Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, nafaka sistemine ilişkin iyileştirmeleri 100 Günlük Eylem Planı süresi içerisinde olgunlaştırmayı hedeflediklerini belirterek, "Aslolan aile birliğinin dağılmasından sonra herhangi bir tarafın, eşin asla mağdur olmamasıdır." dedi.
Adalet Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının Ankara Hakimevi'nde düzenlediği "Gündem Buluşmaları: Nafaka Sistemi" programının açılışında konuşan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, çalıştayda nafaka sisteminin ele alınacağını belirtti.
Çalıştay sonuçlarının, son yıllarda bazı eleştirilerin konusu olan nafaka sisteminin iyileştirilmesine, mevzuat ve uygulamanın geliştirilmesine ışık tutacağına işaret eden Bakan Gül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 Ağustos 2018'de açıkladığı 100 Günlük Eylem Planında "Nafaka ödeme sisteminin adil bir hale getirilmesi" hedefine yer verildiğini hatırlattı.
Bakan Gül, nafakanın, bakım ve yardım nafakası olarak ikiye ayrıldığını, yoksulluk nafakasının da bakım nafakasının bir türü olduğunu belirterek, yoksulluk nafakasının, boşanan eşlerden birinin yoksulluğa düşecek olması sebebiyle diğer eşten yardım istemesi olduğunu kaydetti.
Adalet Bakanı Gül, hakimin, yoksulluk nafakasına dair talebi değerlendirerek, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını dikkate alarak karar verdiğine değindi.
Yoksulluk nafakası, alacaklı eşin yeniden evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden ortadan kalktığını vurgulayan Bakan Gül, alacaklı eşin evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması veya haysiyetsiz hayat sürmesi halinde ise yükümlünün talebi üzerine mahkeme kararıyla bu durumun ortadan kaldırılacağına işaret etti. Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde de aylık ödemenin artırılması veya azaltılmasına mahkemece karar verilebildiğini belirten Gül, yoksulluk nafakasının bir yıl süreyle verileceğine yönelik düzenlemenin 1988'de yapılan değişiklikle süresiz hale getirildiğini söyledi. Yoksulluk nafakasının ne kadar süreyle ödeneceğine ilişkin ülke örnekleri incelendiğinde de nafaka süresinin ve miktarının her somut olayda hakim tarafından belirlendiğinin görüldüğünü anlatan Bakan Gül, "Aslolan aile birliğinin dağılmasından sonra herhangi bir tarafın, eşin asla mağdur olmamasıdır." dedi.
Bir düzenleme ya da uygulamada yapılacak değişikliğin yeni bir mağduriyeti sebebiyet vermemesi gerektiğini vurgulayan Gül, uygulamadaki aksaklıkları giderecek düzenlemenin masaya yatırılıp değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Adalet Bakanı Gül, şöyle devam etti:
"Nafaka ile ilgili konuların yargı mercilerine taşınma sayısı ve sıklığı dikkate alındığında, konu, üzerinde hassasiyetle çalışılması gereken toplumsal bir önem kazanmaktadır. Bu konu, sadece ekonomik bir fayda-çıkar ekseninde ele alınamayacak kadar çok boyutludur, anlamlı ve önemlidir. Birey olarak boşanan eşlerin karşılıklı hak ve çıkarlarından, çocukların yarar ve esenliğine kadar farklı boyutları olan sosyal bir konudur. Biz, taraflar arasındaki bu karşılıklı çıkarları yarıştırmadan, konunun dengeli ve hakkaniyetli bir şekilde ele alınması gerektiğine inanıyoruz."
AMAÇ 100 GÜNLÜK EYLEM PLANINDA OLGUNLAŞTIRMAK
Konunun uzmanlarını, farklı paydaşları bir araya getiren çalıştayın, amaca hizmet edecek çok önemli bir zemin olacağının belirten Gül, çalıştayda, Yargıtay üyelerinin, hakim ve savcıların, sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin, akademisyenlerin, milletvekillerinin de yer aldığını söyledi. Konunun uygun görülmesi halinde de Meclis gündemine taşınacağını ifade eden Gül, çalıştayın sonuç bildirgesinin kamuoyu ile paylaşılacağını belirtti.
Konuyu 100 Günlük Eylem Planı süresi içinde olgunlaştırmayı hedeflediklerini vurgulayan Adalet Bakanı Gül, şunları kaydetti:
"Temel amacımız, bu konudaki iyileştirmeleri, 100 Günlük Eylem Planı süresi içerisinde olgunlaştırmaktır. Sonuçta, arzumuz, kadın veya erkek, eşler için özellikle çocuklar için en adil sistemin getirilmesi veya muhafazası veya güncellenmesi çalışmalarımızın temelini oluşturacaktır. Burada yeni bir mağduriyet değil, varsa mevcuttaki mağduriyetleri, daha adil, daha hakkaniyetli uygulama, mevzuat değişikliği ihtiyaçlarını masaya yatırmaktır."
YOKSULLUK NAFAKASI GÜNDEMDE
Toplantıda konuşan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, hizmetlerin daha da ileri seviyeye ulaştırılması için bakanlığın alanı olan konularla ilgili tüm taraflarla iş birliği geliştirmek ve ortak akılla hakkaniyetli çözümler üretilmesinin temel öncelik olduğunu söyledi. Bakan Selçuk, uygulama örneklerinden hareketle ilgili taraflarla gerçekleştirecek bilgi ve tecrübe paylaşımı ortamlarının yol göstereceğine inandığını ifade ederek, bu amaç doğrultusunda "Gündem Buluşmaları"nı başlattıklarını aktararak, ilk paydaşları olan Adalet Bakanlığının destekleriyle çeşitli mecralarda gündeme getirilen "Nafaka Sistemi"nin ele alınacağını söyledi. Bugünkü Gündem Buluşmalarının içeriğini oluşturan yoksulluk nafakası müessesesinin son dönemde medyada sıklıkla gündeme geldiğini ve kamuoyunda çeşitli açılardan tartışıldığını anımsatan Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Yoksulluk Nafakası'nı eleştirilerin odağı haline getiren hususların başında, Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinde, somut olayın koşullar göz önünde bulundurulmadan ve önem arz eden belirli kıstaslarla birlikte değerlendirilmeden uygulanması gelmektedir. Uyuşmazlığa konu evliliğin süresi, tarafların yaşları ve yeniden aile kurma olasılıkları, sosyo-ekonomik durumları, mesleki durumları gibi önemli unsurların nafaka düzenlenmesinde değerlendirmeye dahil edilmesi adil kararlar ortaya çıkması açısından elzemdir. Yoksulluk nafakasını düzenleyen Medeni Kanun'un ilgili hükümlerinin, eleştiriye neden olan uygulamaların en aza indirilmesi ve taraflar için adil bir çözüm üretmesi adına toplumsal gereklilikler doğrultusunda, ilgili tüm taraflarca değerlendirilmesi bir zaruret haline gelmiştir. Boşanmanın kaçınılmaz olduğu durumlarda aile fertlerinin herhangi birinin mağduriyet yaşamayacağı ve hak kaybına uğramayacağı bir sistemi daha işlevsel hale getirmek durumundayız hep beraber."
Abdulhamit Gül ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un konuşmasının ardından çalıştayın basına kapalı oturumlarına geçildi.
Birinci oturumda, "Toplumsal İhtiyaçlar ve Sosyo-Ekonomik Boyutuyla Yoksulluk Nafakası", ikinci oturumda ise "Hukuksal Boyutuyla Yoksulluk Nafakası" konuları görüşülecek. Bu oturumlarda katılımcılar, çeşitli sunumlar yapacak.