Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Türkiye’nin terör örgütlerine yönelik olarak Suriye’nin kuzeyinde 9 Ekim'de Barış Pınarı Harekatı’nı başlattığını hatırlatarak, “Türkiye, hukuk çerçevesinde bir insan hakları mücadelesi ortaya koymaktadır.” dedi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Bulgaristan Cumhuriyeti Başsavcılığının iş birliğiyle düzenlenen ‘1. Balkan Ülkeleri Başsavcıları Çalışma Forumu’na katıldı. Forum açılışında bir konuşma yapan Bakan Gül, Türkiye'nin Balkan ülkeleriyle iyi ilişkiler sürdürdüğünü belirterek; Forumda katılımcı başsavcılık makamlarının bilgi paylaşımında bulunacağını, adli yardım talepleri, düzenli toplantılar, istişareler ve ortak eğitimler vasıtasıyla da bölgesel iş birliğinin gelişmesine katkı sağlanacağını aktardı. Bakan Gül, Forumun, özellikle uluslararası suçların etkin bir şekilde soruşturulmasında ve nihayetinde suçluların cezalandırılmasında önemli bir rol oynayacağına inandığını vurgulayarak, “Başta terör, uyuşturucu ve göçmen kaçakçılığı ile insan ticareti suçları olmak üzere son yıllarda bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle birlikte, dijital ve siber suçlar da giderek yaygınlık kazanmaktadır. Ulusal ve uluslararası güvenliği tehdit eden boyutlara ulaşan bu suçlarla mücadelede ülkeler arası iş birliği kaçınılmaz bir gerekliliktir.” şeklinde konuştu.
ULUSLARARASI HUKUKA UYGUN
40 yıldır PKK terör örgütüyle mücadele eden Türkiye’nin, terörizmin ne olduğunu çok iyi bildiğini ifade eden Bakan Gül, Suriye'deki istikrarsızlığın, bölgede terör örgütlerinin zaman içinde varlık kazanmasına ve güçlenmesine sebep oldu değerlendirmesinde bulunarak Türkiye’nin terör örgütlerine yönelik olarak Suriye’nin kuzeyinde 9 Ekim'de Barış Pınarı Harekatı'nı başlattığını hatırlattı. Bakan Gül konuşmasında, “Bu operasyon BM Sözleşmesi'nin 51. maddesine göre bir meşru müdafaa olarak gerçekleşmektedir. Uluslararası hukuka uygun şekilde Suriye'nin kuzeyinden ülkemize yönelik tehditler ve terör saldırısına karşı gerçekleştirilmektedir. Asla Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik değil, terör örgütü unsurlarına karşı başlatılan operasyondur.” şeklinde konuştu. Harekatın tüm insanlığın barışı için sürdürüldüğüne işaret eden Gül, "Türkiye, hukuk çerçevesinde bir insan hakları mücadelesi ortaya koymaktadır." ifadelerini kullandı.
TERÖRİZM ULUSLARARASI TOPLUMUN SORUNU
Silahlı terör örgütü FETÖ'nün 15 Temmuz'da gerçekleştirmeye çalıştığı hain darbe girişimi ile terörün bir başka görünümü ile karşılaştığına dikkati çeken Bakan Gül, “Unutulmamalıdır ki terörizm bir ülkenin değil, bütün uluslararası toplumun sorunudur ve terörizmle mücadelede başarının sağlanması ancak uluslararası iş birliği ile mümkündür.” diye konuştu. Gül, terör örgütleri arasında ayrım yapılmaksızın adli iş birliğini sürdürmenin gerekli olduğunu dile getirdi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, dostlukları tarihi temellere dayanan Balkan ülkelerinin uluslararası platformda oluşturdukları çalışma forumunun da bölgenin suçla mücadeledeki kararlılığının en önemli göstergesi olacağını sözlerine ekledi.
Bakan Gül, Forum açılış töreninin ardından gazetecilere gündeme ilişkin açıklamada bulundu. ABD'de Halkbank hakkında başlatılan yargı sürecini değerlendiren Abdulhamit Gül, şöyle konuştu:
"Açılan dava hukuki olmaktan ziyade siyasi olduğu açıktır. Zamanlaması itibarıyla tam Türkiye'ye dair ambargoların yaptırımların konuşulduğu süreçtir. Türkiye'nin haklı şekilde yapmış olduğu Barış Pınarı Harekatı'nın hemen akabinde yapılmış olması bunun hukuki olmaktan ziyade siyasi temellere dayalı olduğunu açıkça göstermektedir. Siyasi bir şantaj meselesi olarak değerlendirilebilir. Daha önce hukuka aykırı delillerle oluşturulan Atilla davasını hep beraber izledik. Bunun benzerinin tekrar yürürlüğe konmasına yönelik bir süreçtir. Hem konjonktür itibarıyla hem zamanlama itibarıyla asla hukuki bir dayanağı olmadığını açıkça söyleyebiliriz.”
ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yazdığı iddia edilen mektuba ilişkin gazetecilerin sorusunu yanıtlayan Bakan Gül, "Yetkili resmi makamlarca yapılan açıklama yok. Bu tür tavırlar Türkiye'ye karşı üstenci bir dil, harekata karşı yapılan kınamalar, eleştiriler olmuştur. Tüm bu üsluplara karşı Sayın Cumhurbaşkanımız ve Türkiye Cumhuriyeti 9 Ekim saat 16.00 itibarıyla gereken cevabı vermiştir." değerlendirmesinde bulundu.