Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin geniş bir katılımla hazırlandığını dile getirerek, “Denetime açık, kamuoyunun önünde şeffaf bir şekilde bu reformun uygulanmasını, hayata geçmesini de takip edeceğiz.” dedi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’na konuk oldu. Bakan Gül, tanıtımı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dün yapılan Yargı Reformu Strateji Belgesi’ne (YRS) ve gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. YRS’de ortaya konan hedeflerin kanunlaşması gerekenlerin Meclis gündemine geleceğini belirterek, “Burada her kuruma, her bakanlığa düşen görevler var. Yargının gerçekten güven veren bir hale gelmesi için herkesin yapması gereken birtakım düzenlemeler, öneriler söz konusu. Dolayısıyla bunlardan birisi de kanunla yapılacak alanlar ve büyük bir kısmı da kanun. Dolayısıyla mutlaka bir yargı paketi en kısa zamanda gelecektir diye düşünüyoruz.” diye konuştu.
BELGE GENİŞ BİR KATILIMLA HAZIRLANDI
YRS’nin hazırlık süreci hakkında da bilgi veren Bakan Gül, sürecin çok geniş katılımla gerçekleştirildiğine vurgu yaparak, sözlerine şöyle devam etti:
“Oturup da 3-5 bürokrat hazırlamış değil. Çok geniş katılımla yaptık. Bir belge de ortaya çıktı. Sadece kağıt üzerinde kalması o reforma, o yol haritasına en büyük haksızlıktır. Bunun iyi uygulanması gerekiyor. Bu çerçevede de yine bakanlık dışında, hükümet dışında ilgili kurumların da bir ikinci gözle, objektif, tarafsız gözle bakacağı, hesap verilecek şekilde, 'siz bunları açıkladınız ama yıl sonu geldi, birinci yılda reform şu aşamada, bu aşamada' gibi değerlendirme ve izleme yapılacak. Bunu da en kısa zamanda bu kurul oluşup bir hükümeti, yürütmeyi, bu konudaki sorumlu kurumların da ne yaptığını, ne yapmadığını denetleyecek. Bu anlamda denetime açık, kamuoyunun önünde şeffaf bir şekilde bu reformun uygulanmasını, hayata geçmesini de takip edeceğiz.”
TUTUKLULUK SÜRELERİNE YÖNELİK ÇALIŞMA
YRS’nde tutuklulukla ilgili amaçlara da yer verildiğini anımsatan Bakan Gül, şöyle konuştu:
"Tutuklulukta soruşturma ve kovuşturma dönemiyle ilgili azami süre var. Ama diyelim ki 3 yıl dava açmadınız, 3 yıl tutuklu kalabiliyor. Böyle olmayacak. Belli bir süre belirlenecek. Siz soruşturma, savcılık makamı olarak bu konuda birisi tutukluysa bir an önce mahkemeye çıkması onun en doğal hakkıdır. Bu hususla alakalı çalışmalarınızı, delillerinizi toplamanız gerekir ve belli bir süre eğer bu olmadıysa onu serbest bırakmanız gerekir. Dolayısıyla Türkiye'de bu anlamda bir mevzuat söz konusu değildi. Bu çok önemli bir devrim. Sizin de bahsettiğiniz uzun süre tutukluluklarla ilgili eleştirilerin böylece bir mevzuat temelinde ortadan kalkmasını bekliyoruz."
“TÜRKİYE DAHA GÜÇLÜ BİR HUKUK DEVLETİNE İHTİYAÇ DUYUYOR”
Belgeyle birlikte hak ve özgürlüklerinin daha da artacağını; infazla ilgili çağdaş sistemlerin ve uluslararası literatür tarama çalışmalarının da yapılarak istifade edildiğine dikkat çeken Bakan Gül, “Türkiye daha güçlü bir hukuk devletine ihtiyaç duyuyor. Daha fazla özgürlüğe fazlasıyla layık. O yüzden vatandaşımızın ihtiyacı ve tüm dünyadaki evrensel hukuk ilkelerini Türkiye'de de eksiksiz hayata geçirmek istiyoruz. Bu çerçevede bu düzenlemeler de yapılacak. Böylece keyfi tutuklamalar ya da uzun süre tutuklamaların da ortadan kalkmasını hedefliyoruz." diye konuştu.
İNSAN HAKLARI EYLEM PLANI
Bakan Gül, İfade özgürlüğü alanının genişletilmesi konusuna yönelik soruya da: “İnsan hakları alanındaki tüm akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, tüm ilgili kurumlarla ve yurt dışı uluslararası kuruluşlarla arkadaşlarımız çalışıyor. Bu konuda da Türkiye öz güven içerisinde ve nerede bir ihlal varsa buna sıfır tolerans gösterecek şekilde bu belgemizi de yakın zamanda açıklayacağız. Burada çok gecikmeden ifade, düşünce özgürlüğü, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi bizim temel yaklaşımımız. İfadesinden, düşüncesinden, eleştirisinden dolayı hiç kimsenin hapis cezası ya da mahkumiyet almadığı bir sistemi hep beraber inşa edeceğiz. Herkes özgürce konuşacak, kimse susmayacak, eleştirisini söyleyebilecek. Bu konuda AK Parti olarak çok önemli adımlar attık ama bazen uygulamada farklılıklar oluyor, bazen mevzuatı güncellemek gerekiyor.” şeklinde cevap verdi.
"İSTİNAFTA KESİNLEŞEN HUSUSLARIN YARGITAY'A GELMESİNE YÖNELİK DÜZENLEME YAPILABİLİR"
İfade özgürlüğü ile ilgili konuların bir kısmının şu an istinafta kesinleştiğine işaret eden Bakan Gül, "Üçüncü gözün de görmesi için çok gecikmeden bu konuda yasal düzenlemeyle bu hususların kanun yolu anlamında Yargıtaya da gelmesi gibi bir takım düzenlemeler söz konusu." diye konuştu. Bakan Gül, düzenlemenin detaylarına yönelik soru üzerine "Özellikle istinafta kesinleşen bazı hususların Yargıtaya gelmesine yönelik bir düzenleme yapılabilir." bilgisini paylaştı.
"BELGEYLE İLGİLİ HER TÜRLÜ SÜREÇTE DE KATILIMCI BİR YOL İZLEDİK"
Adalet Bakanı Gül, “Yargı Reformu Strateji Belgesi Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkileri hızlandırır mı?" sorusu üzerine, bu belge dün açıklanırken tüm AB Büyükelçilerinin de orada olduğunu, belge hazırlanırken de görüşlerinin alındığını ifade etti. “Belgeyle ilgili her türlü süreçte de katılımcı bir yol izledik ve bu konudaki eleştiri, önerileri de dikkatle takip edeceğiz." diyen Gül, uygulamada veya mevzuatlar hazırlanırken de her türlü önerilerin tartışılmasından memnuniyet duyacaklarını kaydetti.
Özellikle FETÖ'nün tahrip ettiği yargının insanların yargıya olan güvenini ortadan kaldırdığını, FETÖ zamanında kendisinin de bir hukukçu olarak yargının geldiği noktayı görmekten büyük hicap duyduğunu aktaran Bakan Gül, şöyle devam etti:
“Çünkü kendisi gibi düşünmeyen herkesin dinlendiği, izlendiği ve bir gün evine polis gönderilerek alındığı bir dönemi yaşadık. Hukuk, yargı yerlerdeydi. Mücadele yaptıkça, FETÖ'cüler tasfiye edildikçe aynı zamanda bir imar dönemi çok önemli. Şu anda yargıya güveni artırıcı düzenlemeler ve uygulamadaki eksiklikler ne olursa lsun bunları tespit edip, üzerine gidip sorunları çözmek bizim için en önemli husus.”
“SÜRECE OLUMLU KATKI SAĞLAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ”
Bakan Gül, "Avrupa Birliği için bu anlamdaki süreçte çok önemli pozitif öneriler de geldi. Bunları hep değerlendirdik. Bu, Avrupa Birliği memnun olsun diye yapacağımız şeylerden ziyade Avrupa Birliği'nde, tüm dünyada objektif bakan herkesin kabul edeceği metinler. Dolayısıyla biz bu sürece de olumlu katkı sağlayacağını düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
YARGIDA HEDEF SÜRE UYGULAMASI
Yargılama sürelerine yönelik bir soruya ilişkin Bakan Gül, 2019'dan itibaren vatandaşların davasının ne zaman biteceğini öngörebilmesi ve yargıya güveni artması için bir uygulama başlattıklarını belirtti. Hakim savcı sayısının, personelin, mevzuatın yetersizliği ya da bilirkişiden, taraflardan kaynaklı gecikmelerin söz konusu olabildiğine işaret eden Gül, "Şu anda bu işin başındayız. Ama çok önemli ilk dönüşler oldu. Biz bu belgemizde, istinaf mahkemelerinde de hedef sürenin ortaya konmasını, hedef olarak belirledik." diye konuştu.
YARGILAMA SÜRELERİ TAKİP EDİLECEK
2019'dan itibaren vatandaşların davası bugün git, 6 ay sonra gel çerçevesinde olmayacağını söyleyen Bakan Gül, şöyle devam etti:
“Eğer duruşma 8 ay sonraya verildiyse, 'Bu dava niye bu kadar uzamış, davanın aslında şu tarihte bitmesi gerekirdi' diye sistem kendinden takip ediyor. Hakimler Savcılar Kurulu bu performansı değerlendiriyor. Bilirkişiden kaynaklıysa eğer, normalde iki ayda gelecek bir dosya 6 ayda gelmediyse o kişi bilirkişi olamayacak. Taraflar uzatmışsa bunlarla ilgili ikazlar olacak. Personel eksikse Bakanlık personel verecek."
Gül, davaların belge eksikliklerinden uzadığını da ifade ederek, mahkemelerin bu belgelere hızlı erişmesi, avukatların belge tedarik etme yetkisi gibi hususların da dün açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yer aldığını söyledi.
Hakim ve savcıların performans ölçümü, ihtisaslaşması alanlarında atılacak adımların neler olduğuna ilişkin bir soruya ise Bakan Gül, "Türkiye'de özellikle hakim savcı sayısında 21 bine yaklaştık, nicelik itibarıyla iyi bir noktaya ulaştık. Arkadaşlarımızın meslek içi eğitimlerini de çok önemsiyoruz. Dün Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği önemli hususlardan birisi de ceza hakimi, hukuk hakimi ayrımını sıkı takip edeceğiz." ifadelerini kullandı.
“ADLİYELERİN VATANDAŞ DOSTU OLMASINI İSTİYORUZ"
Adliye mimarilerinde bir değişiklik olup olmadığına ilişkin soru üzerine Bakan Gül, "Adliyelerin vatandaş dostu olmasını istiyoruz. Böyle 'adliye duvarı gibi soğuk, mahkeme duvarı gibisin' tabirlerinden, gerçekten daha organik, insana dokunan bir mimari önemli." dedi. Gül, "Duruşma sonrası görüşürüz" gibi bir takım temasların olmayacağı ayrı bekleme salonları, çocukların, kadınların, engelli ve yaşlıların hak arama özgürlüklerinin daha iyi sağlanabileceği bir mimari yaklaşımı önemsediklerini ifade etti.
"BU BELGE TÜRK MİLLETİNİN, 82 MİLYONUN BELGESİ"
Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin açıklanmasının ardından gelen tepkiler ve yapılan açıklamalara ilişkin görüşleri sorulan Bakan Gül, şunları kaydetti:
“Bu öneriler ve destekler çok önemli. Elbette genel itibarıyla çok önemli destekler var. Bu çok anlamlı. Bu belge Türk milletinin, 82 milyonun belgesi. 82 milyonun hazırladığı bir belge. Biz 7 bölgede anket yaptık. Van'daki teyzeye de 'Nasıl bir yargı olması lazım' diye sorduk, Trabzon'daki bir büyüğümüze de esnafımıza da sorduk, İstanbul'da bir öğrenciye de sorduk. 'Nasıl bir yargı istersin, Türkiye'de yargı nasıl olmalı?', herkese sorduk. Dolayısıyla burada herkesin bir ortak aklı var."
HUKUK FAKÜLTELERİN EĞİTİMİ SÜRESİ
Bakan Gül, reform paketiyle hukuk fakültesi eğitim süresinin 4 yıldan 5 yıla çıkarılacağını belirterek, bu uygulamanın öğrenim hayatı devam eden öğrencileri değil, fakülteyi yeni tercih edecek öğrencileri kapsadığını bildirdi. Aynı zamanda düzenlemenin hayata geçirilmesinden sonra hukuk fakülteleri mezunlarının avukat olabilmeleri için girecekleri sınavı geçmeleri gerektiğini açıklayan Bakan Gül, şöyle devam etti:
“Hakim savcılıkta sınav var. Avukatlık mesleği de saygın bir meslek, kamu hizmeti yapıyor. Yargılamada önemli bir unsur. Dolaysıyla bu sınava girmesi özellikle özel üniversitelerde eğitim kalitesini daha da artması, bu öğrencilerimizin de esasen daha bir eğitim görmesini amaçlıyoruz. Üniversiteler de bu konuda artık yarışa girecek. Bu sınavda başarı grafiğinin daha iyi olması için en iyi hocalarla çalışacaklar. Avukatlığın saygınlığı artacak. Hukuk eğitim daha kaliteli olacağı için orada mezun olacak kişi daha saygın olacak. Hukuk eğitiminin çıtası daha yükselecek. Tabii hemen bugün 5 yıl olacak değil. Bunu YÖK belirleyecek. Bu bir hedeftir. YÖK bunu hedef olarak aldı.”
AVUKATLARA YEŞİL PASAPORT
Avukatlara yeşil pasaport tahsis edilmesi konusuna da değinen Bakan Gül, avukatlığın bir kamu hizmeti olduğunu, gelişen ekonomik ve ulaşım imkanları nedeniyle bu mesleği icra edenlerin pasaporta ihtiyaç duyduklarını ifade etti.
Pasaportun belli bir kıdemde olanlara verileceği bilgisini paylaşan Bakan Gül, “Pasaport uluslararası olduğu için bu konuda sayılar ve tüm devletlerin uluslararası hassasiyeti ve Dışişleri Bakanlığın birtakım görüşleri ile en makul husus neyse ona göre düzenlenecek. 20 yıllık bir avukatın pasaportunun olması gerekiyor. Bizim arzumuz bütün avukatların alması yönünde ama önce kıdem, sonra bu kriterler arttırılabilir.” diye konuştu.
SÜRESİZ NAFAKA
Süresiz nafakayla ilgili düzenlemeye ilişkin soru üzerine Bakan Gül, nafaka konusunun 1988'e kadar bir yıl olarak belirlendiğini hatırlattı. Nafakayla ilgili bazı dramların yaşandığının, haksızlıklar yapıldığının ortaya çıktığını aktaran Gül, nafakanın kesilme, artırma şartlarının bulunduğunu, bu konuda tarafların mahkemelik olmaya devam ettiğini, bunun da tarafları ve çocukları örselediğini dile getirdi. Yeni düzenlemelerin Meclisin takdirinde olduğuna işaret eden Gül, tüm paydaşların görüşlerinin alındığını, toplantılar, çalıştaylar düzenlendiğini anlattı. Adalet Bakanı Gül, "Biz bu konuda teknik olarak bir çalışma yapacağız, bir sürenin olması, alt sınırın, üst sınırın olması. Alt sınır ve üst sınırı da hakim belli kriterlere, kanundaki kriterlere bakarak rakamı da belirleyecek." bilgisini paylaştı.
ÇOCUK TESLİMİNDE İCRA MÜDÜRLÜKLERİ DEVREDEN ÇIKARILACAK
Bu alanda yapılacak düzenlemenin yeni mağduriyetler oluşturmaması gerektiğini vurgulayan Gül, bir azami sürenin olacağının, mahkemenin belirlediği bu süre bitince nafakanın sona ereceğini bildirdi. Çocuk teslimi konusuna da değinen Gül, çocukların icra müdürlükleriyle teslimi sıralarında yaşanan görüntüleri hatırlattı. Bu konuda psikolog, pedagogların desteğiyle çocuk tesliminin gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini ifade eden Gül, mahkeme kararıyla çocuğun diğer tarafa gösterilmemesinde icra müdürlüklerine değil başka birime başvurunun planlandığını belirtti.
“İNSANİ BİR ÇALIŞMAYI TAMAMLADIK”
İnsani düzenlemelerin hayata geçirileceğini bildiren Gül, çocuk teslimi konusunda icraya para ödenmesinin de kaldırılacağını aktararak, "Kendi çocuğunu görmek için çocuk icralık mı olur? Bunu da kaldırıcı bir düzenlemeyi yapıyoruz. Daha insani bir çalışmayı da tamamladık, Meclisimiz takdir edecektir." dedi.