Adalet Bakanı Abdulhamit Gül yargıya güvenin öncelikli olarak yargının vereceği kararlarla oluşacağını söyledi. Olaydan infazın tamamlanmasına kadar her aşamada insan onurunu koruyup gözetleyen yargısal sürecin sadece taraflar için değil bütün vatandaşlar için bir güvence olduğunu söyleyen Bakan Gül, “İyi kanun ancak iyi uygulama ile hayat bulur, bunun da böyle olduğuna inanıyoruz.” dedi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Van’da dokuzuncusu düzenlenen ‘Adalet Bölge Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Bakan Gül, bölge istişare toplantılarında sahadan gelen her türlü ihtiyacı değerlendirme fırsatı bulduklarını ifade etti. Yargı kararlarının hukuku soyut bir kavaram olmaktan çıkararak ölçülebilir bir niteliğe kavuşturduğu söyleyen Bakan Gül, “Yargıya güven öncelikle yargının kararları ile oluşur. Bu karar üzerinde bina edilir ve yükselir. Güven verebilen ve erişilebilir bir adalet için yine güven veren erişilebilir bir adil kararların çıkması gerekmektedir. Güven veren karar dediğimizde mahşeri vicdanı tatmin etmiş, tahsis etmiş karar anlıyoruz. Erişilebilir karar dediğimizde de anlaşılabilir, sağlam ve zengin ve gerekçesiyle tatmin eden bir karar anlıyoruz. Ve iyi kanun ancak iyi uygulama ile hayat bulur, bunun da böyle olduğuna inanıyoruz.” dedi.
Ekim ayında 1. Yargı Paketi'ni uygulamaya sunduklarını, bu paketle ifade özgürlüğünün kapsamını daha genişleten ve soruşturma aşamasında tutukluluğa azami süre getiren, ceza mahkemesini hızlandıran usullerin getirildiğini bildiren Gül, yine suç mağdurlarının korunması ve desteklenmesi amacıyla önemli düzenlemelerin yapıldığını vurguladı.
HUKUKU EN ÜSTTE TUTMA KARARLILIĞINDAYIZ
Paketin sihirli bir kutu gibi tüm sorunları çözdüğü gibi bir iddiayı kimsenin dile getiremeyeceğini söyleyen Bakan Gül, FETÖ’nün amaçlarına ulaşmak için insanların onurunu, haysiyetini feda etmekten çekinmediğini anlattı. Bakan Gül vatandaşın kendisini emin ve güvende hissetmesi hukuk düzeninin sağladı himaye ile mümkün olduğunu dile getirerek, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“FETÖ'nün cübbeli hainlerinin sahte delillerle, uydurma suçlarla kararttığı adalete yeniden ışık yakmak, hakim görünümlü militanların ayaklar altına alma girişiminde bulunduğu hukuku en üstte tutma kararlılığındayız. Bu hukuksuzlukların bir daha yargıya asla nüfus etmemeleri aziz milletimizin bizlerden beklentisidir. Lekelenmeme hakkının ve masumiyet karinesini korunması bu beklentiyi sağlayacak temel araçlardandır. Olaydan infazın tamamlanmasına kadar her aşamada insan onurunu koruyup gözetleyen bir yargısal süreç sadece taraflar için değil bütün vatandaşlarımız için bir güvencedir.”
TÜRK ADALETİ TERÖRÜN HER ÇEŞİDİYLE MÜCADELE EDİYOR
Ceza Muhakemesi Sistemine ilk defa getirilen düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten bu güne kadar 257 bin 419 ihbar dosyasının açıldığını bildiren Bakan Gül, bu dosyalardan 152 bini soyut iddia gerekçesiyle soruşturma aşamasında geçmediğin kaydetti. Yargının itibar suikastları için bir aparat olarak, bir araç olarak kullanılmasına izin verilmemesinin vatandaşların en tabii beklentisi olduğunu belirten Bakan Gül, “İnsanımız hukuki güvenliğini, adaletin yüreklere sükunet veren iklimini evinde, işinde çarşıda, pazarda ve her yerde hissetmelidir. bu topraklarda yaşayan her renkten, her desenden, her kökten 82 milyon vatandaşımız ve milletimiz adalet hizmetini en yüksek düzeyde almayı hak etmektedir. Türk adaletinin PKK, FETÖ, DEAŞ gibi terörün her çeşidi ile mücadele ederken çok ciddi bir sınav verdiğinin farkındayız. Bu mücadele yıllar sonrasına, tarih kitaplarında geçecek önem ve kıymettedir. Bu mücadelede asla rehavete yer yoktur. Türk yargısı, özgürlük, güvenlik dengesini gözeterek yürüyüşünü sürdürecektir. Devletin bekası, milletin varlığı bireylerin hak ve menfaatleri yargı emanettir, yargının güvencesi altındadır. Yargının itibarı hepimizin itibarıdır. Hakim, savcı, avukat birbiriyle uyum içinde adalet ortak paydasında buluşarak itibarı hep birlikte koruyup yükseltecektir.” dedi.
YARGININ HIZLI İLERLEYİŞİNE VERDİĞİMİZ ÖNEM YARGI TARAFINDAN SAHİPLENMEKTEDİR
Bakan Gül, Türkiye'deki genel rakamlara bakıldığında soruşturma evresinde hedef süreye uydurma oranının Türkiye genelinde yüzde 74, hukuk mahkemelerinde 82, ceza mahkemelerinde 84, idare mahkemelerinde 85, vergi mahkemelerinde yüzde 86 olarak gerçekleştiğini aktardı. Bakan Gül, Van bölgesinde ise soruşturma aşamasında yüzde 63, hukuk mahkemelerinde yüzde 80, ceza 85, idare 87, vergi mahkemelerinde ise yüzde 65 olarak gerçekleştiğini söyleyerek bu tablonun yargının daha hızlı işleyişine verdiği önemin yargı tarafından benimsenildiğini, sahiplenildiğini gösterdiğine dikkati çekti.
ŞİDDET MAĞDURU KADINLARA AVUKAT DESTEĞİ SAĞLANMASI İÇİN ÇALIŞMALAR EN KISA SÜREDE TAMAMLANACAK
Bakan Gül, kadına karşı şiddetti bir insanlık ve ahlak sorunu olarak niteleyerek mücadelenin en kararlı şekilde sürdürüleceğini vurguladı. Bakan Gül şiddet mağduru kadınlara sürecin en başından itibaren her aşamada hukuki yardım ve avukat desteği sağlanması gerektiğini düşündüklerini ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi'nde (ŞÖNİM) bir avukat bulundurulması konusunda Türkiye Barolar Birliği ve Aile Bakanlığı ile müşterek çalışmalarımızı en kısa sürede tamamlayacağız. Aile içi şiddet ve kadına şiddet hadiselerinin asla yaşanmaması hepimizin en büyük dileği. İnşallah 82 milyon insanımızın hukukunu gözeten, huzur ve güven duygusunun teminatı olan bir adalet sistemini hep birlikte inşa edeceğiz.”
DUMANLA BİLE HABERLEŞSELER BU MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ
Bakan Gül, toplantının ardından gazetecilerin Ankara'daki FETÖ operasyonuna ilişkin sorusunu yanıtladı.
15 Temmuz sonrasında da öncesinde de özellikle FETÖ'nün sızmaya çalıştığı en önemli kurumlardan birinin yargı olduğunu aktaran Gül, bu konuda Hakim ve Savcılar Kurulu ve Adalet Bakanlığı'nın büyük bir teyakkuzda olduğunu, büyük bir ciddiyetle bu mücadeleyi başından beri sürdürdüğünü vurguladı.
FETÖ ile mücadelenin aynı kararlılıkla devam edeceğini kaydeden Gül, şöyle devam etti:
"Değil ByLock dumanla bile haberleşseler bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Tüm hücrelerine kadar bu mücadele kararlılıkla devam edecek. Bakanlık bünyesinde hem diğer birimlerde çalışıp bakanlıkla ilgili bu konuda FETÖ yapılanması içinde olanlarla ilgili uzun zamandır bakanlığımız idari tüm çalışmaları yapıyordu. Bu çalışmalar hem kolluk, hem başsavcılıklara, ilgili makamlara iletildi ve bu konuda devamının da geleceği uzun titiz bir çalışmanın sonunda Adalet Bakanlığı ve diğer birimlerdeki bu sızmalara karşı tespit edilen isimler yargı karşısına çıkarılmıştır. Bu konuda süreçler de devam edecektir. Büyük bir titizlikle savcılık makamlarıyla işbirliği içinde bu çalışmalar devam etmektedir. Devamı da gelecek. Tespit edilen tüm sızmaların uzun zamandır, yaklaşık bir yılın üzerindeki çalışma sonrasında bu operasyonlar devam edecek. Kararlılığımızı herkes görecek."
Milletin geleceğine kast edenlere karşı teyakkuzu elden bırakmadan HSK'nın tüm üyelerinin titizlikle çalışmalarını sürdürdüğünü aktaran Gül, şunları kaydetti:
“HSK bünyesinde hakim, savcı yargı mensuplarına yönelik tüm şikayetler, soruşturmalar, Bylock içinde çıkan yeni isimler, yeni bilgiler HSK tarafından çok titizlikle soruşturmaya, incelemeye dahil etmektedir. '40 yıllık örgütü 40 günde bitirdik' diye bir rehavete kapılamayız . Bu mücadeleyi hukuk ve deliller çerçevesinde bağımsız yargı mercileri yapacaktır.”
ABD SENATOSUNUN KARARI
Bakan Gül, ABD Senatosunun 1915 Ermeni olaylarını "soykırım" olarak tanıyan kararına ilişkin de “Türkiye ne zaman başını dik tutsa bölgede ve dünyada mazlumların yanında yer alsa, kendi hukukunu korumaya çalıştığında ve başardığında hemen bu gibi siyasi malzemeleri tozlu raflardan indiriyorlar. Türkiye öyle bu tür meselelerle diz çöktürülecek bir ülke değildir. Bu karar bizim için yok hükmündedir. Hukuki, tarihsel ve bilimsel olarak hiçbir temeli yoktur.” dedi.