Erişilebilirlik Menüsü

Ekran Okuyucu

Seçili Alan Okuyucu

Bağlantı Vurgula İkonu

Bağlantı Vurgula

Metni Büyüt İkonu

Büyük Metin

Metni Sola Hizala

İmleç

Okuma Kılavuzu

Okuma Maskesi

Disleksi Dostu

Kontrast

Solgunlaştırma

Düşük Doygunluk

Yüksek Doygunluk

AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNUN UYGULANMASI HAKKINDAKİ ADALET BAKANLIĞI GENELGESİ GÜNCELLENDİ
18.12.2019

AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNUN UYGULANMASI HAKKINDAKİ ADALET BAKANLIĞI GENELGESİ GÜNCELLENDİ

İlgili Genelgenin linki: 

https://www.adalet.gov.tr/Genelgeler/genelge_pdf/154-1.pdf

17/12/2019 tarihli ve 154/1 numaralı Genelge:

      Aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet suçlarının soruşturmaları ile 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karsı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında verilen önleyici ve koruyucu tedbir kararlarının uygulanması sırasında ortaya çıkan sorunların giderilmesi ve yol gösterici olması amacıyla, 20/02/2015 tarihli ve 154 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karsı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun Uygulanması” konulu Genelgenin güncellenmesinde fayda bulunduğu değerlendirilmiştir.

      Aile kurumu, toplumun en küçük birimi olup toplumsal yapının temeli ve geleceğimizin teminatıdır. Sağlıklı bir toplumsal yapının devamı için aile kurumunun taşıdığı önemin ve insan haklarına dayalı hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak, aile ve aile bireylerinin korunmalarına yönelik düzenlemelere hem ulusal hem de uluslararası metinlerde yer verilmiştir.

      2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 41 inci maddesinde ailenin Türk toplumunun temeli olduğu ve esler arasında eşitliğe dayandığı belirtilmekte, 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nde de, aile içi ve kadına yönelik şiddetin tüm hâllerinin, ayrımcılığın ve aile içi şiddetin önlenmesi, şiddete uğrayanlara yardım ve koruma için politikalar oluşturulması öngörülmektedir.

      20 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6284 sayılı Kanunda, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ile, bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Aynı Kanunda, şiddet ve kadına yönelik şiddet tanımlarına yer verilmiş, koruyucu ve önleyici tedbir kararlarına ayrıntılı şekilde değinilerek, şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik destek hizmetlerinin verildiği, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin (SÖNIM) görev ve sorumlulukları ortaya konulmuştur.

      Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da kadına yönelik şiddet, kadına yönelik ayrımcılığın en belirgin göstergelerinden birisi olarak kabul edilmekle, tüm dünyada ve ülkemizde çözümlenmesi gereken önemli bir toplumsal sorun olarak karsımıza çıkmaktadır.

      Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Opuz/Türkiye kararında, başvurucu ve annesinin maruz kaldığı şiddet karsısında yetkili mercilerin etkisiz ve hareketsiz kalması, Avrupa Insan Hakları Sözleşmesinin ihlali olarak kabul edilmiş ve asıl sorunun mevzuattan değil, söz konusu düzenlemelerin uygulamaya yansıtılamamasından kaynaklandığı da ifade edilmiştir. 

      Şiddetle etkin mücadele edilebilmesi için; ilgili bütün kurumların eşgüdüm içerisinde çalışmaları, şiddeti doğuran nedenlere odaklanılması ve mağduru koruyucu mekanizmaların yanında şiddet uygulayan kişilere yönelik önleyici tedbirler üzerinde de yoğunlaşılması gerekmektedir. ŞÖNIM'lerin görev ve sorumlukları, özellikle önleyici sosyal hizmetlerin yürütülüp geliştirilmesinde önemli bir işleve sahiptir. Bu kapsamda, şiddet mağdurunun talebi üzerine konuya temas eden kolluk personeli ve SÖNIM uzmanlarının vakayı titizlikle inceleyerek doğru tedbir kararları önermeleri önem arz etmektedir.

      Diğer yandan, 6284 sayılı Kanun kapsamındaki şikâyet ve talepler sonrasında kolluk tarafından düzenlenen "Aile İçi ve Kadına Karsı Şiddet Olay Kayıt Formu’nun mutlaka kişiye ve olaya uygun olarak düzenlenmesi istenilmelidir. Zira durumun özelliğine göre verilecek tedbirlerin türü ve niteliği bu aşamada anılan form üzerinden şekillenmektedir.

      Bilindiği üzere, 6284 sayılı Kanun esasen bir ceza veya ceza muhakemesi kanunu olmayıp, bu Kanun kapsamındaki kişilere yönelik şiddetin önlenmesine dair tedbirlerin usul ve esaslarını düzenlemektedir. Suçlara ilişkin olarak genel usul ve güvenceler saklı kalmak üzere anılan Kanun, başvuru üzerine süratle harekete geçilmesine yönelik ayrı bir usul öngörmektedir.

      Öte yandan, 6284 sayılı Kanun uygulamaları yanında, çocuğun yüksek yararı ilkesi uyarınca vakanın özelliğine göre çocukların psikolojisi, sosyal yasamı, eğitim hayatı ve ebeveynleri ile uygun ortamlarda ilişki kurabilmelerine de imkân tanıyan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu uyarınca uygun tedbir istemlerinde bulunulması hususu da gözetilmelidir.

      Bu itibarla;

      A) Aile içi ve kadına karsı şiddet suçlarına ilişkin yürütülen soruşturmalarda;

      1- Cumhuriyet başsavcılıkları bünyesinde, "Aile Içi ve Kadına Yönelik Şiddet Bürosu" kurulması ve bu bürolarda çalışan Cumhuriyet savcılarının uzmanlaşmalarının sağlanarak zorunlu durumlar dışında farklı islerde görevlendirilmemesi ve sık işbölümü değişikliği yapılmaması,

      2- Cumhuriyet başsavcılıklarına yapılan şikâyet başvurularında gerekli soruşturma işlemlerinin ikmali için müracaat evrakının doğrudan kolluğa havalesinden kaçınılması, müracaat sahibinin Cumhuriyet savcısı tarafından ayrıntılı şekilde ifadesi alınarak şikâyet ve delillerinin açıklattırılması ve buna göre ikmali istenilen hususlar açıkça bildirilerek kolluk birimlerinin talimatlandırılması,

      3- Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca verilen yetkilerin maddi gerçeğe ulaşmak için etkili şekilde kullanılması, soruşturma konusunu aydınlatmaya yarayacak her türlü bilgi, belge ve delilin zamanında, eksiksiz ve ayrıntılı şekilde toplanması,

      4- Eylemle orantılı ceza muhakemesi koruma tedbirlerine başvuru hususunun değerlendirilmesi; mağdurun daha önce başka şikâyetinin bulunup bulunmadığının mutlaka kontrol edilmesi, süregelen şiddet vakalarının tespiti halinde şüpheli hakkında zincirleme eylemlerle orantılı koruma tedbirlerine başvuru hususunun da göz önünde bulundurulması,

      5- Kural olarak gizli olan soruşturma evresiyle ilgili ifade, tutanak, belge, ses ve video kaydı gibi delillerin internet ve sosyal medya gibi platformlarda paylaşılmasının önüne geçilmesi, kanuni zorunluluk nedeniyle gizli tutulan bilgilerin üçüncü kişilere verilmesinin, Türk Ceza Kanununun 285 inci maddesi uyarınca “Gizliliğin ihlali” suçundan sorumluluk doğuracağının bilinmesi,

      6- Özel hayatın gizliliği, mahremiyet hakkı, lekelenmeme hakkı, kişisel verilerin korunması gibi temel hakların korunmasına önemle riayet edilmesi,

      7- Mağdurun hayatî tehlikesinin bulunması halinde, talebinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasama hakkının korunmasını sağlamak amacıyla 6284 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi uyarınca geçici koruma altına alma tedbiri hususunda karar verilmek üzere gereğinin takdiri için mülkî amire bildirilmesi,

      B) Tedbir karar ve uygulamalarında yukarıda belirtilen uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat hükümleri gözetilerek;

      1- 6284 sayılı Kanun kapsamındaki şiddet mağdurlarının vakanın özelliğine göre kaygı düzeylerinin yüksek olduğu durumlarda beyanlarının uzman eşliğinde adli görüşme odalarında alınması,

      2- Şiddet gördüğü iddiası ile; 

      a) Cumhuriyet savcılığına müracaat eden kişilerin ayrıntılı beyanları alındıktan sonra, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünden 6284 sayılı Kanunun 15 inci maddesi uyarınca ayrıntılı sosyal araştırma raporu talep edilmesi, bu aşamada alınan beyan dikkate alınarak uygun koruyucu ve önleyici tedbir kararlarının istenilmesinde tereddüt edilmemesi,

      b) Kolluk birimlerine müracaat eden kişiler hakkında "Aile İçi ve Kadına Karsı Şiddet Olay Kayıt Formu"nun eksiksiz şekilde ve titizlikle düzenlenmesinin istenilmesi ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünden ayrıntılı sosyal araştırma raporu talep edilmesi, bu aşamada olay kayıt formu dikkate alınarak uygun koruyucu ve önleyici tedbir kararlarının istenilmesinde tereddüt edilmemesi,

      c) Cumhuriyet savcılığı veya kolluk birimlerine müracaat eden kişinin beyanları alındıktan sonra talebi hâlinde kolluk marifeti ile ŞÖNIM'e gönderilmesi, 

      3- 6284 Sayılı Kanunun 15 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca şiddet mağduru ve şiddet uygulayana yönelik; kişinin geçmişi, ailesi, çevresi, eğitimi, ekonomik ve psikolojik durumu ile şiddet uygulayanın toplum açısından taşıdığı riski de ortaya koyan ayrıntılı sosyal araştırma raporlarının mahkemeye sunularak uygun tedbirlere hükmedilmesi hususunda talepte bulunulması,

      4- Şiddet mağduru hakkında koruyucu tedbirler yanında, şiddet uygulayana yönelik önleyici tedbirlerin de gözetilmesi; özellikle öfke kontrolü, stresle basa çıkma, şiddeti önlemeye yönelik farkındalık sağlayarak tutum ve davranışları değiştirmeyi hedefleyen eğitim, danışmanlık, rehabilite, tedavi ve muayene gibi alternatif tedbirlerin de talep edilmesi,

      5- Kişiyi güvenliğinden endişe etmesini gerektirecek şekilde korku ve çaresizlik içinde bırakacak ısrarlı bir takip söz konusu ise, mutlaka vakaya uygun tedbir istemlerinde bulunulması,

      6- 6284 sayılı Kanun kapsamında taraflar hakkında tedbir isteminde bulunulurken, çocuğun üstün yararı ilkesi uyarınca çocukların psikolojisi, sosyal yasamı, eğitim hayatı ve ebeveynleri ile uygun ortamlarda ilişki kurabilmeleri de gözetilerek 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununa göre de basta danışmanlık tedbiri olmak üzere uygun tedbir kararlarının talep edilmesi,

      7- a) 6284 sayılı Kanun kapsamında korunan kişiler bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde anılan Kanunun 4 üncü maddesi uyarınca ilgilinin aydınlatılmış rızasına bağlı olarak kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi tedbiri hususunda bir karar verilmek üzere hâkimden talepte bulunulması, bu kararın sadece korunan kişiye tebliğ edilmesi,

      b) Kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesi kararından beklenen amaç ve faydanın gerçekleşebilmesi için, kararın uygulanmasında gizlilik kuralına riayet edilmesi konusunda ilgililerin uyarılması, aksine davranışın Türk Ceza Kanununun 258 inci maddesi uyarınca “Göreve ilişkin sırrın açıklanması” suçundan sorumluluk doğuracağının hatırlatılması,

      8- Koruyucu ve önleyici tedbir taleplerinde bulunulurken, tedbir talep eden ve edilen hakkında daha önce başkaca bir tedbir kararı verilip verilmediği konusunda UYAP taraf tedbir kayıtlarının mutlaka sorgulanması,

      9- a) Korunan kişiye yapılacak tebligatlarda ŞÖNIM’e ait adres bilgilerinin kullanılması hususunun dikkate alınması,

      b) 6284 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca, gerekli bulunması hâlinde, tedbir kararı ile birlikte talep üzerine veya resen, korunan kişi ve diğer aile bireylerinin kimlik bilgileri veya kimliğini ortaya çıkarabilecek bilgilerin ve adresleri ile korumanın etkinliği bakımından önem taşıyan diğer bilgilerin resmi kayıtlarda gizli tutulması hususuna riayet edilmesi,

      10- Hakkında tedbire hükmedilen kişilerin varsa yeni adres kayıtlarının alınması, vakanın özelliği ve tedbir kararlarının vasıf ve mahiyeti gözetilerek basta Tebligat Kanununun 2 nci maddesinde belirtilen “tehirinde zarar umulan is” kapsamında kolluk vasıtası ile tebligat olmak üzere, usulüne uygun şekilde farklı tebliğ yöntemlerine başvurulabileceğinin göz önünde bulundurulması,

      11- Tedbir yükümlüsüne tedbire uyması gerekliliği ve tedbir kararının ihlâli durumunda zorlama hapsi gibi neticelerin hatırlatılarak, bu süreçte ayrı bir sosyal araştırmanın da yapılarak mahkeme tarafından verilen kararın gözden geçirileceği hususlarının bildirilmesi,

      12- 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının, Kanunun amacı dikkate alınarak ivedilikle ve etkin bir şekilde uygulanması için; 

      a) Cumhuriyet savcılığınca önleyici ve koruyucu tedbir talebinde bulunulması hâlinde, mahkemece verilen tedbir kararlarının takip ve denetimi açısından ilgili kurumlara ve kolluğa iletilmesi için Cumhuriyet savcılığına gönderilmesi,

      b) Kolluk birimleri, ilgili şahıs ya da mülkî amir tarafından doğrudan hâkim ya da mahkemeden talep edilen önleyici ve koruyucu tedbir taleplerinin Cumhuriyet savcılığı aracı kılınmaksızın gereği için doğrudan hâkim ya da mahkemeye gönderilmesi,

      c) Önleyici tedbir kararlarının uygulanmasının kolluk birimleri marifeti ile izlenmesi,

      ç) Tekrarlanan şiddet olaylarına karsı gerekli önleyici ve adli müdahalelerin yapılması bakımından, soruşturmanın başlangıcından infazın tamamlanmasına kadar tedbir uygulamalarının takibinin etkin bir şekilde yapılması,

      d) Verilen tedbirlerin kararda öngörüldüğü şekilde yerine getirilip getirilmediğinin, sürenin bitimi beklenmeden 6284 sayılı Kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliğinin 35 inci maddesinin besinci fıkrası uyarınca titizlikle incelenmesi ve gereğine tevessül edilmesi, 

      e) Koruyucu ve önleyici tedbir taleplerinin kabulüne dair kararların, mahkeme tarafından şiddet uygulayana ve korunan kişiye tebliğ edilmesi, talebin reddine dair kararların ise yalnızca talepte bulunana tebliğ edilmesi,

      f) Korunan kişi hakkında barınma tedbirine hükmedilmesi hâlinde tebliğin yapılması için kararın ŞÖNIM’e gönderilmesi,

      g) Tedbirlere ilişkin başvurular ile bu başvuruların kabul ya da reddine dair kararların ŞÖNIM’e UYAP üzerinden bildirilmesi,

      13- Hâkim tarafından verilen önleyici tedbir kararlarının tefhim veya tebliğ edilmemesi kararın uygulanmasına engel teşkil etmeyeceğinden, kararın infaz edecek birime teslim edildiği tarihte infazına başlanması,

      14- Tedbir kararlarının ihlali nedeni ile zorlama hapsi kararı verilebilmesi için tebliğ evrakında "kararın gereklerine aykırı hareket edildiğinde zorlama hapsi uygulanacağı" yönünde meşruhata yer verilmesi,

      15- Zorlama hapsi kararlarının;

      a) İtiraz kanun yoluna tabi olması ve kesinleşmeden infaz edilememesi hususları dikkate alınarak mahkeme tarafından ilgilisine tebliğ edilmesi,

      b) Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 8 inci maddesi uyarınca, kapalı ceza infaz kurumlarında infaz edilmesi gerektiği,

      c) Koşullu salıverme ve denetimli serbestlik gibi infaz uygulamalarına konu edilemeyeceği,

      16- 6284 Sayılı Kanunun 15 inci maddesi uyarınca ŞÖNIM’lerden, tedbir kararlarının uygulanma sonuçları ve ilgililer üzerindeki etkilerine dair rapor tanzim edilerek gönderilmesinin istenebileceği, Konularında gerekli dikkat ve özenin gösterilmesini rica ederim.

                                                                               Abdulhamit GÜL

                                                                         Bakan

Adres

06659 KIZILAY / ANKARA

Telefon

90 (0312) 417 77 70

E-Posta

basinisaretadalet.gov.tr