Erişilebilirlik Menüsü

Ekran Okuyucu

Seçili Alan Okuyucu

Bağlantı Vurgula İkonu

Bağlantı Vurgula

Metni Büyüt İkonu

Büyük Metin

Metni Sola Hizala

İmleç

Okuma Kılavuzu

Okuma Maskesi

Disleksi Dostu

Kontrast

Solgunlaştırma

Düşük Doygunluk

Yüksek Doygunluk

;
Adalet Bakanı Bekir BOZDAĞ Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın Açıklamalarına İlişkin Gazetecilere Değerlendirmelerde Bulundu.

KANAL:  NTV

TARİH: 25-04-2014

 

Sayın Başkanın Mahkeme kararlarına dönük eleştirileri kişiselleştirdiği anlaşılmaktadır.

 

AYM bir yargı organıdır; başkanı da bir yargı mensubudur. Dolayısıyla Başkanın konuşması, siyasi değil, hukuki olmak zorundadır. AYM Başkanının, Anayasa Mahkemesinin 52 nci kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşma; hukuki değil, siyasidir; baştan sona siyasi polemiklerle doludur. Başkan, adeta gündemdeki bütün konuları, siyasi bir aktör gibi cevaplandırmış kendi tutum ve tavrını ortaya koymuştur. Siyasi konuşmaları, siyasi polemikleri AYM Başkanı değil, siyasi partilerin temsilcileri yapmalıdır.

 

Mahkemeler, kararlarıyla konuşur. Karar veya gerekçesi, okuyanları tatmin eder veya etmez. Bu mahkemeyi ilgilendirmez. Mahkemenin veya AYM Başkanının, kararlarını savunması ve arkasında durması, kararlardaki yanlışlığı, eksikliği ve zayıflığı ortadan kaldırmaz. 

 

Mahkeme kararları, eleştirilmez kutsal metinler değildir. Mahkeme kararları da diğer kararlar gibi eleştirilebilir. Kararların eleştirisi, kararı verenlerin eleştirisi olarak da kabul edilemez.

AYM Başkanı, Anayasaya, kanuna, hukuka ve vicdanına bağlı hareketle mükelleftir. Bu mükellefiyetler içerisinde niyet okuma görev ve yetkisi de yoktur. Demokratik hukuk devletlerinde, mahkeme başkanları niyet okumaz, niyet okunmasına da izin vermezler. Eğer, bir mahkeme başkanı niyet okuyor ve insanları itham ediyorsa orada objektif ve tarafsız hukuk devleti ilkelerine, evrensel değerlere ve Anayasaya uygun karar verilip verilmediği her zaman sorgulanır. Karara dönük eleştiriyi, kararı verenlerin itibarsızlaştırılması olarak algılayıp takdim etmek de asla kabul edilemez. Mahkeme Başkanının, kararı eleştirenlerin iyiniyetini sorgulaması eleştiriye tahammülsüzlüğün bir ifadesidir.

 

AYM Başkanı, konuşmasında AYM’nin yasamanın, yürütmenin ve yargının üzerinde olduğunu ve sorun çözme hedefiyle hareket ettiğini ifadeyle; adeta “Yasama, yürütme, yargı, vatandaşların sorununu çözmezse biz çözmek üzere hazır bekliyoruz”, mesajı vererek adeta kendisini, kuruluş amacı dışında yetki ve görevlerle donatmakta ve yeni bir vesayet organından öte yasama, yürütme ve yargı görevlerini üzerine alan çok güçlü alternatif bir iktidar olarak takdim etmektedir. Demokratik bir hukuk devletinde bu yaklaşım, asla kabul edilemez. Bilinmelidir ki, kimsenin yargı üzerinde vesayet kurma hakkı ve yetkisi olmadığı gibi AYM’nin de yasama, yürütme ve yargı üzerinde vesayet organı gibi hareket etme hak ve yetkisi bulunmamaktadır.

 

Yasama yetkisi, yani Türk Milleti adına kanun koymak, kanun değiştirmek, kanunu kaldırmak görev ve yetkisi, TBMM’ye aittir. Bu yetki devredilemez. AYM Başkanı dahil, hiç kimse bu yetki ve görevi sorgulayamaz ve hafife alamaz. Bütün sorunların görüşüleceği ve çözüleceği yer de TBMM’dir. Yürütme yetki ve görevi ise, Bakanlar Kuruluna aittir. Yürütme ve yargı organları, TBMM’nin yaptığı Anayasa ve yasalara uymak ve bunları uygulamakla görevlidir. AYM’ni kuran da, AYM Kanununu çıkaran da TBMM’dir. Türkiye’de hiçbir kişi, makam ve merci, millet iradesinin tecelli ettiği TBMM’nin üzerinde değildir. Bundan sonra da olmayacaktır. Millet her zaman iradesine sahip çıkmıştır. Hiç şüphesiz, bundan sonra da sahip çıkmaya devam edecektir.

 

Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde herkes, hukukun içinde hareket etmekle mükelleftir. AYM’nin görev ve yetkileri; kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımından uygunluğunu denetlemek ve bireysel başvuruları karara bağlamaktır. AYM’nin, yasama, yürütme ve adli ve idari yargı görevi yoktur.

 

Yargının tarafsız ve bağımsız olması, hukuk devletinin ve demokrasimizin teminatıdır. Bugüne kadar yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlamak için mücadele ettik. Yaptığımız Anayasal ve yasal düzenlemelerin yegane hedefi bunu sağlamaktır. Yargının, bir ideolojinin bir siyasi fikrin, bir dinin, bir mezhebin, bir ırkın veya bir mensubiyetin arka bahçesi olmasına hiçbir zaman rıza göstermedik. Bundan sonra da göstermemiz mümkün değildir. Dün de yargı üzerindeki vesayetlere, yargı içindeki ayrışmalara ve gruplaşmalara karşıydık; bugün de karşıyız; bundan sonra da karşı olmaya devam edeceğiz. 2010 Anayasa değişikliği, bu iradenin bir sonucudur. Bu değişiklik yargının bir ideolojinin arka bahçesi olmaktan çıkarılıp başka bir ideolojinin arka bahçesi olması için yapılmamıştır.

 

AYM Başkanı, sadece siyaset kurumunu eleştirmekle kalmamış, aynı zamanda ilk derece mahkemelerinde görev yapan hakim ve savcılar ile Yargıtay ve Danıştay’ı eleştirmiştir. Kendisi dışındaki yargı organlarına ve yargı görevi yapanlara dönük eleştirileri, yargı organlarımızın topluma sunduğu adaletin seviyesinin düşüklüğü olarak takdim etmiştir. Öte yandan temyiz mahkemesi olmadığı halde AYM’nin temyiz mahkemesi gibi algılanmasından övünç duyduğunu ifade etmiş, böylelikle kendisi dışındaki yargı organlarını ve bu organlarda görev yapan yargı mensuplarını da rencide etmiştir. AYM, ilk derece mahkemelerinin üzerinde bir temyiz mahkemesi olmadığı gibi, Yargıtay ve Danıştay üzerinde de süper bir temyiz mahkemesi asla değildir. Bunun aksini düşünmek ve savunmak hukuk sistemimize, insanımızın yargıya olan güvenine ve adalete olan inancına zarar verir.

 

AYM, Anayasanın 148 inci maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesinde yer alan “Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.” kuralını “Twitter” kararıyla alenen çiğnemiştir. Mahkeme Başkanının, kararın arkasında durması, Anayasanın yoruma ihtiyaç olmayan bu hükmünün ihlal edildiği gerçeğini ortadan kaldırmaz. AYM’nin Anayasanın kuralına uymasını istemek, açık kurala uymama halinde de kararı eleştirmek herkesin en doğal hakkıdır. Kaldı ki, konuşmada bahsedilen istisnalar ile AİHM kararlarında sözü edilen istisnaların hiçbiri de somut olayda yoktur.

 

Yeni bir muhalefetimiz olmuştur. Belli ki, AYM Başkanı, emekliliğine yaklaşık on ay kala, muhalefet boşluğunu doldurmaya karar vermiştir. Hayırlı olsun.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Adres

06659 KIZILAY / ANKARA

Telefon

90 (0312) 417 77 70

E-Posta

basinisaretadalet.gov.tr