BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: YARGIMIZ İÇİNDE KAMPLAŞMALARA İZİN VERMEYİZ

HÂKİM VE SAVCI ADAYLARININ KURA TÖRENİ KÜLLİYE'DE YAPILDI

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Diğer kurumlarımız gibi yargımızın içinde de kamplaşmalara, hizipleşmelere hele hele yasa dışı örgütlenmelere kesinlikle izin vermeyeceğiz." dedi. 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Hakim ve Cumhuriyet Savcısı Kura Töreni'ne katıldı. 

Kura çekerek görevlerine başlayacak hakim ve savcıları tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, adli ve idari yargı kademelerinde görev yapacaklara vazifelerinde başarılar dileyerek, "Diğer alanlar gibi adalet sistemiz de ülkemize yakışmayan görüntü içinde hizmet vermeye çalışıyordu. Genellikle hükümet konaklarının alt katlarında veya köşe bucakta, merdiven altı kalmış izbe binalara mahkum edilmiş, koridorları dosya yığınlarından geçilmeyen bir yargı dünyamız vardı. Hakim ve savcı sayımız yetersiz olduğu için dava dosyaları, kuşaktan kuşağa geçiyor, 'Geç kalan adalet, adalet değildir' sözü kulaklarda çınlıyordu. Bir de bunun üzerine darbe ve vesayet dönemlerinin utanç verici görüntüleri eklendiğinde ortaya gerçekten vahim bir tablo çıkıyordu."  dedi.

MİLLETİMİZLE BİRLİKTE BU DARBE GİRİŞİMLERİNİ BAŞARISIZLIĞA UĞRATTIK

"Kamu denetçiliği", "arabuluculuk" ve "uzlaştırma" gibi yöntemlerle anlaşmazlıkların mahkemelere gelmeden çözülebilmesini sağlayacak alternatif yollar getirdiklerini ifade eden Erdoğan, yargı sisteminin yıpranmasına yol açan tartışmaları sona erdirecek pek çok düzenlemeyi hayata geçirdiklerini belirtti. 

Erdoğan, askeri mahkemelerin kaldırılmasından Hakimler Savcılar Kurulu’nun (HSK) yapısına kadar pek çok alanı kapsayan bu reformlar sayesinde yargının itibarını yükselttiklerinin altını çizerek şöyle devam etti:

"Adalet teşkilatımız, FETÖ ihanet çetesinin özel olarak hedef aldığı kurumların başında geliyordu. 17-25 Aralık darbe girişimi, emniyet ve yargı içindeki FETÖ mensuplarının ortak kumpasıydı. Türkiye'yi 15 Temmuz darbe girişimine getiren süreçte, yargı içindeki  terör örgütü mensuplarının çok önemli rolleri olmuştur. Hamdolsun milletimizle birlikte bu darbe girişimlerini başarısızlığa uğrattık. Terör örgütünün diğer kurumlarımızdaki uzantıları gibi adalet teşkilatımızdaki militanlarının da kökünü kazıyoruz. Bakın kazıdık demiyorum, kazıyoruz. Daha var.  Bunlar virüs, aynen vücuttaki virüsler gibi. Ama temizleyeceğiz. Çünkü bu milletin bizden isteği bunun temizlenmesi.

15 Temmuz darbe girişiminin bastırılması sürecinin tamamen demokratik, hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde yürütülmesinde ülkesinin ve milletinin emrinde görev yapan hakim ve savcılarımızın çok büyük katkısı vardır. Bundan sonra buna siz de katılacaksınız. Buna inanıyorum. Bugün tüm dünyaya, göğsümüzü gererek, Türkiye'nin demokrasi ve özgürlük destanını anlatabiliyorsak bunu hakim ve savcılarımızın o gece gösterdikleri dirayete borçluyuz. O gece milleti ve ülkesi için göreve koşan, günler boyunca hiç dinlenmeden çalışan tüm hakimlerimize ve savcılarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum."

HİZİPLEŞMELERE, YASA DIŞI ÖRGÜTLENMELERE İZİN VERMEYECEĞİZ

 Yargı içinde kamplaşmalara, hizipleşmelere, yasa dışı örgütlenmelere kesinlikle izin vermeyeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bize şu veya bu şahsın, grubun, ekibin emrinde değil sadece ve sadece devletinin, milletinin emrinde, kanunların gösterdiği istikamette görev yapacak hakimler, savcılar, adliye personeli lazım. Bağlılığı devlete olmayacak, adına hüküm verdiği milletine hizmet için çalışmayacak, tek ölçüsü hukuk ve adalet olmayacak hiç kimseye o kutsal çatı altında yer yoktur." şeklinde konuştu. 

 "Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz." ifadesini kullanan Erdoğan, "Önümüzde 1960 ve 1980 darbesi, 28 Şubat dönemi ve FETÖ gibi örnekler dururken yargının, hukukun temel ilkeleri ve milletin hizmeti dışında bir yere irtibatlanmasına asla rıza gösteremez, göz yumamayız." dedi. 

Erdoğan, bugün kura çekerek görevlerine başlayacak olan hakim ve savcılara baktığında karşısında tam bir Türkiye manzarası gördüğüne dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Sizlere bu imkanları sağlayan ülkenize ve milletinize borcunuzu, çok çalışarak, en doğru, adil, hakkaniyetli kararların altına imza atarak vermenizi bekliyoruz. Bu ülkenin her bir vatandaşı adliye kapısından içeri girdiğinde hukuk önünde hakkını alacağını biliyorsa işte o zaman hep birlikte huzuru kalple hayatımıza devam edebiliriz demektir. İşte o güne kadar hiçbirimize durmak, dinlenmek yoktur." değerlendirmesinde bulundu.

Hazreti Ömer'in, Türkiye'deki tüm mahkeme salonlarında hakimlerin ve savcıların arkasında yazan "Adalet mülkün temelidir" sözünün bunlardan biri olduğunun altını çizen Erdoğan, "Bir başka ifadeyle bizler, devletin temeline adaleti yerleştiren bir medeniyetin temsilcileriyiz. Adaletle verilen bir hükmü, ömür boyunca yapılan ibadete denk gören bir peygamberin ümmeti olarak adaleti sadece devletin değil hayatımızın da merkezine yerleştirmemiz şarttır." diye konuştu.

Kanunların uygulanmasında milleti rahatsız eden, adalet duygusunun oluşmasına engel olan hususlar bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Son af tartışmaları, mahiyeti itibarıyla bu rahatsızlığı daha da artırmıştır. Bunun için arkadaşlarımızdan gündeme getirilen af tartışmasıyla uğraşmak yerine, hem içeriğin hem uygulamanın maşeri vicdana uygun hale getirilmesi yönünde bir çalışma başlatmalarını istedim. Bakanlığımız, bu konudaki hazırlıklarını sürdürüyor. Hakim ve savcılarımız kürsü tecrübeleriyle, yüksek yargı organlarındaki arkadaşlarımız dosya birikimleriyle, akademisyenlerimiz teorik yaklaşımlarıyla bu çalışmaya katkı vereceklerdir. Tabii biz yürütme olarak milletimizin beklentisi doğrultusunda bu hazırlığı yapmakla sorumluyuz. Nihai tasarruf yasama organımıza, Meclisimize, milletvekillerimize ait."

ULUSLARARASI ALANDA ADALETSİZLİKLERLE KARŞILAŞIYORUZ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin büyük hedefleri olduğunu ve hedeflerine ulaşmak için pek çok riski göğüsleyerek tarihi bir mücadele yürüttüğünü aktardı.

Atılan her adımın dost ve kardeşleri sevindirirken ülke ve milletle ilgili olumsuz düşünceleri olanları ürküttüğüne dikkati çeken Erdoğan, "Bu süreçte kendi ülkemizde adaleti tesis etme yolunda mesafe katederken, uluslararası alanda gerçekten çok büyük adaletsizliklerle karşılaşıyoruz." dedi.

Aynı şekilde Afrika'dan Balkanlara, Asya'dan Akdeniz'e kadar her yerde gördükleri adaletsizliklere karşı mücadele ettiklerini ifade eden Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Suriye krizinin tüm insani yükünü Türkiye'nin üzerine yıkanlar, yük paylaşımından kaçarak burada da bir adaletsizlik örneği sergiliyorlar. Sınırlarını kapatarak, mültecileri Akdeniz'in derin sularında ölüme terk ederek, kendi güvenliklerini sağladıklarını düşünenlerin elbette adalet umurlarında olmaz ama bu çarpıklık sürdürülebilir değildir. Hayatları kararan masumların feryadı ve ahı eninde sonunda bu felaketin müsebbiplerinin rahatlarını kaçıracaktır, ben buna inanıyorum. Biz kendimizle birlikte tüm mazlumların ve mağdurların sesi, nefesi, güvencesi olmaya devam edeceğiz. Milletimizin yaptığı fedakarlığın, gösterdiği sabrın gayet iyi farkındayız. İnşallah bunların hiçbiri boşa gitmeyecek. Bölgesel ve küresel değişimin ayak sesleri, sağırlaşmış kulakların, nasırlaşmış vicdanların dahi duymazdan, görmezden gelemeyeceği kadar güçlenmiştir. Türkiye, Allah'ın izni ve yardımı ile bu süreçten alnının akıyla çıkacaktır. İşte o zaman ecdadımızın tarihe eklediği altın sayfalara bir yenisini daha ilave etmiş olacağız."

Kura çekecek hakim ve savcıları tebrik edip görev yerlerinde başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, hakim ve savcılara ve özellikle de yetişmelerinde bugüne dek emeği geçen anne ve babalarına şahsı ve Türk milleti adına sevgi ve saygılarını sundu.

 

BAKAN GÜL: VİCDANINI TERÖR ÖRGÜTÜNE ESİR EDENLERİN TÜRK YARGISI İÇİNDE YERİ YOKTUR

Kura töreniyle 2 bin 83 hakim ve savcının göreve başlayacağını bildiren Gül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde adalet hizmetlerinin geliştirilmesinde bugüne kadar tarihi adımlar atıldığını belirtti.

Bakan Gül, adalet için artan bütçe imkanlarının, altyapı yatırımlarının, hız getiren teknoloji kullanımının, kaliteyi artıran iyi uygulamaların, adaletin ayak bağını çözen mevzuat çalışmalarının büyük bir fark ve değer oluşturduğunu vurguladı.

Adalet hizmetlerinin kalitesini belirleyen temel unsurun insan olduğuna işaret eden Gül, insanla kaim olan adaletin, insan için olduğunu söyledi.

Soyut bir değer olan adaletin, ışığını insanın muhakemesinden, hakikatini vicdanda bulduğunu aktaran Gül, adalet, ancak ve sadece ona sadakat gösterenlerin ellerinde yükseldiğini ifade etti.

Gül, adaletin hukuka bağlılık dışında her türlü bağlılığı reddetmeyi gerektirdiğini belirterek şöyle devam etti:

"Aklı ve muhakemeyi değersizleştirenlerin, FETÖ'nün kurşun askerlerinin adaleti ve
kendilerini ne hala düşürdüklerini hep birlikte gördük. Hukuka bağlılık yerine örgüt bağlılığını ikame edenlerin, cübbesini örgüt rütbesini gizlemek için araç haline getirenlerin büyük hüsranı, 15 Temmuz'da büyük bir ibret hikayesine dönüşmüştür. Hile ve kumpaslarla hukuku çiğneyenlerin, vicdanını terör örgütüne esir edenlerin Türk yargısı içinde yeri yoktur ve bundan sonra da asla olmayacaktır. Türk yargısı, bağımsızlık ve tarafsızlık vasfını koruyarak, yargı yetkisini Anayasamızın emrettiği gibi Türk milleti adına kullanacaktır."

Yargının, devletin ve milletin kolektif hukukunu, vatandaşların bireysel hukukunu eş zamanlı olarak korumayı vazife bileceğinin altını çizen Gül, terörle mücadelenin de rehavete kapılmadan süreceğini aktardı.Hakim ve savcı adaylarına çeşitli tavsiyelerde bulunan Gül, üstlenilen görevin ve sorumluluğun büyük olduğunu söyledi.

"Konusu, içeriği, mahiyeti ne olursa olsun, ele aldığınız her dosyanın bir insan
hayatına, bir insan hikayesine temas ettiğini asla unutmayınız." diyen Gül, "Ağır cürümlerden toplumun huzurunu kaçıran olaylara, basit bir alacak davasından büyük meblağlı ticari davalara kadar bütün dosyalarınızda muhataplarınızın sizden tek bir beklentisi olacaktır. Adil bir yargılama, saygın bir muamele, makul bir sonuç." ifadesini kullandı.

Toplum vicdanını teskin etmeyen kararların, sosyal barış ve huzurun inşasına da katkı
sunamayacağına dikkati çeken Bakan Gül,  "Yargı, mevcut çatışmaları büyütmez, onları hal yoluna koyar. Yargı kararları, yeni ihtilaflar doğurmaz, ihtilafları giderir." diye konuştu.

Gül, yargı mercilerinin hukuka, kanuna ve vicdana dayalı hakikatini topluma yeterince anlatmadığında, başkalarına kendi yalanlarını tedavüle sokma imkanı vereceğini belirtti.

Konuşmanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz ile kura çekimini başlattı.