BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
BAKAN GÜL: “KİMSE KENDİSİNİ KOLLUK, HAKİM SAVCI YERİNE KOYMASIN”

Adalet Bakanı Gül, Pendik'te yaşanan olayla ilgili olarak “Bir hanımefendinin araç içerisinde yaşadığı bu vakayı hiçbir vicdan kabul edemez” dedi.

Çeşitli incelemeler ve temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır'a giden Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, tarihi İçkale'deki Valilik makamını ziyaret etti. Vali Hasan Basri Güzeloğlu ile görüşen Bakan Gül, Pendik’te yaşanan olayla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Mahkemenin hukukun gereğini yaptığını dile getiren Bakan Gül, “Hukuk ve hak yerini bulmuştur. Bir hukuk devleti olan Türkiye’de herkesin emin ve güvende hissettiği bir iklim herkes için zarurettir ve hukuk devleti de bunun için vardır. İster arabada, ister trafikte, ister çarşıda pazarda, nerede olursa olsun hukukun üstünde hiçbir güç yoktur. Kimse kendisini trafik polisi, kimse kendisini kolluk, hakim, savcı yerine koymasın ve yaşanan hadisede de bir hanımefendinin araç içerisinde yaşadığı bu vakayı asla hiçbir vicdan kabul edemez.” şeklinde konuştu.

“KİMSE KENDİSİNİ YETKİLİ MERCİLER YERİNE KOYMASIN”

Bakan Gül ayrıca, “Nitekim hakim, savcı, yargı makamları da, kolluk da derhal gereğini yapmıştır. Türkiye’de hukuk devleti vardır, Türkiye bir hukuk devletidir, hukuk işlemektedir. Kimse kendisini yetkili merciler yerine koymasın ve hukuk bunu yapanlar için elbette işleyecektir, gereğini yapacaktır.” ifadelerini kullandı.

Diyarbakır halkının her zaman hem bölgeye hem ülkeye çok büyük bir katma değer sağladığını vurgulayan Gül, Bölge Adliye Mahkemesinin Diyarbakır'da hizmete girmesi çerçevesinde gelinen noktayı bizzat görmek, bu konuda yargı mensupları, avukatlar ve vatandaşlarla buluşmak üzere kentte geldiğini söyledi.

DİYARBAKIR HUKUKUN VE YARGININ DA MERKEZLERİNDEN BİRİSİ HALİNE GELECEK

Diyarbakır Adliyesi'nde Başsavcı Ahmet Yavuz ve Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın'ı ziyaret eden Bakan Gül, Bölge Adliye Mahkemesi'nde incelemelerde bulundu.

Bakan Gül, gazetecilere yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan yargı paketi ile 4 ayrı şehirde istinaf mahkemesi kurulmasına karar verildiğini, Diyarbakır'ın da Bölge Adliye Mahkemesi kurulmasına karar verilen illerden biri olduğunu anımsattı.

Adli yıl ile bu mahkemenin Diyarbakır'da hizmet vermeye başlayacağını dile getiren Bakan Gül, bu sayede kentin birçok alanda olduğu gibi hukukun ve yargının da merkezlerinden birisi haline geleceğini, bu doğrultuda gerekli atamaların, personel ve bina hazırlıklarının yapıldığını bildirdi.

Alınan bu karardan Diyarbakır'daki tüm tarafların memnuniyetlerini ifade ettiklerini aktaran Bakan Gül, bundan sonra Diyarbakır'ın yargı anlamında da çok büyük bir merkez olmaya devam edeceğini söyledi.

“SAVCILIK SORUŞTURMASI DEVAM ETMEKTEDİR”

Diyarbakır Barosu'nu ziyaret ettiğini belirten Bakan Gül, "Diyarbakır Baro Başkanlarından Tahir Elçi'yi de rahmetle anıyorum. Tahir Elçi hukukun, demokrasinin daha iyi olması için gayret gösteren hukuk adamıydı. Savcılık soruşturması devam etmektedir. Yargısal bir süreç olduğu için hepimiz titiz ve özenli şekilde sürdürülerek sonuçlandırılacak soruşturmayı bekliyoruz. Elbette savcılık makamı soruşturması tamamlanınca kamuoyuyla paylaşacaktır." şeklinde konuştu.

YARGI REFORMU STRATEJİ BELGESİ

Yargı Reformu Strateji Belgesine ilişkin soru üzerine Bakan Gül, bunun 5 yıllık yargı reformuna yönelik öneriler olduğunu, birinci yargı paketiyle ilgili Bakanlığın önerilerinin de paylaşıldığını, özellikle düşünce ve ifade özgürlüklerinin daha da güçlendirilmesine yönelik vurguların çok önemli olduğuna inandıklarını bildirdi.

Bakan Gül, “Eleştiri ve haber sınırını aşmamak üzere hiçbir düşünce açıklamasının suç oluşmaması hususundaki düzenleme çok önemli. Bu konuda elbette düzenlemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz.” dedi. Bakan Gül, tutuklanmanın çok uzun olması, iddianamenin geç hazırlanması gibi birtakım durumları asla tasvip edemeyeceklerini vurguladı.

Bakan Gül, bu nedenle tutuklulukta da azami bir sürenin öngörülmesinin, en azından uygulamada birtakım yanlışların ya da haksızlıkların ortadan kalkmasını sağlayacağına inandıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Bu nedenle tutuklamada bir azami sürenin öngörülmesi, düşünce ve ifade özgürlüğünden dolayı cezaların bir Yargıtay yoluyla da yine bir Yargıtay incelemesinin geçirilmesinin doğru ve gerekli olduğuna inanıyoruz. Böylece Türkiye'de farklı mahkemelerde farklı istinaflarda farklı kararların çıkarak hukuka güvenin zedelenmemesi gerektiğine inanıyoruz. Düşüncesinden dolayı eleştiri ve haber verdiğinden dolayı da bu fiillerin bu açıklamaların suç oluşmaması gerektiğine inanıyoruz. Elbette şiddet ve terörü öven bir eylem, hiçbir açıklama tasvip edilemez. Ancak bir düşünce, ifade haber verme amacıyla olan sınırlarda da bunlar elbette özgürlük olarak da değerlendirilmelidir. Bu konudaki paketin kanunlaşması, uygulamada da yine yargı reformunun hukukun gelişmesine, üstünlüğüne katkı sağlayacak şekilde bir an önce uygulanmasına yönelik tüm gelişmeleri hep beraber takip edeceğiz."