Erişilebilirlik Menüsü

Ekran Okuyucu

Seçili Alan Okuyucu

Bağlantı Vurgula İkonu

Bağlantı Vurgula

Metni Büyüt İkonu

Büyük Metin

Metni Sola Hizala

İmleç

Okuma Kılavuzu

Okuma Maskesi

Disleksi Dostu

Kontrast

Solgunlaştırma

Düşük Doygunluk

Yüksek Doygunluk

BOZDAĞ ZONGULDAK`TA
09.04.2016


Adalet Bakanı Bekir Bozdağ,  AK Parti İl Danışma Meclisi Toplantısına katılmak üzere Zonguldak’a gitti.

AK Parti İl Danışma Meclisinde konuşan Bozdağ’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:


TÜRKİYENİN SORUNLARI

“Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar esasında hepimizin yakından takip ettiği ve Türkiye’mizin gelecekte daha iyi olması için dua ve desteği ile çözümünü aradığı konuların başında Zonguldak üzerinde Zonguldak’ın sorunları Ankara'nın üzerinde Ankara'nın sorunları var ama birde bütün bunların üzerinde hepimizin ortak sorunları var. Türkiye'nin sorunları var.


“KALP SAĞLAM OLDUM MU GERİSİ DE SAĞLAM OLUR”

Çok net bir şekilde ifade etmek isterim ki Ankara'nın havası iyi olursa emin olun Zonguldak’ın da havası iyi olur. Ankara'da işler iyi yürürse, emin olun Zonguldak'ta da işler iyi yürür. Çünkü Ankara Türkiye'nin kalbidir, kalp sağlam oldu mu, gerisi de sağlam olur.
Hatırlarsınız 1994 de Ankara da kriz vardı 5 Nisan 1994 bundan zarar görmeyen Zonguldaklı kaldı mı? Orada kıyamet koptu ama Zonguldaklı bu kopan  kıyametin bedelini ödedi. 28 şubat 1997'de Ankara'da kriz vardı, kaos vardı, hukuk dışı bir post modern darbe vardı. Bunun bedelini sadece Ankara değil bütün ülke yaşadı. 21 Şubat 2001'de yine kriz vardı ve hep beraber ödedik bedelini. MHP'ye, DSP'ye Anavatan partisine oy verenler bu krizden kurtulabildiler mi ya bizim parti iktidarda kriz geliyor bize dokunmasın yandan, sağdan, soldan geçsin diyebildiler mi , kriz ayırdı mı, ayırmadı.  Herkesi vurdu geçti onun için Ankara güçlü olursa emin olun bütün iller güçlü olur. Bütün Türkiye güçlü olur. Türkiye'nin yönetimlerinde bugüne kadar süreç içerisine baktığımız zaman Ankara da her zaman güçlü iktidarlar olmadı. Ne zaman güçlü iktidarlar oldu o zaman Zonguldak'ta kazandı Ankara'da kazandı tüm Türkiye'de kazandı.
 

“TÜRKİYE DÖNÜŞTÜ; ANKARA KAZANDI, ZONGULDAK KAZANDI”

 Cumhuriyetin başında Atatürk'ün liderliğinde güçlü bir irade ve yönetim vardı; Türkiye değişti, Türkiye dönüştü Ankara kazandı, Zonguldak kazandı. Adnan menderesin liderliğinde güçlü bir irade vardı siyasi istikrar vardı; Türkiye yine kazandı, yine büyüdü, Zonguldak'ta büyüdü.  Turgut Özal'ın liderliğinde güçlü bir siyasi irade vardı Türkiye büyüdü, Zonguldak büyüdü. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan beyefendinin liderliğinde sizin dua ve desteklerinizle güçlü bir siyasi istikrar, güçlü bir siyasal irade oluştu Türkiye yeniden kazandı, Zonguldak büyüdü her taraf kazandı.
 Türkiye'nin yollarını biz az çok biliyoruz. İnşallah bunların hepsi bitecek yolu da hastanesi de bitecek Zonguldak'ta yarım kalan hiçbir şeyimiz olmaz. Biz söz verdik mi yaptık yaparız, bizden kaynaklanmayan sorunları da  hep aştık bu konuları da aşacağız ondanda hiç endişeniz olmasın bakın Ankara Kızılay'ının bir trafiği var, İstanbul'un bir trafiği var eğer Ak parti iktidarda olmasaydı Zonguldak'tan    Ankara'ya  6 saatte zor gidilirdi, egzozu bozuk bir aracın arkasında insanların iflahı sökülürdü ama şimdi bakın Türkiye'nin dört bir yanı kara yollarıyla, Türkiye'nin dört bir yanı deniz yollarıyla, Türkiye'nin dört bir yanı demir yollarıyla hemde hızlandırılmış yüksek hızlı tren yollarıyla ve hava yollarıyla son 14 senede yeniden birbirine bağlandı.


“İŞ BİLENİN KILIÇ KUŞANANDIR”


Cumhuriyet döneminde Ak Parti ‘den önce ki iktidarlarda yok muydunuz? Ben şimdi soruyorum; Cumhuriyet Halk Partisi yüksek hızlı tren ağlarıyla Türkiye’yi  birbirine bağlamak istedi de Zonguldaklılar "aman ha yapmayın mı" dedi "istemeyiz mi" dedi.  Bölünmüş yollarla Zonguldak’ı Ankara’ya ve Türkiye’nin dört bir yanına birbirine bağlamak istedi de millet mi engel oldu. Hastaneleri modern hale getirip şehir hastaneleriyle Türkiye'nin illerini donatmak istediler de, Zonguldaklılar hayır mı dediler. Havayollarını halkın yolu haline getirmek istediler de millet hayır mı dedi. Yapamadılar. Yapamazdılar da. Neden? At sahibine göre kişner de ondan. Bunlar at'ı görünce kaçıyor at da bunları görünce kaçıyor. Siz Allah’ın izniyle 3 kasım  2002 de, AK Parti’yi iktidara getirdiniz Cumhurbaşkanımızı ata bindirdiniz, at da şaha kalktı, Türkiye de şaha kalktı. İş bilenin kılıç kuşanandır. Unutmayın! 

“BU ÜLKEYİ YANGIN YERİNE ÇEVİRMEYİ BAŞARAMADILAR, BAŞARAMAYACAKLAR”


Bakınız Türkiye’nin etrafı yangın yeri. Ukrayna sıkıntıda, Yunanistan sıkıntıda Suriye 4 senedir yangın yeri yanıyor, Irak yanıyor. Düşünün tüm bu coğrafyaların ortasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu konuşuyor, yav siz olsaydınız Türkiye'yi şu ana kadar çoktan diz çöktürmüştünüz, teslim etmiştiniz. Şimdi düşünün bu kadar yangın var, Suriye yanıyor 910 km sınırımız var. Konuşuyorlar biz olsak kapıları kaparız, biz olsak şöyle yaparız, siz olsanız hiçbir şey yapamazdınız. Sizin yanı başınızda apartman var komşusunuz, yangın çıkmış, kadınlar çocuklar imdat diye bağırıyor, siz kulağınızı kapatıp yatağınızda yan gelip yatabilir misiniz? İnsansanız yatabilir misiniz? Çocuklar yanıyor, kadınlar yanıyor, erkekler yanıyor, yanan kokular size geliyor, o kokuları duya duya rahatsız olmadan kapıları kapayıp durabilir misiniz? Adam olan, insan olan insan olmanın asgari en az 1 özelliğini taşıyan yangına  benim gücüm yetmez demez hemen eline suyu alır koşar yetmeyecekse yangını söndürecek itfaiyecileri, başkalarını yardıma çağırır. Bugün Türkiye’nin Suriye konusunda yaptığı işlerin başında bu yangını söndürmek için canla başla çalışarak Hakka sahip çıkmasıdır. İnsanlığa sahip çıkmasıdır, Hukuka sahip çıkmasıdır. Türkiye bu gerçeği yıllar yılı ifade etti ne ABD duydu ne başkaları duydu. Sonunda Türkiye’nin dediği noktaya onlar da gelecekler ondan emin olun. Bizim muhalefetimiz de gelecek. Bundan yine emin olun. Neden aklı yolu birdir de ondan. Bakın bir şey daha söyleyeceğim peki bu kadar yangının ortasında Türkiye’yi yangın yerine çevirmek isteyen terör örgütleri onlarla içerde ve dışarıda işbirliği yapan hainler, yabancı bir takım güçler, o kadar uğraştılar uğraşıyorlar bu ülkeyi yangın yerine çevirmeyi başaramadılar, başaramayacaklar. Allah’ın izniyle ''Türkiye bölgesinde huzur adası olmaya devam edecektir”


“BU DEVLETİN TARİHİNDE DARA DÜŞENE YARDIM ELİ UZATMA AHLAKI VARDIR”


1900'lü yılların başına gidin dört bir yanı düşmanların saldırısı altına girmiş batıdan, doğudan, güneyden, kuzeyden herkes bir yerden bu ülkeye hücum ediyor peki o zaman imdat diyen, Zonguldaklının, Ankaralının, Türk milletinin imdadına kimler yetişti. Afganistandan, Hindistandan, binlerce, onbinlerce kilometre ötelerden insanlar bileziklerini kopardılar, küpelerini çıkardılar Türkiye’ye gönderdiler . Biz her zaman böyle değildik bizimde sıkıntılarımız oldu. Kıbrıs'a 74'de çıkarma yaptık. O zaman dost düşman ortaya çıktı o zamanda bize yardım elini uzatanlar belli kişilerdi onun için Allah yokluk vermesin, sıkıntı vermesin bugün siz zorda olanlara elinizi uzatmazsanız siz dara düştüğünüzde sizinde yüzünüze bakan olmaz. Hamd olsun bu milletin tarihinde bu devletin tarihinde dara düşene yardım eli uzatma ahlakı vardır,  merhameti vardır anlayışı vardır. İşte hatırlayın Afganistan'da problem oldu oradan Türkiye'ye gelenler oldu, yine hatırlayın Saddam Halepçe Kürtlere kimyasal silah kullandığı zaman Türkiye Kürtlere kapısını açtı yine hatırlayın Bulgarisatan’da dönemin devlet başkanı oradaki soydaşlarımızı kampa gönderdiğinde orada soydaşlarımıza kapılarımızı biz açtık. Biz sadece bugün yapmadık bunu dün de yaptık. Bu günde yapıyoruz. Allah bu devlete, bu millete güç kuvvet verdiği sürece yapmaya devam edeceğiz. Türkiye büyük bir devlettir. Büyük devlet ve millet olmak, her fırtına ve rüzgar karşısında korkmayı değil onlara karşı meydan okuyup, tedbir alıp, yol yürümektir.


“BİZ HER ZAMAN BU MİLLETİN MENFAATİNİN, BU DEVLETİN MENFAATİNİN YANINDA OLACAĞIZ”

Suriye’de olup biten olanlar bizi ilgilendirmez diyenler burnunun dibini göremeyen insanlardır. Ankara’nın güvenliği Suriye’den geçer. Bunu göremeyenler değerlendiremeyenler var. Amerika kendi huzurunu Suriye’den görüyor. Arada kara sınırı yok. Kendi güvenliğini görüyor. Yanı başımızda yangın var. Bizim 1000 km sınırımız var  Biz bu olayı Türkiye’nin ulusal güvenliği ile ilgili görmeyeceğiz de neyi göreceğiz. Maalesef Kör bir siyaset anlayışıyla bu gün Türkiye’nin çıkarlarını göremeyen bir muhalefet görev yapıyor. Türkiye hem kendi hem de milletin çıkarlarını düşünerek ilerlemek zorundadır. Türkiye’nin yönetici aklı olan AK Parti iktidarı da, milletin ve devletin çıkarlarını esas alarak yol almaya devam ediyor. Türkiye’de sorun yok mu? Çok. Ama bir numaralı sorunu ne yaptığını bilmeyen bir muhalefet sorunudur. Planı yok, projesi yok, gelecek vizyonu yok. Önündeki hendekleri çukurları görmüyor. Hiçbir şeyin farkında değil, her şeyin yönetimine talip olan bir muhalefet var. Ana muhalefet partisinin lideri Türkiye ile Mısır arasında problem var. Kendi milletvekillerini gönderiyor Türkiye yanlış yapıyor diyor. Türkiye ile Suriye arasında problem var. Eli kanlı Esad’ın elini sıkmak üzere milletvekillerini gönderiyor. Türkiye’ye karşı Esatçı politikalar yapıyor. İran'la Türkiye arasında bazı problemler var İran’ı haklı görüyor Türkiye'yi suçluyor. Türkiye ile Rusya arasında problem oldu. Rusya’yı haklı görüyor. İsrail ile Mavi Marmara olayında Türkiye’yi İsrail’e karşı suçladı. Zonguldaklı kardeşlerimin vicdanına soruyorum hangi ülkenin muhalefeti kendi ülkesiyle başka ülke arasında ihtilaf olurda o ülkeyi haklı görür kendi ülkesini haksız görür. Hiçbir ülkede böyle bir muhalefet yok. Onun için Türkiye’nin bir muhalefet sorunu vardır. Biz her zaman bu milletin menfaatinin, bu devletin menfaatinin yanında olacağız.


“ŞU ANDA BÜTÜN TERÖR ÖRGÜTLERİ BİR ARAYA GELMİŞLER”
 Eğer bu ülkenin muhalefeti bir konu olduğu zaman iktidarın arkasında  yek vücut durabilirse o zaman Türkiye’yi kimse tutamaz. Türkiye 30 yılı aşkındır terörle mücadele ediyor sadece bölücü terör örgütüyle değil aşırı sol terör örgütleriyle de  dini istismar eden terör örgütleriylede Türkiye mücadele ediyor. Şu anda bütün terör örgütleri bir araya gelmişler. Türkiye’ye karşı sağcısı solcusu birlikte eylem yapma kararı almışlar. Onu da açıklıyorlar. Ne yaparsanız yapın Türkiye’nin kılına  dahi  zarar veremezsiniz. Peki Türkiye’de muhalefet ne yapıyor, terörle bunca mücadele olurken hükümeti suçlama yarışı içerisindeler. Bir masum vatandaşımız terör örgütleri tarafından şehit edildikçe, hükümete saldırı vazifesi olarak görüyorlar. Allah aşkına bir Cumhurbaşkanı, bir Başbakan terörle mücadelede bir polisinin, askerinin, vatandaşının zarar görmesini istemez. Ama maalesef böyle bir yaklaşım içerisinde görülüyor.
 

AKADEMİSYENLERİN BİLDİRİLERİ

Bakın akademisyenler bildiri yayınladı. Anlattıkları şeye bakın Kandil ne söylüyorsa  onu yayınlıyorlar. Bildiri içerisindeki hangi cümle bölücü terör örgütünün iddiaları değil? şu anda bölücü terör örgütü teröristle mücadele eden tüm güvenlik güçlerini sivil halka katliam uyguluyor diye takdim ediyor. CHP’nin parlamentodaki temsilcilerinin yaklaşımlarına bakın. Onlar da farklı düşünmüyorlar. Kılıçdaroğlundan veya Partilerin sözcülerinden bu hendekleri niye kazıyorsunuz diye haykırdığını duydunuz mu? Hendekleri, barikatları kaldırın, silahları susturun   dedikleri var mı? Hendeğin arkasındaki arkadaş diyor, Hendeğin arkasında arkadaş yok. Hendeğin arkasında askerimi, polisi şehit eden eli kanlı terör örgütü var. AK Parti hükümetine yöneltiği eleştirinin 10’da birini askerimizi, polisimizi şehit eden terör örgütlerine, onun siyasal uzantılarına söylemiyorlar?  Böyle bir şey olmaz. Terörle mücadelede Türkiye’nin başarılı olması için en önemli şeylerden birtanesi, terörle mücadeleye bakışın, bütün partilerin kendi görüşlerini bir kenara bırakıp, adeta iktidar kimse kendisi iktidarmış gibi bakması lazım. İngiltere,İspanya bunu başaran ülkeler anca böyle başardılar. Tüm terör örgütleriyle mücadele konusunda iktidar ve muhalefetiyle Türkiye’nin siyasetçileri bir olmalı, birlik olmalı. Birlik içerisinde hareket etmelidir. Aksi halde terör örgütlerini mutlu eden söylemlerden öteye geçilmez. Senin elinde çözüm önerisi varsa, hükümete söyledi. Onları getir. Beraber konuşalım. Bizim siyasi partilerimizin liderleri terör meselesi için geçmişte Cumhurbaşkanımız randevu istedi de randevu verip konuşmadılar. Ben 30 yılı aşkın bu ülkede can yakan bölücü terörü Türkiye’nin ana muhalefet lideriyle, Türkiye’nin iktidar partisi lideri müzakere edemeyecek de neyi konuşacak? Biz neden bir araya gelemiyoruz. Artık siyaseti bu anlamda lütfen zorlayın. Siyaseti zorlayın. Terör konusunda ayrıştırıcı bir dil kullanmaktan vazgeçin. Birlik olun dirlik olun. Hangi partiye oy veriyorsanız verin, partinizi zorlayın. Türkiye’nin gerçek anlamda buna ihtiyacı var. 


TERÖRLE MÜCADELEDE KARARLILIK VURGUSU

Yek vücut olmuş bir Türkiye’yi hiç kimse Allah’ın izniyle dize getiremez. Biz böyle bir konuda bir araya gelemez miyiz? Eyvahlar olsun, yazıklar olsun böyle siyasete. Bölgede terörle mücadele etkin bir şekilde devam ediyor. Hükümetimizin aldığı kararlar, güvenlik güçlerinin ortaya koyduğu kararlılık devam etmektedir. Algı operasyonlarıyla Türkiye’nin terörle mücadelesini insan haklarına karşı mücadeleymiş gibi gösterenler var. Sokağa çıkma yasağı vatandaş zarar görmesin diye yapılıyor. Can ve mal zarar görmesin diye sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor. Kamu güvenliği, kamu düzeni, can ve mal güvenliği tesis edilsin diye yapılıyor. Bölge terörist faaliyetlerden arındırılsın diye yapılıyor. Bu hendekleri oraya kim kazdı. Otomatik silahlarla, roket atarlarla askerimizin ve polisimizin üzerine kimler saldırıyor. Bunu niye CHP’nin genel başkanı bağıra bağıra söylemiyor. Pensilvanya’nın sözcülüğünü bağıra bağıra yapıyor. Bu milletin sözcülüğünü niye yapmıyorsun. Cumuhurbaşkanımıza, aile bakanımıza, başbakanımıza karşı saygısızlığın alâsını yapıyorsun. Bölücü terör örgütlerine karşı neden yapmıyorsun? 
Avrupa İnsan Hakları mahkemesine 29 dava açıldı, 27’si reddedildi. Anayasa Mahkemesine 12 dava açıldı, 12’si de reddedildi. Türkiye terörle mücadelesini hukuka azami riayetle sürdürüyor demektir. Fransa’da bomba patladı, Fransa konseyi “Biz terörle mücadele ediyoruz. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni askıya alıyoruz" diye yazı yazdı. Türkiye bu sözleşmeye riayet ederek terörle mücadelesini sürdürüyor. Hukuk devleti ilkelerine, azami riaeyet ederek terörle mücadele yapan Türkiye’dir. Bundan sonra mücadelemizi bu kararlı şekilde sürdüreceğiz.


ADLİ TIP KURUMU YÖNETMELİĞİ

Adli Tıp Kurumu yönetmeliğini değiştirdik. Bölücü terör örgütü bölgedeki insanları hem zorla dağa götürüyor. Veya kandırarak dağa götürüyor. Onları ölmeye, öldürmeye ikna ediyor. Öldürülenlerin de bir de cenazesi üzerinden ayrı algı operasyonları yapıyor. Hayatını kaybeden teröristlerle ilgili adli tıp incelemeleri yapılıyor. Cenazelerin kimlikleri yapılıyor. Teslim edilirken aileleri almıyor. Yönetmelik bu durumda belediyeye teslim edileceğnii söylüyor. Belediyeler de almıyor. Cenazeler ortada kaldı. Bunun üzerine biz yönetmeliği değiştirdik. Mülki idare amirlerine teslim edilebilir. Onlar defin işlemleri yapabilir dedik. Bu sefer HDP’li vekiller dahi adli tıpa geldiler. Çünkü daha önce cenazeleri almayan belediyeler cenazeleri alıp bu sefer götürüp mezbahaneye koydular. Bu cenazeler üzerinden oradaki vatandaşlarımızın duygularını, devletimizin milletimizin aleyhine kullanmak istediler. Sahibi olan bir cenaze varsa, bu durumda  ailesine cenazesi alınması söylenir. Almazsa devlet üç gün geçtikten sonra defneder. Danıştay bu süreyi iptal etti. Makul süreyi reddetti. Sen yürütme misin? Annesi ve babası, adresi belli. Devlet tebligat yapmış. Böyle bir cenaze yakınlarına ulaşılamama sorunu yok ki? Cenaze yakınları almazsa üç gün. Ama buna rağmen Danıştay bunu da iptal ediyor? Hukuka uygun bir düzenlemeyi, hukuka aykırı bir şekilde iptal etti. Adeta yerindelik denetimi yapan bir uygulama ile iptal etti. Ama bilmenizi isteriz ki Türkiye’nin bu alandaki mücadelesi gerçekten hukuk devleti ilkelerine uygun bir şekilde bundan sonra da yapılmaya devam edecektir. Türikye’nin üzerinde birilerinin operasyon yapmasına izin vermedik bundan sonra da izin vermeyeceğiz. Bütün bunlara rağmen Türkiye’nin ayakta durmasının sebebi siyasi istikrar, güçlü iktidar, iyi yönetimdir.

 1 KASIM GENEL SEÇİMLERİ

7 Haziran’da bir sonuç ortaya çıktı. Bir metre önünü göremez hale geldi Türkiye. Ama 1 Kasım’da yeni bir sonuç ortaya çıktı. Herkes yolunu, önünü görüyor çünkü güçlü iktidar var. Türkiye’nin güçlü iktidarını yıkmak için çok büyük gayretler yapılıyor. İçeride ve dışarıda. Türkiye’de herhangi bir askerimiz ve polisimiz şehit edildiğinde buna sevinecek kadar alçalmış gruplar var. Böyle bir vicdansızlık olabilir mi? Cumhurbaşkanımız ABD’ye gitti. PKK orada, ASALA orada, Pensilvanya’nın bedduacısının adamları orada, el ele Türkiye’nin Cumhurbaşkanına hakaretler yağdırıyorlar. Tayyip Erdoğan’a niye karşılar? AK Parti’den niye kurtulmak istiyorlar? Türkiye’nin 6100 km’lik bölünmüş yolunu daha da yukarılara çıkardı da Türkiye’ye ihanet mi etti?  CHP’liler Atatürk’ün yaptığı demir yolları ile övünüyorlar. Demir ağlarının tamamını biz modernleştik. Bunlar kömür işletmelerini oturup kapatalım diye kafa yoruyorlardı. Biz geldik. Kara treni ihya ettik, yanına yüksek hızlı treni de getirdik. Bunu yaparak Erdoğan ve Davutoğlu, Türkiye’ye kötülük mü yaptı? İhanet mi etti? Davutoğlu, Erdoğan geldi. IMF’ye borcu ödedi. 5 milyar dolar borç verebileceğini söyledi de, Türkiye’ye ihanet mi etti? Borç alan emir alır. Şimdi borç veren Türkiye var.

Bozdağ ayrıca, Devrek Açık Cezaevi'nde incelemelerde bulundu. Ereğli'de vatandaşlarla bir araya gelerek sohbet etti.

             

Adres

06659 KIZILAY / ANKARA

Telefon

90 (0312) 417 77 70

E-Posta

basinisaretadalet.gov.tr