Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İstanbul’da basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bakan Bozdağ, terör örgütlerinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi değişikliği ile ilgili ‘Hayır’ kampanyaları yaptığını ve konuyla ilgili paylaşımların bunun net bir göstergesi olduğunu vurgulayarak, “Yeni sistem, terör mikroplarının Türkiye’de çoğalmasına imkan vermeyecektir” dedi.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani’nin Daily Sabah'ın parlamento içerisinde dağıtımını yasaklamasının ifade ve basın hürriyetinden uzak bir karar olduğunun altını çizen Bakan Bozdağ, kararı kınadığını açıkladı. Bozdağ, “Umarım sayın Başkan yaptığı bu yanlışlıktan çabuk döner ve bu kararı kaldırır. Yeniden Daily Sabah Gazetesi’nin Avrupa Parlamentosu üyelerine dağıtılmasına izin verir. İzin vermezse bu faşist uygulamanın altında imzası olan bir başkan olarak anılmaya devam eder.” diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhtarlarla ilgili açıklamalarına da değinen Bakan Bozdağ, siyaset yapanların kılavuzlarını doğru seçmeleri gerektiğini belirtti.
Bakan Bozdağ’ın konuşmasından bazı bölümler şu şekilde:
YENİ SİSTEM TERÖR MİKROBUNUN ÇOĞALMASINI ENGELLEYECEK
PKK terör örgütü başta olmak üzere, FETÖ, DHKP-C ve diğer terör örgütlerinin tamamı Türkiye’de yaşanan halk oylaması sebebiyle yakından ilgililer. PKK elebaşlarından Murat Karayılan’ın yaptığı bu açıklama PKK’nın 16 Nisan’da yapılacak halkoylamasında nerede durduğunu çok açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Terör örgütlerinin tamamı Türkiye’de siyasi istikrar kuracak, güçlü iktidar tesis edecek, etkin yönetim oluşturacak hızlı karar alma ve uygulamayı sağlayacak, kriz ve kaoslarla Türkiye’nin daha kolay baş etmesini temin edecek yeni bir sistemin kurulmasını istemiyorlar. Çünkü terör örgütleri istikrarsızlıktan, zayıf iktidarlardan, krizden, kaostan, ekonomik çöküntülerden kendilerine alan açan ve oralarda bu mikroplar üreme ve çoğalma imkanı bulabiliyorlar. Yeni sistem terör mikroplarının Türkiye’de çoğalmasına imkan vermeyecek bir sistemdir. Çünkü kalıcı istikrar, güçlü iktidar ve etkin yönetim, hızlı karar alma uygulama terör örgütlerinin korkulu rüyası olmuştur şimdiden o nedenle bütün örgütler telaştadır.
KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK
Türkiye’nin yeni sistemi hayata geçirmesini engellenmek için büyük baskılar yapmaktadır. Terörün başlarından Karayılan’da bu videosuyla aynı baskıyı yapmakta ve ‘Hayır’ için sandığa gitmeye teşvik etmekte ve baskı yapmaktadır. Aziz Türk milletinin terörün elebaşı Karayılan’ın ve onun gibi diğer teröristlerin bu tutumunu çok iyi göreceğini ve değerlendireceğini düşünüyorum. Türk milleti ve Türkiye devleti kendi geleceğini ilgilendiren sistemi oylarken terör örgütlerine, teröristlere, zayıf Türkiye isteyen yabancı güçlere bakarak değil; kendi aklına, vicdanına, kalbine danışarak oy verecektir. Bütün terör örgütlerine rağmen ve bazı yabancı ülkelere rağmen aziz Türk milleti kendi rotasını her zaman olduğu gibi kendi çizecek yeni sistemi 16 Nisan’da Allah’ın izniyle milletimizin ‘Evet’ oylarıyla hayata geçirecektir. Korkunun ecele faydası yoktur. İstedikleri kadar konuşsunlar bu milleti yolundan döndüremeyecektir.
YAŞATAN DEĞİL KATLEDEN BİR KARARDIR
Biliyorsunuz, Avrupa Parlamentosu esasında Avrupa değerlerini ve Avrupa’nın hukukunu hem korumakla hem de yaşatmakla, hem de yaygınlaştırmak ve güçlendirmekle görevli bir parlamentodur. Aldığı karara baktığınızda Avrupa kararlarını koruyan değil, esasında yok eden bir karardır. Yaşatan değil katleden bir karardır. Ben şimdi soruyorum, AB’nin hangi değeri Avrupa Parlamentosu Başkanının aldığı bu kararı haklı kılmaktadır. Resmen bu karar AB’nin üzerinde yükseldiği temel değerlerin tamamını yok eden bir karardır. Görülüyor ki Avrupa Parlamentosu Başkanı ve o müracaatta bulunan ona destek veren çevreler farklı bir sesi duymaya tahammül edemiyor.
TERÖR ÖRGÜTLERİNİN ANLATIMLARIYLA TÜRKİYE HAKKINDA DOĞRU KARAR VEREMEZLER
Daily Sabah Gazetesi ne yapıyor, teröristlerin, terör örgütlerinin, Türkiye düşmanlarının orada yalan, yanlış, asılsız haberlerle oluşturduğu algılar karşısında gerçeği yazıyor, doğruyu yazıyor ve doğruları onlara okumalarını, doğrulardan haberdar olmalarını bilgilenmelerini sağlıyor. Esasında onlara yardımcı oluyor bu açıdan ama baktığınızda terör örgütlerinin kulaklarıyla Türkiye’yi dinleyenler, terör örgütlerinin gözleriyle Türkiye’yi okuyanlar ve terör örgütlerinin anlatımlarıyla Türkiye hakkında karar verenler Türkiye hakkında asla doğru karar veremezler. Gerçeklere gözümüzü kapamayacağız, gerçeklere kulaklarımızı tıkamayacağız.
AVRUPALILARIN ÇİRKİN YÜZÜNÜ ORTAYA ÇIKARTAN BİR KARAR
Doğru elden, doğru ağızdan Türkiye hakkında bilgi alacağız. Öyle görünüyor ki Avrupa Parlamentosu Başkanı ve oradaki sayın üyelerin bir kısmı Türkiye hakkındaki doğru haberlerden, doğru bilgilerden, gerçeklerden rahatsızlar. Bu Avrupa Parlamentosu Başkanı’nın aldığı bu karar esasında Avrupalıların çirkin yüzünü ortaya çıkaran bir karardır. Bu çirkin yüzü kınıyoruz, reddediyoruz. Böyle bir şey olmaz.
ÇİFTE STANDARDIN GÖSTERGESİ
Türkiye’ye her defasında terör örgütlerinin ağzıyla, Türkiye’de suç işleyen, terör örgütlerine destek olan, propaganda yapan kişiler nedeniyle açılan soruşturmalarda itham yapanlar herhangi bir teröre, şiddete olaya karışmayan suç işlemeyen sadece ve sadece salt haber yapan ve yorum yapan gazeteyi parlamentoya sokmaması çifte standardın çok net bir göstergesidir. Onun için kınıyorum onları. Avrupa’nın gerçek yüzünü göstermesi bakımından çok çok önemli, bundan sonra Türkiye’ye dönüp ifade özgürlüğü, basın hürriyeti çok önemlidir diye afralı tafralı laflar inşallah söylemezler. Yani Türkiye’de bunlar önemli de Avrupa Parlamentosu’nda bunlar önemli değil mi?
BAŞKAN YANLIŞTAN DÖNMELİ KARARI KALDIRMALI
Ben Avrupa parlamentosunu da, AB kurumlarını ve herkesi kendilerinin çok önemli olduğu her defasında ifade ettikleri basın ve ifade hürriyetine saygılı olmaya davet ediyorum. Umarım sayın Başkan yaptığı bu yanlışlıktan çabuk döner ve bu kararı kaldırır. Yeniden Daily Sabah Gazetesi’nin Avrupa Parlamentosu üyelerine dağıtılmasına izin verir. İzin vermezse bu faşist uygulamanın altında imzası olan bir başkan olarak anılmaya devam eder.
CUMHURBAŞKANI BELİRLİ ALANLARDA KARARNAME ÇIKARABİLİR
Sayın Kılıçdaroğlu’nun anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Akıl sınırlarını zorlayan değerlendirmeler yapıyorlar. Nasıl bir muhakeme yaparak bu sonuçlara varıyorlar anlamış değilim. Konuşuyor muhtarlara: ‘Bir sabah kalkacaksınız, muhtarlıklar kaldırıldı’ denen bir açıklama olacak. Nasıl olacak? Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile olacak. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile siyasi haklar, insan hakları, düzenlemesi yapılamaz. İnsanların özgürlüklerini, hakların kısıtlayacak, siyasal alanı daraltacak laflarının tamamı yalan. Çünkü Anayasa Cumhurbaşkanını bu alanlarda kararname çıkarma yetkisi vermemektedir. Kanunla düzenlenmiş hiçbir konuda kararname çıkarma yetkisi vermiyor. Böyle Anayasa’da 92 konu var bu şekilde. Kanunla düzenlenmiş hiçbir konuda da kararname çıkarma yetkisi vermiyor. Kanunla düzenlenmemiş hemen hemen hiçbir alan yok. Sadece yeni sistemin gerektirdiği sınırlı bir alanda Cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisi veriyor, üst düzey yetkililerin atanması, görevden alınması ve bakanlıkların merkez ve taşra teşkilatlarının kurulmasına ilişkin, nereye il müdürlüğü nereye şeflik kurulacak buna dair bir takım düzenlemeleri yapabilecek. Bunlar da Anayasa Mahkemesi’nin denetimine açık olduğu gibi meclis de bunları yürürlükten kaldırabilecektir.
KILAVUZLARINA İYİ BAKSIN
Muhtarlara gelince Anayasa’nın 127. maddesini sayın Kılıçdaroğlu’nun iyi okuması lazım. Yanındaki arkadaşlarına da demesi lazım bu 127. maddeyi niye bana hatırlatmıyorsunuz diye kızması lazım. Kılavuzlarına iyi baksın istiyorum. Çünkü 127. madde mahalli idareleri düzenliyor. Mahalli idare olan il idaresi, ilçe idaresi ve köy idaresinin yani Valilik, Özel İdare, Belediye ve muhtarlıkların çalışma esasları ve organları ve bunların seçimine dair bütün hususların ancak kanunla düzenleneceğini açıkça yazıyor. Nasıl kaldırılacakmış? Kanunla düzenlenir diyor. Kendi kendine hız alıyor ve devam ediyor.
ÜZGÜNÜM, ANA MUHALEFETİMİZ BU
Dolmuş duraklarına gidiyor, ‘Bir baktınız sabahleyin haklar iptal’, lokantalara gidiyor ‘Bir baktınız sabah lokantalar kapatılmış’ diyor. Bu kadar da bu işi yalana, dolana şark kurnazlığına alet etmemek lazım. Milletin aklıyla alay etmemek lazım, bu millet her şeyi bizden daha görüyor ve daha iyi biliyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nu millete saygılı olmaya, milleti aldatmamaya ve millete sadece doğruları ama doğruları söylemeye davet ediyorum. Ama maalesef sayın Kılıçdaroğlu bunların hiçbirini yapmıyor. Üzgünüm ana muhalefetimiz bu.