Adalet Bakanlığı’nın 2022 bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan görüşmelerin ardından kabul edildi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, görüşmeler sırasında milletvekillerinin sorularını yanıtladı. 5. Yargı Paketi'nin TBMM'de kabul edildiğini vurgulayan Bakan Gül, reformların ne ilk ne de son olacağını, toplumun ihtiyaçlarına göre reformların sürdürüleceğini kaydetti.
CEZAEVİNDEKİ AÇIK GÖRÜŞLER 1 ARALIK İTİBARİYLE BAŞLAYACAK
Kovid-19 salgını nedeniyle cezaevindeki açık görüşlere ara verildiğini hatırlatan Bakan Gül, görüşlerin 1 Aralık'tan itibaren başlayacağını söyledi. Salgın sürecinde Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulunun önerileri doğrultusunda düzenlemeler yapıldığını belirten Bakan Gül, şunları kaydetti:
"Bilim Kurulu, maske, mesafe ve hijyen tedbirlere riayet edilerek açık görüşlerin başlatılabileceğine karar verdi. Bu doğrultuda Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğümüze 'Mümkün olan en kısa zamanda açık görüşleri yapalım' dedik. Arkadaşlarımız çalışmalarını yaptı. 1 Aralık Çarşamba gününden itibaren açık görüşler tekrar başlayacak. İki kapalı görüşe ilave ayda bir açık görüş yapılmasına ilişkin gerekli planlamaları da başlattık. Açık görüşleri Sağlık Bakanlığının belirlediği kurallar çerçevesinde uzun bir aradan sonra yapacağız."
YARGININ İŞİNİ YARGIYA BIRAKACAĞIZ
Yeni Anayasa ile tüm çalışmaların taçlanacağını belirten Bakan Gül şöyle konuştu: "Ben yargının başı değilim. Anayasadan, kanunlardan almadığım hiçbir yetkiyi kullanmam ve söylemem. Yargı bağımsızlığı diyoruz, yürütmenin mensubu olarak, kabine üyesi olarak bir bakandan dosyalarla, savcının vermesi gereken kararla, mahkemenin vermesi gereken kararla ilgili 'Niçin sessiz kalıyorsunuz, niçin dava açmıyorsunuz, niçin bu davayı böyle bitirmiyorsunuz?' şeklinde birtakım sorulara muhatap olduk. Adalet Bakanı olarak biz yürütmenin parçasıyız ve yürütmenin içerisinde kalmaya devam edeceğiz. Yargının işini yargıya bırakacağız. Burada Adalet Bakanına, yürütmenin hiçbir unsuruna kimse cübbe giydirilemez. Hakimler, savcılar bu anlamda kendi kararlarını kendileri vereceklerdir."
YARGI ADINA KONUŞMA YETKİMİZ YOK, SÖZCÜSÜ DE DEĞİLİZ
Kanunda eksik olduğunda bu konunun yerinin Meclis olduğunu aktaran Bakan Gül, uygulamada eksikliklerin ilgili kurumlarca değerlendirileceğini, teknik eksiklilerin de Adalet Bakanlığınca giderileceğini anlattı. Adalet Bakanı Gül, "Dosyalarla, kişilerle ilgili, yürüyen hiçbir davayla ilgili ben yorum yapamam. Var mı görüşüm, elbette var. Bir hukukçu olarak da var ama ne zaman görevim biter, avukatlık yaparım o zaman konuşurum, değerlendiririz. Dolayısıyla da bizim bu anlamda yargı adına konuşma yetkimiz yok, yargının bu anlamda sözcüsü de değiliz. Yargının sözü kararlardır. Bizim beklentimiz de kararlarını gerekçeli bir şekilde vermesi, toplumun o kararı gördüğünde ‘evet’ diye tatmin olması ve eleştirileri sona erdirmesidir.” diye konuştu.
ARTIK SORU ÇALANLAR DEĞİL ANADOLU ÇOCUKLARI HAKİM-SAVCI OLUYOR
Hakim ve savcı alımlarına da değinen Adalet Bakanı Gül, bu konuda mülakat kurulunun genişletildiğini ve yargı mensuplarından oluşan kişilerce mülakatların yapıldığını belirterek, "Artık soru çalanlar değil Anadolu çocukları hakim ve savcı oluyor. Bu konudaki ideolojik ya da farklı bir şekilde değerlendirme de söz konusu değildir." ifadesini kullandı.
VATANDAŞLARIN ADALET HİZMETLERİNDEN MEMNUNİYETİ ARTTI
Yargıya güvene ilişkin soru üzerine Adalet Bakanı Gül, yargının fiile, dosyaya bakarak karar vereceğini belirterek, yabancı kaynaklı güven endekslerinden çok Türk halkının duyduğu güvenin önemli olduğunu söyledi. Bakan Gül, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre vatandaşların yargıya olan güveninin de artış gösterdiğini söyledi. Adalet hizmetlerinden memnuniyetin çok önemli olduğunu vurgulayan Gül, “Benim Trabzon’daki Fatma ablamın, Diyarbakır’daki Ali amcanın, İzmir’deki bir öğrenci kardeşimin endeksi bizim için daha değerli ve daha önemli. TÜİK’in verilerine göre adalet hizmetlerinden memnuniyet oranı 2010’da yüzde 37,2’yken, geçtiğimiz yıl yüzde 53,5, bu yıl ise yüzde 60,4’tür” dedi.
4 AYDA 430 BİN TEDBİR KARARI VERİLDİ
Mahkemelerce verilen tedbir kararlarına ilişkin rakamları paylaşan Adalet Bakanı Gül, ‘İstanbul Sözleşmesi’ olarak anılan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin feshinden sonra mahkemelerce verilen tedbir kararlarının azaldığı iddiasının gerçek dışı olduğunu kaydetti. Bakan Gül, şöyle konuştu:
“İstanbul Sözleşmesi'nin feshinden önce geçen 10 aylık dönemde 236 bin 882 dosyada 658 bin 232 tedbir kararı verilmiştir. Bu tedbir kararları 216 bin 763 kişiye yönelik tesis edilmiştir. Sözleşmenin feshinden sonra ise 4 ay gibi kısa bir süre içinde 141 bin 360 dosya açılmış ve 430 bin 745 tedbir kararı verilmiştir. Bu tedbir kararları 140 bin 244 kişiye yöneliktir. Bu veriler dikkate alındığında, bir önceki döneme göre yüzde 43 daha yüksek tedbir kararlarının verildiği, dolayısıyla ‘Sözleşme fesih edildi, tedbir kararları azaldı’ yönündeki bir iddianın da bu anlamda doğru olmadığı açıktır.”
KADIN HAKİM SAVCI ORANI YÜZDE 350 ORANINDA YÜKSELDİ
Kadın hakim savcı sayıları hakkında da bilgi veren Adalet Bakanı Gül, 2002 itibarıyla bin 847 olan kadın hakim ve savcı sayısının yüzde 350 oranında artırılarak 8 bin 307’ye yükseldiğini açıkladı.
Görüşmelerin ardından Adalet Bakanlığının 2022 bütçesi kabul edildi.
06659 KIZILAY / ANKARA
90 (0312) 417 77 70
basinadalet.gov.tr