BOZDAĞ: ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARI BİR İNSANLIK SUÇUDUR
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Çocukların cinsel istismarı, din, ahlak, hukuk, kültür dahil bizim mukaddes saydığımız her değeri ayaklar altına almak, çiğnemektir. Çocukların cinsel istismarı bir insanlık suçudur.” dedi.
Yozgat’ın Çayıralan ve Çandır ilçelerinde çeşitli temaslarda bulunan Bakan Bozdağ, vatandaşlarla bir araya geldi. AK Parti Çandır Genişletilmiş İlçe Danışma Kurulu Toplantısında konuşan Bakan Bozdağ, yargı bağımsızlığına vurgu yaparak, Adalet Bakanı’nın bir soruşturma veya kovuşturmaya müdahale etme hakkı olmadığını hatırlattı. Zaman zaman bazı davalarda sonuç beğenmeyenlerin eleştiri yaptığını ve bu eleştirilerde şahsını göreve çağırdıklarını belirten Bakan Bozdağ, “Ben Adalet Bakanıyım. Görülen davalarla ilgili her davanın tarafı var. Adalet Bakanı olarak ben her davada bir açıklama yaparsam o zaman adaletin terazisi nasıl dosdoğru tartacak?” diye sordu.
Yargı işlediğinde hak ve adaletin yerini bulacağını belirten Bozdağ’ın açıklamalarından bazı bölümler şu şekilde;
ADALET YERİNİ BULSUN, HAK YERİNİ BULSUN DİYE KONUŞMUYORUM
Türkiye'nin gündemi çok hızlı akıyor, hızlı değişiyor. Ben Adalet Bakanı olarak görülen davalar hakkında konuşmamayı hep prensip edindim. Çünkü Anayasa da, yasalar da Adalet Bakanı'nın yürüyen soruşturmalar, görülen davalar hakkında konuşmasına izin vermez. Yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili değerlendirme yapmasına izin vermez hatta Meclis’in de ‘Görülmekte olan bir dava hakkında soru sorulamaz, görüşme yapılamaz, herhangi bir beyanda bulunamaz’ diye açık Anayasa 138. Maddesinde hüküm var. Adalet Bakanı nerede, öbürünü niye görmüyor, berikinin niye duymuyor diye eleştiriler alıyorum. Ben Adalet Bakanı'yım. Görülen davalarla ilgili her davanın tarafı var. Adalet Bakanı olarak ben her davada bir açıklama yaparsam o zaman adaletin terazisi nasıl dosdoğru tartacak? Kürsüde olan hakimler, savcılar, değerlendirme yaparken kurul başkanı, Adalet Bakanı böyle demiş diye onun tesiri altında kalmayacak mı? Ben adalet yerini bulsun diye konuşmuyorum. Ben hukuk devleti gereği gibi işlesin, adalet terazisi dosdoğru tartsın, yargı bağımsız ve tarafsız karar versin diye konuşmuyorum. Yoksa benim de her konuda söyleyecek bir sürü sözüm var ama bulunduğum konum itibariyle adalet terazisinin ayarı bozulmasın, yargının bağımsız ve tarafsız işleyişi halel görmesin, adalet yerini bulsun, hak yerini bulsun diye ben konuşmuyorum. Hukuk devletinin gereği olarak da konuşmuyorum.
SUSTUĞUMUZ KONULAR KABUL ETTİĞİMİZDEN DEĞİL
Herhangi bir vatandaşımız iki kişinin taraf olduğu bir davada Kurul Başkanı, Adalet Bakanı olarak ben birini suçlayan, birini aklayan birinin aleyhinde imada veyahut da ithamda bulunmam, beyanda bulunmam doğru olur mu? Şimdi buradan herkese söylüyorum, sustuğumuz konular kabul ettiğimizden değil, içimize sindiğinden değil ama konumumuz gereği hukuku korumak, hukukun üstünlüğünü ayakta tutmak, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına riayet etmek, hukuk terazisinin doğru tartmasını temin etmek maksadıyla bizim almamız gereken doğru pozisyon. Ben bu konuda takdir beklerken, herkes benden yargıya müdahale etmemi istiyor. Bir karar ver bütçe görüşmelerinde de oldu. Ben soruyorum, ‘Adalet Bakanı olarak benim yargıya müdahale etmem doğru mu, değil mi?’ Doğru değil. O zaman niye müdahale etmiyorsunuz? Müdahale etmemem doğru mu? Doğru. O zaman niye müdahale etmediğimde de kınıyoruz. Adalet Bakanlığı doğru bir yerde duruyor, HSK Başkanı doğru bir yerde duruyor. Her türlü kınamaya her türlü suçlamaya rağmen doğru yerde durmaya devam edecektir. Haksız, hukuksuz her işin hesabı elbette yargıda görülecektir. Herhangi bir suç işlendiği zaman hukuk sağlıklı bir şekilde işlediğinde onun gereği hukuk tarafından elbette yapılacaktır. O nedenle de biz konuşmuyor, hukukun sağlıklı işlemesi ve usul ve yasaya uygun hareket etmesi bizim her konuda temel arzumuzdur.
YARGILAMA SONUNDA MADDİ HAKİKAT BÜTÜN YÖNLERİYLE ORTAYA ÇIKACAKTIR
Görülen herhangi bir davayla itibar durmaksızın genel anlamda ve çerçevede bir ifadede bulunmak istiyorum. Çocukların cinsel istismarı, din, ahlak, hukuk, kültür dahil bizim mukaddes saydığımız her değeri ayaklar altına almak, çiğnemektir. Çocukların cinsel istismarı, bir insanlık suçudur. Bunun karşılığı da elbette bizim hukukumuzda vardır. Hukuk böyle bir iddia gündeme geldiği zaman dosya, delil, taraflar, iddia, savunma, her şey değerlendirilir kararını ona göre verir. Ben hakim değilim, ben savcı değilim, kararı verecek yargıdır. Mağdur şikayette bulunmuş, Cumhuriyet Savcısı soruşturma yapmış, iddianamesini düzenlemiş, davasını açmış, mahkeme iddianameyi kabul etmiş, duruşma gününün vermiş, hukuk işliyor. Yargılama sonunda da maddi hakikat bütün yönleriyle ortaya çıkacaktır.
HUKUKA GÜVENMEK BİZİM İÇİN ÖNEMLİDİR
Hukuka güvenmek, hukukun sağlıklı işleyişine güvenmek bizim için önemlidir. Önemli olan hukukun işlenmesidir. Üzeri örtülen, kapatılan bir şey yok. Bu işi ortaya çıkaran zaten yargıdır, yargı bu konuda gereğini takdir edip değerlendiriyor. Yargının yerine geçerek yargıya emir ve talimat verecek bir pozisyon bende yok. Hiç kimsede de yok olmaması lazım. Önemli olan hukukun sağlıklı ve usule yasaya uygun işlemesidir. Ben diyorum ki, yargılama ve yargıyı yapan hakim ve savcılarımıza lütfen güvenelim. Yargı işlediğinde hakta, adalette, elinde sonunda yerini bulacaktır