BOZDAĞ: EN SON TERÖRİST İMHA EDİLENE KADAR TÜRKİYE’NİN TERÖRLE MÜCADELESİ DEVAM EDECEKTİR
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye’nin tüm terör örgütlerine karşı mücadelesini kararlı bir şekilde sürdüreceğini vurgulayarak, “Terör örgütlerini ülkemiz sınırları dışında kovalamaya, onların bütün eylemlerini yok etmeye ve inlerini başlarına yıkmaya devam ediyoruz. En son terörist imha edilene, terör örgütlerinin sonu gelene kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti, terörle ve terör örgütleriyle etkin, kararlı sürekli mücadelesini devam ettirecektir” dedi.
Yozgat’ın Yerköy İlçesinde Aile Sağlığı Merkezi, Kız İmam Hatip Lisesi Öğrenci Yurdu ve Sosyal Güvenlik Kurumu İlçe Hizmet Binası’nın açılış programına katılan Adalet Bakanı Bozdağ, eğitim, gençlik merkezleri, sağlık ve sosyal güvenlik konularında yapılan hizmetleri anlattı.
Türkiye’nin ayrım yapmaksızın her türlü terör örgütüyle mücadelesini kararlı bir şekilde sürdürdüğünü vurgulayan Bakan Bozdağ’ın konuşmasından bazı bölümler şu şekilde:
EN SON TERÖRİST İMHA EDİLİNE KADAR MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK
Pençe Yıldırım Harekatı ve Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde terör örgütleriyle, teröristlerle mücadele ederken şahadet makamına erişen bütün şehitlerimizi, Mehmetçiklerimizi rahmetle, minnetle, şükranla yad ediyor, yaralılara acil şifalar diliyorum. Hiçbir şehidimizin kanı yerde kalmıyor, hainler misliyle karşılığını buluyor, Türkiye'nin içinde terör eylemi yapma imkan ve kudreti elinden alınan terör örgütlerini ülkemiz sınırları dışında kovalamaya, inlerine girmeye ve onların bütün eylemlerini yok etmeye ve inlerini başlarına yıkmaya devam ediyoruz. En son terörist imha edilene kadar, terör örgütlerinin sonu gelene kadar Türkiye Cumhuriyeti Devleti, terörle ve terör örgütleriyle etkin, kararlı sürekli mücadelesini devam ettirecektir.
TERÖRE DESTEK VEREN KARANLIK GÜÇLERLE DE MÜCADELE EDİYORUZ
Türkiye'nin terörle mücadelesi biliyoruz ki sadece görünürdeki taşeron terör örgütleriyle mücadelesi değildir. PKK Terör Örgütü, FETÖ Terör Örgütü, DHKP/C Terör Örgütü ve bilimum terör örgütlerinin yularını elinde tutan, onlara eğitim, onlara finans, onlara silah ve onlara her türlü Türkiye Cumhuriyeti devletine ve aziz Türk milletine ihanetleri için desteği veren pek çok ülke, pek çok karanlık güç var. Bunların her birini siz de yakinen biliyorsunuz, biz de yakinen biliyoruz. Onlar bunları gizlemiyorlar da Amerika'sından Avrupa’sına kadar terör örgütlerini ve teröristleri himaye ettiklerini gizlemeden her türlü desteği veriyorlar. O yüzden Türkiye Cumhuriyeti devletinin terörle mücadelesi bilesiniz ki, bu taşeron terör örgütleriyle ve onların teröristleriyle mücadelesi sadece değildir. Bunların arkasındaki karanlık güçlerle, bunlara destek veren ülkelerle de büyük bir mücadelesidir. 40 yıldır terörle mücadele ediyoruz ve onların arkasındaki güçlerle mücadele ediyoruz. Bundan sonra da mücadelede kararlıyız ve bu mücadelede Türkiye'nin geri adım atmasını bekleyenler hayal kırıklığına uğramaya devam edeceklerdir.
MİLLETİN MENFAATLERİ SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA DÜNYAYI KARŞIMIZA ALMAKTAN ÇEKİNMEDİK, ÇEKİNMEYECEĞİZ
Türkiye'nin huzuru, aziz milletimizin barış içinde yaşaması, ülkemizin içte ve dışta güvenliğinin tam tesis edilmesi için hükümetimiz alınması gereken tedbirleri almakta, atılması gereken adımları atmakta son derece kararlıdır. Türkiye'nin menfaatleri söz konusu olduğu zaman dünyayı karşısına almaktan çekinmeyen Sayın Cumhurbaşkanımızın yönetimindeki Türk hükümeti bundan sonra da aziz milletin menfaatleri söz konusu olduğunda bir dünyayı karşısına almaktan çekinmeyecektir. Bildiğimiz yolda milletimizin hak ve menfaatlerinin gerektirdiği yolda kararlı bir biçimde ilerlemeye devam edeceğimizi buradan bir kez daha ifade etmek isterim.
BU MİLLETİN EVLATLARININ DİNİNİN KİTABINI ÖĞRENMESİNDEN NİYE RAHATSIZ OLUYORSUN?
Ankara Adliyesinde orada Yaz Kur’an Kursu açıldı ayağa kalktılar. Ankara Adliyesi'nde Kur’an kursu nasıl açılır, orada mescit var, mescidin içinde açılır ve Barolar Birliği bir yandan CHP’liler bir yandan açıklama yaptılar. Neler neler. Niye rahatsız oluyorsunuz? Bu milletin evlatlarının dininin kitabını öğrenmesinden niye rahatsız oluyorsun? Sonra da kalkıp bazı çevreler bunlar gelirse, muhafazakârlar şöyle olur, böyle olur. Yahu daha gelmeden yaptıkları belli geçmişte yaptıkları da belli. Bunların bu millete hayrı dokunmadı. Eğer bunların hayrı dokunsaydı zaten millet bizi getirmezdi. Geçmişte yaşadıklarının etkisiyle millet bunlara taa 1950’den bu yana tek başına iktidar vermedi. Elliden önce de zaten tek parti vardı, çare yoktu, mecbur iktidarlardı ama serbest, rekabetçi, hür ortamda yapılan hiçbir seçimde bu milletten iktidar yetkisi alamadılar.
RÜZGAR, FIRTANA OLUR, GEMİNİN KAPTANI İŞ BAŞINDAYSA GEMİ SAHİLE SELAMETLE ULAŞIR
Hamdolsun her şeye rağmen ülkemiz insanını yaşanan sıkıntılardan en az etkilenerek kurtulması için hükümetimiz ciddi adımlar atıyor. Geçmişte biz bu badireleri birlikte atlattık ve hepsini de geçtik. Hepsinden de başarıyla çıktık. Şu anda yaşanan sıkıntıların da üstesinden geleceğimize başarıyla geçireceğimize yürekten inanıyoruz. Zaman zaman rüzgar olur, fırtına olur, dalga olur ama gemi yürüyorsa kaptan iş başındaysa, tayfalar yanındaysa geminin sallanması bir anlam ifade etmez. Çünkü bu kaptan daha önce defalarca bu gemiyi sahili selamete eriştirmiştir. Allah'ın izniyle bu kaptan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 20 yıllık tecrübesiyle bu gemiyi yeniden güven içinde sahili selamete ulaştıracaktır. Bundan eminim ve siz de eminsiniz. Bunu biliyorum. Ülkemizin gidişini, yürüyüşünü kimse durduramayacaktır.
TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNİ TAYİN EDECEK OLAN MİLLETİN İKTİDARLARIDIR
Ya bir insanın motivasyon kaynağı düşmanlık, kin, nefret, intikam olursa bunun kime ne faydası olur? Tek Tayyip Bey gitsin, Cumhur İttifakı gitsin, memleket batsın. Tek dertleri o, başka bir dert yok. Kıyamet kopsa bile onlar için önemli değil. Umutlarını o yüzden bu ülkenin felaketine dair şeylere bağlamışlar. Yangınlar çıksa, depremler olsa, felaketler olsa, krizler, kaoslar büyüse hatta savaşlar çıksa da Türkiye yenilse diye beklenti içine giren bu hastalıklı zihniyete en doğru cevabı benim Yerköylü kardeşlerim vermelidir, Yozgatlılar vermelidir, aziz Türk milleti vermelidir. Çünkü Türkiye'nin geleceğini tayin edecek olan milletin iktidarlarıdır. Milletin gözüne bakarak meşru siyaset yapanlardır, içerideki vesayet odaklarına teslim olmadan dış güçlerin projelerine boyun eğmeden milletin hak ve menfaatini önceleyerek yürüyen kadrolardadır ama şu anda kayıt dışı siyaset yapanlar, Türkiye'nin yoluna müdahale etmek istiyorlar. Merdiven altı politika bezirganları bu milletin kanaatlerini değiştirmek için uğraşıyorlar. Ne kadar merdiven altı politika bezirganı varsa, ne kadar kayıt dışı siyaset simsarları varsa, ne kadar bu milletin gücünün daha da artmasını istemeyen varsa bu ülkeyi başka ülkelerin uydusu haline getirmek isteyenler varsa bir bakıyorsunuz içeride dışarıda müttefik durumdalar. Bizim bundan ne menfaatimiz var? Türkiye'nin geleceği bunların eline bırakılamaz.
TEHDİTLER, ŞANTAJLAR; MAFYA AĞZI İLE KONUŞUYORLAR
Türkiye'nin geleceği milletin elindedir, millette kendi gözüne bakanlara bu geleceği teslim etmelidir. Şimdiden tehditler var. Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibi işte “Şu ihaleye girmeyin girerseniz ‘Kanal İstanbul’ size dünyayı dar ederim.” Tehdit. Bürokratlara şu işleri yapmayın, yaparsanız tarihte veriyor şu tarihten sonra. Siyasetçilere gelince sizi şöyle yapacağız, böyle yapacağız. Televizyonlara bazı gazetecilere hemen biz geldiğimiz gün kapınıza kilit vuracağız. Hani sen demokrattın, özgürlükçüydün, herkes her dediğini söylemekte serbestti ama daha şimdiden tehdit ağzı. Bu ağız kime benziyor. Yani meşru siyaset yapan Anayasa ve yasalar çerçevesinde iktidar olacağını söyleyen bir siyasi kadronun liderine ve onların temsilcilerinin ağzına yakışıyor mu? Tehdit yani ihaleye girme diye tehdidi kimler yapıyor bizim ülkede yapan çok mafya yapıyor bunu. Şu işi yaparsan başına su gelecek diye kim yapıyor, tehdit ve şantaj yapanlar yapıyor. Bu ağız mafya ağzı mafya. Bu ağız tehdit ve şantaj ağzı. Türkiye'nin yönetimine tabii talip meşru siyaset içinde Anayasa ve yasalara göre bu ülkeyi yöneteceğim diyenlerin ağzı değil.
BİZ İCRAATIMIZA DEVAM EDECEĞİZ, EYLEMCİLER EYLEMİNE DEVAM ETSİN
Gidiyor Et Süt Kurumunun önüne, gidiyor Milli Eğitim Bakanlığının önüne gidiyor başka başka yerlerin önüne tehdit yapıyor. Ya sen eylemci misin yoksa projeci misin çık de ki benim projelerin bu, ben bunları yapacağım ama gidiyor, kurumları tehdit ediyor, şurayı, burayı kendine göre eylem yapıyor. Bunlar eylem kültürü, sol tandanslar eylem yapmayı bir marifet zannediyorlar. İşte bizim farkımız o biz de eser yapmayı, eser üretmeyi milletimizin dört bir yanında şantiyeye döndürüp ülkemizi ayağa kaldırmayı marifet zannediyoruz. Aramızdaki fark bu biri eylem yapıyor, biri icraat yapıyor. Biz icraatımıza devam edeceğiz, eylemciler eylemine devam etsin. Bu millet eylemcileri çok gördü ama onlara hiçbir zaman itibar etmedi, bundan sonra da etmeyecektir.
HİZMET SİYASETİNE, ESERLERİMİZLE KONUŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Şimdi 1001 kılığa girip milletimizin her kesimini, milliyetçisini, muhafazakarını, liberalini, falan filanı kandırmak için konuşuyorlar. Yozgat'ta başka, Edirne'de Kars'ta başka konuşuyorlar. Ben de merak edip soruyorum, ya siz kimsiniz? Edirne'de konuşan mısınız? Yozgat'ta konuşan mısınız? Van'da konuşan mısınız? Biz sizin kim olduğunuza nasıl karar vereceğiz? Veremedim ben, siz verdiyseniz bilmiyorum ama ben bunların kim olduğunu hala anlamış değilim. Yeter ki oy gelsin her türlü ifade bunlar için meşrudur ama biz aldanan ve aldatan bir siyaseti gitmedik, inşallah bundan sonra da neysek o olacağız. Biz hizmet siyasetine, milletimize eser kazandırmaya, eserlerimizle konuşmaya devam edeceğiz.
LAFLA DEĞİL, İCRAATLA HAREKET EDEN BİR KADROYUZ
İktidara geldiğimiz günden bugüne kadar bizim tek derdimiz aziz milletimize, aziz devletimize hizmet etmek, eser üretmek ülkemizin ve milletimizin beklentilerine cevap vermek, sorunlarını çözmek olmuştur. Onun için gece gündüz demeden 20 yıldır aralıksız çalışan gecesini gündüzüne katan bir iktidar var. Konuşurken de çalışırken de koşarken de adım atarken de eser siyasetini öne alan eserleriyle konuşan eserleriyle yol yürüyen bir kadroyuz. Türkiye'mizin neresine giderseniz gidin Yozgat'ımızın hangi ilçesine giderseniz gidin Yerköy’ümüzün hangi mahallesine, köyüne giderseniz gidin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendinin ve arkadaşlarının eserlerini, izlerini dağında taşında her yerinde görmek mümkündür. Biz eser siyasetini hayata geçiren ve eser siyaseti ile yol alan bir kadroyuz. Lafla değil icraatla hareket eden bir kadroyuz ve yaptığımız her şey milletimizin geleceğini aydınlatan, bugününü rahatlatan önemli adımlar olmuştur.
TÜRKİYE'MİZİN DÖRT BİR YANINDA, AYRIM YAPMADAN, EŞ ZAMANLI ÇALIŞMALAR YAPTIK
Türkiye'nin son 20 yılda aldığı mesafeyi birlikte değerlendirdiğimizde bunun ne anlama geldiğini hep beraber göreceğiz. Türkiye'mizin 2002 yılında adeta iflas etmiş bir ekonomisi vardı. Her şey durmuştu. Hatırlarsanız Ziraat Bankası Yerköylü çiftçilerimize krediye kapalıydı. Halk Bankası Yerköylü esnafımıza krediye kapalıydı. Herkes kırmızı deftere alınmıştı adeta. Yol çalışması yok, altyapı çalışması yok, eğitim çalışması yok, hiçbir şey yoktu. Türkiye'yi biz bu şartlar altında 3 yıl bizden bir şey beklemeyin diyerek milletin önüne çıktık. Çünkü enkazı görüyor ve buradan kalkmanın zaman alacağını biliyor, bu zamanı milletimizden talep ediyor öyle irade istiyorduk ve bu irade sayesinde sizler bize dua ettiğiniz, destek olduğunuz iktidar olduk. Türkiye'mizin dört bir yanında eş zamanlı çalışmaları başlattık. Bölgeciliğe hayır diyen Türkiye'nin illeri arasındaki kalkınmışlık farklarını azaltmayı hedefleyen, bölgeler arası dengesizliği ortadan kaldırmayı amaçlayan adımlarla yola çıktık. Bölünmüş yol dedik her yerde eş zamanı başladık, toplu konut dedik her yerde eş zamanlı başladık, sağlık dedik her yerde eş zamanlı başladık ve her adımı atarken milletimizin her yerdeki yaşayan ferdine ulaşmayı hedefledik. Bir bölgeyi öbür bölgenin bir ili öbür ilin önüne geçirmeden her yere adil bir biçimde memleketimizin imkanlarını aktarmayı planladık ve bunu da büyük oranda başardık.
ÜLKEMİZİ HER ALANDA TAM BAĞIMSIZ BİR ÜLKE HALİNE GETİRMEK İÇİN CİDDİ ADIMLAR ATTIK
Türkiye'miz AK Parti iktidara geldiği dönemde çökmüş bir ekonomiye sahipti. Biz bu ekonomiyi ayağa kaldırdık. 2008 Dünya Finans Krizi sürerken, AK Parti'ye kapatma davası açılmıştı. Buna rağmen bu krizden Türkiye'nin en az maliyetle kurtulmasını temin ettik. Ülkemizin IMF'ye olan 22,5 milyar dolarlık borçlarını ödedik ve Türkiye'yi IMF’nin kayyumlarının elinden kurtardık. Ülkemizi her alanda tam bağımsız bir ülke haline getirmek için savunma sanayi dahil her alanda ciddi adımlar attık. Ama yolumuzu kesmek için bir yandan Gezi Kalkışması, bir yandan 17–25 Aralık Kalkışması, 15 Temmuz 2016 Darbe Teşebbüsü, 2018’de doğrudan Türk ekonomisine dönük aleni saldırılar ve hendek terörüyle verdiğimiz amansız mücadele, Suriye'ye yaptığımız 3 harekat, Mavi Vatan’da ve diğer bölgelerde aldığımız inisiyatifler ve şu anda yaşanan pandemi, Rusya-Ukrayna savaşı bütün bu süreçleri dikkate aldığımızda bizim ekonomimiz bütün bunların hepsinden başarıyla geçen bir ekonomidir.
Konuşmanın ardından kız öğrenci yurdu, SGK binası, aile toplum merkezi, kız imam hatip lisesi ve pansiyonunun açılışı yapıldı.