Tarih: 06.04.2014
Kanal: 24 TV
Program: ANKARA MASASI
Konuk: BEKİR BOZDAĞ
Yayın Saati: 12:15:25
Süre: 00:48:15
SUNUCU: Ankara Masası'ndan iyi Pazarlar efendim. Her hafta olduğu gibi Türkiye ve
Dünyanın gündemini konuşuyoruz. Bu haftaki konuğum adalet bakanı Bekir Bozdağ Sayın
bakan hoş geldiniz.
BEKİR BOZDAĞ: Teşekkür ediyorum iyi yayınlar diliyorum.
SUNUCU: Seçimleri konuşacağız Yozgat'tan geldiniz orada da epeyce sizi memnun eden
sonuçlar aldınız. Cumhurbaşkanlığıyla ilgili tartışmalar, senaryolar kimler olabilir. Bunlar
tartışılmaya başlandı. Anayasa mahkemesinin twitter ile ilgili aldığı karar hükümet tarafından
çok sert tepki gördü. Bunun acaba başka etkileri mi olabilir böyle bir endişe tartışılıyor ama
hepsini konuşmadan önce dün Türkiye'de herkesi çok üzüntüye boğan Pamir 3.5 yaşındaki
bir evladımızın ölüm haberini aldık ve bununla ilgili bir sarsıldı insanlar. Bir yandan da
sosyal medyada çok saçma ve gereksiz belki tartışmalar oldu taraflar tutuldu. Son durum
nedir Pamir'in komşunun havuzunda çünkü civardaki villalardan birisindeki havuzda cansız
cesedine ulaşılmıştı. Otopsi raporu belli oldu mu, başka bir şüphe var mı yoksa işte bir kazaya
mı benziyor?
BEKİR BOZDAĞ: Öncelikle Pamir'e Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun.
Bizim inancımıza göre zaten bu yaşta hayatını kaybeden oradan cennete gider. Onun için ona
öncelikle Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum. Allah kimseye
böyle bir acıyı yaşatmasın dileğimiz, arzumuz budur. Tabi Pamir'in bulunmasından sonra adli
tıp incelemesi de konu üzerinde yapıldı. Şu anda aldığım ön bilgilere göre yapılan incelemede
herhangi bir yara, bere izi darp, travma, cinsel saldırı gibi herhangi bir şeyin olmadığına
dönüktür. Ama incelemeler devam ediyor. O çerçevede son rapora göre göreceğiz durumun
ne olduğunu ama ön bulgulara göre sosyal medyada çıkanların doğru olmadığı anlaşılıyor.
Sosyal medya esasında dedikodunun, yalanın, iftiranın döndüğü bir medya hali şeye alana
dönüştü. Yani gerçekler orada konuşulmuyor. Maalesef herkes ideolojisine göre, siyasal
duruşuna göre veya başka, başka tür bağlantılarına göre orada bir takım sözler söylüyor.
Gerçeklerin konuşulduğu bir yer değil onun için ben buradan bir kez de vatandaşlarımıza
çağrıda bulunuyorum. Sosyal medyada duyduğunuz şeylere lütfen inanmayın. Oradaki
bilgileri emin kaynaklardan teyidini almadan kullanmayın. Çünkü çok büyük hatalara
düşüyoruz ve pek çok olay gösterdi ki burada çıkan bilgiler, burada çıkan haberler, burada
çıkan yorumlar çoğu uydurma, çoğu yalan, çoğu iftira çoğu kişilerin şahsi yorumları, çoğu
kin ve husumete dayalı değerlendirmelerden çıkan şeyler. Vatandaşımızın bu sosyal medya
ayağını daha dikkatli takip etmeleri, buradaki bilgileri teyit etmeden kullanmamaları herkesin
hayrına olur diye düşünüyorum.
SUNUCU: İnşallah bu arada işte Pamir'e sözü tekrar atalım kendisine Allah'tan rahmet
dileyelim. Ailesine dediğiniz gibi sabır ve başsağlığı dileyelim. Bir yandan da bunu hem
hangi tarafla olursa olsun hangi sebeple olursa olsun artık küçücük bir çocuğun ölümünden
bile çeşitli spekülasyonlar veyahut ta hakaret malzemeleri üretmek hiç kimseye yakışmıyor.
BEKİR BOZDAĞ: Bu da fevkalade önemli bir husus yani o hale insanlarımız geldi ki
yani ufacık bir evladımızın hayatını kaybetmesinin üzerine derin komplolar kuran, oradan
taraftarlıklar çıkartan, oradan düşmanlıklar üreten, oradan cepheler oluşturan bir ahlaksız
bir insafsız, bir vicdansız, bir merhametsiz anlayış da oluşmaya başladı. Vatandaşlarımız
bu yapılara da izin vermemelidir. Yani insanlık bu kadar da ölmedi onun için bu noktada da
hepimizin basiretli, sağduyulu olması lazım bu işin üzerinden dahi bir takım hesaplarına rant
devşirmek isteyen ahlaksızlara, vicdansızlara da insanlarımız fırsat vermemelidir.
SUNUCU: İnşallah bundan sonraki benzer örnekler olmaz ya da olursa da böyle tartışmalar
olmaz. Sayın bakanım buradan da seçimlere geçmek istiyorum. Seçim sonuçlarını isterseniz
önce bir değerlendirelim. Çünkü her parti kendisinin kazandığını iddia ettiği seçimler
yaşıyoruz Türkiye'de uzun zamandır. Sizde Yozgat'ta biraz önce söylemiştim memleketinizde
çok memnun olduğunuzu bildiğim bir sonuç aldınız. Ama Türkiye genelinde de alınan yüzde
45 oy ve alınan illere baktığınız zaman ne düşünüyorsunuz?
BEKİR BOZDAĞ: Ak parti açısından, ak parti adayları açısından, hükümetimiz açısından
büyük bir başarı oldu tartışmasız. Zaten ehli vicdan herkes bu başarıyı takdir ediyor, bu hakkı
teslim ediyor. Her seçimin pek çok mesajı var bana göre bu seçimin mesajlarından bir kaçını
sizlerle paylaşmak isterim. Bir defa bu seçim seçimin ana günden maddelerine dönük milletin
bir tavrıdır bu seçim kasetlerin, yalanların, iftiraların, gezi sürecinin, 17 Aralık sürecinin,
şantajın, montajın, kumpasın milletin iradesini etkilemek için kullanıldığı bir kampanyayla
yürümüş ve tamamlanmıştır. Vatandaşımız da bu kampanyada bir cevap vermiştir. O da şu
ben yalana, dolana, iftiraya, şantaja, kumpasa, gezi vandallarına, 17 Aralık sürecindeki
yaşananlara pirim vermem. Benim karşıma doğruyla gelin, benim karşıma gerçekle gelin,
benim karşıma dublajla, montajla, kasetle asla gelmeyin. Bir defa bu son derece önemli ben
yalan siyasete geçit vermem dedi. Ve doğru olan siyasete de vatandaş kahir ekseriyetle
desteğini ortaya koydu. Tabi muhalefet iktidar bakımından da ayrıca sonuçlar var. İktidarın
yaptıklarını ibra eden yapacaklarına da yetki veren bir irade ortaya koydu. Ama muhalefetin
yaptıklarını ibra etmedi. Muhalefete yetki de vermedi. Burada baktığınızda iktidarın iktidarına
devamından yana bir tavır koydu. Biz senden memnunuz sen yoluna devam et. Ama öte
yandan ana muhalefet ve diğer muhalefet partilerine de sizi Türkiye'yi yönetmeye ehil
görmüyorum dedi. Türkiye'yi yönetecek olgunlukta görmüyorum dedi. O yüzden sizi iktidar,
size iktidar ışığı yakmam dedi ve onların iktidar yolunu kesti. Ve muhalefeti siz kendi
içinizde kendi muhalifliğinizi değerlendirin ben sizi gerçek muhalefet olarak da görmüyorum
dedi. Bir de bu noktada şey mesaj verdi. Ama niye görmediğini de harita ortaya koyuyor.
Baktığınız zaman haritaya şimdi Cumhuriyet halk partisi İç Anadolu'da sadece Eskişehir'de
var işte Karadeniz'de sadece 2 yerde var. İşte bakıyorsunuz Güneydoğu'da hiçbir yerde yok,
Doğu'da hiçbir yerde yok şimdi bakıyorsunuz Akdeniz'de sahilde bir kaç yerde Ege'de,
Marmara'da bir kaç yerde var. O da kıyı kenar şeridinde var ve Türkiye'nin adeta göbeğinden
Orta Anadolu'sundan, Karadeniz'inden, Doğu Anadolu'sundan, Güneydoğu Anadolu'sundan,
Ege'nin, Marmara'nın önemli bir kısmından Akdeniz'in dışlanmış kıyıya kenara halk
tarafından itilmiş bir parti pozisyonunda sen Türkiye'nin partisi değilsin. Sen Türkiye'yi
kucaklamıyorsun, beni kucaklamıyorsun kusura bakma ben de seni kucaklamam Türkiye'nin
partisi olmayan bir partiye iktidar yüzü de göstermem. Şimdi BDP'ye baktığınızda onda da
aynı mesela sen bir bölgenin partisisin diyor. Biraz da Doğu bölgesinde varsın Türkiye partisi
olamadın. MHP'ye de sen Türkiye'nin değil bir kaç ilin bir kaç yerin partisisin. Onun için de
politikalarınızı Türkiye'nin bütününü kucaklayacak politikalar düzenlerseniz belki bakarım.
Ama böyle bir düzenleme yapmazsanız biz size bakmayız mesajını da burada veriyor. Ve ak
partinin Türkiye'nin birleştirici gücü olduğunu, ak partinin Türkiye'nin partisi olduğunu
başarısının da Türkiye'nin partisi olma sırrında yattığını da bu seçim sonuçları ortaya
koyuyor. Şimdi Cumhuriyet halk partisi reklamlarda hatırlarsanız Türkiye'nin birleştirici gücü
diye bir ifade kullandı. Halk bunun ne kadar büyük bir yalan olduğunu da ortaya koydu. Onun
için muhalefet partileri, iktidar partileri herkes halkın bu seçimde verdiği mesajı hem doğru
okumalı hem de doğru anlamalı ama maalesef bu doğru okuma doğru anlama işini iyi bir
biçimde yapamıyoruz. Bir de muhalefet partilerine iktidara şunu da söyledi bana göre ben
yapılan hizmetleri takdir ediyorum, yok saymıyorum. Muhalefete de bir mesaj veriyor bu
iktidar hiçbir şey yapmadı yalanını söylemeyin. Ben bölünmüş yolundan gidiyorum. Yüksek
hızlı trenine biniyorum, uçakta uçuyorum, hastanede tedavi oluyorum, yahu oy kullandığı
bütün okulları bu hükümet yaptı. Şimdi onlar öyle bir karalama kampanyasına bunlar hiçbir
şey yapmadı. Ama halk biliyor ki biz çok şey yaptık onu takdir ediyor. Hiçbir şey yapmadı
lafını söyleyenlere de diyor ki hayır diyor bu kadar insafsızlık olmaz. Bunlar yaptı bunu orada
da ayrı bir şey veriyor ve Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bu seçimin olması da ayrı bir
mesajı ortaya koydu. Bu seçimin bana göre en önemli mesajlarından bir tanesi ak partinin
ortaya koyacağı adayın Türkiye'nin cumhurbaşkanı olacağına dair ışık yaktı. Bana göre daha
net söyleyeyim seçmen sandıkta Sayın Başbakanımıza şunu söyledi. Sayın başbakan eğer siz
Türkiye'nin cumhurbaşkanlığına aday olursanız biz sizi Türkiye'nin cumhurbaşkanı olarak ilk
turda seçeriz. Hiç bir endişeniz olmasın mesajını verdi. Millet cumhurbaşkanlığına Sayın
başbakanımızın adaylığı halinde onu ilk turda seçeceğine dair sandıkta çok önemli bir mesaj
verdi. Sayın Kılıçdaroğlu Tayyip Bey'i halk cumhurbaşkanı seçmez falan filan laflarını
söylüyor. Sandığı iyi olması lazım oradan çıkan mesajı iyi okuması lazım bütün muhalefeti
topluyorsun bir Ak parti yapmıyor. Yani onun için de gerçeği görerek konuşması lazım o
konuşmuyor. Daha önce de farklı söyledi. Ama bunun en önemli mesajı budur. Tayyip Bey'in
cumhurbaşkanlığında önünü kesmek isteyenler esasında bu gezi olaylarıdır, 17 Aralık
sürecidir. Bunun ana hedefi 30 Mart değildi o 30 Mart bunun öncü hedefiydi ama ana hedefi
cumhurbaşkanlığıydı. Çünkü 30 Mart'ta bir sendeleme olur, bir geriye dönüş olursa Tayyip
Bey cumhurbaşkanlığını düşünürse onun önünü kesmek için buradan bir psikolojik güç elde
edip bu dalga, dalga 10 Ağustos'a 24 Ağustos'a taşıyıp cumhurbaşkanlığını engellemek için
büyük bir çabaydı. Vatandaş bu çabayı gördü ve dedi ki ben size Tayyip Erdoğan'ı
yedirtmem, başbakanımı yedirtmem. Tayyip Bey bu ülkeye büyük hizmetler yaptı, bu ülkeyi
değiştirdi, dönüştürdü. Bugün büyük bir güç olan Türkiye varsa onun eseridir. Hiç kusura
bakmayın İsrail'iyle başkalarıyla falanlarıyla filanlarıyla Pensilvanya'sıyla orasıyla burasıyla
değil. Bütün dünya bir araya gelse ben Tayyip Erdoğan'a dokunmam dokundurtmam dedi.
Buradan bu mesajı çok ama çok net verdi halk onun için de ben o şeyde cumhurbaşkanlığı
seçimine dönük bu ilk engellemeyi vatandaş püskürtmüştür çok net bir şekilde ve ana hedef
cumhurbaşkanlığıydı cumhurbaşkanlığına ilişkin de bence halk iradesini ortaya koymuştur.
Tayyip Bey aday olduğu takdirde bu onun hakkıdır ben de onu sandıkta ilk turda ikinci tura
da bırakmadan seçerim mesajını vermiştir. Sayın Kılıçdaroğlu veya diğerleri ne düşünürse
düşünsün onun bir kıymeti harbiyesi yok çünkü cumhurbaşkanını artık 367 ucubesini ortaya
çıkaranlar değil ve o kararı verenler değil doğrudan halk seçecektir halk da bana göre 30
Mart'ta bu noktadaki iradesini ortaya koymuştur.
SUNUCU: Bu söylediklerinizden o zaman şunu da sorayım. Sayın başbakan büyük ihtimalle
cumhurbaşkanı adayı olacak mı sizce ya da sizin gönlünüzden geçen aday o mu?
BEKİR BOZDAĞ: Yani Sayın başbakanımızın takdiri ama ben Sayın başbakanımızın
halk Sayın başbakanımızın cumhurbaşkanı adayı olmasına icazet vermiştir. Onun
cumhurbaşkanlığına destek olacağını da bu seçimde açıklamıştır. Ben Bekir Bozdağ olarak
Tayyip Bey'in cumhurbaşkanı olmasını gönülden arzu ederim. Hak ediyor ve yakışık Tayyip
Bey Türkiye'ye başbakan olarak belediye başkanı olarak, siyasetçi olarak çok büyük hizmetler
yaptı. Cumhurbaşkanlığı adaylığını düşündüğü ve milletimiz de onu seçtiği takdirde ben
inanıyorum ki cumhurbaşkanı olarak da ülkemize çok büyük hizmetler yapacaktır. Ben bu
noktada benim
SUNUCU: Görüşünüz net yani
BEKİR BOZDAĞ: Görüşüm her daim nettir milletimizin kararı da zaten bu görüşü teyit
ediyor.
SUNUCU: Sayın bakanım seçimlerden devam edersek her yerel seçimden sonra itirazlar olur.
Bunda da bu sefer biraz fazla mı oldu bilmiyorum ama hani istatistikleri hatırlamıyorum.
Sürpriz sonuçlar da çıkmaya başladı işte Yalova gitti geri geliyor partiler arasında en son
Cumhuriyet halk partisindeydi sanırım itiraz edecekmiş ak parti de Ağrı 1 Haziran'da
tekrarlanması kararı alındı. Bir kaç sayımdan sonra sonuç alınamadı. Ankara'da mazbata
alındı ama YSK’ya başvurmaya hazırlanıyor Cumhuriyet halk partisi Adana Antalya'da
da sanıyorum ve Hatay'da itirazlar var. Bunlar da doğal mı karşılamak gerekiyor. Bunlarla
ilgili bir endişeniz var mı yani neyse seçimden çıkan sonuç o yansıyacaktır diye düşünüyor
musunuz?
BEKİR BOZDAĞ: Bizim Türkiye'de en iyi yaptığımız işlerden bir tanesi seçimdir. Esasında
geriye dönüp baktığımızda Türkiye'de seçimler hiç tartışılmamış. O gece bitmiş sadece
mahalli seçimler zaman, zaman
SUNUCU: Mahalli seçimler
BEKİR BOZDAĞ: Biraz böyle zamana yayılarak tartışılmış. Bu mahalli seçimlerin
doğasından da kaynaklanıyor. Çünkü partiler yarışıyor ama adaylar yarışıyor bir noktada da
işte 3 oyla 5 oyla 50 oyla kaybedince bu adayların hepsi acaba şu oylar da bakılsa kazanır
mıyız diye bir iddiaları oluyor. Partiler de bu iddialarına destek vermek için adayların yanında
duruyor. Esasında bu itirazlar işin demin dediğim gibi doğasında var. Burada doğru noktada
durması gereken YSK'dır. İddialar olacaktır, partiler bunu yapacaktır, adaylar yapacaktır.
Ama iddiaları çözücü kararı ilçe seçim kurulları, il seçim kurulları, Yüksek seçim kurulu
vermektedir. Dolayısıyla kurullar hukukun gereklerine uygun karar verdiği zaman zaten bütün
partiler onu biliyor. Yani ben YSK'ya bir itirazda bulunduğumda YSK'nın bana vereceği
kararı yüzde yüz biliyorum. Ne diye itiraz ediyorum YSK yüzde yüz benim bildiğim diğer
partiler de biliyor. Ak parti müracaat etti MHP, CHP, BDP'de YSK'nın karar ne vereceğini
biliyor. Çünkü biz de hukukçuyuz biz de bu konuda uzmanız. Hatta YSK'dan daha iyi bilen
bu konularda uzmanlarla da çalışıyoruz ve onun için de burada ne karar çıkacağını üç aşağı
beş yukarı biliyoruz herkes biliyor. Burada problem şu olur her kesin beklediği karar değil
de başka bir karar çıktığı zaman o zaman herkes şunu söylüyor. Ha burada başka bir şey var
diyor ve onu der buna mani olamazsınız. Şimdi Ankara'yla ilgili herkes ret çıkacağını biliyor.
İstanbul'la ilgili herkes ret çıkacağını biliyor. CHP'de biliyor bunu MHP'side biliyor bütün
partiler biliyor. Ya her yerde
SUNUCU: Niye o zaman itiraz ederler?
BEKİR BOZDAĞ: Şimdi bak bu itirazlar niye yapılıyor şundan yapılıyor. Adaylar itiraz
ediyor. Partiler adayların itirazlarına bakıyor ya acaba diyor ama diyor ki ya bir ışık yüz tane
şey var bir ihtimal belki buradan bir şey olur diyor.
SUNUCU: Yüzde bir yani
BEKİR BOZDAĞ: Ya o bir ihtimale dahi partiler oynuyor. Ama orada itiraz edenlerin
hepsi şunu biliyor. Yani bu rette alınırsa yani kıyamet değil çünkü bizim beklediğimiz
bir sonuçtu herkes öyle biliyor. Ama şimdi herkesin ret beklediği bir itiraza kabul verdiği
zaman o zaman ben derim ki kardeşim burada bir şey var. Örneğin ben Sarıyer seçimlerine
CHP katılmayacaktı ama katılma kararı verdi. YSK verdi ben bu kararı kabul etmedim o
zaman da söyledim. Katılmaması lazımdı neden daha önce ak partiden MHP'den CHP'den
pek çok partiden, partiden böyle duruma düşmüş adaylar oldu, partiler oldu. Konu YSK'ya
geldi YSK'nın bundan önceki her uygulaması ret, ret, ret oldu. Yasa aynı sadece üyeler
değişik eskiden hep ret olan şey şimdi evet olunca o zaman insanlar diyor ki ya acaba bu
sefer niye böyle çıktı. Bu YSK'nın güvenilirliğine bence bu seçim sürecinde zarar veren
bir şey oldu. Orada tavrını koysaydı CHP'nin de diyeceği bir şey yoktu. Çünkü CHP de
seçime giremeyeceğini çünkü örnekleri görüyor herkes biliyor. Hiç bir şey demezdi bir gün
konuşulurdu. Ondan sonra herkes de CHP'ye kızardı bu kadar önemli bir seçimde siz bu işi
bu kadar aymazlığa vurdunuz böyle ihmal olur mu derdi. Ama şimdi orada işte farklı bir şey
yapıldı, farklı karar verdi. Ve o karardan sonra da herkes acaba bu seçimlerde YSK böyle
davranmaya devam ederse bu seçimler ne olacak diye bir şeye endişeye sevk etti insanları
bütün partilerde ama ben şunu hep söylüyorum. Bizim seçim sistemimiz esasında YSK'nın
seçim yaptığı bir sistem değil. Oylamayı partiler kendi yapıyor işte bir partinin adayı pusula
veriyor. Öbür parti sandığa zarfı attırıyor, öbür parti imza atıyor beraber yapıyorlar.
SUNUCU: Evet
BEKİR BOZDAĞ: Sayım dökümü partiler yapıyor tutanakları partiler beraber imzalıyor.
Birleştirmeye partiler getiriyor. İle partiler götürüyor. YSK'da partiler var.
SUNUCU: Aslında sorun bilinmiyor deniliyor ya herkes biliyor o zaman
BEKİR BOZDAĞ: Yani seçimlerin her aşamasında partilerin onayı esas onların onayıyla
oluyor. YSK'nın buradaki rolü koordinasyon rolü esasında seçimi yapan da seçimde yarışan
da bizim sistemde partilerdir. YSK burada koordinasyon işini yapıyor. Sadece şuna YSK'nın
daha çok hassasiyet göstermesi lazım. Herkesin bildiği konularda, herkesin beklediği ya
hukuken dosyada delil bilgi belge varken yüzde 99 yüzde yüz neredeyse herkesin beklediği
karar yerine yüzde 1'in beklediği bir karar çıkınca o zaman herkes ne diyor bu sefer diyor ki
olmaz diyor bu yani CHP'nin lehine çıksa bile CHP'liler de şaşırır. Bizim lehimize çıksa biz
şaşırırız ya böyle bir şey olur mu nasıl verdiler bu kararı herkes şaşırır onun için ben YSK'nın
bugüne kadar uygulamalarına bakıyorum. Gayet başarılı bu seçimde de ben işin doğrusu
bir kaç örnek dışında YSK'ya dönük eleştiriler var ama bu olur bu kadar büyük bir seçimde
bu eleştiriler olur. Ama ben YSK'nın bu eleştirileri azaltacak kararlara imza atması YSK'yı
güçlendirir. Çünkü seçim gelip geçiyor. YSK'nın güvenilirliği seçimlerden son derece önemli
yani orada üyeler var. Herkes biliyor üyelerin siyasi görüşlerini, herkes biliyor üyelerin hangi
konuda hangi tavrı takındığını, her bütün partilerin temsilcileri var orada onun için de orada
herkesin bence görüşü ne olursa olsun hukukun üstünlüğünden yana tavır takınacaklarını ben
inanıyorum ve o beklenti içerisindeyim. YSK'nın da bu seçimden de bazı eleştiri konularına
rağmen baktığınızda büyük bir oranda başarıyla geçeceğine inanıyorum.
SUNUCU: Sayın bakanım buradan aslında tekrar YSK sonuçlarına yönelik bir endişeyi
özellikle işte parti hukukçularınız tarafından dillendiriliyor. Geleceğim çünkü anayasa
mahkemesi bir twitter kararı var. O twitter kararına Sayın başbakan dahil olmak üzere çok sert
tepkiler gösterdi ak parti hükümeti ve ak partililer. Bu, bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz,
itiraz ettiğiniz nokta nedir, bunun sonra bir YSK'yla bağlantısı var mı YSK kararlarıyla
onu da o endişenizi soracağım? Anayasa mahkemesinin kararına niye bu kadar çok tepki
gösterdiniz? Yani hukuken bakıldığı zaman vermemesi gereken ya da veremeyeceği bir karar
gibi mi görülüyor?
BEKİR BOZDAĞ: Şimdi Anayasa mahkemesinin kararını ikiye ayırmak lazım bir usul, iki
esas esasa ilişkin değerlendirmeyi bir kenara koyalım. Usulden olaya öncelikle bakmamız
lazım bireysel başvuru hakkı herkese tanınmış bir hak değildir. Bu bir bireysel başvuru hakkı
sadece Türkiye'deki yargı yollarının tamamının tükenmesi halinde, bu yargı yollarını tüketen
kişiye tanınmış bir haktır. Bir hakkı ihlal ediliyor, anayasada tanınan insan haklarına ilişkin
hükümler veya Türkiye'nin taraf olduğu insan hakları sözleşmelerindeki hükümler kamu gücü
tarafından ihlal ediliyor. Yargıya gidiyor yargıdan karar alıyor beğenmiyor temyize gidiyor.
Temyiz sonucu onanıyor bütün bu süreçleri bitiriyor. Bitirdikten sonra sadece bu yargı yoluna
giden kişi anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkını kullanabilir. Başkalarının hakkı
yok şimdi bu son olaya bakalım. Twitter ile ilgili verilmiş bir mahkeme kararı var. Şimdi
bununla ilgili pek çok davalar açıldı Türkiye'de Ankara'da 15. idare mahkemesi yürütmeyi
durdurma kararı verdi. Şimdi bakıyoruz daha kesinleşmiş mi yok Yargıtay, Danıştay'a gitmiş
mi yok ondan sonra o aşamaya gelmiş mi yok bir defa kesinleşen ortada bir karar yok. Daha
da ilginçi anayasa mahkemesine bireysel başvuruda bulunan kişiler herhangi bir yargı yoluna
da müracaat etmemişler. Hiç
SUNUCU: Direk anayasa mahkemesi
BEKİR BOZDAĞ: Yani hiç, hiç bir yere müracaat etmemişler bilmem etkin bir denetim yolu
olarak görmediklerini söylüyorlar, direk oraya müracaat ediyorlar. Burada başvuru hakkı
bulunmayanların yaptığı bir başvuru var. Kanun çok açık anayasa mahkemesinin kuruluş
ve yargılama usulleri hakkındaki kanunun ilgili maddesi hukukçu olmaya onu anlamak için
anayasa mahkemesi üyesi olmaya gerek yok çok açık çok net bir şekilde bütün yargı yolları
tüketilmeden bireysel başvuru hakkı tanımıyor. Şimdi burada ön incelemede usulden kabul
edilmez görerek bu müracaatı reddetmesi lazımdı. Esasa girmemesi gerekirdi ama şimdi bakın
anayasa mahkemesinin ilgili dairesi ön inceleme yapıyor bunları tespit ediyor.
SUNUCU: Ama bir gerekçesi var
BEKİR BOZDAĞ: Ama bir yorumla bu yorumla kalkıp bu anayasa şey yasanın koyduğu
sınırı aşıyor kendisine yeni bir yetki alanı devşiriyor ve oradan esasa girip değerlendirme
yapılıyor. Bizim itirazımız esasa değildir. Esastan önce usuldeki bu temel kaideyi anayasa
mahkemesi ilgili dairesinin yok sayıp reddetmesi gereken bir konuyu esastan görüşüp kararı
bağlamasınadır. Böyle bir şey olamaz. Orada daha ilginç başka şeyler de var. Esasa ilişkin
değerlendirmeye baktığınızda kabul edilebilirlikle ilgili değerlendirmeyle beraber bakmamız
lazım. Kabul edilebilirlik konusunu ele alırken diyor ki işte yürütmeyi durdurma kararları TİB
bunu yerine getirmiyor. İşte bu şu mahkeme kararlarının önemine vurgu yapıyor ve bunun
doğru olmadığını ifade hürriyeti vs. ile ilgili irtibatlar kuruyor. Şimdi bir defa TİB'in bu kararı
yerine getirmediğine nereden hükmediyor. Esas kısmına girdiğimizde edemez niye edemez
yürütmeyi durdurma kararı vermiş. TİB bunu 30 gün içinde uygulamakla mükellef 1. gün
de uygular 30. gün de uygular. Yasa buna süre vermiş ama olayın 8. günü TİB'i eleştiren
mahkemeleri, yargı kararlarını tanımayan bir pozisyona koyuyor. Ama öte yandan twitter
Türkiye'de hizmet sunan bir şirket, Youtube da Türkiye'de hizmet sunan bir şirket TİB nasıl
mahkeme kararlarına uymakla yükümlü ise uygulamakla yükümlü ise twitter da mahkeme
kararlarına uymak ve uygulamakla yükümlüdür. Şimdi bireysel başvuruyu değerlendiren
mahkeme TİB'i bu noktada eleştiren, yaptığının yanlışına vurgu yapan bir değerlendirme
yapıyor. Ama öte yandan twitter'a dönük en ufak bir cümle kurmuyor. Twitter Türkiye'nin
hukukunu tanımıyor. Türkiye'nin mahkemelerinin kararlarını tanımıyor. Esasında Türkiye'ye
değer vermiyor. Anayasa mahkemesinin bireysel başvuru üzerine verdiği bu kadar Türkiye'yi
Türkiye'nin hukukunu, Türkiye'nin mahkemelerini tanımayan twitter'ı desteklemiştir. Ama
öte yandan o mahkeme kararlarından mağdur olan pek çok insan var. 600'ün üzerinde belki
1000'in üzerinde şu anda tam sayıyı bilemiyorum. Twitter aleyhine verilmiş mahkeme kararı
var hiç birini uygulamıyor. Onun için burada bizim yaptığımız değerlendirmelerde büyük bir
sakatlık var çok açık öte yandan bir de ilk derece mahkemesinde görülen bir konuyu esastan
karara bağlamıştır.
SUNUCU: Mahkemeden çıkacak sonucun da
BEKİR BOZDAĞ: Mahkemenin ilk derece tabi onun bir anlamı kalmadı.
SUNUCU: Çünkü bölge idare mahkemesi itiraz var
BEKİR BOZDAĞ: Tabi, tabi 15. idare mahkemesinin artık yapacağı bir iş kalmadı. Çünkü
konuyu esastan karara bağladı. Bakın burada bir tehlike var ben buradan bir kez daha
söylüyorum. Anayasa mahkemesi bizim yargı sistemimiz içerisinde Yargıtay'ın üstünde bir
temyiz mahkemesi değildir. Danıştay'ın üstünde bir temyiz mahkemesi değildir. İlk derece
mahkemelerinin üstünde Yargıtay, Danıştay gibi bir temyiz mahkemesi de değildir. Bu
mahkemelerin yerine geçerek karar ihdas edemez.
SUNUCU: Nedir tam yeri?
BEKİR BOZDAĞ: Şimdi, şimdi biz baktığınız anayasa mahkemesi işte kanun ve meclis iç
tüzüğünü, kanun hükmünde kararnamelerin anayasaya şekil ve esas bakımından aykırılığını,
anayasa değişikliğinin şekil bakımdan aykırılığını inceler.
SUNUCU: Alanı belli bir üst mahkeme
BEKİR BOZDAĞ: Bir de bireysel başvuru yoluyla kendisine gelen konulara bakar. Bir de
defi yoluyla ilk derece mahkemelerinde veya Yargıtay'da ileri sürülen anayasaya aykırılık
iddialarını inceler. Onun dışında anayasa mahkemesinin şeyi yok bir görevi yok sayılmış
burada ama şimdi twitter konusunda verdiği bu kararla anayasa mahkemesi ilk derece
mahkemesinin yerine geçip karar vermiştir. Kendisinin görmeye hakkı ve yetkisi olmayan
bir konuyu incelemiş karara bağlamıştır. Yarın bütün insanlar şunu yapabilir ben niyet
gideyim idare mahkemesine doğrudan Danıştay şey anayasa mahkemesine bireysel başvuruya
gidebilirim. Orası etkili bir denetim yolu değil Yargıtay şöyle değil ondan sonra herkes oraya
gidebilir. Yani şimdi tutukluları tahliye etmeye başladığı zaman ben buradan alamadım kararı
giderim bireysel başvurudan oradan alırım. E şimdi yarın twitter ile ilgili başka konularla
ilgili netice alamadığında ben hiç burayla uğraşmayayım masraf yapmayayım, gideyim oraya
bu işin önünü de açamaz, kapatamazsınız. Yani bu anayasa mahkemesine taşıyamayacağı
kadar yükün gelmesine de yol açar. Onun için ben bu kararı anayasa mahkemesinin bu
kararını usulden eleştiriyorum. Esası esasında hiç değerlendirmemek lazım ama affedersiniz
esasta gördüğüm bazı hususları da bu vesileyle ifade etmemiz lazım yoksa bu karar sonuçta
mahkeme kararıdır. Elbette uyacağız, elbette uygulayacağız onda bir şüphe yok. Ama anayasa
mahkemesi de kanunlara ve yasalara herkes gibi uymak zorundadır.
SUNUCU: Sayın bakanım o zaman buradan başka yollar açılmasına yönelik endişelerden
bahsediliyor. Örneğin işte ak parti genel başkan yardımcısı Mustafa Şentop hani yarın YSK'da
YSK kararları için de benzeri bir girişimde bulunulursa acaba anayasa mahkemesi böyle
bir karar verir mi diye dediğiniz gibi yani bu yayılma eğilimi de gösteren bir şey umarız
tekrarlanmaz dememiz gerekiyor o zaman.
BEKİR BOZDAĞ: Ben hep şunu söylerim. Kim yargıda olsun, yürütmede, yasamada herkes
kendi yetki alanıyla sınırlıdır. Kim yasanın tanıdığı yetkileri esnete, esnete kendine yetki
alanı açarsa kendisine zarar verir. Geçmişte bunu başka yerler de yaptı. Esnete, esnete yetkisi
dahilinde olmayan konuları yetkisi dahiline aldılar ve sonuçta kendileri de zarar gördü ülke
de zarar gördü. Kimse bu işten kazançlı çıkmadı. Onun için ben dilerim ki dilerim ki bu
noktalarda herkesin kendileri için anayasanın ve yasanın tayin ettiği yetki çerçevesinde
hareket etmesidir. Yani YSK ile ilgili başka konularla ilgili anayasa mahkemesine işler gelir
mi gelirse ne olur yani benim bir şey deme imkanım yok ama ben şahsen bir hukukçu olarak
benim önüme geldiği zaman ben usulden reddederim. YSK'nın kararları kesindir seçimler
YSK'nın kararıyla biter. Oradaki aksi takdirde eğer YSK'nın kararlarını biz başka yerlere
inceletmeye kalkarsak Türkiye'de hiç bir seçim bitmez, hiç bir seçim bitmez. Ondan sonra
6 ay sonra oradan bir karar oradan bir karar seçim tartışmalarıyla Türkiye kendisine zarar
verir. YSK'nın kararları kabul edelim etmeyelim, doğru görelim görmeyelim, beğenelim
beğenmeyelim kesindir herkesi bağlar. Herkes istese de istemese de ona uymak ve onu
uygulamakla mükelleftir.
SUNUCU: Sayın bakanım kararlar davalar denince Ergenekon gerekçeli kararı da açıklandı.
Ve aslında epeyce bir kaç günde o tartışıldı. Ama işte seçim tartışmaları o da geride kaldı.
Ergenekon gerekçeli kararına baktığınız zaman siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Gerçi bir
demecinizi hatırlıyorum yani bu kadar sayfa gerekçeli karar mı olur diye ama onun dışında
görüşünüz nedir?
BEKİR BOZDAĞ: Gerekçeli kararı okumadım yani
SUNUCU: Öyle zaten yetişecek gibi değil
BEKİR BOZDAĞ: Okuyacak, okuyacak zamanım da yok ama bunu incelemeleri için
bakanlıktaki bazı arkadaşlara talimatlar verdim. Bir inceletin bana bir rapor hazırlayın diye
onlara inceletiyorum. Ama kaç günde inceleyecekler işin doğrusu onu da bilemiyorum. Çünkü
hatırladığım kadarıyla Cumhuriyet tarihinde bu kadar geniş bir gerekçeli kararı yok hiç bir
mahkemenin yok
SUNUCU: Evet 17 bin sayfa
BEKİR BOZDAĞ: Yani ilk defa böylesi bir kararla karşılaşılıyor. Tabi benim merak ettiğim
şey şu şimdi burada temyiz yapacak avukatlar bu kararı ne kadar sürede okuyacaklar, analiz
edecekler. Çünkü onlar bir okuyup geçmezler.
SUNUCU: İtiraz edecekler
BEKİR BOZDAĞ: Onlar çok detaylı okuyup kelime, kelime nokta virgül bakarak analiz
etmeleri lazım onlar kaç günde okuyacaklar ve sonra savunmalarını kaç günde yazacaklar.
Temyiz dilekçelerini kaç günde yazacaklar. O da çok önemli şimdi Yargıtay'a geldi
başsavcılık kaç günde bunu okuyacak. Şimdi ilgili daireye gitti raportörler kaç günde
okuyacak ve sonuçta bunlara ilişkin değerlendirmeler ne yapacak. Benim gördüğüm bu
kararın sonuçlarından biri şudur. Bu dava daha epey bitmeyecek demektir. Temyiz aşaması
da epeyce zaman alacak demektir. Hatta avukatların temyiz dilekçesi verme aşaması belki
hakimleri eleştirdik hepimiz bu kadar sürede neden gerekçeli kararı yazmadınız diye belki
şimdi avukatları eleştireceğiz. Yani siz bu kadar süre oldu hala niye bu gerekçeli karara ilişkin
temyiz dilekçenizi yazıp vermediniz.
SUNUCU: Ama yetişebilecek mi 17 bin sayfayı okuyup
BEKİR BOZDAĞ: Veremediniz bu sefer o diyecek ki 17 bin sayfayı nasıl okuyayım. Bu
sefer işte hakimler işte biz bakın uzatmadık bile, bile bu kadar şey ancak bu kadar sürede
yazılabilir gerekçeli kararı diyecektir. Onun için bu kararın bir sonucu bu davanın kesin
karara bağlanma sürecinin daha epey bir zaman alacağını gösteriyor, uzayacağını gösteriyor.
Türkiye'de bir ilk bu kararın demin de söyledim. Herhalde roman desek yanlış olmaz yani bu
kadar uzun yani bence bu kadar uzun gerekçeli karar doğru değil.
SUNUCU: Çok da doğru değil diyorsunuz.
BEKİR BOZDAĞ: Yani kısa olması daha iyi olurdu. Ama tabi mahkemenin takdiri sonuçta
bizim ona diyeceğimiz bir şey yok
SUNUCU: Biraz zaten son dönemlerdeki tartışmalarda kendilerine yönelik eleştirilere cevap
veren bir dil de var zaten yani biraz herhalde o da eklemelere sebep olmuştur.
BEKİR BOZDAĞ: Aslında gerekçeli karar verilen kararın gerekçesini ortaya kor bizim
uygulamamızda mahkemeler gerekçeyi oluşturduktan sonra kararını açıklar. Gerekçeyi
oluşturacak, kararı açıklayacak, gerekçeyi de hemen dosyaya koyacak. Eğer gerekçenin
tümünü dosyaya koyamıyorsa o oluşturduğu gerekçeyi 15 gün içinde en geç dosyaya
koyması lazım yoksa karar verdikten sonra gerekçeyi oluşturmak, karardan sonra ortaya
çıkan tartışmalara cevap vermek bir defa doğru bir şey değil. Çünkü oluşmuş gerekçeyi zapta
geçeceksiniz veya yazılı hale getirip dosyaya koyacaksınız.
SUNUCU: Kararın sebebini yazacaksınız.
BEKİR BOZDAĞ: Tabi yani daha sonra kararı açıkladıktan sonra oraya bakayım, buraya
bakayım, o gerekçeyi şöyle düzelteyim, böyle yapayım bu olmaz. Buna bizim yasamız
izin vermiyor. Gerekçe zaten oluşmuştur. Siz oluşan gerekçeyi yazılı hale getirip dosyaya
koyacaksınız. O anda yaptınız, yaptınız yapamadınız 15 günde yapacaksınız. Ama şimdi
dışarıda yaşanan tartışmaların gerekçe içerisinde cevaplandırılması da bana göre hukuken
doğru değildir. Çünkü o karar sadece yargılanan kişiler hakkında verilmiştir. Gerekçede
yargılanan kişilerin yargılandıkları konularla ilgili de sınırlı olmalıdır. Onun dışında
gazetelerin manşetlerine, siyasilerin açıklamalarına cevap veren bir şey olursa tabi o
gerekçenin sınırını aşmış demektir.
SUNUCU: Sayın bakanı son 5 dakikada da biraz bu işte girişte de söylemiştiniz seçim
sonuçları aynı zamanda işte paralel yapının hücumlarına karşı da vatandaşın bir cevabıdır.
Cevaplardan bir tanesi de budur diye yorumlamıştınız. Yani cümle bana ait paralel yapıyı
ben kullanıyorum. Bu ister istemez akla da bazı tartışmalı olayları, gelişmeleri, davaları
hatırlatıyor. Bunların en çarpıcı olanı da dışişleri bakanlığında yapılan ve Türkiye için hani
çok kritik güvenlik açısından önemli senaryoların tartışıldığı bir toplantının ses kaydının
sızdırılmasıydı. Bununla ilgili soruşturma ne durumda ya da işte Adana'da MİT tırlarının
durdurulması vardı yine benzer bir örnek başbakanın ofisinde ve makamında çeşitli yerlerde
böcek bulunduğu iddiaları vardı. Bütün bunlara baktığımız zaman böyle kriminal ve çok
somut bazı gelişmeler var. Bunlara ilişkin soruşturmaların durumu nedir, davaya dönüşen var
mı, dönüşecek gibi görünüyor mu?
BEKİR BOZDAĞ: Hem dışişleri bakanlığımızın ve MİT müsteşarımızın diğer devlet
yetkililerinin yaptığı görüşmede görüşmeyi kayıtlarını ortaya koyan ihanet hem de
diğerleriyle ilgili cumhuriyet başsavcılıkları tarafından başlatılmış soruşturmalar var. İşte
Adana'daki tır hadisesiyle ilgili orada başlayan bir soruşturma var. Yine böcek hadisesiyle
ilgili başlayan soruşturmalar var. Yine şeyle ilgili başbakanımıza yapılan itibar suikasti
montaj vs. ile ilgili yine başlayan soruşturma var. İşte dışişlerindeki görüşmeyle ilgili
başlayan soruşturma var. MGK kararlarıyla ilgili başlayan soruşturmalar var. Pek çok
soruşturma var dinlemelerle ilgili başka konularla alakalı bütün bunların hepsi hukuk içinde
elbette yürüyecektir. Ve zaman içerisinde de geldiği noktayı hep beraber göreceğiz. Yani adli
süreçler öyle yavaş hızlı işlemez onun kendi içerisinde usulleri var o usul çerçevesinde işler.
Ama hiç kimse şunu unutmaması lazım bu ülkenin sırlarını başkalarına satanlar. Bu ülkeyi
bir savaşın eşiğine getirebilecek görüşmeleri deşifre edenler. Bu ülkenin güvenliğine dönük
bekasına dönük pek çok bilgiyi, belgeyi başkalarıyla paylaşanlar başbakanını, hükümetini
herkesi dinleyenler bunun hesabını hukuk önünde mutlaka verecektir. Ben bundan hiç
kimsenin endişesi olmasın hukuk işleyecektir ve işleyen hukukun sonucunu da hepimiz
göreceğiz. Ama hukuku işlemesi bizim işimiz değil bu yargının işi yargı bunu yapıyor.
Kamuoyundan da sanki hemen ertesi gün şöyle olsun böyle olsun gibi bir takım şeyler
yazılıyor çiziliyor. Ama hukukun işlemesi öyle değil hukuk kendi içinde işleyecek, kendi
kurallarıyla işleyecek, sağlıklı işleyecek ve o sağlıklı işleyişi içerisinde ortaya çıkan deliller
vs. hepsi değerlendirilecek. Kamuoyunda ortaya çıkmış ne delil varsa bunların hepsinin
değerlendirildiği süreçler, değişik cumhuriyet savcılıklarında başlayan soruşturmalarda
yürüyor. Şu anda biz bilemiyoruz neler var çünkü gizli soruşturmalar.
SUNUCU: Evet
BEKİR BOZDAĞ: Onların akıbetini biz de merak ediyoruz. Zaman içerisinde sonucunu
bütün Türkiye mutlaka görecektir. Öte yandan paralel yapıyla ilgili de bu seçimde önemli bir
sonuç çıktı. O da şu benim gördüğüm bir defa paralel yapıyı Türkiye'de birileri çok fazla
büyüttü. İşte her yerde şurada, burada falan filan işte müthiş bir güç var onlarda da bir güç
zehirlenmesi oluştu. Yani kendilerini böyle çok ayrı bir gezegende koklayan, gören yapı var.
Ama sonuçta gördük ki halkta bir karşılığı yok fos yani bir balon vatandaş seçimde efendim
iğneyi batırdı havası kalmadı. Yani onun havasını aldı. Bir defa toplumda bir karşılığının
olmadığını herkes gördü. Bu bir yani bu çok önemli ikincisi vatandaşın esasında paralel
yapıya destek değil, paralel yapının yaptıklarına karşı olduğunu da anladık. Çünkü
Türkiye'nin pek çok yerinde insanlar üzerinde çok önemli baskılar kurulduğunu ben gittiğim
yerlerde bizzat gördüm. İşadamları üzerinde, siyasiler üzerinde, kamu görevlileri üzerinde,
hatta yargıda görev yapanlar üzerinde nasıl baskılar oluşturulduğunu insanlar şimdi daha rahat
anlatıyor. Dün anlatmıyorlardı çünkü hükümetle beraber hareket ettiğini düşündükleri için
çekiniyorlardı anlatmıyordu. Ama şimdi Sayın başbakanımızın ve hükümetimizin açık tavır
koymasından sonra yani herkes bu konuda yaşadıkları sıkıntıları anlatıyorlar. Yani diyelim
geliyor gazeteyle ilgili bir şey söylüyor. Gazeteyi kesiyor ondan sonra vergiden bir müfettiş
vergi denetmeni geliyor vatandaşı inceliyor. Adam anlatıyor başıma neler geldi diyor. Yani
bir şey yapıyor polis geliyor adamla ilgili gel bakayım sen karakola başka bir şey yapıyor
öyle hikayeler anlatılıyor ki devletin bütün kurumları bunlara karşı farklı fikir söyleyenlerden
hesap soran adeta bir pozisyona itilmiş, götürülmüş. İnsanlar ondan sonra korkar hale gelmiş
ya başıma bir iş gelecek şuradan benim hayatım polise gitmemişim yani birden bire kapıma
polis geliyor. Ben hayatımda savcı yüzü görmemişim birden bire savcı gel bakayım diyor.
Ben hiç vergiyle başım derde gitmemiş birden bire gidip müfettişleri geliyor. Ben hiç
gitmediğim sigorta müfettişleri geliyor. Devletin bütün şeylerini affedersiniz kurumlarını
kullandıklarına ilişkin vatandaşlardan çok büyük şikayetler geliyor. Şimdi biz bunu görüyoruz
onun için de vatandaşların üzerinde kurulmuş olan bu korku duvarı yıkıldı. Şimdi insanlar
rahatladı kamuda görevliler rahatladı, işadamları rahatladı, herkes rahatladı. Gazeteyi iptal
eden insanlarla ilgili bir sürü örnek geliyor. Bak diyor sen gazeteyi iptal ediyorsun berbersin
yarın başına geleceklerden ben sorumlu değilim diyor. Gazete zaman gazetesini iptal
edenlerin gazetenin temsilcilerinin bazıları arayıp, arayıp bazı laflar söylüyorlar. Veya bir
takım şeyler işte diyelim gazeteyi bırakıyor o ilin imamının veya yakınları mütevellisinden
geliyor niye bıraktın sen gazeteyi ya sana ne bırakırım ve insanların üzerinde çok büyük
baskılar kurulduğunu biz bu süreçte görüyoruz. Vatandaş esasında bu baskılardan bunalmış,
bıkmış.
SUNUCU: Seçim buna da bir cevap mı oldu diyorsunuz?
BEKİR BOZDAĞ: Ve bunlara, bunlara hayır diyecek, bunların karşısında duracak yiğit
bir ses arıyor. Şimdiye kadar bu ses çıkmadığı için de onlar da sesini çıkarmamış. Ama
ne zaman ki Sayın başbakanımız ve ak partiye saldırdı bunlar ak parti ve hükümetimiz
başbakanımız hep beraber bu meseleye tavır koyduğumuzda vatandaş bizim yanımızda
yer aldı. Bakın şu anda toplumda bir rahatlama var kim ne derse desin Fethullah Gülen
taraftarları toplumda oluşturdukları korkunun farkında değiller. Onlar oluşturdukları korkuyu
muhabbet zannediyorlar. İnsanların gazete almasını cemaatçi olarak görüyorlar. Yok öyle
bir şey insanlar alıyor çocuğu orada okuyor orada yapıyor. Şimdi dershanelerde, başka
yerlerde, okullarda çocukların başına gelenleri çocuklar gelip bize anlatıyorlar. Ben şimdi
onları dinleyince rahatsız oluyorum. Yani neler, neler bu olmaz. Şimdi insanlar dinliyor
siz hep dini sohbetler yapan, yalan söylemeyen, dürüst olan, tehdit etmeyen, insanları
dinlemeyen, insanlara efendim hep iyilik yapan biri olarak görüyor. Öyle görmüş o yüzden
destek oluyor. Ama şimdi bakıyor Türkiye'nin en dindar gelmiş geçmiş başbakanlar içerisinde
kimin ne olduğunu Allah bilir ama şey olarak baktığımızda başbakanına karşı öyle bir
mücadele veriliyor ki adam şey yapamıyor. Şimdi düşünün yani Kuran kurslarının önünü
açıyor, başörtüsü yasağını kaldırıyor, kamuda başörtü serbest oluyor. Okulların Kuran-ı
Kerim koyuyor şimdi kalkıyorsunuz kapı, kapı geziyorsunuz Allah rızası için CHP'ye oy
istiyorsunuz. Tayyip Erdoğan'a haddini bildirin diyorsunuz. Bu Allah'ın kahrına da dokunur,
bu milletin vicdanına da dokunur. Onun için millet bunlara geçit vermedi ve esasında bu
seçim bunlara da milletin sınır çizdiği haddini bildirdiği, partilere tokat attığı kadar bu dini
duygularını milletin bu şekilde kendi menfaatleri doğrultusunda kullananlara da tokat attığı
bir seçim olmuştur.
SUNUCU: Adalet bakanı Bekir Bozdağ çok teşekkür ediyorum efendim.
BEKİR BOZDAĞ: Ben teşekkür ederim.
SUNUCU: Haftaya konuları konuştuk ama bu son konular üzerine ileride tekrar program
yaparız. Biraz daha manzara netleşsin tekrar teşekkür ederim efendim.
BEKİR BOZDAĞ: Ben teşekkür ediyorum.
SUNUCU: Ankara Masası'ndan bu haftalık bu kadar haftaya yine bir programda buluşmak
üzere iyi Pazarlar efendim.
06659 KIZILAY / ANKARA
90 (0312) 417 77 70
basinadalet.gov.tr