Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından Ankara Şaşmaz Açık Cezaevi’nde düzenlenen iftar programında hükümlülerle iftarda buluştu.
Programa, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in yanı sıra Bakan Yardımcısı Bilal Uçar, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, çok sayıda bakanlık bürokratı ile Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri de katıldı.
Adalet Bakanı Bozdağ, burada yaptığı konuşmada şu konulara değindi:
“Ramazan'ın sonuna geldik yarın hayırlısıyla kadir gecesi, bu vesileyle idrak etmekte olduğumuz ramazan ayını tebrik ediyorum rabbim tuttuğunuz oruçları, kıldığınız teravihleri, yaptığınız diğer ibadet ve duaları katında makbul eylesin diyorum. Bugün bizi davet ederek soframızı şereflendiren Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez beyefendiye de huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Ramazan ayı diğer aylardan farklı bir ay, 11 ayın sultanı diyoruz, Kuran ayı diyoruz zira kuran bu ayda inmeye başladı ama öte yandan iyiliğin, güzelliğin, hayrın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, sevgi ve saygının zirve yaptığı aylardan bir tanesi. En önemlisi insanlar yaptığı yardımları ramazanda biraz daha fazlalaştırır ikramlarını biraz daha çoğaltır. Bu ay güzel alışkanlıkların çoğaldığı kötü alışkanlıkların ise durdurulduğu aydır. Gönlümüz arzu eder ki bunun dışındaki aylarda da aynı güzellikler devam etsin, kötülükler yok olsun.
BÜTÜN TERÖR ÖRGÜTLERİ TAŞERON ÖRGÜTLERDİR
Biz burada huzur içerisinde Ramazanımızı yaşarken, iftarımızı yaparken teravihimizi kılarken, sahura kalkarken başka yerlerde bunları yapamayan pek çok kardeşimiz var. İçimizde hem PKK terör örgütü, hem DAEŞ terör örgütü, hem DHKPC terör örgütü hem de başkaca terör örgütlerince yapılan terörist eylemler var. Bütün bunlar bölgenin de ülkemizin de, huzurunu sükûnunu bozmaktadır. Ben bu vesileyle İstanbul'da, Mardin'de ve ülkemizin başka yerlerinde terörist saldırılar sonucu hayatını kaybeden bütün şehitlerimize bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize acil şifalar diliyorum. Burada mahkum kardeşlerimin arasında bir kez daha herkese ve her kesime ifade etmek isterim ki; terörle teröristle her türlü terör örgütüyle etkin ve kararlı mücadelemiz terör bitene kadar devam edecektir. Bundan vazgeçmesi geri durması, teröristlerin eylemlerine, onları kullanan ağababalarının hedeflerine yaklaşmalarına göz yummalarına izin vermesi asla mümkün değildir. Kim ki Türkiye üzerinden terör endeksli hesaplar yapıyorsa, biz taşeron terör örgütlerine şu eylemleri yaptırırsak, Türkiye üzerinden şu neticeleri alırız diye hesap yapıyorsa o hesapları boşa yapıyorlar. Türkiye üzerinde terör örgütleriyle hesap yapılacak terör eylemleriyle hesaplar kurulacak bir ülke değildir, bunu herkesin görmesi lazım. Hem PKK terör örgütü, hem DAEŞ terör örgütü hem de diğer terör örgütleri çok iyi bilmelidir. Bu terör örgütlerini kullanan güçlerde çok iyi bilmeli, kullanan diyorum çünkü çok samimi ve inanarak ifade ediyorum; Bütün terör örgütleri taşeron örgütlerdir ve başka istihbarat örgütlerinin, başka güçlerin, başka devletlerin hizmetkârlarıdır. Bir terör örgütünün arkasında herhangi bir gücün desteği olmadan varlığını sürdürebilme imkanı asla yoktur. PKK için Kürtçülük; ‘ölecek ve öldürülecek kürdü kandırmak’ içindir. DAEŞ için; ‘İslam sömürgeciliği ölecek ve öldürecek terörist devşirmek’ içindir. Öleninde öldüreninde kıymeti yok onların nezdinde, çünkü onlar onları kuran ağababalarına hizmet ediyorlar.
2013'ten önce DEAŞ diye bir terör örgütünü duyanınız oldu mu? Yok öyle bir örgüt. Bir bakıyorsunuz, 2013'te DEAŞ diye bir terör örgütü var. Dünyanın dört bir tarafından teröristler geliyor, ölmeye, öldürmeye geliyorlar. Tam 145 ülkeden DEAŞ terör örgütüne katılmak için gelen teröristler var. Ben buradan bir kez daha ifade etmek isterim, 2012, 2013 diyelim, daha birkaç yıllık zaman içerisinde oluşmuş bir terör örgütü dünyanın 145 ayrı ülkesinin dilini bilen terörist yetiştirmek için hangi üniversitelerde bunları eğitti, ne zaman vakit buldu, ne zaman yaptı. Şimdi bu kadar ayrı ülkeden Amerika'dan Avusturalya'ya kadar teröristleri gidip tek tek bulup onların diliyle konuşup, onları nasıl ikna ettiler? Anaları başka, dilleri başka, babaları başka, kültürleri başka, gelenekleri başka birbirine benzemez bu kadar insanı Suriye'ye, Irak'a ölmek ve öldürmek üzere gelmeye hangi güçler ikna etti? Bir terör örgütünün becerebileceği bir iş bu değil. Bunun arkasında büyük güçler var. Demin Diyanet İşleri Başkanı’mız da ifade etti İslam dahi bu terör örgütlerinin tehdidi altındadır.
DEAŞ İSLAM DÜŞMANIDIR
DEAŞ terör örgütü, çok net ifade etmek istiyorum, İslam düşmanı, Kuran düşmanı, peygamber düşmanı, İslam’dan ve Müslümanlardan, bütün Müslümanların uzaklaşmasını, Müslüman olmayanların da nefret etmesini sağlamak üzere kurulmuş bir organizasyon. Çok net. Kullanıyorlar, onun için İslam dininin güzelliklerine ve ilkelerine inanan herhangi bir kişi böylesi bir terör örgütüne sempatiyle bakamaz. İstanbul'da havaalanında şehit edilen o insanların ne suçu var? Komşusunu karşılamak üzere giden bir kişi, ailesine gelen birisi, kadın, çocuk, yaşlı, ne günahı var onların, ne suçu var onların, kime ne haksız yaptılar, kime ne kötülük yaptılar? Terör örgütleri ve teröristler insanlığın düşmanıdır ve DEAŞ aynı zamanda İslam düşmanıdır. Bunlara karşı Türkiye etkin bir şekilde mücadelesini sürdürecektir, sürdürmeye de devam edecektir. Türkiye'nin dört bir tarafında eylemler yapılırken bazı çevreler de Türkiye'yi DEAŞ terör örgütüne yardım eden ülke gibi gösterme gayretindedir. Bir yandan paralel çetenin, bir yandan PKK'nın bir yandan da başka Türkiye düşmanı örgütler yapılar bir yandan, uluslararası çevreler bir yandan, DEAŞ örgütünün saldırısıyla bir yandan yanarken, bir yandan evlatlarını şehit verirken, öte yandan terör ülkemize en kötü zararı verirken bu örgütle mücadele eden Türkiye'yi eli kanlı bir terör örgütüne destek veren ülke konumuna sokmak için uğraşıyorlar. Bunlar bunu yapanlar Türkiye’nin düşmanlarıdırlar. Bunu iddia edenler Türkiye'ye, Türkiye Cumhuriyeti devletine düşmanlık duygusunun her tarafta yaygınlaşmasını, kökleşmesini arzu edenlerdir. Onlara da Allah’ın izniyle fırsat vermeyeceğiz.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, hükümeti, güvenlik güçleri ve 79 milyon aziz milletimizin her bir ferdi sağduyusuyla, basiretiyle vatan ve millet sevgisiyle, devletine ve milletine sadakatiyle her türlü tehlikeyi bertaraf edecek güçtedir, kudrettedir. Bundan kimsenin endişesi olmamalıdır.
TÜRKİYE'Yİ YOLUNDAN HİÇBİR BOMBA HİÇBİR BOMBACI DÖNDÜREMEYECEKTİR
Bir yandan Türkiye'nin İsrail’le ilişkilerimiz normalleşemeye girerken ve Rusya'yla ilişkilerinin normalleşme seyrine girerken öte yandan bir bakıyorsunuz başka yerden bombalar patlıyor. Bombayı patlatanlar belli patlattıranların belli. Ama Türkiye yolundan hiçbir bomba hiçbir bombacı döndüremeyecektir. Allah’ın izniyle güçlü, kuvvetli ve kudretli bir biçimde yolumuza devam edeceğiz.
Türkiye'den rahatsızlar şimdi düşünün; Osmangazi köprüsü bugün açıldı, Dünya'nın en büyük dördüncü köprüsü. İşte İstanbul'a üçüncü boğaz köprüsü Yavuz Sultan Selim'i 26 Ağustos'ta açıyoruz, denizin altından Marmaray gidiyor. Dünya'nın en büyük havalimanı İstanbul'a yapılıyor. Türk hava yolları Dünya'nın yıldızıdır. O yıldızı kimsenin söndürmeye gücü yetmeyecektir. En büyük havalimanından o yıldızlar uçmaya Allah'ın izniyle devam edecektir. Bugün Sayın Cumhurbaşkanımız Çanakkale'de açıkladı. Çanakkale boğazında "Çanakkale 1915" isimli muhteşem bir köprü yapıyoruz. Türkiye'nin her yanı ayağa kalkacak güçlü ve kuvvetli olarak yoluna devam edecektir, bu yolu kesmek isteyenler muvaffak olamayacaktır. Allah'ın izniyle biz milletimizi ve devletimizi daha iyi yarınlara taşımak için gecemizi gündüzümüze katarak çalışmaya devam edeceğiz.
CEZAEVLERİNDE BULUNAN TUTUKLU VE HÜKÜMLÜLER DEVLETİMİZE EMANETTİR
Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin her biri ailelerinin sevdiklerinin devletimize emanetidir, onların canlarını korumak, onların sıhhatli bir biçimde cezalarının infazını sağlamak, cezaevinde bulunurken dışarı çıktıklarında onlara yetecek şekilde donanımlı hale getirmek, toplumun içine karıştıkları takdirde yeniden kendilerine bir fırsat vermek için, biz ailelerinin emaneti olan tutuklu ve hükümlülere sahip çıkmaya onların her türlü hizmetini görmeye devam edeceğiz. Elimizden gelen neyse onun en iyisini yapacağız. Emanete nasıl bakılırsa öyle bakacağız. Cezaevinde bulunanlar herhangi bir suç nedeniyle bulunabilirler ama hepsi insandır, hepsi bu milletin şerefli vatandaşıdır ve onlara o gözle bakıp milletimizin bir ferdi olarak onları korumak, onları geleceğe taşımak toplumun içerisinde cezalarını çektikten sonra, şerefli bir birey olarak toplumda yer almalarını sağlamak bizim en önemli vazifelerimizden bir tanesidir. İnşallah sizde kısa zaman içerisinde cezalarınız tamamlanmak suretiyle hürriyetinize kavuşursunuz, Rabbim hepinizin zamanının kolay geçmesini nasip etsin diyorum. Cezaevinden çıktıktan sonrada yeni hayatınızda sizlere başarılar diliyorum.
Bir tavsiyemi ifade etmek istiyorum, geçmişe takılıp kalmayalım hepimiz hata yapabiliriz önemli olan gelecekte yanlış yapmamaktır. Yarın yeni bir sayfa açtığımızda, o sayfaya doğru şeyleri, güzel şeyleri, iyi şeyleri yazabilmek o sayfayı doğrularla iyiliklerle, güzelliklerle doldurabilmektir. Allah hepinize sıhhatli uzun ömürler versin ve yazacağımız her sayfayı iyiliklerle güzelliklerle doğruluklarla doldurmayı hepimize ayrı ayrı nasip etsin diyorum.
Buradan aziz vatandaşlarımıza da seslenmek istiyorum. Cezaevlerinde cezasını infaz edip dışarı çıkan kardeşlerimize kapınızı açın, işyerlerinizi açın onlara lütfen yardımcı olun, iş arayan kişiler adli sicil kağıdın getirdiğinde herhangi bir suçtan mahkumiyete dair kayıt görüldüğünde, iş adamları onlara iş vermiyorlar, yanına gittikleri yerlerde insanlar onlara mesafe koyuyorlar cezasını dört duvar arasında tamamlayıp hürriyetine kavuşan kişileri adeta bütün Türkiye'yi onlar için cezaevine dönüştürüyorlar. Bu insafsızlık, vicdansızlıktır, kabul edilemez bir şeydir. Biz cezasını çekmiş her bir insanımıza kapımızı ve gönlümüzü açmak zorundayız onlara yeni hayatlarında yeni imkanlar, yeni fırsatlar sunmak zorundayız eğer bunu yapmazsak, onlara başka çareler bırakmamış olur ve onların iyiliğe giden yolunu kesmiş oluruz o nedenle iş adamlarımıza, sanayicilerimize, imkan sahibi olan insanlarımıza Şaşmaz'dan diyorum ki kader mahkumu kardeşlerimize, imkan verin onlara el uzatın onların elinden tutun, onları istihdam edin, onları hep beraber kazanalım ve onların gelecekte daha iyi bir birey olarak ailelerine ülkülerine ve milletimize hizmet etmesine fırsat ve zemin verelim diyor ve her birinizin ramazan ayını tebrik ediyorum. Yarın idrak edeceğimiz kadir gecemizi tebrik ediyorum ve Ramazan bayramınızı şimdiden kutluyorum. Rabbim hepinizi sevdiklerinize en kısa sürede kavuştursun diyor hepinizi saygıyla Allah'a emanet ediyorum.”