Erişilebilirlik Menüsü

Ekran Okuyucu

Seçili Alan Okuyucu

Bağlantı Vurgula İkonu

Bağlantı Vurgula

Metni Büyüt İkonu

Büyük Metin

Metni Sola Hizala

İmleç

Okuma Kılavuzu

Okuma Maskesi

Disleksi Dostu

Kontrast

Solgunlaştırma

Düşük Doygunluk

Yüksek Doygunluk

ADALET BAKANI YILMAZ TUNÇ, AFYONKARAHİSAR'DA HSK YIL SONU DEĞERLENDİRME TOPLANTISI'NDA KONUŞTU
28.11.2025

BAKAN TUNÇ: HAKİMLER VE SAVCILAR KURULU TARAFSIZ VE BAĞIMSIZ YARGININ TEMİNATIDIR

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Hukuk devletini gerçekleştirebilmek için tarafsız ve bağımsız yargı şarttır. Tarafsız ve bağımsız yargının hukuk devletini ve adaleti hakkıyla tecelli edebilmesi için de Hakimler ve Savcılar Kurulu bunun teminatıdır." dedi.

Bakan Tunç, Afyonkarahisar'da düzenlenen Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Yıl Sonu Değerlendirme Toplantısı'nda, 2025 yılı içerisinde Teftiş Kurulunun ve Genel Sekreterliğin yürüttüğü tüm işlem ve faaliyetleri titizlikle değerlendireceklerini söyledi. Gelecek yıla ilişkin hedef ve beklentilerin de istişare edileceğini anlatan Bakan Tunç, "Yapılan denetimlerin her aşamasının ayrıntılı şekilde ele alınacağı bu kapsamlı toplantıda katılımcıların sunacağı görüşler, öneriler ve katkılar yargı teşkilatımızın işleyişine yön verecek. Denetim ve yönetim süreçlerimizi güçlendirecek toplantımız adaletin etkinliğini artıracak kıymetli bir rehber olacaktır." diye konuştu.

Bakan Tunç, toplantının yeni üyelerle yapacakları ilk istişare olması bakımından önemli olduğunu vurguladı. Hakimler ve Savcılar Kurulu seçimlerinin gerçekleştirildiğine değinen Bakan Yılmaz Tunç, şunları kaydetti:

"Hem meclisimizden hem de Cumhurbaşkanı tarafından seçilen üyelerimiz göreve başlayalı yaklaşık 5-6 ay oldu. Bu süre içerisinde önemli başlangıçlar yaptılar. Önemli çalışmalara imza attılar. Bu gece Adli ve İdari Yargı 2025 Yılı Mazeret ve Müstemir Yetki Kararnamesi'yle 621 hakim ve savcının ataması gerçekleştirildi. 1840 müstemir yetki düzenlemesi yapıldı. Bölge adliye mahkemelerinde 115 üye hakim ataması yapıldı. 17 yeni daire kuruldu bölge adliye mahkemelerinde ve 404 mahkeme faaliyete geçirilmiş oldu. İdari yargıda 219 hakim ataması yapıldı. Diyarbakır, Kayseri, Antalya bölge idari mahkemelerimiz faaliyete geçti. Hakimlerin atamaları yapıldı. Bingöl, Amasya, Hakkari ve Şırnak'ta idare vergi mahkemeleri faaliyete geçmiş oldu."

Adalet Bakanı Tunç, mülkün temelinin adalet olduğunu, temel hak ve özgürlüklerin garantisi olduğunu dile getirdi.

Toplumsal düzenin sağlanması için adaletin hakkıyla tecellisinin şart olduğunu ve bunun da ancak hukuk devletiyle mümkün olacağına dikkat çeken Bakan Tunç, şöyle konuştu:

"Hukuk devleti anayasasıyla, kanunlarıyla hukukun üstünlüğünün tam anlamıyla tesis edildiği yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının tam anlamıyla tesis edildiği bir devlettir. Demokratik hukuk devleti, insan haklarını koruyan, hukukun üstünlüğünü koruyan temel hak ve özgürlüklerin garantisi olan devlettir. Tabi, hukuk devletini gerçekleştirebilmek için tarafsız ve bağımsız yargı şarttır. Tarafsız ve bağımsız yargının hukuk devletini ve adaleti hakkıyla tecelli edebilmesi için de Hakimler ve Savcılar Kurulu bunun teminatıdır. Yargı bağımsızlığının teminatıdır. Hakimlerin, savcıların gerek mesleğe kabulünden gerek denetimlerine varıncaya kadar her alanda her türlü iş ve işlemleri bakımından Hakimler ve Savcılar Kurulumuzun büyük önemi vardır ve bu anlamda yargının hakkıyla işleyebilmesi, vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden memnuniyetinin sağlanabilmesi için Hakimler ve Savcılar Kurulu'muzun gerek atama kararları, gerek denetim kararları, teftiş çalışmaları çok önemlidir."

YARGININ İNSAN KAYNAĞI KAPASİTESİNİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN ÖNEMLİ ÇALIŞMALARIMIZ VAR

Bakan Tunç, 23 yıldan bu yana yargının işleyişini hızlandırmak, güvenilir adalet sisteminin tesisi ve adaletin hakkıyla tecellisi için çok önemli mesafeler aldıklarını ifade etti.

Yargının fiziki ihtiyaçları, adliyeler, teknolojik imkanlar, UYAP sisteminden SEGBİS'ine elektronik duruşma sistemlerine varıncaya kadar teknolojinin bütün imkanlarını yargının hizmetine sunduklarını aktaran Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu çalışmalar duraksamadan devam ediyor. 2026'da da yeni projelerimiz var. Yeni hedeflerimiz var. Yine yargının insan kaynağı kapasitesini güçlendirmek için önemli çalışmalarımız var. Yine yargının mevzuat ihtiyacıyla ilgili olarak reform çalışmalarımıza kesintisiz devam ediyoruz. 23 Ocak 2025'te Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan belge bu belgedeki 264 hedefi planlanan günlerden daha önce inşallah gerçekleştirmenin gayreti içerisindeyiz. Bir taraftan mevzuatımızı sürekli yenileyerek milletimizin ihtiyaçlarına uygun hale getirerek ve diğer taraftan fiziki imkanları geliştirerek ama en önemlisi de yargıda insan unsuru, hakim ve savcıların hem nitelik hem nicelik bakımından daha güçlü ve daha donanımlı olmaları. Bu nedenle başta hukuk eğitimine önem veriyoruz."

Bakan Yılmaz Tunç hakim ve savcıların daha donanımlı olarak kürsüye çıkabilmeleri için hukuk eğitiminde yapılan düzenlemeleri de anlattı. Bu çalışmaları birlikte daha ileriye taşıyacaklarını ve güçlendireceklerini dile getiren Bakan Tunç, şunları kaydetti:

"HSK'nin varlığı, hukukun üstünlüğünün, adaletin sarsılmazlığının ve toplum vicdanının güvence altına alınmasının en somut göstergesidir. Nitekim anayasal bir kurum olan Hakimler ve Savcılar Kurulu, Anayasa'nın 159. maddesinde adil yargıyı tesis etmek üzere hakimler ve savcılarla ilgili işlemleri, hukukun üstünlüğü, mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla hakimlik ve savcılık teminatı esaslarına göre yerine getirmektir. Anayasa'nın Hakimler ve Savcılar Kuruluna verdiği bu önemli görevi, başta Kurul üyelerimiz, Genel Sekreterlik ve Teftiş Başkanlığımızla güçlü bir koordinasyon içerisinde layıkıyla yerine getirmenin gayreti içerisinde yolumuza devam ediyoruz."

BİR UZLAŞMA GEREKTİĞİ VURGULANIYOR

Bakan Tunç, son 23 yılda yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının tahkimi için Hakimler ve Savcılar Kurulu ile ilgili önemli yapısal değişikliklerin hayata geçirildiğini söyledi.

Bu kapsamda 2010 Anayasa değişikliğiyle hakim ve savcıların yargısal işlemlerle ilgili denetiminin yürütmeden ayrılıp Hakimler ve Savcılar Kuruluna verilmesinin yargı bağımsızlığı adına atılan önemli bir adım olduğuna işaret eden Bakan Tunç, şöyle konuştu:

"Yargı bağımsızlığı adına attığımız bir diğer adım, Hakimler ve Savcılar Kurulunun kendi sekreteryasını oluşturduğumuz düzenlemedir. 2017 yılında Hakimler ve Savcılar Kuruluna üye seçimini daha demokratik hale getirerek, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı adına, demokratik hukuk devleti adına önemli bir reformu hayata geçirdik. 13 üyeden oluşuyor. Farklı kurumsal tecrübeleri, hukuk birikimini ve demokratik temsil mekanizmalarını bir araya getiren çoğulcu bir anlayışla inşa edilmiş oldu. Bu çerçevede Yargıtaydan 3 üye, Danıştaydan 1 üye, Yükseköğretim Kurullarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri veya avukatlar arasından 3 olmak üzere toplam 7 üye, millet iradesinin tecelligahı Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçiliyor. Tabii bu seçim nitelikli bir çoğunlukla yapılıyor. Önce hem komisyonda, anayasa ve adalet karma komisyonunda hem de genel kurulda. Sadece bir partinin görüşüyle şekillenmiyor. Nitelikli çoğunluk aranıyor. Anayasa bunu emrediyor. Bir uzlaşma gerektiği vurgulanıyor. Önce üçte iki çoğunluk sağlanamazsa beşte üç çoğunluk, o da sağlanamazsa kurayla üye belirleniyor. Cumhurbaşkanı'nın birinci sınıf hakim ve savcılar arasından adli yargıdan 3, idari yargıdan bir olmak üzere 4 üyeyi de halkın oylarıyla seçilen yürütmenin başı, devletin başı, Cumhurbaşkanı tarafından belirleniyor ve görüldüğü üzere bu yapı, kuvvetler ayrılığı ilkesinin gerektirdiği denge ve denetimi gözeten, yasama organı, yürütme ve yüksek yargının katkı sunduğu çoğulcu ve demokratik bir yapıya kavuştu."

İNCELEME VE SORUŞTURMA İŞLEMLERİ, HSK MÜFETTİŞLERİNCE TİTİZLİKLE YÜRÜTÜLMEKTEDİR

Bakan Tunç, eskiden 3 üye Yargıtaydan, 2 üye Danıştaydan, Yargıtay ve HSK'yi seçtiğini, HSK'nin da Yargıtay ve Danıştayı seçtiğini söyledi.

Durumun "Al gülüm, ver gülüm" şeklinde olduğuna dikkati çeken Bakan Tunç, şunları dile getirdi:

"Demokratik hukuk devletine uyan bir durum muydu bu? Yani bugünkü sistemi eleştirenler, 2017 Anayasa değişikliğiyle getirilen bu reformu karalamaya çalışanlar, bu seçim usulünü eleştirenler, önce geçmişteki uygulamaya bir baksınlar. Asıl demokratik hukuk devletini tahkim eden, güçlendiren yapı ve seçim usulü budur ve bu da Hakimler ve Savcılar Kurulunun daha demokratik, hukuk devleti ilkesine, yargı bağımsızlığına ve tarafsızlığına uyan bir usulle yoluna devam etmesi demektir. Anayasamızın 159. maddesi uyarınca kurum müfettişleri, hakim ve savcıların görevlerini kanun ve diğer mevzuat hükümlerine uygun şekilde yerine getirip getirmediklerini denetlemekte, adaletin ve hukukun güvence altına alınmasını sağlamaktadır. Yine hakim, savcıların görevlerinden kaynaklanan herhangi bir sorumluluk gerektiren bir durumun araştırılması gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, HSK müfettişlerince titizlikle yürütülmektedir. Bunun yanında Teftiş Kurulu, görev alanına giren konularda uygulamada ortaya çıkan mevzuat eksikliklerini ve aksaklıkları tespit ederek alınması gerekli kanuni ve idari tedbirler konusunda Kurula öneriler sunma yetkisine sahiptir. Bütün bu çalışmaların ortak hedefi, yargının işleyişini kolaylaştırmaktır. Hak arama yollarını açık ve işler tutmaktır. Makul sürede adil yargılanma hakkını tesis etmektir."

TEFTİŞ GÜÇLÜYSE ADALET GÜÇLÜDÜR

Bakan Tunç, Hakimler ve Savcılar Kurulu müfettişlerinin yargının gören gözü, duyan kulağı, nabzını tutan eli ve vicdanını diri tutan hafızası olduğunu vurguladı. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının sahadaki en güçlü güvencesinin Teftiş Kurulu üyeleri olduğuna dikkati çeken Bakan Tunç, şöyle devam etti:

"Attığınız her adım, kapısından girdiğiniz her adliye, görüştüğünüz her personel, devletin adalet anlayışının uygulamadaki yansımasını net bir biçimde ortaya koymaktadır. Aynı şekilde hukuk politikalarımızın sahadaki karşılığını en berrak şekilde yine sizlerin çalışmaları sayesinde görebiliyoruz. Kağıt üzerinde mükemmel görünen bir düzenlemenin uygulamada nasıl karşılık bulduğunu, bir yeniliğin hangi sorunları çözdüğünü ya da çözmediğini, bir yanlışın hangi sonuçları doğurduğunu en sağlıklı şekilde sizden öğreniyoruz. Bu sayede yargıya güveni arttıran, adaleti hızlandıran, uygulama birliğini güçlendiren ve vatandaşın beklentilerini karşılayan tedbirleri hızlı, doğru ve etkili şekilde hayata geçirebiliyoruz. Teftiş, yalnızca bir denetim mekanizması değildir. Teftiş, yargının kalp atışlarını düzenleyen, aksayan damarlarını onaran hayati bir unsurdur. Teftiş, güçlüyse adalet güçlüdür. Teftiş, zayıfsa adaletin kırılganlığı artar. Bu nedenle sizler, yargının diriliğini ve dinamizmini ayakta tutan sessiz ama en etkili güçsünüz.

Bazen bir dosyadaki gecikmeyi tespit eder, bir vatandaşın adalet duygusunu onarırsınız. Bazen yanlış uygulamayı fark eder, yüzlerce davanın seyrini değiştirebilirsiniz. Bazen bir hakim ya da savcının desteklenmesi gereken yönlerini belirlersiniz. Yargının kalitesini yükseltirsiniz. Bu, görünmez fakat çok kıymetli katkılarınız sizleri yargıya duyulan güvenin sessiz mimarları haline getirir. Adaletin kapısının daima açık, daima düzgün, daima güven veren şekilde tutulması için gösterdiğimiz gayret, devletimizin adalet yürüyüşüne büyük bir güç katmaktadır."

Bakan Tunç, savcılıklarda bir dosyanın aylarca raflarda beklemesinin sadece basit bir eksiklik değil, hak arama özgürlüğünün de zedelenmesi olduğunu belirtti. Yargıda zaman yönetiminin önemine değinen Bakan Yılmaz Tunç, "Adliyede mesai mefhumu yoktur. Hakim savcılar çoğu zaman özel hayatından fedakarlık yaparak, eve dosya götürerek, hafta sonları çalışır, dosyalarını tamamlar, vatandaşı mağdur etmez. Adliyelerde bir yargı mensubu bu özveriyi gösterirken, bir başkası vatandaşları, avukatları bekletmeyi alışkanlık haline getiriyorsa sizler bunu tespit etmeli ve bu ikisi arasındaki farkı ortaya koymalısınız." diye konuştu.

Bakan Tunç, teknolojinin dönüşümü, toplumsal değişim ve hukuk sisteminin güncellenmesi, denetim anlayışına yeni boyutlar kazandırdığını, artık müfettişlerin klasik denetim alanlarının yanı sıra, dijitalleşmenin getirdiği yeni ihtiyaçlara da odaklanması gerektiğini dile getirdi.

SON İKİ YIL İÇİNDE TEFTİŞ GÖRMEMİŞ 52 ADLİYE BİRİMİ KALMIŞTIR

Teftiş kurulunda bir başkan, üç başkan yardımcısı ve en son alınan 44 müfettişle 211 başmüfettiş ve müfettişin görev yaptığını aktaran Bakan Tunç, şöyle konuştu:

"Teftiş kuruluna 2024'te 919'u devir, 1732'si yeni gelen olmak üzere toplam 2 bin 651 inceleme ve soruşturma dosyası gelmiş, bunlardan 1756'sı sonuçlandırılmış, 2025 yılında ise, 895'i devir, 966'sı yeni gelen olmak üzere toplam 1861 inceleme ve soruşturma dosyası gelmiş, bunlardan 1331'i neticelendirilmiştir. 25 Kasım 2025 tarihi itibariyle, teftiş kurulunda bulunan derdest inceleme ve soruşturma evrakı sayısı 530'dur. Bunlardan 9'u 2023, 79'u 2024 ve 442'si 2025 yılına aittir. Ülkemizde, 17 bölge adliye mahkemesi, 9 bölge idare mahkemesi ve 655'i ilk derece mahkemesi olmak üzere toplam 681 adliye bulunmaktadır. Teftiş kurulumuzun yaptığı planlamaya göre 681 adliyede toplam 693 birim oluşturulmuştur. Teftiş kurulu bu 693 birimden, 2024 yılında 305, 2025 yılında 336 olmak üzere toplam 641 adliye biriminde denetim yapmıştır. Son iki yıl içinde teftiş görmemiş 52 adliye birimi kalmıştır. 2026 yılı içerisinde, bu 52 adliye birimi de dahil olmak üzere 693 adliye biriminin tamamı denetlenmelidir. HSK bünyesinde, teftiş kurulumuzun yanında genel sekreterliğimiz de yargı hizmetlerinin düzenli, koordineli ve etkin biçimde yürütülmesinde hayati bir rol üstlenmektedir."

Adres

06659 KIZILAY / ANKARA

Telefon

90 (0312) 417 77 70

E-Posta

basinisaretadalet.gov.tr