BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ`IN ABD TEMASLARINA İLİŞKİN AÇIKLAMASI

Sayın ABD Adalet Bakanı Loretta Lynch ile 95 dakikalık uzun bir görüşme yaptık. Bu görüşmede ana konumuz Fethullah Gülen’in iadesi ve geçici tutuklanması oldu ve bunun etrafında diğer konuları konuştuk. Öncelikle terörizm ve terörle mücadele konusunda uluslararası işbirliğinin ne kadar önemli olduğunun altını çizdik. İki ülke terörle ve terörizmle işbirliği içinde mücadele ettiği sürece çok olumlu neticeler alabildiğimizin altını çizdik. 
 
İkincisi Fethullahçı terör örgütünün yapısı ve işleyişi hakkında bir değerlendirmemizi sayın bakan ile paylaştık.Çünkü Fethullahçı terör örgütü dünyada görülen terör örgütlerinden çok farklı bir yapı ve işleyişe sahip. Bir örgüt yapısı var bunun üzerinde durduk ve Fethullahçı terör örgütünün Türkiye’de gerçekleştirmeye çalıştığı darbe teşebbüsünü ve bu darbenin Fethullah Gülen’in emir ve talimatları doğrultusunda TSK içerisinde Fethullahçı terör örgütüne mensup olan askerlerce ve onlara katılan diğer askerlerce gerçekleştirildiğini, burada 241 vatandaşımızın öldürüldüğünü, 2194 vatandaşımızın yaralandığını ve bunların talimatlarının Fethullah Gülen tarafından verildiği ve bu darbe teşebbüsünün ve bu cinayetlerin esasında yaptıranı ve bir numaralı failinin Fethullah Gülen olduğunu çok net bir şekilde ifade ettik ve aramızdaki iade anlaşmasının dokuzuncu ve onuncu maddesi üzerinde karşılıklı değerlendirmelerde bulunduk. 
 
Onlar da bizimle kanaatlerini paylaştılar ve daha önce iade için gönderdiğimiz dosyalarla alakalı üç klasör kendilerine bilgi ve belge de ayrıca takdim ettik. Geçici tutuklanmasını, iade amacı ile tutuklanmasını bu mümkün değilse geçici tutuklamanın yapılmasını ve şuanda ABD’de Fethullahçı Terör Örgütü’nü fiilen yönetmeye devam ediyor bu kişi. Örgüt üyelerine, gazetelere, televizyonlara, dergilere verdiği röportajlarla üstü açık üstü kapalı talimatlar verdiği gibi kendisine gelen ziyaretçiler vasıtasıyla da pek çok gizli mesajı ve talimatı örgüt üyelerine iletiyor ve terör faaliyetlerini bizzat Amerika’dan yönetmeye devam ediyor. Türkiye’nin böylesi bir durumu elbette kabullenmesi beklenememelidir. Bu son derece kabul edilemez bir durum çünkü ABD’nin Başkanı Sayın Obama’ya suikast girişiminde birisi bulunmuş olsa son 241 ABD’liyi öldürtmüş, 2194 ABD’liyi yaralanmasına sebep olmuş, Parlamentoyu,Kongre’yi, Beyaz Saray’ı bombalamış olsa ve bu işleri yaptıran, yapan terör örgütünün kurucusu ve yöneticisi bu işlerin talimatının verenin de Türkiye’de olduğunu ABD yönetimi ve ABD halkının tamamı kabul etse ve Türkiye bununla ilgili herhangi bir işlem yapmamış olsa ABD halkı ve yönetimi ne hisseder bu konuda lütfen bir empati yapın,yapmanızı da bekliyoruz. Bugün Türkiye ve Türk halkı Fethullah Gülen’in iadesi ile ilgili konuda da aynı duyguları hissetmektedir,çünkü ülkemizde 79 milyon insan görüşü ne olursa olsun siyasi partisi ne olursa olsun bir ittifak herkes bu darbe teşebbüsünü Fethullah Gülen’in yaptığına ve yaptırdığına inanıyor. Şuanda soruşturma dosyasındaki delillerinin tamamı da bunu çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Geçici tutuklama talebi için gönderdiğimiz dosyanın içerisindeki delillerin tamamı da Fethullah Gülen’in bu işi planlaması ve yaptırılması süreçlerinin tamamında olduğu ve talimatı onun verdiğini çok net bir şekilde teyit ediyor. Soruşturmalar da bunu gösteriyor. O nedenle biz aramızdaki anlaşmanın 10.maddesinin işletilmesinin ve bu sürecin hızlandırılmasını talep ettik. 
 
Hukuki süreçler var biz Türkiye olarak bu iade konusunda iade maksadıyla tutuklama konusunda veya geçici tutuklama konusunda veya deport konusunda bir talepte bulunurken burada bir hukuksal süreç olmasın siz onlara hiç dokunmayın, hukuku bir kenara koyun, bizim dediğimizi yapın tavrı içinde değiliz. Elbette iade sürecinde bir hukuksal süreç var bu süreç işlemesi gerekir aramızdaki anlaşma da zaten bunu gösteriyor. Biz bu sürece elbette saygılıyız bizim istediğimiz bu sürecin işletilmesi ve sonuçlarını hep beraber görmemizdir. Bu sürecin işletilmesi konusunda kendilerinden beklentilerimizi ilettik. Bu görüşmenin şöyle bir faydası da oldu. Sayın Adalet Bakanı Loretta Lynch ile Türkiye Adalet Bakanı olarak benim görüşmem esasında Türkiye’nin Fethullah Gülen’in iadesi, iade maksadıyla tutuklanması veya geçici tutuklanması konusundaki hassasiyetini ve bu konuya verdiği önemin büyüklüğünü anlaması bakımından son derece önemli. Bizim için bunun ne anlam ifade ettiğini belki ilk defa bu adli süreçleri yöneten ve bu iade süreçlerini daha doğrusu iade süreçlerini işleten Sayın Bakan’a birinci ağızdan iletme fırsatı oldu. Birbirimizi karşılıklı dinleme ve anlama konusunda nerede durduğumuzu nasıl baktığımızı görme konusunda ben çok faydalı olduğuna inanıyorum umarız ki bundan sonraki süreçte Türkiye’nin beklentilerine uygun gelişmeler olur. 

 

GEÇİCİ TUTUKLAMA SÜRECİNİN İŞLETİLMESİ TALEBE CEVAP VERİLDİMİ?
ABD Adalet Bakanlığı hiçbir şey yapmadı dersek yanlışlık olur çünkü bizim iade taleplerimiz kendilerini 19 Temmuz’da elektronik ortamda bilahare elden de iletildi resmi yazışma usulüne. Bu çerçevede onlar bizden biz o iletim sırasında da geçici tutuklama talebinde bulunduk. O zaman neden öncelikle geçici tutuklama istiyorsunuz bunu gerektiren acil nedenler nedir diye Türkiye sordu biz de bunların nedenlerini kendilerine yazılı olarak bildirdik. Sonra Sayın Bakan şahsıma bir mektup yazdı. Türkiye’den uzmanlar ABD’ye gelebilir, ABD’den Türkiye’ye gelebilir bu konuyu daha iyi konuşalım görüşelim diye. Bunun üzerine biz de cevaben mektup gönderdik. ABD’den Türkiye’ye bir uzman heyet Türkiye’ye geldi 23-24 Ağustos’ta bu konuyu karşılıklı müzakere ettiler, değerlendirdiler. Bizden ayrıca bu dört iade dosyasında çok sayıda evrak olduğu için buradaki somut önemli gördüğünü şeyler nedir bir özetini bize bildirin dediler biz ayrıca o özeti de kendilerine bildirdik. Dün de bu dosyalarla ilgili ilk görüşmede istedikleri bir takım bilgiler vardı, belgeler vardı onlarlar ilgili olan 3 klasörde kendilerine takdim ettik.
 
 Esasında baktığınızda bir ilgili alaka üst düzeyde buna gösterildiğini görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Birleşmiş Milletler Toplantısı’na katılmak için New York’a geldiğinde Sayın Başkan Yardımcısı Biden ile görüşmesinde de bu konu birinci elden ABD’nin Başkandan sonraki en yetkili ismine iletildi ve onlarda bu konuya verdikleri önemi ifade ettiler. Esasında biz ilgilenme konusunda ve bu konudaki gelen evrakları, aradaki usulle ilgili konuları çözme ve ilgilenme konusunda bir sıkıntı yok yani gerçekten ilgileniyorlar ama netice konusunda bir şey var yani iade maksadıyla tutuklamanın yapılmamış olması dokuzunca maddeye göre tabi onlar farklı yorumluyor 9.maddeyi bizim gibi yorumlamıyor. Onlar işte 7.maddedeki şartları da aynı şeye koyuyor. Biz zaten 7.maddeye göre talebimizde bulunduk. 7.madde 9.maddeyi uygulanması için bir talep iletmek bakımından son derece önemli ama 9.madde özel bir madde. Bir ülkenin talebi ulaştığı anda iade maksadıyla tutuklama konusunda bize göre bir takdir hakkı bırakmıyor. Bir eksik bilgi, belge varsa onu tabi yine isteyebilir. İade maksadıyla tutuklamak iade anlamına gelmez. İade sürecini başlatmak bakımından önem arz eder çünkü iadesi istenen kişinin iadeyi isteyen ülke aleyhine terör faaliyetlerinde ve başkaca suç faaliyetlerinde bulunmaması için onun etkisizleştirilmesi gerekir. Bu açıdan bu tutuklama gerekiyor yoksa suçluluğunu ispat edip cezalandırmak için değil. Bir suç faaliyeti var bu suç faaliyeti devam ediyor onun devamına engel olmak için esasında iade sürecinde bu iade maksadıyla tutuklama yapılabilir. 7.maddeye göre de yine bilgiler istenebilir zaten bu kalıcı bir şey değil. İadenin reddine karar verirse tutuklama kendiliğinden kalkıyor. Bu konuya bu açıdan biz önem veriyoruz. Onlar da farklı bir değerlendirme içerisindeler. Geçici tutuklama konusu da bizim Türkiye’de darbe teşebbüsünde bulunan Fethullahçı Terör Örgütü’nün bu teşebbüsteki sevk ve idare edicisi olan Fethullah Gülen’in geçici tutuklanma talebini içeriyor. Darbe teşebbüsü ile ilgili ve sınırlı biz onu istiyoruz. Neden istiyoruz çünkü bir bu darbe teşebbüsünü gerçekleştiren Fethullahçı Terör Örgütü her gün yeni tarih veriyor. İşte 14 Ağustos dedi, arkasından Ekim’in başı dedi işte Kasım’ın 8’i dedi şimdi başka tarihler veriyor. Sürekli bir şekilde toplumu rahatsız edici bir biçimde bugün olmadı yarın, yarın olmadı öbür gün darbe teşebbüsü olacak veya şöyle olacak suikastlar olacak, şunlar olacak, bunlar olacak diye pek çok yalan ve iftirayı toplum içerisinde yayıyor. Sahte rüyalarla bunların birazda inandırıcılığını arttırmaya çalışıyor ve bunu sürekli yapıyor. Onun için bir defa bu faaliyetin durması lazım. Terör örgütünü fiilen dost ve müttefik olan ABD’nin bir eyaletinde rahat bir şekilde herhangi bir kısıtlamaya tabi olmaksızın yönetmeye devam ediyor. Yani bir terör örgütünün yönetiminin demokratik bir hukuk devleti olan ABD’de bir eyalette bir kişinin özgürce herhangi bir kısıtlamaya tabi olmadan müttefik bir ülke aleyhine devam etmesi ve devam ettirilmesi ve buna dair bir tedbir alınması gerekiyor ve bu tedbir de nedir örgütün yönetmesine engel olacak bir adımdır o da geçici tutuklamadır. Yani şimdi herkes geliyor, gidiyor. Talimatlar, mesajlar oradan alınıyor ve devam ediyor o yüzden geçici tutuklama son derece önemli örgütün faaliyetlerini sonlandırmak için öte yandan da ABD yönetiminin bu iade dosyasına verdiği önemi çünkü şuanda 6 savcı bu konuda çalıştırdıklarını söylediler. İşte uzmanlar sürekli görüşüyor biz geldik bu da çok önemli çünkü Türkiye’nin ABD’den bugüne kadar istediği iade taleplerinin hiç birinde bakan ziyareti yok. ABD’nin Türkiye’den istediği iade taleplerinde de ABD’nin bir bakan ziyareti görüşmesi yok. Başka ülkelerde de yok. Yani bu iki ülke Adalet Bakanın bu konuyu görüşmesi bu konunun iki ülke bakımından ne kadar önem ve anlam taşıdığını göstermesi bakımından sonra derece önemli yani bu görüşmeler.
 
Fethullahçı Terör Örgütü elebaşı terörist Gülen’in iade edebilme ihtimalini bir kenarda saklı tutarak yurtdışına kaçış için arayış yaptığına dair elimizde çok güçlü istihbarat bilgileri var. İşte Kanada’dır, Belçika’dır, Norveç’tir, Brezilya’dır başka ülkelere kaçma konusunda bir arayışı da var. Bu ABD’nin iade sürecindeki tutumuna göre değişecek. Şimdi onlarda o psikoloji var. Yarın ABD mahkemeleri iade sürecine olumlu cevap verdiği zaman böyle bir ihtimalle karşılaşma şeyine binaen böyle bir arayış yürüyor. Bunu da biz çok net görüyoruz onun için diyoruz ki bu terör örgütü kurucusu ve yöneticisi bir yandan terör faaliyetlerine devam ediyor. Buna izin vermemek lazım öte yandan iade ihtimaline binaen kaçış için uygun yer arayışında bulunuyor ve örgüt üyeleri bunu devam ettiriyor. Öte yandan Türkiye’nin aleyhine çok Türkiye düşmanlarının yaptığı türden faaliyeti hala sürdürüyor. Bunları sonlandırması açısından bunun geçici tutuklanması önem arz etmektedir. Biz bu konuda verdiğimiz ve bunun Türkiye açısından ne anlam ifade ettiğini çok net bir şekilde muhataplarımızla paylaştık. 

 

ABD’NİN GEÇİCİ TUTUKLAMA SÜRECİNİ BAŞLATMIYOR OLMASININ  ANA NEDENİ NEDİR
Ben ABD’nin ne yapmayı düşündüğüne dair bir değerlendirme yapmayı uygun görmüyorum. Doğru da değildir ama iyi niyetli bir işbirliğinin, dost ve müttefik iki ülkenin terör konusunda dayanışmasının ve birlikte mücadelesinin son derece önemli olduğuna biz inanıyoruz. Bu sürecin uzaması ve uzatılması Türk halkında ve Türkiye devletinde bu kişiye dönük bir ABD’de yargı süreci ve diğer süreçlerde bir gelişme olmaması Türk halkında bir ABD karşıtlığını yükseltmektedir. Bugün Türkiye’de ABD karşıtlığı gerçekten yükselmiştir. Bunu ABD’nin yetkilileri de ben eminim görüyor. Bunun ana nedenlerinden birisi bu terör örgütü liderinin, terörist Gülen’in burada serbestçe, 241 kişinin kanında eli olmasına rağmen bu kadar insanı yaralamasına rağmen, Türkiye’nin cumhurbaşkanına suikast girişiminde bulunulmasına rağmen, meclisin, cumhurbaşkanlığının, özel harekâtın pek çok yerin bombalanmasına rağmen bunu yapan gün gibi Fethullah Gülen ve o örgütün üyeleri olduğu sabit olmasına rağmen hala eli kolu serbest bir şekilde burada geziyor ve faaliyette olması Türk halkını ve Türkiye devletini fevkalade rahatsız etmektedir ve Türkiye’de ABD karşıtlığının da artmasına yol açmaktadır. Tabi bunu ABD yetkilileri mutlaka değerlendirmesi gerekir. Usame Bin Ladin ABD için ne anlam ifade ediyorsa Fethullah Gülen de Türkiye için o anlamı ifade etmektedir.

 

AMERİKAN YÖNETİMİ BU TUTUKLAMA VE İADE SÜRECİNİ OCAK AYINDA YENİ GÖREVE BAŞLAYACAK BAŞKANA DEVRETMEYİMİ DÜŞÜNÜYOR?
Prosedürü iki ülke arasındaki anlaşmalara göre yürüyor, başkanların veya yönetimlerin değişmesi bu anlaşmaları değiştirmez biz ona inanıyoruz. Devlette devamlılık her zaman esastır ancak geçiş süreçleri karar alıcıları her zaman etkileyebilir. Bu da bir gerçek bunu da yadsımamak gerekir. Bizim için önemli olan terörist Gülen’in iadesidir ve geçici tutuklanmasıdır bu maksatla. Bunun yapılması önemli, kimin döneminde yapıldığının bizim açımızdan herhangi bir önemi yoktur. Yeter ki bu yapılsın bu konuda adım atılsın.

 

BU DOSYA DELİL İTİBARİYLE BİZE GÖRE EKSİĞİ OLAN BİR DOSYA DEĞİL AKSİNE FAZLASI OLAN BİR DOSYADIR.
 
Biz delilleri sayın bakan ile tek tek ele alıp değerlendirmedik çünkü bir delil üzerinden bir değerlendirme biz yapmıyoruz. Biz sadece bu konuda Türkiye’nin hassasiyetlerini, beklentilerini, aramızdaki anlaşmadan doğan haklarını, ABD’ye bu anlaşmanın yüklediği yükümlülükleri, iki ülke arasındaki stratejik ortaklık ve dostluğun gerektirdiği şeyleri konuştuk ve delil konusunda da biz dosyadaki delillerin Fethullah Gülen’in geçici tutuklanması için fazlasıyla yeterli olduğuna inanıyoruz. Ben çok net söylüyorum bu dosyanın içindeki delillerin kuvveti kadar, sadece Türkiye’nin iade taleplerinde değil başka ülkelerin de iade taleplerinde de kuvvetli ve sağlam deliller olduğuna ben ihtimal vermiyorum. Bu dosya delil itibariyle bize göre eksiği olan bir dosya değil aksine fazlası olan bir dosyadır. Tabi bizim bakışımız bu, ABD’nin değerlendirmesi onlara aittir ama bizim bakışımız böyledir. Bu dosyadaki delillerin Fethullah Gülen’in bu darbe teşebbüsündeki rolünü tartışmasız ortaya koyduğunu görüyoruz.

 

FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ AMERİKAN BÜROKRASİSİNİ ETKİLEMEYE YÖNELİK ÇABALARDA BULUNUYOR
Fethullahçı terör örgütünün yapısına ilişkin sayın bakana bilgiler ilettik. Bu örgüt Türkiye’de eğitim, din ve çocuklarımız üzerinden hem devleti hem toplumu hem aileleri etkilemek suretiyle önce aileler nezdinde sonra toplum ve devlet nezdinde itibar kazanmaya çalıştı ve çocukları ailelerden aldıktan sonra onları örgütün ideolojileri doğrultusunda beyinlerini yıkayarak, eğiterek, yetiştirerek onları aileden, toplumdan ve devletten ziyade örgütün ve örgütün elebaşına bağlı bir anlayışla yetiştiriyor. Daha sonra bunları devletin içerisinde yerleştirme süreci var. Bu süreçte de soruları çalarak sınavda onlara avantaj sağlama dâhil pek çok gayrı meşru ve gayrı ahlaki ve hukuki yol ve yöntemi kullanıyor ve devletin stratejik yerleri; ordudur, yargıdır, emniyettir ve diğer yerlerin hepsine elemanlarını yerleştiriyor. Daha sonra buradaki elemanlarla irtibatını kesmiyor, kullanıyor. Sonra da bu elemanları vasıtasıyla devletin hukukunu örgütün hukuku gibi, devletin parasını örgütün parası gibi, devletin silahını örgütün silahı gibi, devletin imkân ve kabiliyetlerini örgütün imkân ve kabiliyetleri gibi kullanan dünyada eşi benzeri görülmeyen bir örgütle karşı karşıyayız. Onun için bu örgütü anlama noktasında herkes farklı bir yerde duruyor çünkü diğer terör örgütleriyle mukayese ediyor ama bu bambaşka bir terör örgütü. Onlarla mukayese etmemek lazım. Örgütün en önemli özelliklerinden birisi görüntüyle gerçeğin farklılığıdır. Türkiye’de takiye dedikleri esasında kendini gizleme diyebileceğimiz karşısındakinin görmek istediği şekilde kendini gösterme ama gerçek niyetini gizleme dediğimiz bir yöntemi kullanıyorlar. Siz neden hoşlanıyorsunuz onları söylüyor. Hangi yaşam tarzını beğeniyorsanız o tarzı kendine yapıyor. Bir bakıyorsunuz sizin ne kadar güzel gördüğünüz şey varsa hepsini yapıyor. Ama sizin gördüğünüz yerlerde onu yapıyor arkada örgüt kendi programını kendi stratejisini uyguluyor o nedenle bu örgütün görüntüsüne kimsenin aldanmaması lazım. Yani iyi eğitim almış işle dinle ilgilenen sıradan insanlar gibi değerlendirilmemesi lazım. Gerçek ondan daha kötü bir durumu ortaya koyuyor çok kirli ve suç odağı olan faaliyetler var. Kara para aklama konusunda bu örgütten daha usta ben dünyada bir terör örgütü veya bir mafya yapılanması olduğunu zannetmiyorum. O kadar maharetliler. Onun için ben ABD’li dostlarımıza sizin aracılığınızla şunları söylüyorum; bu örgütün para hareketlerini bir incelesinler. Kara para aklama konusunu bir incelesinler. Harcadığı paraları ABD mevzuatına uygun harcayıp harcamadığını da bir incelesinler. Şu anda 146 charters okulları var Amerikan vatandaşlarının verdiği vergilerle oluşan eyalet bütçelerinden yaklaşık 500 milyon civarında her yıl bir kaynak aktarılıyor bu kaynaklar nasıl kullanılıyor bir bakılsın. Aktarma amacına uygun kullanılıyor mu kullanılmıyor mu bir bakılsın. Fethullah Gülen’e ve örgütün diğer faaliyetlerine kullanmak, örgüt için PR oluşturmak için mi kullanılıyor, STK’ları finanse etmek için mi aktarılıyor yoksa başka şeyler yapmak için mi aktarılıyor onu mutlaka incelemeleri lazım. Biz bunu muhataplarımıza söylüyoruz yani bu örgütün okullarda yetiştirdiği elemanlar hangi ülkenin vatandaşı olursa olsun kendi ülkesine ve toplumuna sadakatten ziyade örgüte sadakatleri her zaman birinci derecede. O nedenle bu örgüt ABD için de kamu düzenini bozma bakımından çok büyük bir tehdit oluşturuyor. Başka ülkeler için de oluşturuyor. Şimdi biz bunu söylediğimizde bunu anlamıyor muhataplarımız veya olur mu böyle şey? Bize öyle demiyorlar ama ben öyle düşündüklerini tahmin ediyorum. Türkiye’de de böyle oldu 40 senedir bu örgüt bu faaliyetlerini yürütürken toplumda bunu söyleyenler olduğunda herkes onları eleştirdi ama gelinen noktada bu örgütün soru çalmadan tutun sahte delil üreterek insanları yargılama, suçlama, hapiste çürütmeye varıncaya kadar, adam öldürmeye varıncaya kadar, kara para aklamaya varıncaya kadar, en nihayetinde kanlı, silahlı darbe teşebbüsüne varıncaya kadar karnesinde, sicilinde onlarca, yüzlerce suç var. Şimdi Türkiye’deki herkes bu örgütün gerçek kimliğini artık tartışmıyor. Bize, Türk toplumuna aktardığı, takiye ile gösterdiği kimliğin gerçek olmadığını bunun bir aldatmaca olduğunu kabul etti ve gerçek kimliğini de gördü ve bu örgütle kimin ismi anılıyorsa Türk toplumunda o kişiyle insanlar aralarına büyük bir mesafe koydular. Çünkü toplum bu örgütten gerçekten korktu ve rahatsız oldu. Bu örgütün hem kendileri hem çocukları hem aileleri ve hem toplum hem devlet için ne kadar büyük bir tehlike ve tehdit oluşturduğunu herkes gördü ve inandı. Biz onun için dostlarımıza diyoruz ki lütfen bu örgütü izleyin. Elinizdeki imkânlarla izleyin. Bizim dediklerimiz doğru mudur eğri midir bunu check etmek için de bu örgütün faaliyetlerini lütfen yakından takip edin bu örgütün gerçek kimliğini o zaman daha iyi göreceksiniz.

 

TÜRKİYE CEZAEVLERİ VE TUTUKEVLERİNDE KESİNLİKLE KÖTÜ MUAMELE VE İŞKENCE YOKTUR
Buradan çok net söylüyorum Türkiye cezaevleri ve tutukevlerinde kesinlikle kötü muamele ve işkence yoktur. Kim var diyorsa biz de diyoruz ki o zaman kime yapılmış kim nerde ne zaman nasıl yapmış lütfen bize bildirin biz gereğini derhal yapalım. Böyle bir şey varsa üzerini biz örtmeyiz üzerine mutlaka gideriz ama bu konuda Türkiye’yi eleştirenler isim vermiyorlar, yer zaman adres vermiyorlar Türkiye’yi suçluyorlar. Biz de diyoruz ki siz bize yer, isim, adres vermeyince biz bunun aksini nasıl ispat edeceğiz? Aksini ispat etmemize de fırsat vermiyorlar ama Türkiye’yi yüksek sesle suçlamaya devam ediyorlar. Bize isim, adres verirler biz bunu inceleriz böyle bir şey olduğunu tespit edip eğer bunu yapanları koruyan bir anlayış ve uygulama ortaya çıkarsa herkes bize söyleyeceği en ağır eleştiriyi mutlaka söylesin. Ama tespit edip ona müeyyidesini uyguladığımızda da o zaman tabi takdirini belirtecektir. Ama şu anda Türkiye’de bu iftirayı yayanlar bize bunların imkânını vermiyorlar. Bizim ceza kanunumuzda işkence ve kötü muamelede biz zaman aşımını kaldırdık yani ölene kadar bir kişi yaptıysa böyle bir fiil bundan soruşturulabilir, yargılanabilir ve ceza alabilir. İşkenceye ve kötü muameleye sıfır tolerans bizim ülkemizin ve hükümetimizin en önemli özelliğidir. Bize sadece adres verecekler biz derhal üzerine gidip gerekeni yaparız. Bakın özellikle bu Fethullahçı terör örgütü terörist başı Fethullah Gülen ve örgütün mensuplarının iade süreçleri işlediği için bu haberleri PR yaparak başka yerleri etkilemek suretiyle özellikle yaygınlaştırıyorlar ve çoğaltıyorlar. Yani bakın bizi iade ederseniz Türkiye’de işte kötü muamele, işkence var gibi bir algı operasyonuyla Türkiye karşı karşıya. Bir yandan FETÖ, öte yandan bölücü terör örgütü PKK el ele şu anda büyük bir kampanyayı başlatmış durumdalar. CPT geldi bize ziyaret etti bazı kötü muamele ve işkenceye dair şeyler söylediler. Ben kendilerine dedim ki bunların isimlerini, adreslerini bize verin biz hemen inceletelim. Gereken neyse hemen yapalım. Ben de biliyorum CPT’nin gizli çalıştığını ama bize gayri resmi söyleyin biz üzerine bunların mutlaka gidelim. Söylemiyorlar, şikâyet edin, şikâyet etmiyorlar. Ben kamuoyuna çağrıda bulunuyorum. Kime kötü muamele ve işkence yapıldıysa lütfen şikayet edin. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bu maksatla yapılan müracaatlar oldu AİHM hemen reddetti neden? Çünkü iddialarıyla Türkiye’nin o iddialara verdiği cevapları koyduğunda yalan söyledikleri ortaya çıktığı için reddetti. Bazı yerlerde işte İstanbul’da geçen bir tanesi kendisine işkence ve kötü muamele yapıldığına dair bir şey söyledi. İfadeye çağırıldı gel bakalım nasıl oldu kim yaptı falan hemen şeyinden vazgeçti şeyini söylemiyor. Biz diyoruz ki kime yapıldıysa isim verin, şikayetçi olun biz üzerine gidelim. Bunları yapmıyorlar şimdi biz Adalet Bakanlığı olarak Türkiye’nin aleyhine işkence ve kötü muamele iddiaları iftiraları nerede hangi haber sitesinde hangi yerde çıkıyorsa onu derhal inceleyen aslı varsa hemen gereğini yapmak üzere adli mercilere hemen konuyu havale eden aslı yoksa da onu kamuoyuna açıklayan hem aslı varsa onu da kamuoyuna açıklama kararı aldık hem de aslı yoksa aslı yoktur demeyi de açıklama kararı aldık. Şimdi sürekli biz bunu yapıyoruz. 7/24 böyle bir mekanizme kurduk kamuoyuna açıklıyoruz böyle bir iddia var biz iddiaları ciddi bulduk bununla ilgili soruşturma başlattık şunu yaptık, bunu yapıyoruz. Aslı yoksa da bunun aslı yoktur diye çok net söylüyorum şuana kadar incelettirdiğim konularda aslı olan tek bir haber çıkmadı. Hepsi yalanlandı çünkü uydurma iddialar bunlar onun için biz bu konuda her iddiayı ciddiye alıyoruz, inceliyoruz, inceletiyoruz ve gereken neyse de onu yapacağız. Şimdi İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporu ile ilgili de hemen incelemeleri başlattık şimdi çalışmalar devam ediyor. İlk bulgulara göre cezaevlerinde zaten onların raporda bir iddia yok esasında gözaltılar ile ilgili bir şeyler var onları da hemen şimdi inceleniyor ve onlarla ilgili de incelememiz biter bitmez gereken açıklamayı yapacağız. Buradan çok net söylüyorum gözaltında da herhangi bir kişi gözaltına alındığında da önce sağlık kontrolünden geçirilir bir rapor alınır. Orada belli bir süre kalınca yine rapor alır. Sonra serbest bırakılırken veya tutuklanınca cezaevine gidiyorsa yine bir rapor alınır. Bu raporun esprisi kişi gözaltına alındığında hangi durumdaysa fiziken hastalık bakımından ya da görüntü bakımından çıkarken aynı durumda olup olmadığını tespit etmek eğer kötü muamele ve işkenceye maruz kalmışsa onları da tespit etmek amacına dönüktür. Bütün bunların hepsi yapılıyor. Bu darbe teşebbüsü sırasında bazı darbeciler vatandaşlar tarafından teslim alındı. Yani vatandaşlar karşı karşıya geldiler ve vatandaş teslim aldı. Bazılarını kolluk, polis çatışma sonunda teslim aldı teslim almadan önce ki dönemde vatandaş gözaltına alınmadan önceki dönemde vatandaşla darbeciler arasındaki o etkisi hale gitme sırasında olan bazı hadiseler var biz onu inkar etmiyoruz zaten ama bunları gözaltındaymış gibi gözaltına yapılmış gibi bir algı operasyonu yapılıyor çünkü o fotoğrafların hepsi o zaman çekildi. Bir kısmı bizim ülkemizin ajansları tarafından resmi ajanslar tarafından şimdi gözaltından önce çekilmiş fotoğrafları gözaltından sonra çekilmiş fotoğraflar gibi kamuoyuna yayıyorlar ve uluslararası alanda da kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Biz bunların hepsini de inceliyoruz, inceletiyoruz ama Türkiye’nin bu konuda karnesinin temiz olduğunu buradan bir kez daha ifade etmek isterim.