BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ
BAKAN BOZDAĞ`DAN HOLLANDA AÇIKLAMASI

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Düzce'de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bozdağ'ın açıklamsından başlıklar şöyle

HOLLANDANIN YAPTIĞI AVRUPA MEDENİYETİNİN ÜZERİNDE YÜKSELDİĞİ DEĞERLERİN İMHASIDIR

Hollanda hükümetinin yaptığı seyahat hürriyetinin engellenmesidir, ifade hürriyetinin engellenmesidir, toplanma hakkının çiğnenmesidir, insan haklarının ve demokrasinin katledilmesidir, hukukun yok edilmesidir ve esasında Avrupa Birliği'nin ve Avrupa Konseyi'nin, Avrupa medeniyetinin üzerinde yükseldiği değerleri imhadır. Bu Avrupa medeniyet anlayışının iflasıdır. Çok net bir şekilde hukuk da demokrasi de insan hakları da ayaklar altına alınmıştır. Hollanda hükümeti ayrımcılık, ırkçılık ve islamafobi hastalıklarına karşı dirayetli bir duruş sergileyememiştir ve görünen o ki Hollanda’da yükselen ayrımcılık, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ve islamafobi hastalıkları Hollanda hükümetine de yayılmıştır, hükümeti teslim almıştır. Buradan bir kez daha sesleniyorum diyorum ki; eğer ayrımcı, ırkçı, islamafobik, yabancı düşmanlığı gibi bu olumsuz anlayışlara karşı siyasetçiler sesini yükseltmezlerse, ülkeyi yönetenler tavır koymazlarsa ileride kendi ülkelerinde konuşabilecekleri demokratik bir ortamı bulamazlar, bulma imkanları da yoktur. Teröristlere her türlü imkan verip teröristlere kucak açıp demokratik hukuk devleti olan Türkiye’nin meşru hükümetinin bakanlarına kapıyı kapatmak ve bunu demokrasiyle, insan haklarıyla, hukukun üstünlüğü ile izah etmek mümkün değildir.

HOLLANDA NAZİST VE FAŞİST BİR UYGULAMAYA İMZA ATMIŞTIR

Net bir şekilde ifade etmek gerekirse bu uygulama diplomatik nezaketin büyük bir ilkellikle çiğnenmesidir. Nazist ve faşist bir uygulamadır. Hollanda’da nazizmin ve faşizmin ayak seslerinin duyulmasının ötesine geçildiğini ve hükümetin bu kararıyla nazizmin ve faşizmin yeniden diriltildiğini görüyoruz.

AVRUPA BİRLİĞİ NEDEN SESSİZ KALIYORLAR

Avrupa Birliği organları, Avrupa Konseyi organları ve Avrupa ülkeleri bunun yanında insan hakları örgütleri ve Avrupa ile ilgili Avrupa Konseyiyle ilgili her gün rapor hazırlayan başka ülkelerin hepsine demokrasi, hukuk dersi veren, ayar üstüne ayar çekmeye çalışan demokrasi havarilerinin hiç biri şu ana kadar konuşmadı. Ben şimdi soruyorum; Avrupa Birliği Genel Sekreteri sayın Jagland’a; Hollanda hükümetinin yaptığı demokrasi katliamı insan hakları ve hukuku mezara gömme anlayışı, faşist ve nazist uygulama karşısında sizin söyleyecek bir çift sözünüz var mı, yok mu eğer varsa iki gündür neden hala konuşmadınız? Türkiye söz konusu olduğunda insan hakları raporları hazırlanıp kaşlarını çatıp konuşanlar onlara da sesleniyorum; neden Hollanda’ya, Almanya’ya, Avusturya’ya insan hakları hukuk ve demokrasi katliamı yapmaları karşısında, bu faşist uygulamalar karşısında, nazist kararlar ve uygulamalar karşısında sessiz kalıyorlar, niye konuşmuyorlar? Adil olun, objektif olun, mert olun çifte standardı bırakın, demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları söz konusu olunca herkese karşı eşit davranın. Ama görüyoruz ki böyle bir uygulama söz konusu değildir. Liderler de konuşmuyor onlarda susuyor. Herkes başka bir noktadan olaya bakıyor.

TÜRK MİLLETİNİN DURUŞUNU AYAKTA ALKIŞLIYORUM

Türkiye’nin ve Türk milletinin bu noktadaki duruşunu ben ayakta alkışlıyorum. Çünkü bizim milletimiz demokrasi, insan haklarının üstünlüğüne sahip çıkma imtihanını ölümüne vermiş ve 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü karşısında büyük bir kahramanlık destanı yazmıştır. Eğer Türk halkının verdiği bu demokrasi insan hakları ve hukuk devleti mücadelesini dünyanın başka bir halkı vermiş olsaydı, emin olun o halka madalya vermek için bu batılı ülkeler dahil pek çoğu yarışa girerdi. Hangi devlet nişanını verelim? Uluslararası örgütler de aynı şeyi yaparlardı ama bu kahramanlığı Türk milleti yapınca herkes sus pus oldu. Hep beraber bu darbeci alçaklara sahip çıkmak için onların hakkını hukukunu savunmak için yarışa girdiler. Şehitlerin hakkı yok mu, gazilerin hakkı yok mu, şehitlerinin yakınlarının hakkı hukuku yok mu? Onların hiç hatırını sordunuz mu, onların lehine Türkiye ne yaptı, ne yapmadı hiç sorguladınız mı? Bu kadar büyük katliamı yapanların hakkının hukukunun peşine düşüyorlar, terör örgütlerinin peşine düşüyorlar, teröristlerin peşine düşüyorlar, casusların peşine düşüyorlar.

TÜRKİYE’DE KİMSENİN İFADE HÜRRİYETİ ENGELLENMEDİ

Türkiye’nin aleyhine kim bir iş yaparsa onu himaye ediyorlar, onu koruyorlar. Bu size fayda vermez. Avrupa Birliği’nin üzerinde yükseldiği medeniyet değerlerine ve temel ilkelere de aykırıdır bu yaptıklarınız. Hukuka sahip çıkın, hukuka uyun ve uygulayın. Demokrasiye sahip çıkın, demokrasinin gereklerine uyun ve bunu uygulayın. İnsan haklarına sahip çıkın, bunu uygulayın. Türkiye’de ifade hürriyeti üzerine konuşuyorsunuz. Kimsenin ifade hürriyeti Türkiye’de engellenmemiştir. Kimsenin toplanma hakkı engellenmemiştir, seyahat hürriyeti engellenmemiştir. Herkes özgürce bu ülkede düşüncelerini ifade etmekte, toplanmakta ve seyahat edebilmektedir ama buna rağmen teröristleri himaye için bu konularda Türkiye’yi suçlayanlar diyorum ki Türkiye’nin bakanı terörist mi? Değil. Bir terör örgütü üyesi mi? O da değil. Peki nedir? 80 milyonluk Türk milletinin oluşturduğu büyük Türkiye devletinin, bin yıllık bir devletin meşru bakanıdır. Siz teröristlere gösterdiğiniz hoşgörüyü, teröristlere gösterdiğiniz yaklaşımı Türkiye Devleti’nin meşru hükümetinin bakanlarına göstermiyorsunuz. Elbette ki bu karşılıksız kalacak bir davranış değildir.

TÜRKİYE BÜYÜK BİR DEVLETTİR

Türk milleti ve Türkiye Devleti büyük bir millet, büyük bir devlettir. Büyük devlet ve millet olmanın vakar ve onuruna yaraşır bir şekilde bu konudaki davranışını belirleyecek ve ona göre yoluna devam edecektir. Kimsenin Türkiye’ye ve Türk milletine ders verme hakkı yoktur, ders vermek haddine değildir. Türk milleti, Türk devleti bunu gereğini mukabele i bilmisil çerçevesinde, uluslararası hukuk çerçevesinde Hollanda’nın yaptığı ilkellikte değil, Türk milletinin sahip olduğu medeniyet değerlerine uygun bir biçimde yapacaktır. Bundan yana da hiç kimsenin endişesi olmasın.

VATANDAŞLARIMIZA KÖPEKLERLE SALDIRDILAR

Bu haksızlıklara karşı sesini yükselten Hollanda’daki vatandaşlarımızın üzerine köpekleri salıyorlar. Köpeklerle oradaki demokratik hak kullanan insanların üzerine polis gidiyor ve eliyle köpekler insanların üzerine saldırıyor. Bunu neresi insan haklarına uygun, bunun neresi hukukun üstünlüğüne uygun, bunun neresi demokrasiye uygun, bunun neresi toplantı ve gösteri hakkına saygıya uygun. Öyle bir şey olabilir mi? Ama yapıyorlar. Onlar zannediyorlar ki köpeklerle korkuturuz. Tanklar korkutamadı bu milleti, savaş jetleri korkutamadı üç beş köpekle mi sindirteceksiniz. Bunu görmeleri lazım, anlamaları lazım. Anlamazlarsa, görmezlerse Türk milleti kendini görenlerle, anlayanlarla yoluna devam edecektir.

BHARARA’NIN GÖREVDEN ALINMASI AMERİKAN HÜKÜMETİNİN TAKDİRİ

Savcı Bharara görevden alındı. Görevden alındığı zaman görevi bırakmamasının bir kıymeti yoktur. Savcı Bharara Türkiye’ye karşı Fetullahçı terör örgütü lideri terörist Gülen ve onun teröristleriyle beraber Rıza Sarraf üzerinden yürütülen bir operasyonun ortağıdır. Çok net orada yürütülen bu soruşturma Fetullahçı terör örgütü üyelerinin oraya götürdüğü uydurma, sahte bilgiler ve onun üzerinden Türkiye’ye dönük 17-25 Aralık’ta Fetullahçı teröristlerin Türkiye’de başaramadıkları Bharara ve hakim Süleyman vasıtasıyla tahakkuk ettirmeye çalışan birisidir. Biz Bharara’yı tanıyoruz, neler yaptığını görüyoruz, hukuku nasıl ihlal ettiğini görüyoruz, görevden alınması tamamiyle Amerikan hükümetinin takdiridir. Bizim ona söyleyecek sözümüz yoktur ama Türkiye’ye karşı hukuku kılıç olarak kullanan birisi ve bir terör örgütünün Türkiye’de tamamlayamadığı operasyonu Amerika’da tamamlamak isteyen bir savcı olarak biz hep gördük. Görevden alınmış olması tamamiyle Amerikan hükümetinin takdirinde olan bir konudur.