BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
BAKAN GÜL: MESLEK HAYATINDA KESİNTİSİZ VE SÜREKLİ EĞİTİM ŞART

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, hizmet içi eğitimle personelin bilgi, beceri ve yetkinliklerinin arttırıldığını ve adalet hizmetlerinin adil, hızlı ve etkili bir şekilde sunulmasının önünün açıldığını belirterek, “Değişen koşullar, mevzuat, yenilenen sistemler, yeni getirilen uygulamalar meslek hayatı boyunca kesintisiz ve sürekli eğitim felsefesini zaruri ve vazgeçilmez yapmaktadır.” dedi.

EĞİTİM DEMEK İNSAN DEMEKTİR

Fatih Mahallesi’ndeki Adalet Bakanlığı Personel Eğitim Merkezi’nde hizmet içi eğitim programının açılışına katılan Adalet Bakanı Gül, eğitim merkezleri ve yürütülen bu eğitim faaliyetleri ile personelin bilgi, beceri ve yetkinliklerinin artırılması ile hukukun üstünlüğü ve insan haklarını temel alan adalet hizmetlerinin adil, hızlı ve etkili bir şekilde sunulmasını hedeflediklerini söyledi. Eğitim Dairesi Başkanlığına bağlı olarak kurulan eğitim merkezinde bilimsel yöntemlere uygun, çağdaş, modern eğitim anlayışıyla eğitim programlarının uygulanacağını belirten Bakan Gül, “Eğitim demek insan demektir, eğitim demek daha iyi yönetilen bir devlet, daha bilinçli bir halk demektir. Eğitim kendimize her an gelişmelere ve gelişmeye açık tutmanın, bunlara hazırlıklı olmanın yoludur. Eğitim-öğretimin, okumanın ekmek kadar, su kadar insan için hayati bir önemi bulunmaktadır. Bir millet ancak kendisini geliştiren insanlar eliyle yükselir.  Bir devlet ancak, iyi eğitimli ve iyi öğretim görmüş insanlarla geleceğe emin adımlarla yürür. Bir medeniyet iddiamız varsa, buna uygun bir insan profili de olmalıdır. İlk emri "oku" olan bir dinin mensubuyuz. O yüzden bize ilim yakışır, bize öğrenmek yakışır, bize daha çok bilgi yakışır.” diye konuştu.

FİZİKİ VE TEKNİK DONANIM DÜZENLENDİ

Geleceğin Türkiyesi hedefine ulaşmak için son 15 yılda önemli çalışmalar yapıldığını vurgulayan Bakan Gül, tüm alanlarda olduğu gibi yargı alanında da önemli reformlara imza atıldığını kaydetti. Bakan gül, adliyelerin adalet kavramına yakışır donanımlı binalara taşındığını ifade ederek, sadece fiziki değil bilişim imkanlarını da önemli ölçüde arttırıldığını söyledi.

TİCARİ UYUŞMAZLIKLARDA ARABULUCULUK ZORUNLU HALE GELECEK

Yargının yükünü hafifleten ve vatandaşa hızlı çözüm önerileri sunan alternatif çözüm yolları arabuluculuk ve uzlaşma gibi sistemlerin geliştirilmesi hususunda da önemli adımlar atıldığını anlatan Bakan Gül, şöyle konuştu:

“Bildiğiniz gibi elektrik, su, telefon, internet gibi abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan borçların icra takibinin elektronik ortamdan yapılmasını öngören yasa teklifi  Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Sistem 1 Haziran 2019'dan itibaren geçerli olacak. Yasa ile ticari alacak ve tazminat talepleriyle dava açmadan önce arabulucuya başvurmak da zorunlu hale getirildi. 1 Ocak 2019'dan itibaren ticari davalarda arabuluculuk şartı aranacak. Geçen yıl da bazı iş uyuşmazlıklarında arabuluculuğu zorunlu hale getirmiştik. Ortaya çıkan rakamlara baktığımızda hem vatandaşlarımızın işlerinin hızlı ve daha kolay çözüme kavuşturulduğunu, hem de yargının önemli bir oranla iş yükünden kurtulduğunu görüyoruz.  Bütün bu yeni uygulama örneklerinin hakim-savcılar kadar adliye personeli tarafından da bilinmesi büyük önem taşımaktadır.”

HAKİM SAVCI VE PERSONEL SAYISI YÜZDE YÜZÜN ÜSTÜNDE ARTTI

Yargı ve adalet hizmetlerinin nitelikli biçimde sunulmasının unsurları arasında teknik ve fiziki imkanlar kadar, iş yüküyle orantılı personel sayısının da arttırıldığını vurgulayan Bakan Gül, 15 yıllık süreçte hâkim ve savcı sayının yüzde 100'ün üzerinde bir oranda artırılarak 19 bin 442’ye, adliyelerde yardımcı personel sayısının yüzde 141 artışla 63 bin 373’e, ceza infaz kurumlarında çalışan yardımcı personel sayısı ise yüzde 135 artışla 60 bin 408’e yükseldiğini kaydetti.

KESİNTİSİZ VE SÜREKLİ EĞİTİM

Adalet Meslek Yüksekokullarının bünyesinde İnfaz ve Güvenlik Hizmetleri Programları’nın açıldığını da anlatan Bakan Gül, şunları kaydetti:

“Adalet Bakanlığının personel için açmış olduğu sınavlarda Adalet MYO mezunu olma şartının bulunması, hem bu okullara olan ilgiyi artırmıştır, hem de bize gelen personelin eğitim noktasında eksiksiz gelmesini sağlamıştır. MYO mezunu olmayanların da zaman içerisinde memuriyet hayatları sürerken diploma aldıklarını da biliyoruz. Bu bir eğitim seferberliğine dönüşmüştür. İş hayatı eğitimi besliyor, eğitim iş hayatını besliyor, iş hayatına girmiş olanlar eğitime yöneliyor. Bu düzenek gerçekten güzel de işliyor. Değişen koşullar, mevzuat, yenilenen sistemler, yeni getirilen uygulamalar meslek hayatı boyunca kesintisiz ve sürekli eğitim felsefesini zaruri ve vazgeçilmez yapmaktadır.”