BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
BAKAN GÜL: TÜRKİYE, ÖZGÜRLÜKLERİ KORUYAN VE GELİŞTİREN BİR ANLAYIŞLA CUMHURİYETİN İKİNCİ YÜZYILINA YÜRÜMEKTEDİR

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Türkiye’nin, iç ve dış güvenlik tehditlerine rağmen hak ve özgürlükleri esas alan reform çizgisini büyük bir politik özgüvenle ortaya koyduğunu belirterek, “Türkiye devleti, özgürlükleri daraltan bir aygıt olarak değil, özgürlükleri koruyan, yaşatan ve geliştiren temel zemin olarak gören bir anlayışla Cumhuriyetin ikinci yüzyılına yürümektedir” dedi.

Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi’nin destekleriyle düzenlenen Anayasa Mahkemesinin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkili Şekilde Uygulanmasının Desteklenmesi Projesinin açılış konferansına katılan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül,  projenin, bireysel başvuru sonucunda verilen kararların, etkili şekilde yerine getirilmesine katkı sunacağına inandığını söyledi.

BİREYSEL BAŞVURU KURUMU, ANAYASAMIZ VE TÜRK HUKUK SİSTEMİ İÇİN DEVRİM NİTELİĞİNDEDİR

Hak ihlallerini ortadan kaldırmanın ve bu ihlalleri müeyyideye bağlamanın, esas itibariyle hukuk devletini güçlendirmek anlamına geldiğini vurgulayan Bakan Gül, “Hukuk devletini güçlendirme yolunda en önemli adımlarımızdan biri, 2010 Anayasa değişikliğiyle hukuk sistemimize kazandırdığımız ‘Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru’ yoludur. Bu yenilik milletimizin onayıyla Anayasamıza girmiştir. 23 Eylül 2012’den itibaren uygulanmakta olan bu sistem, rotamızın hak ve demokrasi olduğunun en açık teyidi ve göstergesidir. Elbette hak ve özgürlüklerin, yerine göre suç veya haksız fiil olarak ihlali halinde, müeyyide olarak belirlenmiştir. Bir yaptırımı her zaman mümkündür. Bu imkan 2012’den önce de vardı, halen de var. Ancak, bireysel başvuru sistemi bütün çarelerin tüketildiği anda, son bir hak arama yolu olarak ortaya çıkmaktadır.” diye konuştu.

TÜRKİYE’NİN GÜCÜ DEMOKRAİYE SADAKATTEN, HUKUKA BAĞLILIKTAN GELİYOR

Adalet Bakanı Gül, temel hak ve hürriyetlerin geliştirilmesi yanında yeni hak arama yolların da getirildiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin gücü, demokrasiye sadakatten, hukuka bağlılıktan gelmektedir. Bu çerçevede bireysel başvuru sistemi, Türkiye’nin 2002’de girdiği milli iradeye ve hukukun üstünlüğüne saygıda çok önemli bir araçtır. Demokratik hukuk devletini korumak ve güçlendirmek için çıktığımız yol uzun, mücadelemiz çetin ama bu konuda adımlarımız kararlıdır.”

SON 19 YILIN TERCİHİ, DEMOKRATİK DEVLET ANLAYIŞI, TASAVVURU, VİZYONUDUR

Adalet Bakanı Gül, değişim ve yenilik tablosuna bakıldığında yakın tarihte ne kadar büyük bir makas değişikliğinin olduğunun görülebildiğini belirtti. Bu değişikliğin temelinde iki ayrı devlet tasavvurunun bilinçli bir tercih bulunduğunu ifade eden Bakan Gül, “Bir yanda vatandaşları için -tırnak içinde- makul ve makbul kalıplar üreten ideolojik devlet; diğer yanda insanımızın kendi iyi, makul ve makbul sınırlarını, kendilerinin belirlemelerine imkan tanıyan demokratik devlet… Son 19 yılın tercihi, demokratik devlet anlayışıdır, tasavvurudur, vizyonudur. Bu tercih, her şeyden önce millete aittir. Bu tercih din, dil, mezhep, bölge, cinsiyet, dünya görüşü, yaşam tarzı gibi insanın onuruna ve doğasına aykırı tüm ayrımları reddetmiştir. Bu tercih, belli bir zümre veya belli bir görüş için değil, herkes için tarafsız, adil ve eşit bir hukuk düzenine işaret etmektedir. Bu tercihin asıl sahibi aziz milletimizdir.” dedi.

DEMOKRASİDEN, HUKUKTAN, İNSAN HAKKINDAN ASLA TAVİZ VERMEYECEĞİZ

Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, büyük bir zihniyet dönüşümüne imza attığının altını çizen Bakan Gül, bu dönüşümün esasının, demokrasi ve insan hakları odaklı yaklaşımın tüm devlet faaliyetlerinin merkezinde olması olduğunu kaydetti. Türkiye’nin, Batı ülkeleri ile kıyaslanamayacak ölçüde iç ve dış güvenlik tehditlerine rağmen, hak ve özgürlükleri esas alan reform çizgisini büyük bir politik özgüvenle ortaya koyduğunu vurgulayan Gül, “Türkiye, devleti, özgürlükleri daraltan bir aygıt olarak değil, özgürlükleri koruyan, yaşatan ve geliştiren bir temel zemin olarak gören bir anlayışla Cumhuriyetin ikinci yüzyılına yürümektedir. Amacımız, bu temel çerçevenin daha da güçlenmesidir.” dedi.

Millet iradesinin devletin bütün kurumları üzerinde belirleyici olduğu demokrasiyi sabit kılmanın yolunun, vatandaşın anayasayla bağını canlı tutmaktan geçtiğini belirten Adalet Bakanı Gül, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru usulünün de bu noktada olumlu bir etkisi bulunduğunu kaydetti. Bakan Gül, bireysel başvurunun, demokratik bir hukuk devleti altında yaşama bilincine ciddi bir katkı sağladığını ifade etti.

Adalet Bakanı Gül, herkesin Anayasa Mahkemesi kararlarına uymasının hukukun emredici hükmü ve hukuk devletinin gereği olduğunu kaydetti.

BİREYSEL BAŞVURU TÜRKİYE İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR KAZANIM

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan da, bireysel başvurunun, Türkiye için çok önemli bir kazanım olduğunu söyledi. Bu kazanımı gelecek nesillere aktarmanın başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere tüm kurum ve kuruluşların ortak sorumluluğu olduğunu kaydeden Başkan Arslan, “Anayasa Mahkemesi, artan iş yüküyle başa çıkmak ve tüm görev alanlarında önündeki işleri mümkün olan en kısa sürede sonuçlandırmak için tüm gayretiyle çalışmaktadır. Bireysel başvurunun etkili bir hak arama yolu olarak sürdürülmesi, yoluna devam etmesi; yapısal bir takım tedbirlerin acil bir şekilde alınmasına bağlı. Bireysel başvurunun objektif etkisinin anlaşılmasını ve hayata geçirilmesini sağlayacak adımların atılması gerekiyor. Bunun için de ihlal kararlarının gereğinin yerine getirilmesi ve yeni ihlallerin engellenmesi hayati derecede önemlidir." dedi.

Projenin açılış törenine Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’nin temsilcileri, yüksek yargı mensupları, avukatlar ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.