Bozdağ, TBMM'nin bir araştırma komisyonu kurarak konuyu bütün yönleriyle araştırmasının hükümet bakımından son derece önemli ve yol gösterici olacağına inandığını söyledi. Hükümetleri döneminde aile ve kadınlara yönelik önemli adımlar atıldığının altını çizen Bozdağ, konu üzerinde geçmiş dönemde parlamentoda kurulan komisyonların durduğunu ve incelemeler yaptığını anımsattı.
Hükümetleri döneminde hem erkek hem de kız çocuklarda erken yaşta evlilik konusunda bir azalmanın olduğuna işaret eden Bozdağ, şunları kaydetti:
"AK Parti hükümetleri döneminde kız ve erkek çocuklarımızın erken yaşta evlenmelerini önlemek maksadıyla pek çok adım atılmıştır. 'Bunlardan en önemlisi nedir?' diye sorarsanız, bana göre, en önemli attığımız tarihi adım 4+4+4 eğitim sistemiyle beraber zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıdır. Şu anda Türkiye'de lise mezunu olmayan pek çok evladımız var ama artık yeni Türkiye'de lise mezunu olmayan kızımız da oğlumuz da kalmayacak, hepsi en az lise mezunu olacaktır. Bu da bu konudaki olumsuzluğu değiştirme bakımından elimizdeki en önemli imkanlardan birisidir. Elbette daha çok adımı atmamız lazım. Hem erkekleri hem de kadınları bilinçlendirme konusunda da bizim ciddi adımlara ihtiyacımız var."
Bozdağ, hazırlanacak rapor doğrultusunda bu konuda atacakları adımlar olacağını belirterek, kurulacak komisyonun aile yapısının güçlendirilmesi, kadınların toplumda daha güçlü bir konuma gelmesi, geleceğin teminatı çocukların iyi yetiştirilmesi ve toplumun temeli olan ailenin korunması bakımından önemli adımlar atılmasına vesile olacağını vurguladı.
Yasalardaki değişimler
Geçmişte dönemlerde yasalarda da bazı ciddi ayrımlar olduğuna dikkati çeken Bozdağ, konuşmasını söyle sürdürdü:
"2004'te yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu ve diğer ceza adalet sistemine ilişkin mevzuat ve 2002'de yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ve diğer mevzuatlar beraber değerlendirildiğinde, hukukumuzda yer alan pek çok ayrımcılığın yasalarla himaye edildiğini görüyoruz. Ceza Kanunu'nda baktığınızda kız var, kadın var, karı var, dul var pek çok ifade var. Kadınları tek gözle görmeyen bir anlayış var, kadınları da kendi içinde ayrıma tabi tutan bir Ceza Kanunu, bir Medeni Kanun ve diğer pek çok kanunumuz var ve bu kanunlar bu ayrımcılıkları himaye ederken öte yandan kadına karşı ayrımcılıkla mücadele eden anlayışlar var. Bir yandan kanun himaye ediyor, öte yandan biz bu anlayışlara karşı mücadele ediyoruz. Hem mücadele edeceğiz hem de bu yanlışlardan hukukumuzu arındırmak için çalışmalar yapacağız. AK Parti hükümetleri döneminde Ceza Kanunu'nda yapılan büyük değişimlerle bu ayıplardan ceza hukukumuzu temizledik."
Bu konudaki düzenlemelere ilişkin örnekler de veren Bozdağ, daha önce Ceza Kanunu içerisinde, tecavüze uğrayan bir kadının tecavüz edenle evlenmesi halinde soruşturmanın, dava aşamasındaysa davanın, infaz aşamasındaysa infazın ertelenmesini öngören bir düzenleme bulunduğuna işaret ederek, "Buna son veren adımı bu parlamento attı, AK Parti hükümetleri attı. Artık böylesi bir ayıp bizim hukukumuzun içerisinde bulunmamaktadır" dedi.
Kadınlarla ilgili olarak yapılan düzenlemelere de Bozdağ, bunların içinde en önemlilerinden birinin Anayasa'nın 10. maddesinde 2004'te yaptıkları değişiklik olduğunu, eklenen bir cümleyle, "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir, Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür" hükmünü getirip, koyduklarını kaydetti.
-"Ailenin korunması sadece kadının ya da erkeğin görevi değil"
Boşanma nedenlerinin verilerinin yanlışlığına da dikkati çeken Bozdağ, pek çok ailenin adeta gerçek boşanma sebebinin yerine yargılama süreçleri içerisinde "şiddetli geçimsizlik" çatısı altında bir boşanma veri bankası oluşturduğunun görüldüğünü ifade etti. Sebepleri ailelerin de gizlediğini herkesin müşahede ettiğini belirten Bozdağ, onun için bu noktada sebeplerin gerçek olarak tespitinin de çözüm arayışlarına yardımcı olacağını söyledi.