YARGITAY YENİ HİZMET BİNASI İLE 2021-2022 ADLİ YIL AÇILIŞI GERÇEKLEŞTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, insanlığın adalet arayışının menzilinin kıyamete kadar süreceğinin bilinciyle çalışmalara kesintisiz şekilde devam edeceklerini belirterek, “Yeni adli yılda hem adalet teşkilatımızı hem milletimizi rahatlatacak yargı reformu çalışmalarımızı hızlandıracağız.” dedi.
2021-2022 Adli Yılı ile yapımı tamamlanan Yargıtay Yeni Hizmet Binası Açılış Töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, adalet teşkilatının yeni adli yılının, Türkiye, millet, hakim ve savcılar, avukatlar ve tüm yargı camiası için hayırlara vesile olmasını diledi. Son 20 yılda adalet teşkilatının çehresini değiştiren fiziksel ve yapısal dönüşümlerin yeni bir örneğine daha şahitlik edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yargıtay'ın bu muhteşem binasında yeni adli yılın karşılanıyor olmasını ayrıca önemli gördüğünü söyledi. Bu fiziki dönüşümün Yargıtay'ın verdiği hizmetlere değer ve fark katacağına inandığının altını çizen Erdoğan, temeli 2018 Mart'ında atılan ve 191 dönümlük bir alan üzerinde kurulan toplamda 10 bloktan oluşan Yargıtay binasının, 422 bin metrekareyi aşkın kapalı alana ve dairelerin, üyelerin, tetkik hakimlerin, çalışanların ve ilgili tüm kesimlerin ihtiyaçlarını karşılayacak kapasiteye, donanıma, teknolojiye sahip olduğunu ifade etti.
VAKİT VE KALİTE KAYBININ ÖNÜNE GEÇİYORUZ
Sadece Yargıtay'ı değil, Danıştay'ı, Anayasa Mahkemesi'ni de yeni binasına kavuşturduklarını anımsatan Erdoğan, bunlarla Türkiye'nin dünyaya bir mesaj verdiğini, bu bakımdan bu binaların çok önemli olduğunu vurguladı. Ankara'da 6 ayrı binaya bölünmüş olan Yargıtay'ı tek çatı altında toplayarak, halen önünde 516 bin civarında derdest dosya bulunan bu kurumun işleyişindeki vakit ve kalite kaybının önüne geçtiklerini kaydeden Erdoğan, Yargıtay'ın yeni binasının Türkiye'ye, millete ve yargı camiasına hayırla olmasını diledi.
ANKARA’YA YENİ ADLİYE BİNASI TEMELİ YIL BİTMEDEN ATILACAK
Ankara’ya yeni adliye binasının temelinin yıl bitmeden atılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ankara'ya bir de şanına ve tarihine yakışır bir adliye binası kazandırmakta kararlıyız. Adalet Bakanlığımız ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız proje çalışmalarını bitirmek üzere, inşallah yıl bitmeden yeni adliye binamızın temeli de atılacak. Yaklaşık 700 bin metrekare kapalı alana sahip olacak yeni adliye binası, mevcudun 4 katı büyüklüğüyle Ankara'nın ihtiyacını uzun bir süre karşılayacak. Böylece oldukça dağılmış olan adliyenin tüm birimlerini de aynı yerde buluşturacağız. Bu projenin de hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
ADALET DEVLETİN VARLIĞININ SEBEBİDİR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, adaletin tesisinin garantisinin, yargının bağımsız ve tarafsız bir anlayışla ortaya koyacağı duruşu, temsili ve sonuçta vereceği adil kararlar olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Elbette sadece büyük binalarla, gelişmiş fiziki imkanlarla, güçlü teknolojik altyapılarla adalet sağlanamaz. Bunlar sadece adaletin daha hızlı, daha sağlıklı tesisine katkıda bulunur. Adaletin tesisinin garantisi, yargının bağımsız ve tarafsız bir anlayışla ortaya koyacağı duruşu, temsili ve sonuçta vereceği adil kararlardır. Kiminin Hazreti Ömer'e, kiminin Hazreti Ali'ye izafe ettiği bir sözle özetleyecek olursak, 'Devletin dini adalettir.' Eğer bir devlette adalet yoksa, onun hangi sistemle yönetildiğinin, kim tarafından idare edildiğinin, vatandaşlarının hangi inanca veya milliyete sahip olduğunun bir önemi kalmaz, orada sadece zulüm hüküm sürer. Evet, adalet devletin varlığının sebebidir. Ecdadımız, yüreğinin ve bileğinin gücüyle ele geçirdiği coğrafyaları, asırlar boyunca adaleti sayesinde huzurla, güvenle yönetmeyi başarabilmiştir. Bunun için Kanuni Sultan Süleyman Han 'Kılıcın yapamadığını adalet yapar' diyor. Gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miras da işte bu anlayış olacaktır."
ADALET SİSTEMİNİ GELİŞTİRMEK İÇİN ATILAN HER ADIM, BİZİM İÇİN DEĞERLİDİR, KIYMETLİDİR, ÖNEMLİDİR
Erdoğan, adaletin aynı zamanda, toplumun huzur ve barışının, mutluluğunun ve refahının teminatı olduğunu belirtti. Herhangi bir haksızlığa 'dur' diyecek, millet adına hakkı sahibine teslim edecek olanın yine adalet ve adaletin temsilcileri olduğunu bildiren Erdoğan, “Dolayısıyla, adalet sistemini geliştirmek için atılan her adım, bizim için değerlidir, kıymetlidir, önemlidir. İşte bunun için kadim kültürde yargı mensubunun hikmet, feraset ve basiret sahibi olması beklenir. Bu açıdan bakıldığında adalet dağıtanların sorumluluğu büyük, yükünün fazla, vebalinin ağırdır. Maalesef yakın tarihimizde bu mukaddes sorumluluğu 'millet için ve millet adına' taşımaktan bihaber, sözüm ona yargı mensuplarına rastladık." diye konuştu.
Yargının bir dönem darbeci ve cuntacılar tarafından zulüm makinesine dönüştürüldüğünü belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Asıl görevlerini bir kenara bırakıp vesayet güçlerine, darbecilere, cuntacılara selam duran adalet temsilcilerinin elinde yargının nasıl bir zulüm makinesine dönüşebileceğini hep birlikte gördük. Milletimiz, 27 Mayıs'ın 'Yaslıada' mahkemelerinde, darbecilerin kurdukları sözde mahkeme kürsülerini ve orada oturanları unutmadı. Yine 'bir sağdan, bir soldan' diyerek gençleri emirle darağacına gönderen 12 Eylül faşizminin pervasızlığı hala hafızalarımızda tazedir. 'Bin yıl sürecek' dedikleri 28 Şubat zulmüne ortak olan, vesayetçilerden brifing alan sözde yargı mensuplarının sergiledikleri rezillik daha dün gibi gözlerimizin önündedir."
BU ALÇAK ÖRGÜTÜN HAKİM-SAVCI GÖRÜNÜMLÜ MENSUPLARI, MİLLETİMİZİN ADALET DUYGUSUNU EN KİRLİ, EN REZİL ŞEKİLDE SUİSTİMAL ETMEYE KALKTILAR
Hukukun zulme alet edildiği bu kötü alışkanlığın son halkasını FETÖ'cü hainlerin sergilediğini hatırlatan Erdoğan, "Bu alçak örgütün hakim-savcı görünümlü mensupları, milletimizin adalet duygusunu en kirli, en rezil şekilde suistimal etmeye kalktılar." dedi.
Kumpas davalarıyla, 7 Şubat operasyonuyla, 17-25 Aralık yargı darbesiyle adaleti kendi kirli ve gizli ajanlarının aracı haline getirmeye çalışanların karışlarında milleti bulduğunu belirten Erdoğan, "Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi oyunları denerlerse denesinler başaramadılar. Çünkü zulüm ile abad olunmaz, nitekim onlar da olamadılar. Bu vesileyle 15 Temmuz darbe girişimi sırasında dimdik ayakta duran, ne kendi içlerindeki hainlerin kumpaslarına ne namluların ölüm kokan tehditlerine aldırmadan görevlerini hakkıyla yerine getiren tüm hakim ve savcılarımıza şükranlarımı sunuyorum. Gerçekten de 15 Temmuz, demokrasi tarihimizde pek çok açıdan olduğu gibi, yargı kültürü bakımından da bir dönüm noktası niteliğindedir. Darbecilere karşı verilen mücadeleyi anıtlaştıran demokrasi ve adalet nöbeti, adliye koridorlarında hemen o gece başlatılan soruşturma ve gözaltılar ile perçinlendi. Hakkın, milletin, devletin ve en başta adaletin yanında saf tutan yargı mensuplarımız, Cumhuriyet tarihimizde ilk defa bir darbe girişimine karşı cesaretle ve kararlılıkla hukuku işletti. Bu onurlu duruş, Türk yargısının önünde tertemiz bir sayfa açmış, geleceğin hakimlerine ve savcılarına rehberlik edecek büyük bir emsal olmuştur. Bu kutlu mücadelede emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, kahramanlarımızın her birinin alınlarından öpüyorum." diye konuştu.
FETÖ’NÜN, MİLLETİN ADALET DUYGUSUNA VURDUĞU DARBELERİN İZLERİNİ TAMAMEN SİLENE KADAR ÇALIŞACAĞIZ
Geçmişte yaşananlardan çıkarılması gereken en önemli dersin, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının, hukuka bağlı kalmanın, demokrasi ve hukuk devleti açısından hayati öneme sahip olduğu gerçeği olduğunu vurgulayan Erdoğan, önce darbecilerin, sonra vesayetçilerin ve nihayet FETÖ'nün milletin adalet duygusuna vurduğu darbelerin izlerini tamamen silene kadar çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti.
ADALET TOPLUMUN HER KESİMİNDE, DEVLETİN TÜM GÖREVLERİNDE ARANMALI VE TİTİZLİKLE YERİNE GETİRİLMELİDİR
Merhum Aliya İzzetbegoviç'in "Biz savaşı öldüğümüzde değil, düşmanlarımıza benzediğimizde kaybederiz" sözünü asla unutmayacaklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu nedenle haktan, hukuktan asla vazgeçmeyeceğiz. Amaca giden her yolu mubah gören anlayışı reddediyoruz. Doğru ve düzgün amaçlarımıza, doğru ve düzgün araçlarla ulaşmaya devam edeceğiz. Adaleti sadece adliye binalarına, duruşma salonlarına tahsisli bir kavram olarak görmeyeceğiz. Üstat Necip Fazıl'ın dediği gibi; 'Adalet, hakkı yerine koymaktır ve sade mahkemelerde değil, hayat ve muamelelerin her şubesinde aranması gerekli başlıca şarttır.' Evet, adalet hayatın her alanında, toplumun her kesiminde, devletin tüm görevlerinde aranmalı ve titizlikle yerine getirilmelidir."
MAHKEME KARARLARI ELBETTE HERKES İÇİN BAĞLAYICIDIR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, adil davranma yükümlülüğünün her kurum ve fert için geçerli bir yükümlülük olduğunun altını çizdi. Yargının bağımsızlık ve tarafsızlığı, kararlarının hiçbir koşulda eleştirilmeyeceği anlamına gelmeyeceğini ifade eden Erdoğan, “Mahkeme kararları elbette herkes için bağlayıcıdır. Sistemin bu şekilde işlemesi hukuk devletinin en basta gelen şartıdır ancak bir kararın bağlayıcılığı başkadır, eleştirilmesi başkadır. Demokrasilerde, hukukun ve hakkaniyetin sınırları içinde yargı kararları da eleştirilebilir, tartışılabilir, üzerinde farklı görüşler ifade edilebilir. Hayatın ve yapılan işin tabiatı gereği, yargının verdiği kararı beğenen kadar beğenmeyen de çıkabilir. Hatta yargı kararlarına getirilecek ilmi, hukuki, makul, mantıklı, yapıcı eleştiriler, yargıya engel değil, tam tersine yargının gelişmesine destek olur. Bunun için yargının, kamusal tartışmaya katkı sunan her türlü eleştiriye açık olması gerektiğine inanıyorum. Tabii bunu yaparken, hakimin ve savcının yasaları uygulamakla vazifeli olduğunu asla hatırdan çıkarmamalıyız." dedi.
SON 10 YILDA İŞ YÜKÜNDE YÜZDE 38’LİK BİR DÜŞÜŞ SAĞLANDI
Bazen hakim kararı diye eleştirilen hususun aslında o kararın dayandığı mevzuatla ilgili olabildiğine dikkat çeken Erdoğan, "Bu bakımdan, kamuoyu hassasiyetinden devletin diğer ilgili kurumları da payına düşeni almalı, kendi sorumluluk alanındaki adımları süratle atmalıdır. Yürütme olarak bize düşen, yargının performansını artırıcı her türlü kolaylığı sağlamak, yeniliği getirmek, altyapıyı kurmaktır. Hamdolsun bu konuda son dönemde çok önemli ilerlemeler sağladık. Örneğin, bugün bir hakime düşen yıllık dosya sayısı, adli yargıda 709, idari yargıda 408'dir. Bu rakamlar, son 10 yılda iş yükünde yüzde 38'lik bir düşüş sağlandığına işaret ediyor. Bu oranı daha da aşağılara çekecek alternatifler geliştirmeyi sağlayacağız” diye konuştu.
İNSANLIĞIN ADALET ARAYIŞININ MENZİLİNİN KIYAMETE KADAR SÜRECEĞİNİN BİLİNCİYLE ÇALIŞMALARIMIZA KESİNTİSİZ ŞEKİLDE DEVAM EDECEĞİZ
Kişilerin şeref ve itibarını koruyan lekelenmeme hakkına ilişkin düzenlemenin 2017 yılında hayata geçirdiklerini anımsatan Erdoğan, “Mesnetsiz iddialara, 'çamur at izi kalsın' ihbarlarına karşı kimsenin şüpheli olarak ifadesi alınmasın, soruşturma dahi açılmasın istedik Bu düzenlemeden bugüne kadar 400 binin üzerinde vatandaşımız yararlandı. Bunlar önemli kazanımlardır. İnşallah bu kazanımları daha da ileri götürme konusunda kararlıyız. Yeni adli yılda hem adalet teşkilatımızı hem milletimizi rahatlatacak yargı reformu çalışmalarımızı hızlandıracağız. İnsanlığın adalet arayışının menzilinin kıyamete kadar süreceğinin bilinciyle bu çalışmalarımıza kesintisiz şekilde devam edeceğiz." dedi.
ADALETTE REFORM İRADEMİZİN SON HALKALARI YARGI REFORMU STRATEJİ BELGESİ VE İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her alanda olduğu gibi adalet alanında da reform iradelerini sürekli canlı tuttuklarını söyledi. Adalette reform iradelerinin son halkalarının, 2019'da açıkladıkları Yargı Reformu Stratejisi Belgesi ile geçen mart ayında milletle paylaştıkları İnsan Hakları Eylem Planı olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Reform stratejimizin temelinde özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye idealimiz bulunmaktadır. Türkiye'nin gücüne güç katacak yol hukuktan, demokrasiden, kalkınmadan geçmektedir. Bu doğrultuda gece gündüz çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hak, hukuk ve insan hakları gibi kavramları, bugüne kadar hiçbir gündelik ajandaya ya da ucuz politikaya teslim etmedik, etmeyeceğiz. Dünyanın dört bir yanında bu kavramların hangi hukuksuzluklara ambalaj yapıldığını, hangi insanlık dramlarının yaşandığını da hep birlikte izliyoruz. Biz, toplumların ve devletlerin ancak vicdanın ve adaletin hakimiyetiyle ayakta kalabileceğine tüm samimiyetimizle inanıyoruz. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' düsturuyla hazırladığımız İnsan Hakları Eylem Planı'yla, insan haklarına dayalı bir devlet anlayışının, hem idarenin iş ve işlemlerinde hem de yargı pratiğinde esas olmasını hedefliyoruz. Belgenin uygulama takvimini, her bir faaliyet için belirlediğimiz sürelere uygun şekilde takip ediyoruz. Adli tatilden hemen önce çıkan Dördüncü Yargı Paketi'mizle kadına yönelik şiddetle mücadeleyi ceza kanunu seviyesinde yaptığımız değişiklikle güçlendirdik."
DÖRDÜNCÜ YARGI PAKETİ İLE GETİRİLEN DÜZENLEMELER
Dördüncü Yargı Paketi ile tutuklamanın istisnailiğini, tedbir olma özelliğini güçlendiren değişiklikler yaparak, sulh ceza hakiminin tutuklama kararına karşı yapılan itirazların, asliye ceza mahkemesi hakimi tarafından incelenmesi imkanını getirdiklerini belirten Erdoğan, adli kontrol tedbirini de süre sınırı ve gözden geçirme şartı ilave ederek yeniden düzenlediklerini aktardı. Erdoğan, kişilere yönelik adli çağrı ve bildirimlerin teknolojik araçlar vasıtasıyla yapılması imkanını da genişlettiklerini bildirdi.
Yeni düzenlemeyle, sırf ifade almak üzere gece yarısı gözaltına alma, otelde, havalimanında yakalama gibi işlemlere son verdiklerini vurgulayan Erdoğan, "İstanbul Havalimanı'nda kurulan adliyenin, bu konuda önemli bir boşluğu doldurduğunu görüyoruz. Yine son yargı paketiyle, vatandaşlarımızın idari makamlara yaptıkları başvurulara, idarenin cevap süresini 60 günden 30 güne indirirken, gerekçeli kararın da en geç 30 gün içinde yazılması hükmünü getirdik. Bütün bu düzenlemeler, adli süreçlerin ve idarenin işleyişi konusunda milletimizin beklentisine uygun çok önemli değişiklikleri ifade ediyor." diye konuştu.
YENİ YARGI PAKETİ EN KISA ZAMANDA MECLİS GÜNDEMİNE GELECEK
Yeni bir yargı paketi için hemen kolları sıvadıklarını, en kısa zamanda bu yeni paketi Meclis'in gündemine getireceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yeni Anayasa konusundaki süreci de yakından takip ediyoruz. Cumhur İttifakı'ndaki ortağımızla birlikte kendi hazırlığımızı yavaş yavaş şekillendiriyoruz. Gönlümüz arzu eder ki tüm siyasi partiler olarak, Anayasa hazırlığını birlikte gerçekleştirelim. Milletimizin kahir ekseriyeti tarafından benimsenecek, iç tutarlılığı olan, ülkemizin orta ve uzun vadedeki ihtiyaçlarını karşılayacak, makul bir metin ortaya çıkartacağımıza inanıyoruz. Diğer partilerin de Anayasa metinlerini önümüzdeki aylarda açıklamalarını bekliyoruz. Şayet hazırlanan bu taslakları müzakere etme ve ortak bir metin çıkarma imkanı ortaya çıkarsa Türkiye için büyük bir kazanç olacaktır. Ancak geçmişteki tecrübelerimiz ve halihazırda sergilenen üslup bize bu konuda çok da ümit vermiyor. Her ne şekilde olursa olsun, önümüzdeki yılın ilk aylarında kendi hazırlığımızı milletimizin takdirine sunmakta kararlıyız. Neticeten, ülkemizde demokrasinin, hukuk devletinin, yasamanın, yürütmenin, yargının daha iyi işlemesini sağlayacak tüm reformların takipçisiyiz."
YENİ ADLİ YILIN HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLİYORUM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni adli yılın, yargı ve hukuk camiasının tüm tarafları için hayırlara vesile olmasını dileğinde bulunarak, “Türkiye'nin dört bir yanında adaletin tecellisine hizmet eden hakimlere, savcılara, avukatlara, yargı çalışanlarına kolaylıklar diliyorum” şeklinde konuştu.
YARGITAY BAŞKANI AKARCA: YENİ BİR ANAYASA ARAYIŞINI DESTEKLİYORUZ
Açılış töreninde konuşan Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri üzerinde yükselen Yargıtay'ın vizyonu, en ileri adalet standartlarını uygulayarak yüce Türk milletine nesiller boyunca hizmet ettiğini söyledi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardındaki FETÖ'cüleri himaye eden ülkelerin olduğunu söyleyen Akarca, "Türkiye 2016 yılındaki hain darbe teşebbüsünün izlerini silmek için halen yoğun çaba harcamaktadır. Darbecileri ve yandaşlarını çeşitli şekillerde himaye eden bazı devletlerin demokrasi ve hukuk anlayışı, savundukları temel değerlere tamamen ters düşmektedir." dedi. Mehmet Akarca, gündemde olan yeni anayasa çalışmalarına da destek verdiklerini bildirdi. Yeni anayasa çalışmalarında hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı gibi konularda yüksek standartların belirlenmesi gerektiğine işaret eden Akarca, şöyle devam etti:
"Yeni bir anayasa hazırlanması, iktidar ve muhalefet partilerinin gündemine yeniden girmiştir. Biz de bu arayışı destekliyoruz. Türkiye'nin daha iyi bir Anayasa yapabilecek köklü bir demokrasi kültürüne sahip olduğuna yürekten inanıyoruz. Böyle bir girişimde bulunurken hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı gibi konularda yüksek standartlar hedeflenmelidir. Anayasanın teknik yönündense etik yönüne ağırlık verilmelidir. Vatandaşların doğrudan ilgi alanına girmeyen, devlet teşkilatına ilişkin detaylarla Anayasanın hantallaştırılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Anayasa, devlet organlarından da önce, vatandaşların sahiplendiği bir toplumsal sözleşme metni olarak düzenlenmelidir. Anayasa, hukuk kültürümüzün mayası olmalıdır."
TBB BAŞKANI FEYZİOĞLU: İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI BİR TAAHHÜTNAMEDİR
Açılış töreninde bir konuşma yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da, yargı alanında ve meslektaşları için yaptıkları çalışmalara değindi. Feyzioğlu, "İnsan Hakları Eylem Planı bir taahhütnamedir. Türkiye Cumhuriyetinin başı, Cumhurbaşkanı bu eylem planını eline almış ve milletine taahhüt etmiştir. Bu planın küçümsenecek hiçbir tarafı yoktur, takip edilecek yönü vardır. Biz de bu taahhütleri takip etmeye, hayata geçirilmesine her türlü katkıda bulunmaya hazırız. Öte yandan Anayasa değişikliği süreci başladığında özellikle yargı alanında katkı vermeye hazırız. Hakimler ve Savcılar Kurulunun yapısına ve bağımsız savunmanın güçlendirilmesine ilişkin tespit ve önerilerimizi hazırladık." dedi.
YARGITAY BİNASININ AÇILIŞI YAPILDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, günün anısına Yargıtay Birinci Başkanı Mehmet Akarca tarafından "Yargıtay'ın 1 Nisan 1868 tarihli ilk kuruluş belgesi"nin yer aldığı tablo takdim edildi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın yaptığı duanın ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ile binanın açılış kurdelesini kesti.