncü lige düşürecek değil, Türkiye'yi birinci ligde en başta oynatacak büyük bir değişim olacaktır. Türkiye'nin birinci ligin en güçlü takımlarında biri olmasını istemeyen terör örgütleri, bazı batılı ülkeler, Türkiye'nin bu değişimi yapmasına engel olmak istiyorlar. Ama Türkiye, artık Kılıçdaroğlu görsün, birinci ligde oynayan güçlü bir takımdır. Sistem olarak da birinci ligde oynayanların sistemleriyle onların aynısı değil ama birinci ligde oynayan bir takımın sistemi gibi güçlü bir sistemi 16 Nisan'da kuracaktır.

 ARTIK TÜRKİYE'NİN AYAKLARINDAN TUTUP AŞAĞI DOĞRU ÇEKMEYİ BIRAKSINLAR

 Yeni bir sistemle birinci ligde daha güçlü bir oyun ortaya koyacak ve Türkiye daha güçlü kalkınacaktır. Ona da en büyük cevabı halk verecektir. Türkiye'nin birinci lige çıkmasını istemeyen, bulunduğu ligden daha aşağı düşmesini isteyen bizzat sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarıdır. Aşağı doğru çekiyorlar Türkiye'yi. Artık Türkiye'nin ayaklarından tutup aşağı doğru çekmeyi bıraksınlar. Türkiye'nin yürümesine koşmasına engel olmasınlar. İnşallah 16 Nisan'da da engel olamayacaklarını bir kez daha görecekler.

Adres

06659 KIZILAY / ANKARA

Telefon

90 (0312) 417 77 70

E-Posta

basinisaretadalet.gov.tr