BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
BOZDAĞ`DAN TEPKİ:"İKİRCİKLİ YAKLAŞIMDIR"

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Türkiye  Noterler Birliğinin 45. Olağan  kongresine katıldı.

Kongreden ayrılırken gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Bozdağ şunları söyledi:

“Anayasaya göre sayın Cumhurbaşkanımız devletin başıdır, bu sıfatla Türk milletini ve Türkiye cumhuriyeti devletini temsil eder Anayasanın uygulanmasını ve devlet organlarının uyumlu çalışmasını gözetir. Sayın Cumhurbaşkanımıza Anayasa böylesine önemli bir görev vermektedir. Bundan önceki dönemlerde de yüksek yargı başkanları ve başta Anayasa mahkemesi, Danıştay, Yargıtay başkanları olmak üzere bütün hepsi Cumhurbaşkanlarıyla bir araya gelmişlerdir. Yüksek yargı gerek Cumhurbaşkanlığında gerekse Danıştay günü, Adli yıl açılışı, Anayasa mahkemesinin kuruluş yıldönümlerinde bir araya gelmişlerdir, zaman zamanda değişik toplantılarda protokolde birlikte olmuşlar, yemeklerde beraber bulunmuşlardır, bu bizim bütün kayıtlarımızda vardır. Hatta bildiğiniz gibi Anayasa mahkemesi ve Yüksek yargı mahkemelerinin kuruluş yıldönümleriyle Adli yıl açılışına mahkemeler Ana muhalefet partisinin liderlerini davet etmektedirler ve onlarla da orada beraber olmaktadırlar. Bunda bir sakınca yoktur bu bugüne kadar böyle olduğu gibi bugünde aynı şekilde işlemektedir. Dün sayın Cumhurbaşkanları ile yüksek yargı başkanlarının bir araya gelmesi, birlikte olması, protokolde olması, beraber bir toplantıda veya yemekte olması yargının tarafsızlığına, bağımsızlığına halel getirmiyor da söz konusu Türkiye’nin Cumhurbaşkanı hem de halk tarafından ilk defa seçilmiş Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan olduğunda halel getiriyorsa bu ikircikli bir yaklaşımdır. Maalesef yanlış bir yaklaşımdır. Dün halel getirmeyen bir şey bugün birdenbire nasıl halel getirir bir hale geldi bu siyasi bir yaklaşımdır. Sayın Cumhurbaşkanımızı yıpratmak için siyasilerin dillendirdiği bir şey öte yandan yargıyı yıpratmak içinde bilinçli olarak bir kampanya yürütülüyor, yüksek yargıyı ve yargıya olan güveni olumsuz etkilemek içinde bir çalışma yürütülüyor. Ben bu konuda değerlendirme yapanları samimi bulmadığımı ifade etmek isterim. Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı birlikte olduğu yada yan yana oturduğu kişilere göre değerlendirilemez böyle bir değerlendirme yapmak konuyu bilmemek demektir. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı yargı görevi yapanların verdiği adil ve doğru kararlarla tesis ve inşa edilir. Siz mahkemelerin ve hakimlerin verdiği kararlara bakacaksınız doğrumu? Adil mi? Adaletin tecellisine hizmet ediyor mu etmiyor mu oradan bir eleştiride bulunacaksınız. Yoksa cumhurbaşkanıyla yüksek yargı başkanları bir araya geldi diye eleştiri yapmak yargı bağımsızlığı gölgelendi tarafsızlığı kayboldu demek çok büyük bir cehalettir. Dünyanın her ülkesinde devlet başkanlarıyla yargı başkanları bir araya gelir. Başka ülkelere gidip bunu anlatsanız; “bunu söyleyenlere gülerler böyle saçmalık mı olur derler.

Ben geçenlerde de ifade ettim bugün bir kez daha ifade etmek isterim bu konuda Cumhuriyet Halk partisinin yaklaşımını geçmişte de gördük. 28 şubatta yüksek yargı başkanları Genel kurmaya çağrıldılar ve o zaman ayakta alkışladılar brifing aldılar bunu hiç eleştirmediler. O dönemin CHP genel başkanı; “ne var bunda, devletin bilgilendirme yapmak isteyen bir kurumu çağırmış onları bilgilendirmiş” diyip bunu savunuyor. Yargı bağımsızlığına bu müdahaledir, çağırıp talimat veriliyor buna dair en ufak bir açıklamaları yok ama Türkiye’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı ile yargı görevi yapanlar bir araya geldi diye yer yerinden oynatıyorlar. Bunu az öncede ifade ettiğim gibi kasıtlı yapılan bir harekettir, iki yüzlü siyasetin sonucunun bir göstergesidir.

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI

Yeni anayasa milletin talebidir sadece Ak partinin değil bütün siyasi partilerin seçimlerden önce millete taahütüdür. Ak parti milletine verdiği taahhüdün arkasındadır. Biz yeni anayasa konusunda uzlaşmayla bir anayasa yapılmasını hep arzu ettik hatırlarsanız 24. Dönem parlamentosu uzlaşma komisyonu kurdu ancak netice alınamadı 26. Dönem parlamentosunda da yine uzlaşma komisyonu oluşturuldu oradan da bir netice çıkmadı.
Gönlümüz arzu ediyor ki Türkiye parlamentosu siyasi partileriyle gruplarıyla bir uzlaşma komisyonunda yeni Anayasa yapmasıdır. Maalesef Türkiye uzlaşarak yeni anayasa yapmayı başaramamıştır. Bunun üzerine biz Ak Parti olarak yeni anayasa öneri taslağımızı hazırlayacağımızı Türkiye kamuoyuna açıklayacağımızı TBMM’ye göndereceğimizi ifade ettik. Bu anayasanın içerisinde milletimizin beklentilerine cevap verecek düzenlemeler olacak hükümet sistemi konusunda da başkanlık sistemini esas alan bir anayasa yapacağımızı Türkiye kamuoyuna deklare ettik bu konudaki çalışmalar 64. Hükümet döneminde de devam ediyordu yeni dönemde de bu çalışmalar kaldığı yerden devam edecektir. Yeni anayasa çalışmalarının takvimini ve seyrini önümüzdeki günlerde sayın Başbakanımız muhtemelen kamuoyuyla da paylaşacaktır.

FETULLAH GÜLEN’İN İADESİ

ABD ile Türkiye iki dost ve müttefik ülkedir. Türkiye ABD’nin güvenlik kaygılarını güvenlik konusundaki taleplerine önem vermekte ve ciddiye almaktadır. ABD’nin de Türkiye Cumhuriyeti devletinin güvenlik konusundaki taleplerini, güvenlik konusunda ki kaygı ve risklere dair değerlendirmelerini dikkate alması gerektiğine dair Türkiye’nin en doğal hakkıdır. Bu konuda kararı kendileri verecektir ama biz iki dost ve müttefik ülke arasında nasıl bir ilişki varsa bu konuda da benzer ilişkinin devam ettirilmesinin doğru olduğu kanısındayız bildiğiniz gibi milli güvenlik kurulu ülkenin güvenliğine ilişkin konularda hükümete tavsiye kararı alabilmektedir ve bu yönde milli güvenlik kurulu tavsiye kararı almıştır. Böylesi bir kararı hükümet elbette ki gereği neyse takdir edecektir. Bu konuda Türkiye’nin tutumu nettir Türkiye’nin iç güvenliği ve ulusal güvenliğiyle ilgili konulardaki bütün kaygılarını bütün risklerini Türkiye’yi yönetenlerin alması gerekir ki hükümet olarak alıyoruz.
Bizim dost ve müttefik bildiğimiz ülkelerinde Türkiye’nin bu konuda ki kaygılarını ve taleplerini dikkate almasını bekliyoruz, ABD’den de beklentimiz budur. İade konusundaki dosyalar üzerinde çalışmalar devam ediyor. Onların bildiğiniz gibi tercümesi gerekiyor. Dosyalar oldukça yekun tuttuğu için kısa süre içerisinde tercümesi mümkün olamadığından zaman aldı ama önümüzdeki günlerde iade taleplerimizi de Amerika Birleşik Devletlerine ileteceğimizi ifade etmek isterim.

KILIÇDAROĞLU’NUN BÜYÜKELÇİLERLE BİRARAYA GELMESİ

Sayın Kılıçdaroğlu’nun büyük elçilerle bir araya gelmesi onun takdiridir. Sayın Kılıçdaroğlu siyaseti biraz iyi bilmiş olsa Türk halkının Türk toplumunun başka ülkelerin büyükelçileriyle bir araya gelip Türkiye’yi ve Türkiye’nin Cumhurbaşkanını şikayet etmenin Türk halkını ne kadar rahatsız ettiğini görebilirdi. Ama belli ki Sayın Kılıçdaroğlu bunu görmüyor. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu büyükelçilerin kendisini bir gün kendini Türkiye de  birinci parti Türkiye’nin başbakanı yapacağını zannediyorsa onlara yatırım yapmaya devam edebilir. Ama bilmesi lazım ki bir siyasi partiyi birinci yapan Türk halkıdır, onun sandıkta verdiği oydur, iktidara taşıyan da odur. Benim bildiğim kadarıyla Türk milleti kendi ülkesini kendi ülkesinin yöneticilerini, kendi ülkesinin cumhurbaşkanlarını adeta Türkiye’nin düşmanıymış gibi gösterip başka ülkelerin büyükelçilerine şikayet etme zavallılığını gösteren hiç kimseye saygı göstermez ve onlara da değer vermez. Ben eminim ki bu toplantıyı en iyi Türk halkı değerlendirecektir. Türkiye’nin muhalefeti Türkiye’nin yönetimini artık başka ülkelerin büyükelçilerine şikayet etmekten vazgeçmeli, başka ülkelerden medet ummaktan vazgeçmeli. Eğer şikayetin varsa gidip Türk halkına yapacaksın. Gidip vatandaşına yapacaksın, onlardan medet umacaksın. Ama milletten iktidar yetkisini alamayacağını bilen CHP sürekli bir şekilde Türkiye’yi başka ülkelere, başka ülkelerin elçilerine şikayet etmeye devam ediyor. Bizim için bir kıymeti yok nu şikayetin. Biz gücü başka milletlerin büyükelçilerinden veya başka ülkelerden almıyoruz. Biz gücü Türk halkından alıyoruz. Bizim için önemli olan Türk halkının değerlendirmesidir.”