Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, TRT Canlı yayınında Yaşar Taşkın Koç’un sorularını yanıtladı.
Darbe girişimi hakkında konuşan Bozdağ, Türk Milletinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dirayetli duruşunun karşısında darbe girişiminin başarısız olduğunu söyledi.
Bozdağ’ın açıklamalarından başlıklar şöyle:
GEÇMİŞ OLSUN
“Öncelikle ülkemize, milletimize, hükümetimize, meclisimize, birliğimize, dirliğimize, demokrasimize, anayasamıza karşı yapılan bu hain darbe teşebbüsü karşısında mücadele ederken şehit düşen tüm vatandaşlarımıza, kamu görevlilerimize, askerimize, polisimize Allah’tan rahmet diliyorum, mekânları cennet olsun, onlar bu milletin kahramanlarıdır. Bu millete ihanet etmek isteyenlere ölümleriyle dur diyenlerdir, ailelerine baş sağlığı ve sabır diliyorum. Milletimiz onları unutmayacaktır.
Türkiye büyük bir tehlike ve tehdidi atlatmıştır. Büyük bir kalkışma, büyük bir ihanet, büyük bir darbe teşebbüsü etkisiz kılınmıştır, yenilmiştir. Türkiye’de 15 Temmuz gecesi başlayan darbe teşebbüsü herkesin bildiği gibi çok açık bir şekilde Fethullah Gülen’in emir komuta zinciri altında Türk askerleri tarafından değil, sadece Türk askerlerinin kıyafetini giyen, Türk milletinin vergisinden maaş alan FETÖ terör örgütünün askerleri tarafından yapılmıştır. FETÖ’nün emir komuta zinciri içerisinde hareket eden asker kıyafeti giymiş bu hainler, bu alçaklar, Türkiye’nin demokrasisine Türkiye’nin her tür güzelliğine, milletimizin birliğine, dirliğine, hükümetine, meclisine karşı büyük bir kalkışmaya cüret etmişlerdir. Ama bu cüretleri karşılığını bulmuştur, milletimiz onlardan daha cesur çıktı, hükümetimiz daha cesur çıktı, polisimiz, yargımız ve medyamız, sivil toplum örgütlerimiz, siyaset kurumumuz, hepsi daha cesur çıktı ve bu hain teşebbüs başarısızlığa mahkûm edildi ve netice alamadılar.
MECLİSE BOMBA
Türkiye’de bu güne kadar pek çok şey olmuş olabilir. Olumsuzluk da olmuş olabilir, darbelerde olmuş olabilir ama hiçbir dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi havadan bombalarla topa tutulmadı. Meclis çalışmaları sırasında bombalar atıldı, düşman Polatlı’ya kadar geldi. Topun sesi Ankara’ya kadar geldi ama top Meclis’e düştü. Şimdi bunlar ilk defa Meclisimizi bombaladılar. Sayın Cumhurbaşkanımızı öldürmek için, Cumhurbaşkanımızı öldürmek için kaldığı oteli bombaladılar. Sayın Başbakanımıza karşı atış yaptılar ve vatandaşlarımıza karşı, masum, sivil, tertemiz insanlarımıza karşı gözünü kırpmadan kurşun atmayı, helikopterlerle, uçaklarla onları taramayı, bomba üzerine bırakmayı marifet sandılar. Özel harekatın bu vatan için bu millet için gözünü kırpmadan mücadele eden kahraman evlatlarının üzerine bombalar yağdırdılar. Bu alçaklar Türkiye’ye Türk milletine, Türkiye’nin demokrasisine, Meclisine, anayasamıza, her şeyimize ihanet etmişlerdir. Her şeyimize saldırmışlardır ama Allah’ın izni ile bu saldırı püskürtülmüştür, netice alamamıştır, Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşu ve yönetimi, Sayın Başbakanımızın, hükümetimizin, askerlerimizin çok dirayetli duruşu ve her şeyi göze alan mücadelesi çok önemli burada. Öte yandan milletimizin ölümüne meydanlara açılması, kurşun atanların önünde göğsünü açması, tankların üzerine çıkması, devletin bütün kurumları üzerine çullanan bu yapının karşısına çıkması son derece önemli. İşte TRT’ye geldiler, ele geçirdiler, TRT’ye tekrar geçmiş olsun diyorum. Bu millet geldi bura benim alçakların değil dedi, buraya gelen alçakları derdest etti. Bu millet böyle büyük bir millettir. Ben de bu milletin evladı olmaktan bir kez daha iftihar duyduğumu, gurur duyduğumu ifade etmek isterim. İkincisi medya çok büyük bir ilgi gösterdi. Gerçekten Türk medyası farklılıklarına rağmen iktidar yanı, karşıtı falanı filanı demeden hep beraber bir oldu, bu ihanet çetesine karşı demokrasinin yanında, hükümetin yanında, meclisin yanında, anayasanın yanında milletin yanında saf tuttu. Onun içinde ben medyamıza buradan çok teşekkür ediyorum. Siyasi partiler ilk defa bir araya geldiler. Rekabeti bıraktılar, demokrasiye sahip çıktılar. Parlamento adeta savaş gibi bir ortamda milletin iradesinin temsilcileri orada nöbet tuttular, ölümüne bir demokrasi nöbeti tuttular, bombaların altında Meclis’i terk etmediler, onun için teşekkür ediyorum. Yargımıza büyük teşekkür ediyorum. Gerçekten Cumhuriyet Başsavcılarımız, hakimlerimiz bu darbe teşebbüsünün ortaya çıktığı andan itibaren hepsi sabahlara kadar görevlerinin başında ve bunlara ilişkin adli süreçleri büyük bir cesaretle, büyük bir özveriyle yürüttüler ve hala da yürütüyorlar. Sabahlara kadar yatmadılar. Sadece halkımız yatmadı değil, aynı zamanda görevleri gereği bunlarla mücadele etmesi gereken polislerimizde yine ha keza yargı görevlileri de yatmadılar. Onlara da buradan teşekkür ediyorum, Cumhuriyet tarihinde bir ilk gerçekleşti, ilk defa bir hükümet darbeciler karşısında şapkasını alıp gitmedi. İlk defa parlamentoda ki vekiller darbecileri alkışlamadı. Siyaset ikiye bölünüp bir kısmı darbeciden yana, bir kısmı öbür türlü durmadı. İlk defa millet darbeyi sineye çekmedi. İlk defa medya darbecilerin lehine manşetler atmadı. Bütün bu ilkleri başaran Türkiye büyük bir devlettir, Türk milleti büyük bir millettir. Demokrasimizin geldiği seviyeyi bakımından Türkiye’de endişe edenler var bir takım tartışmalardan biliyoruz, ben onlara da söylüyorum bu milletin demokrasisi olgunlaşmış, gelişmiş ve milletimiz demokrasiyi özümsemiştir ve ona sahip çıkmasını da biliyor ve canı pahasına da sahip çıkıyor. Dünyaya da Türk milleti demokrasiye olan sadakatini, seçilmişlere, Meclise ve anayasaya olan bağlılığını gösterme bakımından da hem demokratik ülkelere hem diğer ülkelere gösterme bakımından da bir demokrasi dersi vermiştir.
NASIL YARGILANACAKLAR?
Bu Fethullahçı terör örgütüne mensup olan kişilerin nasıl bir ruh yapısına sahip olduğunu bu son olay çok açık bir şekilde ortaya koymuştur. Ölümle hareket ediyorlar ve gözleri hiçbir şey görmüyor. Fethullah Gülen’in talimatlarını haşa gökten Allah’ın verdiği talimatlar gibi kabul ediyorlar, bunlar sapık ve gözü görmüyor. Onun içinde ne yapıyorlar? Pek çok hukuk dışı işi ibadet gözüyle yapıyorlar, pek çok suçu ibadet niyetiyle işliyorlar. İnsanlara kurşun sıkıp masumları öldürürken kendilerinin cennete gideceğine inanıyor bu alçaklar. Onun için bunlara karşı Türkiye’nin teyakkuz halinde her zaman olması milletimizin de mutlaka bu süreç bitene kadar daha şu anda temizlik devam ediyor, 6 bin civarında gözaltı var, altı bini de geçecektir, bunlarla ilgili süreç, adli süreç devam edecektir.
Devletin kurumları ve Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti bunlarla birlikte artık yaşama şansını kaybetmiştir. Bunlara ilişkin süreçler, hukuksal süreçler devam edecektir. Bu darbenin kim neresinde durduysa, neresinden tuttuysa onların hepsi bu milletin yargısının önünde hesabını verecektir. Millete hesabını verecektir ve Türkiye artık bunları temizlemek içinde elinden geleni yapacaktır. Meclisimiz elinden geleni yapacaktır, milletimiz bu sürece destek verecektir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin içerisindeki bu ihanet çetesinin uzantıları varsa onların hepsi tek, tek yargının içerisinde, başka yerde, nerede varsa bunların hepsini tek, tek yargıya teslim edip, yargıda hesap vermesini sağladığımız gibi bundan sonraki süreçte de Türkiye’nin bir daha böylesi bir türbülansa girmemesi için yapmamız gerekenler var. Onları da hep beraber yapmamız lazım. İşte dün halkı sokaklardan çekmek için bu paralel çetenin hainlik yapan bu güruhun bazı medya hesaplarından işte sokaklardan elinizi çekin diye, sahte mesajlar gönderdiklerini görüyoruz. Onun içinde ben aziz milletimize diyorum ki Sayın Cumhurbaşkanımızı, hükümetimizi ve yetkililerimizin seslerine kulak vermelerini, onun dışında kim ne diyorsa desin itibar etmemelerini çünkü bu mücadele milletle yürüyen bir mücadeledir. Milletle beraber biz bunu başardık. Eğer aziz Türk Milleti Sayın Cumhurbaşkanımızın hükümetimizin, Meclisimizin arkasında durmamış olsaydı bugün böylesi bir demokratik ortamda biz hayatımızı sürdürebilir miydik? Vatandaşın üzerine kurşun yağdıran bu alçaklar şu anda Türkiye’de nasıl işler yaparlardı? Bunu herkesin tahalül etmesi lazım. Ben Sayın Cumhurbaşkanımıza gösterdiği dirayetten dolayı çok teşekkür ediyorum. Yani büyük bir cesaretle hareket etmiştir. Ben bir anekdotu da anlatmak isterim belki Sayın Cumhurbaşkanımızın izni yok ama ben affına sığınarak benimle paylaştığı bir konuyu anlatmak istiyorum burada. Şimdi Marmaris’ten ayrılıp Dalaman’a geliyor, Dalaman’dan İstanbul’a doğru gelirken o arada kulede bu ihanet çetesi Atatürk Havalimanı’nda hakim. Havada da tabi onların hakimiyeti var. Oradan helikopterle kalkıp Dalaman’a gitmek, Dalaman’dan da havada bunların hakimiyeti olduğu çok açık netken oradan İstanbul’a gelmek her baba yiğidin akıl karı değildir. Bütün hedefte o var ve İstanbul’dan başka yerlerden de helikopterlerin ve bir takım hava araçlarının Sayın Cumhurbaşkanımızın bulunduğu yeri bombalamak ve Cumhurbaşkanımızı şehit etmek için harekete geçtiğine dair bilgilerde var. Bütün bu ortamlarda Sayın Cumhurbaşkanımız oradan kalkıyor Dalaman’a geliyor, Dalaman’dan kalkıyor İstanbul’a doğru hareket ediyor. Orada pilotu çağırıp soruyor, pilota diyor ki biz havaalanı şu anda ışıklarda kapatışmış orada, kulede izin vermiyor ve orada sıkıntı var. Havaalanına kendi ışıklarınla inebilir misin diyor. Onlar izin vermese de havaalanına inebilir misin diye soruyor. Pilot diyor ki efendim inebiliriz diyor ama diyor riski var, yere, havaalanının zeminine araç çekmiş olabilirler, böyle bir sıkıntı var, ayrıca başka riskleri de olabilir. Onun üzerine diyor ki sen bir turlarsın bakarsın orada ona göre inersin. Ne kadar havada işte havada kalabiliriz? Yakıtımız işte dört saatlik bir yakıtımız var, o zaman ona göre bir tedbir alırsın ve kendi ışıklarıyla havaalanına inme talimatı veriyor. Tabi o arada havaalanında kule vesaire milletimiz tarafından teslim alındığı için buna gerek kalmıyor ama Türkiye böyle bir Cumhurbaşkanına sahip, böyle bir lidere sahip, böyle cesur birine sahip ve oradan geliyor, ölümüne oraya gidiyor. Yani geçmişi düşündüğümüzde darbe olduğu zaman fötrlerini alan giden insanları düşündüğünüzde şimdi darbecilerin üzerine, ölümüne giden cesur bir liderimiz var, cesur bir Cumhurbaşkanımız var, yiğit bir Cumhurbaşkanımız var. Ben Allah’a hamt ediyorum ki böyle yiğit, cesur, kahraman bir liderin yanında çalışma fırsatı bize verdiği için, ben rabbime şükrediyorum böylesi bir büyük milletin de hizmetkarı olma fırsatı, böyle büyük bir milletin evladı olma fırsatı bize verdiği için.
Şimdi Sayın Koç, biz bugüne kadar yargıdaki, askeriyedeki, başka yerlerdeki gözü dönmüş bu paralel çetenin üyelerinin varlığını anlatırken çoğu insan bizi dinliyor ama öyle dinliyor. Ama şu son ihanet olayı gösterdi ki bu artık öylesine dinlenilecek bir konu değil. Herkes bu paralel çetenin ne noktaya geldiğini gördü. Şimdi Genelkurmay Başkanının en yakınındaki adamlar, Genelkurmay Başkanına kelepçe takıyor. Nereye kadar gidiyorlar? Nereye kadar bulunuyorlar? Bakıyorsunuz her yer öyle ve vatandaşın üzerine havadan bombalar yağdırıyor, vatandaşı kurşuna diziyor. Böylesi büyük bir canavarlaşmış yapı, haşhaşilerden belki daha çok uyuşmuş bir yapı. Aklı rehin, kalbi rehin bir yapı, ipotek etmişler, birisine Fethullah Gülen’e ipotek ediyorlar.
Hakim, savcıdan, generalden bahsediyoruz. Orgeneral, korgeneralden bahsediyoruz, yani sapıklık parayla değil. Şimdi bunlar eğitimsiz insanlar mı? Hepsi Türkiye’de en iyi eğitimi almış insanlar. Hakim, savcısı da öyle, başkaları da öyle ama siz eğer aklınızı ve kalbinizi rehin ederseniz, aklınızı sorgulamak için kullanmazsanız, birisi bir şey dediğinde acaba deyip başkalarının dediklerine de kulak vermezseniz o zaman onu hep doğru kabul eder. Şimdi bunlar ne yapıyorlar? Başka televizyon seyretmeyin diye talimat veriyorlar. Başka gazete okumayın diye talimat veriyor. Başka dergi okumayın diye talimat veriyor. Başka kitap okumayın diye talimat veriyor. Her şeyine karışıyor. Şimdi bir kişi okuduğu kitabı seçiyor, seyrettiği televizyonu seçiyor, gideceği okulu seçiyor, çalışacağı mesleği seçiyor, geleceği makamı seçiyor hatta evleneceği kadını seçiyor. Çocuklarının ismini seçiyor. Böylesi bir yapının içinde büyüyen biri onun dışında sağlıklı bir dünyanın, onun dışında doğruların, onun dışında hakikatlerin, onun dışında daha iyinin olduğunu fark edebilir mi? Kendinin doğru, herkesi yanlış görebilir ve öyle de oluyor. Tabi robot var, onun için ben yargıda yapılan şeyi ben net söylüyorum, Türk yargısının bağımsızlığını sağlama mücadelesidir. Türk yargısını özgürleştirmektir. Gerçekten hakimlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı diyoruz ya, hakimlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlama bakımından da biz ciddi adımlar attık.
Ama bu darbe teşebbüsüne destek veren, onunla irtibatlı olan pek çok kişi olacaktır. Onlarla ilgili de bu soruşturmalarda sonuçlar elbette ortaya çıkar. Ama bu Fethullahçı Terör Örgütü’yle irtibatlı olup olmadıklarına dair pek çok insanların konuştukları şeyler var, bütün bunların hepsi ortaya çıkacak ve bunlarla ilgili çalışmalar yapacak. Hakimler bağımsız, ne diyor anayasa 138? Karar verirken anayasaya, hukuka bağlı bir vicdanla hareket eder hakim ama FETÖ’ye bağlı bir vicdanla hareket eden, anayasayı tanımayan, kanunu tanımayan, hukuku tanımayan, FETÖ’den gelen işarete göre hareket eden bir hakim bağımsız mıdır? Tarafsız mıdır? Biz diyoruz ki yargıdaki bağımsızlık, tarafsızlıkla hep mücadele edelim, yargıya güven yere düştü, kim düşürdü yere? FETÖ’nün talimatıyla hareket eden veya ideolojik yapılarla hareket eden bu bağımsız ve tarafsız olma vasfını yitirmiş kişiler bunu yaptı. Bizim mücadelemiz yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını tahkim etmektir. Bunu bozan yapılarla ilgili etkin bir mücadele etmektir. İşte Yargıtay, Danıştay kanunu çıkardık, kıyametler koparıldı ama bütün attığımız adımlar, ortaya çıkan sonuçları da değerlendirdiğimizde isabetli adımlardı. Bakın ilginç bir şey söyleyeceğim, İstanbul’da bir asliye ceza hakimi, arife günü biliyorsunuz yarım gün idari tatil, o gün geçen bu ramazan ayının arife günü bir asliye ceza hakimi, Fethullah Gülen’in mehdi olduğuna karar verdi. Mahkeme kararıyla mehdi ilan etti Fethullah Gülen’i ve Türk Silahlı Kuvvetlerini darbeye çağırdı, tutuklanacak vesairelerle ilgili 500 küsur sayfalık bir karar yazdı adam. Şimdi arkasından kısa bir süre sonra darbe teşebbüsü ortaya çıkınca gördük ki yazdıkları öyle havadan sudan şeyler de değilmiş. Bir bakıyorsunuz orada asker harekete geçiyor, başka şeyler yapıyor. Yani bir hakim, asliye ceza hakimi, Fethullah Gülen’in mehdi olduğuna dair karar verip altına imza atabilir mi? Attı burada, Fethullah Gülen belli ki Allah’tan mehdiliği almaktan ümidini kesince FETÖ’cü bir hakimden herhalde mahkeme kararıyla herhalde mehdilik almaya kalktı. Şimdi bu daha sonra da bir yerde psikiyatrik tedavi görüyor diye psikiyatriye yattı. Acaba doğru mu? Eğri mi? Nedir? Onların hepsini araştırıyoruz, onların hepsi soruşturuluyor ve bu karar çok ilginç bir karar. Ben buradan medyaya da bu karara bir bakmalarını özellikle rica ediyorum, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirdiğinde nasıl bir esire dönüştüğünü, esir olduğunda da kendini esir edenin talimatlarıyla nasıl bir zulüm kılıcı haline geldiğinin bu somut göstergelerinden bir tanesidir.
Ben 15 Temmuz’un Türkiye için yeni bir milat olduğuna inanıyorum. 15 Temmuz Silahlı Kuvvetler içerisinde TSK mensubu elbisesini giymiş Fethullahçı Terör Örgütü mensuplarının sadece teşebbüs ettiği akim kalan bir darbe olayı değil, 15 Temmuz bir artık demokrasi bayramıdır. Milleti birleştirmiş bir sonuç doğurmuştur. Ben bundan sonra Türkiye’nin siyasetinin de farklı bir iklim üzerine ben inanıyorum. Milletin birleştiği bu duygu birliğinin bizim bundan sonra da devam ettirmemiz gerektiğine inanıyorum. Yargıya, hükümetimize Meclisimize milletimiz güvensin ve bu şeyleri suç şebekelerini, ihanet şebekelerini, Fethullahçı Terör Örgütü’nün kılıcına dönmüşleri milletimizin üzerinden çekmek elbette hepimizin vazifesidir. Bununla ilgili çalışmalar yapılacaktır. Bu çalışmalar netice alacaktır. Bundan Türkiye'nin bu yapıyı temizlemesi ve Türkiye'nin demokrasisini hukukunu, Anayasasını, siyasetini, milli iradesini daha güvenceli hale getirecek pek çok adımları atması lazım. Bundan sonra hep beraber bunu yapacağız. Onun için de bu soruşturmalar sürerken, yarın yargılamalar başladığında pek çok tartışmalar olacaktır. Ama bu tartışmalarda ben Türk milletinin yargının yanında olduğuna, meclisin yanında olduğuna, hükümetin yanında olduğuna bu darbecilere en ağır cezayı verilmesine istediğini görüyorum ve herkes de bunu görüyor. Bundan sonraki süreçleri de hepimiz yakından göreceğiz.
YARGILAMALAR HUKUK İÇİNDE OLACAK
Ben Sayın Koç bakın çok net söylüyorum. Bu Fethullahçı Terör Örgütü’yle irtibatlı olanlarla birlikte yaşama kabiliyeti kalmamıştır. Yani bunu hepimiz gördük. Devletine dahi ihanet eden, kendi komutanlarını, her gün çay taşıdığı, emredersiniz dediği komutanın kafasına silahı dayayan, eline kelepçe takan, maaşla, vergilerinden maaş aldığı millete kurşun yağdıran böylesi bir zihniyetle bizim bundan sonra Türkiye'yi yaşama mecbur bırakmamız, bizim bu devlete, millete ihanetimiz olur. Siyasetin onun için önemi var. Bizim bundan sonra hepimizin o yapıyla ilgili nasıl adımlar atacağımızı da kararlaştırmamız lazım. Neler yapacağız? Neler atacağız, ne adımlar atacağız? Ve burada dayanışmaya ihtiyacımız var.
Tabii bunu biz hukuk içinde yapacağız. Ama ortada da bir gerçek var. O gerçeği de göz ardı etmeden bunu yapmamız lazım. Ve bunları kararlı bir şekilde sürdürmemiz lazım. Yani bu noktada bundan sonra yapılması gerekenler neyse onlar tek tek yapılacaktır. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Ben eminim ki siyasetimiz, Meclisimiz de bu süreçlerin işletilmesinde hükümetimize destek olacaktır diye düşünüyorum.
GÜLEN’İN İADESİ
Öncelikle şunu söyleyeyim. Bu darbe teşebbüsünün Fethullah Gülen'in emir komuta zinciri altında yapıldığından Türkiye'de tek bir Allah'ın kulunun şüphesi var mıdır?
Amerika Birleşik Devletleri'nin Sayın Başkanı Obama, Dışişleri Bakanı Sayın Kerry, dünyadaki bütün liderlerin eğer zerre kadar şüpheleri varsa o zaman tamam desinler. Yani bütün dünyada olan istihbarat örgütleri olan, her ülkenin istihbarat örgütleri var. Her ülkenin dünyanın takip ediyor, hepsinin bu teşebbüsün Fethullah Gülen'in emir komuta zinciri içerisinde gerçekleştirildiğinden ben inandıklarından eminim. Güneşin varlığını ispatlamak için delile ispat var mı? Bu o kadar açık o kadar net bir durum. Kimsenin burada bir tereddüdü yok. Ve Fethullah Gülen, bir yandan dini kullanıyor. Öte andan da milletin, dünyanın, hepsinin gözünün içine baka baka yalan söylüyor. Güya Allah'tan korkuyor. Allah masum insanlara kurşun mu yağdırın diyor. Her Perşembe göklerde Peygamber efendimize konuşup karar aldığına dolayısıyla yanılma imkanı olmadığına inanan zavallılar var. Ben buradan onlara söylüyorum. Peygamber efendimiz o görüşmelerinde masum insanları çağır alnına kurşun mu sık diyor. Havadan Meclise bomba mı yağdır demiş. İnsanların üzerine tank mı sür demiş. Yalan mı söyle demiş. Senin FETO'cu olduklarını anlamasınlar diye içki de iç, zina da mı yap demiş, ne demiş? Peygamberimizin böyle talimatı mı varmış? Bu sapıklıktır. Yani birisi buna inanıyorsa, normal sağlıklı bir akıl yapısıyla bunun izahı mümkün değildir. Ve Fethullah Gülen, bütün dünyanın gözünün içine baka baka yalan söylüyor. Bu işin göbeğinde ve bu işin number one'dır. Türkiye'de değil. Türkiye'de bir numaralı adam farklı ama bunun esas bir numaralı adamı Fethullah Gülen'dir. Burada benim ve bütün Türk milletinin ve dünyanın herhangi bir şüphesi olduğuna inanmıyorum.
SORUŞTURMALAR SÜRÜYOR
Soruşturmalarda ortaya çıkan bir sürü şeyler var. Şimdi daha başka şeyler de ortaya çıkacaktır. Şu anda aramalar, taramalar, el koymalar devam ediyor. Bir sürü şeyler. İşte ne çıktı, atamalar listesi çıktı. Şimdi darbe yapınca kim nereye atanacak? Bütün çıkacak. Belki Bakanlar Kurulu kimden olacak? Başbakan kim olacaktı? İşte devlet başkanı kim olacaktı? Yarın bunların hepsi ortaya bir bir dökülecekti. Şimdi sıkıyönetim komutanları...
Şimdi bunun içinde kim varsa, bunların hepsi tek tek ortaya çıkacaktır. Tek tek onlar yargının önüne gelecek. Tek tek hepsi hesabı verecektir. Şimdi Bursa'da göz altı kararı verildi, sıkıyönetim komutanı oldu söylenen kişiye. Onun cebinden atanmış sıkıyönetim komutanlarının listesi çıktı. Başka yerden askeriyenin bünyesinde bulunan pek çok kişinin nereye atandığına dair listeler çıktı. Şimdi başka listeler de çıkacaktır. Belki oraya bakacağız. İllerin valileri kim, belediye başkanları kim? Efendim, bakanlar kimler? Bütün bunlar bu şeyin içerisinde mutlaka çıkacaktır. Ve bunlarla ilgili de elbette gereken neyse, tereddütsüz yapılacaktır. Şimdi iade konusuna gelince ben Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin bu saatten sonra Fethullah Gülen'e sahip çıkamayacağına inanıyorum. Neden? Eğer çıkarsa onu Amerika Birleşik Devletleri'nin demokrasiye inanan insan haklarına inanan vatandaşlarına izah edemez.
Türk vatandaşlarına hiç izah edemez. Demokratik değerlere önem veren ülkelere, insanların hiçbirisine izah edemez. Buna sahip çıkması, Amerika'nın kendi duruşunu zayıflatır. Amerika'nın kedi itibarına da zarar verir. Ben bu saatten sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'ye karşı bu eylemleri gerçekleştiren birini himaye edeceğine ihtimal vermiyorum. Cumhurbaşkanlığını öldürme teşebbüsü yapıyor, bombayı yağdırıyor olduğu yere. Şimdi Obama'yı öldürmek için birileri bomba yağdırsa, o bomba yağdırma talimatını veren de Türkiye'de olsa, biz Amerika'ya onu vermeyiz diyebilir miyiz? Eğer dostsak?
Şimdi oradan, onun örneğini verdim. Tabii, Amerikan vatandaşlarını bombalasa, sivilleri bombalasa ve böyle darbe teşebbüsüne kalkışsa ve bu işin başındaki kişinin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı sayın Obama'nın adı gibi bunun başının Fethullah Gülen olduğunu bildiğine de ben eminim. Diğerlerinin bildiğine de eminim. Bu Amerika'nın güçlü istihbaratı var. Güçlü bir devlet. Yani onların bir tereddüdü olduğundan benim hiçbir endişem yok. O nedenle bu saatten sonra, onu orada tutmak Türkiye ile Amerika arasında dayanışmaya, işbirliğine, ittifaka, dostluğa sığmaz. Ben Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin de bu saatten sonra bu Fethullahçı Terör Örgütü’nün elebaşını orada tutacağına ihtimal vermiyorum. Biz arzu ediyoruz ki bunu Türkiye'ye iade etsin. Doğru olan Türkiye'ye getirilmesi, Türk yargısına çıkıp hesabını vermesidir. Yaptıklarının bedeli ne ise onu ödemesidir. Bunun yolu da Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye ile olan ilişkileri, ittifakı, dostluğu çerçevesinde Fethullah Gülen'i iade etmesidir. Tabii birtakım bilgiler belgeler isteniyor.
Onlar esasında sadece bu hukuki süreçlerin ikmali için şeylerdir. Yani bir süreç başlatacak yani güneş gibi gerçek bir hakikat var ama o hakikatle ilgili birtakım resmi prosedürlerin de yerine getirilmesi gerekiyor. Şu anda Fethullah Gülen'le ilgili pek çok iade dosyası hazırlandı. Onlar hazır ama bu darbe teşebbüsüyle ilgili soruşturmalar bildiğiniz gibi 15 Temmuz gecesi başladı. Şu anda gözaltılar var. İfadeler alınıyor ve işlemler devam ediyor. Bu işlemler biter bitmez de onunla ilgili resmi, darbe teşebbüsüne ilişkin hukuksal diller içeren şey de...
Onlar eklenecek gidecektir ama bu Türkiye'nin Amerika Birleşik Devletleri'nden siyaseten iade talep etmesine engel değildir. Hatta Amerika Birleşik Devletleri'nin bunu Türkiye'ye iadesine hiç engel değildir. Gerçekten Amerika Birleşik Devletleri bu belgeleri beklemeden de bunu pekala iade edebilir. Çünkü biz de Amerika'ya pek çok iade yaptık, yapıyoruz da. Şimdi Amerika Birleşik Devletleri Türkiye ile dostluğunu, Türk halkıyla, hükümeti, Meclisi, demokrasisiyle dayanışmasını göstermek adına bu dosyaların kendisine ulaşmasını beklemeden Fethullah Gülen'i Türkiye'ye iade edebilir. Bu demokrasiye verdiği gösterir. Hukuka verdiği değeri de gösterir. Türkiye'ye verdiği, Türkiye'yle girdiği dayanışmanın gücünü de gösterir, verdiği değeri de gösterir. Umarız böyle bir tercihte de bulunurlar. Ama şimdi birtakım yazışmalar, resmi prosedürleri istiyorlar. Onları da biz yerine getireceğiz. Umarız ki fazla bir zaman almadan Amerika Birleşik Devletleri Fethullah Gülen'i Türkiye'ye iade eder. Biz de Türk yargısının önüne çıkarırız. Millet adına yargıya hesap verir.
GÖZALTI RAKAMLARI
Şu anda darbe girişimi teşebbüsüne katılan bütün rütbelerde olan subaylar işte o işin içerisinde olan kim varsa onlar. Sivil olan, polisten olan hatta açığa alınmış ama asker elbisesi giyip darbe teşebbüsünün içine
Karışanlar var. Başkaları var. Onların hepsiyle ilgili şu anda gözaltılar var. Gözaltılar 6 bini geçti Türkiye genelinde. Şu anda televizyonlar veriyor ama bazıları Ankara'daki göz altıları veriyor, bazısı sadece İstanbul'un göz altısını veriyor. Halbuki gözaltılar sadece Ankara'da İstanbul'da yapılmıyor. Türkiye'nin bütün illerinde, ilçelerinde var. Yani diyelim ki bir yerde polis amiri burada darbe teşebbüsü ortaya çıkınca polislere diyor ki silahlarınızı teslim edin. Yozgat Saraykent'te aynen. Hemen tutuklandı. Hemen gözaltına alındı. Başka bir yerde de başka aynısını yapıyor. Diyelim darbe teşebbüsünü onlar yapıyor. Polisin içerisindeki bazı hainler hemen silahlarını teslim edip oraları darbecilerin üssü haline getirmek istiyor ama buna ne yapılmadı, izin verilmedi. Çünkü çok net olarak bir daha ifade etmek istiyorum. Cumhuriyet Başsavcılıklarımız, savcılarımız, hakimlerimiz gerçekten vatansever polislerimiz ve bu darbe teşebbüsüne başından beri katılmayan ona karşı duran askerlerimiz... Onlar hep beraber hareket ettiler ve nerede böyle bir şey varsa hemen onu gözaltına alıp onları yargıya teslim ettiler. Şu anda isimleri belli olanlar var, arananlar var. Onların hangi ine girerlerse girsinler, inlerine gireceğiz. Tek tek alıp onları getirip yargıya teslim edeceğiz. Boş yere kaçmasınlar.
TÜRKİYE TARİHİNİN GÖRDÜĞÜ EN KAPSAMLI DAVA OLACAK
Tabii. Bu büyük bir dava olacak. Belki Türkiye tarihinin gördüğü en kapsamlı dava olacaktır. Yani şu anda ne kadar sanığı olacak, onu tabii kestirmek mümkün değil. Sonuçta gözaltılar var da tabii bu göz altıların ne kadarı tutuklanacak? Belki takipsizlik falan olacak, belki oradan bırakılacak. Göz altıların hepsi yüzde 100 bu işin içindedir şeklinde değil.
Sadece evrak diye değil, orada bunu karşı herkes şey. Hepimiz çağrı yaptık. Ne dedik. Bu Fethullahçı terör örgütünün bir eylemidir, lütfen bunlara uymayın dedik.
Bunların emirlerini yerine getirmeyin dedik. Kardeşlerinize kurşun sıkmayın dedik. Babalarınıza, annelerinize, bacılarınızı, kardeşlerinizin, hala, dayılarınızın üzerine kurşun sıkmayın dedik.
Hayır, adam tank sürmüş. Girmiş içine. Girmiş olanlar hesabını verecektir. Ama ona bakacaktır. Diğer şey nedir? Adını sen getir. Hukukumuz bakımından kast konusu.
Elbette suçun manevi unsuru olarak incelenecektir. Yani onu mahkemeler karar verecek. Ona biz karar verme imkanımız yok. Ama bu işin içerisinde aktif olan herkesi hükümet olarak bulmak, yargının talimatları doğrultusunda
Yargıya teslim etmek bizim görevimiz. Ondan sonraki kısmı elbette yargı yapacak.
FETÖ’CÜ HAKİMLERİN YARGILANMASI
Sorunumuz yok. Şimdi gözaltına alınan veya açığa alınan hakim, savcılarla ilgili vatandaşlarımız herhangi bir endişede bulunmasınlar. Neden? Şu anda adli tatil var. Bizim şu anda staj yapan hakim, savcı adaylarımız var. Beş bin civarında stajyer var. Şu anda onların bir kısmının stajı bitti. Mesleğe kabulleri var. Bir kısmı kabulleri yakın. O yüzden yargılama süreçlerinde herhangi bir aksamaya meydan verilmeyecektir. Zaten adli tatil şu anda. 20 Temmuz'da başlayacak. Dolayısıyla adli tatil süreci içerisinde de onların tekabül ettirmeye çalışacağız. Tabii hakim ve savcılarımıza büyük görevler düşüyor. Belki onların iş yükü artıracaktır ama ben demokrasiye, hukuk devletine inanan Anayasası'na, Meclisi'ne sadakati olan hakim ve savcılarımızın artacak iş yükünü samimiyetle ve isteyerek yükleneceklerine de inanıyorum.
Şu anda açığa alınanlar var. Bunlarla ilgili tabii işlemler devam ediyor. Ne olacak onları göreceğiz. Savcılıkların soruşturma içerisinde çıkan kararlar ayrıca müfettişler, HSYK müfettişleri inceleyecek ve bunlarla ilgili çalışmalar sürüyor. Bu çalışmaların sonucuna göre hareket edilecektir. Belki gözaltına alındı da savcılık diyecektir ki burada başka işlem, işte tutuklayacak veya takipsizlik verecek veya dava açacak. Bunlarla ilgili kararlarını elbette adli merciler verecektir. Yani onların kararları ne olursa, biz ona göre hareket edeceğiz. Diyelim takipsizlik verdiği zaman onlarla ilgili tabii işlemler ona göre yapılacaktır. Ama diyelim ki bir ceza verdiği zaman ona göre yapılacaktır. Ama şu anda HSKY bu konuda kararlı bir tutum ortaya koymuştur. Onun için ben HSYK üyelerimize de buradan teşekkür ediyorum. Yargıtay Başkanımız, Danıştay Başkanımız, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcımız, Anayasa Mahkemesi Başkanımız, Yargıtay ve Danıştay'ın üyelerine de teşekkür ediyorum.
Orada ilk defa büyük bir sınav verdiler ve başarılı bir sınav verdiler.
Bakın savcılar emin olun bizzat gittiler şeylere. İşte Diyarbakır'da, başka Bursa'da, Ankara'da da, İstanbul'da beraber, polisle beraber olay mahallinde. Her an bütün kararları. O daha darbe yeni başlamış herkes ne olacağını bilmiyor. Bizim savcılarımız darbecilerin hemen gözaltına alınması, yakalanmasına ilişkin kararlar verdiler. Ve bunu kamuoyuyla paylaştılar. Yani ben onun için başsavcılarımızın, savcılarımızın yargıda demokrasiye sahip çıkan bütün bağımsız ve tarafsız yargı mensuplarının hepsiyle iftihar ediyorum. Hepsini alınlarından öpüyorum. Onlar gerçekten büyük bir iş yaptı. Yine polis teşkilatımızla, medyayla, halkımızla siyasetimizle gerçekten iftihar ediyorum.”