TBMM Plan-Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı Bütçesi görüşülüyor. Süreyya Sadi Bilgiç Başkanlığında toplanan komisyonda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Bakanlık bütçesi üzerine sunum yaptı.
Bozdağ, konuşmasında Adalet Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi planlanan yargı reformlarına değindi.
Bozdağ, şöyle konuştu:
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
Değerli Basın Mensupları,
Bakanlığımızın 2016 yılı Bütçe'sini sunmak üzere huzurlarınızdayım, hepinizi; şahsım, Bakanlığım ve adalet teşkilatı mensupları adına saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan,
Değerli Milletvekilleri,
Anayasamızın ikinci maddesinde somutlaşan hukuk devleti ilkesi; tüm devlet kurumlarının Anayasa'ya, kanuna ve hukuka uygun davranmasının yanı sıra mer’i mevzuatın da evrensel hukuka ve demokratik standartlara uygun biçimde oluşturulmasını gerektirir.
Hükümetlerimiz döneminde attığımız adımların tümü hukuk devleti ilkesinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesine yöneliktir.
2002 yılından bugüne kadar insan hak ve hürriyetlerini genişletme yolunda atılan bazı adımların başlıklarını ifade etmek istiyorum. Anayasamızda;
• Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağı
• Kişisel verilerin korunmasının anayasal bir hak olarak anayasada ilk defa yer alması
• Yurtdışına çıkma yasağının idari bir karar değil hâkim kararıyla konulması
• Çocuk haklarının ilk defa Anayasada düzenlenmesi
• Sendikal özgürlüklerin genişletilmesi
• Kamu görevlilerine toplu sözleşme yapma hakkı getirmesi Partisinin kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olan milletvekilinin, milletvekilliğinin düşmesini öngören Anayasa hükmünün kaldırması, Bunlardan bazılarıdır.
Öte yandan hak arama yollarını çoğaltan, hak aramanın önündeki engelleri kaldıran önemli adımlar atılmıştır.
• Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru imkanının getirilmesi, Kamu Denetçiliği Kurumunun kurulması İnsan Hakları Tazminat Komisyonunun oluşturulması
Yeni hak arama yollarından bazılarıdır.
• Yüksek Askerî Şûranın ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolunun açılması,
• Kamu görevlileri hakkında uygulanan uyarma ve kınama cezalarına karşı yine yargı yolunun açılması Hâkimler ve savcılar hakkında HSYK’nın verdiği meslekten ihraç kararlarına karşı yargı yolunun açılması da hak aramanın önündüki kaldırılan engellerden yine bazılarıdır.
• Yargı sistemimiz içerisinde önemli tartışmalara yol açan yargımızın normalleşmesi önünde engel olarak gösterilen devlet güvenlik mahkemeleri kaldırıldı, daha sonra yerine kurulan ÖYM’ler, TMK ona ? göre kurulan ÖYM’ler de kaldırıldı.
• Sivillerin askeri mahkemelerde yargılanabilmesi uygulamasına son verildi.
• Askeri Yargıtay’ın ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin askeri hizmetin gereklerine göre değil de hukuk devletinin gereklerine göre karar vermesi Anayasal kural haline getirildi.
Sayın Başkan,
Değerli Milletvekilleri,
Bağımsızlık ve tarafsızlık yargı erkinin meşruiyetinin önemli bir temelidir. Hükümet Programımızda da belirtildiği üzere yargı erkinin ideoloji, siyasal tasavvur veya inanç dikte etmeyen ve bunların etkisinde kalmayan bir çerçeveye kavuşması gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda esas yükümlülük öncelikle yargı mensuplarının üzerindedir. Yargının herkesin güven duyduğu bir yapıda olması için yargı mensuplarının bağımsız, tarafsız, Anayasa, kanun, hukuk ve vicdan dışındaki ideoloji, siyasal tasavvur ve inanç gibi bağlılıkları reddeden bir yapıda olması dazorunludur. Hükümetlerimiz döneminde atılan heradım bunun en üst düzeyde tesisine yönelik olmuştur.
Hak ve adaletin korunup gözetilmediği toplumlarda huzur ve güvenden söz edilemez. Toplumsal yaşamın huzur ve güven içerisinde sürdürülebilmesi ancak adalet sisteminin etkin bir şekilde işlemesi ile mümkündür.
Amacımız adalete olan güveni en üst seviyeye çıkartmaktır. Çünkü yargıya güven duygusu bir algı olarak yargı organlarına işi düşsün ya da düşmesin tüm insanlar nezdinde oluşmaktadır. Bu alandaki olumsuz algının yargının meşruiyet temelini aşındıracağı şüphesizdir.
Yargının meşruiyet temelini daha da güçlendirmek için yürüteceğimiz reform çalışmalarına geçtiğimiz dönemde kamuoyuna açıklayarak duyurduğumuz Yeni Yargı Reformu Strateji belgemizde ve stratejik planımız çerçevesinde önümüzdeki günlerde devam edeceğiz. 64. Hükümet Programında da adalet sistemimize ilişkin politikalarımızı ortaya koymuş bulunmaktayız.
Atacağımız yeni adımlarla;
1- Yargılamaların makul ve öngörülebilir sürede tamamlanmasını,
2- Demokrasimizin daha da gelişmesini ve insan haklarının daha etkin korunmasını,
3-Yargıda şeffaflığın ve hesap verilebilirliğin artırılmasını,
4- Performansa dayalı bir sistemin kurulmasını,
5- Halkın beklentilerine duyarlı bir yapının oluşturulmasını,
6- Vatandaşlarımızın hukuki güvencelerinin artırılmasını,
7- İş dünyasının faaliyetlerini hukuki güvenlikiçinde sürdürmesini,
8- Vatandaşların haklarına daha kolay ve ucuz kavuşması vb. adımları atmayı hedefliyoruz.
Sayın Başkan,
Değerli Milletvekilleri,
Türkiye son dönemde hukuk alanında önemli bir mevzuat değişimini gerçekleştirmiştir. Başta temel kanunlarımız TCK, CMK, HMK, Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu olmak üzere pek çok yasa TBMM çatısı altında partilerimiz arasında sağlanan uzlaşmayla yürürlüğe konmuştur.
64. Hükümet 2016 Yılı Eylem Planı içerisinde yeni yasalara da yer vereceğimizi Türkiye kamuoyuyla da paylaştık. Bunlardan bir tanesi Kişisel Verilerin Korunması Kanun Tasarısıdır. Adalet Komisyonumuzdan geçti. Plan, Genel Kurulumuzda bu hafta inşallah görüşülecek. Parlamentomuz evet derse kabul edilecektir. Yargıya güveni tesis bakımından son derece önemli gördüğümüz bilirkişilik müessesesini yeniden ele alıyor ve bilirkişilik müessesesini ilk defa müstakil bir kanunda tanzim ediyor, Bilirkişilik Danışma Kurulu, Bilirkişilik Daire Başkanlığı kuruyor, bilirkişilerin nitelikleri, seçimi, denetimi konusunda etkin bir sistem kuruyor ve bilirkişilerin hukuk dışına çıkmaları halinde uygulanacak yaptırımları daha caydırıcı hale getiren bir düzen getiriyoruz. Bilirkişilik Kanun Tasarımız da yarınki Bakanlar Kurulunun gündeminde yer alacak. Bakanlar Kurulumuzun kabulü halinde parlamentoya gelecektir.
. Adlî tıp hizmetlerinin hızlı ve kaliteli sunumu amacıyla, teşkilat yapısını daha etkin hale getiren ve tıp alanında ve teknik alandaki gelişmelere bağlı ve onlarla uyumlu olarak buradaki ihtisas komisyonlarını yeniden yapılandıran bir kanun da Bilirkişilik Kanun Tasarımızın içerisinde düzenleme daha doğrusu parlamentoya sevk etmek üzere hazırladık. İnşallah o da gündemdeki yerini alacak
Yargılamanın makul sürede tamamlanması için yargı organlarına gelen iş yükünün azaltılması da önem taşımaktadır. Bu kapsamda hem ceza mahkemeleri hem hukuk mahkemeleri hem de idare mahkemelerindeki iş yükünü azaltmak amacıyla önemli çalışmalara yürütülmekte ve son aşamaya gelmiş bulunmaktadır. Önümüzdeki aylar içerisinde artık bu çalışmaları önce Bakanlar Kuruluna, arkasından da Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edeceğimizi ifade etmek isterim. Bunların içerisinde neler var derseniz sadece birkaçına değinmek isterim. İş uyuşmazlıklarında arabulucuğu zorunlu hale getiren bir adım atmayı planlıyoruz. İş Mahkemesine gitmeden önce arabuluculuğa gidecek taraflar. Hem daha ucuz hem daha kısa sürede hakkına kavuşma imkanı bulacak. Orada mesele çözülmezse ondan sonra yargıya taşınma imkanı olacaktır.
İdari Yargıda sulh yoluyla meselelerin çözülmesine imkan veren bir düzenleme , grup dava müessesesi dediğimiz yeni bir müesseseyi hukuk sistemimizin içerisine katmayı düşünüyoruz.
Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk müessesemizi getirdik ancak şu anda uygulamasında sorunlar var. Uygulamadaki sorunları ortadan kaldırmak, arabuluculuğun kapsamını genişletmek, etkinliğini artırmak için de değişiklik çalışmalarımız devam ediyor. Öte yandan Ceza Muhakemesi Kanununda yer alan uzlaşma müessesesini daha etkin uygulamak ve kapsamını genişletmek için de çalışmalarımız devam etmektedir. Hem ön ödemenin kapsamını genişletmek hem uzlaşmanın kapsamını genişletmek hem de ceza muhakemesi usulünde basit yargılama usulü dediğimiz bir usulü de ilk defa hukukumuza katmak istiyoruz. Bu konudaki çalışmalarımız devam etmektedir.
Bu dönemde reforma tabi tutmayı düşündüğümüz alanlardan birisi de noterlik müessesesidir. Bildiğiniz gibi noterlik, şu anda avukatlık belgesi alanların veya hakim ve savcıların listeye yazılıp noter olmasını beklediği bir düzen içerisinde noterler belli olmakta ,bugün şu anda sistemde bulunanların sırayla gitmesi halinde yetişmesi bile ömürlerinin pek mümkün gözükmüyor. O nedenle Noterlik Kanununda değişiklik yapıyoruz. Artık noter olmak için sıra beklemeyi kaldırıyor, noterlerin sınavla noter olması, noter yardımcılarının da hukuk fakültesi mezunlarından olması ve bu alanda da noterleri daha etkin hale getirecek, özellikle çekişmesiz alanlarda noterliğe vereceğimiz görevleri de artırmayı planlıyoruz. Bu da son derece önemli bir değişiklik olacaktır, önemli bir gelişme olacaktır. Şu anda 8000 numaralarda atamalar oradaymış ama yani şu andaki şeye baktığınızda çok büyük. Biz müktesepleri koruyacağız, önce onu söyleyim ama bundan sonra hukuk fakültesi mezunları noter olmak için noterlik sınavına girecekler. Noter yardımcılığı olmak için de bir sınav olacak
2002’deki noter sayımız da 1231. Şu anda 1844 noterimiz var. Tabi noterlerin çözümü baktığı işleri de artırmamız gerekiyor. Yeni dönemde buna dair de hazırlıklarımız var. Onu da parlamentonun huzuruna getireceğimizi burada ifade etmek isterim.
Avukatlık Kanununda değişiklik yapmak üzere sürdürdüğümüz hazırlıklar var. Şu andaki taslağımızı görüşe gönderdik ve görüşler de geldi. Onun üzerinde son çalışmaları yapıyor ve Avukatlık Kanununda da bir değişiklik yapacağız ve bundan sonra avukatlığa geçişi de sınavlı hale getireceğiz. Burada da müktesipleri koruyacağımızı buradan bir kez daha ifade etmek isterim. Adli Yardımlaşma Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu da Bakanlığımızın üzerinde çalıştığı kanun tasarı taslaklarıdır. Bu çalışmalar bittiği zamanda elbette özelikle Siyasi Partiler Kanunu Seçim Kanunu taslak bittikten sonra Siyasi Partilerimizle görüşülecek, onlarla beraber üzerinde çalışılacak ve daha sonra parlamentoya sevk edilecektir.
Sayın Başkan,
Değerli Milletvekilleri,
2002’den bu yana kadar hakim ve savcı sayısı ve diğer adli yargıda idari yargıda görev yapan yardımcı personel konusunda da mahkeme sayıları konusunda da önemli değişiklikler yaptığımızı ifade etmek isterim. 2002’de 9349 olan hakim ve savcı sayımız şu an itibariyle 14714’tür. %57,39 oranında bir artış var. Şu an yardımcı personel sayısı 26274 iken 2002’de şu anda 58 267 %121 bir artış var.Adli yargı Mahkeme sayısı 2002 de 3581 iken şu anda 6054 olmuş durumda yaklaşık % 69 oranında bir artış sağlanmış durumdadır. Tabi diğer verilerde yeri geldiğinde burada sizlerle paylaşacağım. Bu anlamda personeli çoğaltmak suretiyle hakim savcı sayımızı artırmak mahkeme sayımızı artırmak onlara yardımcı olan personel sayımızı artırmak suretiyle yargıdaki işlerin hızlanması konusunda son derece önemli adımlar attığımızı ve bundan sonra da bu adımları atmaya devam edeceğimizi ifade etmek isterim. 2016 yılı içerisinde 3000 zabıt katibi alımı yapılacaktır. Haziran ayına kadar alınmasını planlamaktayız. Diğer alanlarda da alımlarımız 2016 yılı içerisinde devam edecek. Eğitim konusuna bakanlık olarak büyük önem vermekteyiz. Özellikle yargıya güveni artırmak için özellikle hukuk eğitimi başta olmak üzere hakim ve savcılarımızın mesleğe kabul öncesi ve meslek içi eğitimlerinin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle 2004 yılında kurduğumuz Türkiye Adalet akademisi gerçekten Türkiye’mizin yüz aklarından bir tanesi olmuştur. Adalet Akademimizin daha rahat çalışabilmesi için önümüzdeki dönemde yapacağımız şeyler var. Ayrıca hukuk eğitimi konusunda YÖK Başkanlığı ile çalışma yürütüyoruz. Hukuk eğitiminden faydalananlardan en çok istifade eden bakanlık olarak bu konuda bizim de görüşlerimiz olduğunu sayın başkanla görüştük. Onlarla ortak çalışma yürütüyor hukuk fakültemizin dekanlarıyla da bir istişaremiz oldu ve ortak bir komisyon kurduk. Hukuk fakültelerinin eğitim süresi müfredatı dahil bir çok konuyu yeniden ele alacak ve önümüzdeki dönemde YÖK’ün kendi çözmesi gereken konuları YÖK tarafından yasa gerektiren konularda bakanlığımız tarafından takip edilerek neticelendirilecektir. Bu konuda önemli bir değişimi hayata geçireceğimizi buradan ifade etmek isterim. Tabi Adalet Akademisinde daha fazla hakim ve savcımızın eğitime alınmasında bundan sonra çalışmalarımız gayet iyi bir şekilde devam edecektir. Şu anda personelimizin eğitimi ile ilgili de 4 ilimizde ilk defa adalet eğitim merkezi kurulması planlanıyor. Bir tanesi faaliyete geçmiş durumda Diğerleri de geçecektir Yine ayrıca ceza infaz kurumları ve denetimli serbestlik kurumlarında görev yapan personelimiz için kurulmuş 5 eğitim merkezimiz vardır Bunlar de faaliyetlerine devam ettirmektedir yargı mensuplarının yabancı dil konusunda daha iyi durumlara getirebilmeleri için bakanlığımız bir üniversitemizle ortak anlaşma yaptım ve orada sınav sonucu başarılı olanlar Eğitimi alınıyorlar ve o eğitimden sonra yurtdışına da dilini geliştirmek için eğitime gönderiyorlar ve böylelikle Biz bakanlığımızda dil bilen hakim ve savcıların sayısını artırmak uluslararası alanda hukukla ilgili yaşanan gelişmeleri doğrudan takip eden personel sayımızı çoğaltmak için büyük bir gayretin çabanın içerisindeyiz
Sayın Başkan,
Değerli Milletvekilleri,
Bu dönemde 2016 yılı içerisinde yapacağımız en önemli değişiklik belki İstinaf Mahkemeleri'ninfiilen hayata geçirilmesidir. Bildiğiniz gibi Türkiye'de Bölge adliye mahkemeleri dediğimizAdli yargıda istinafın kurulması yasası 2004’te çıktı ancak 12 yılı aşkın bir zaman geçmiş olmasına rağmen fiilen uygulamaya konulamadı. Bölge idare mahkemelerinin kurulmasına ilişkin yasa da 2014’te parlamentomuzdan geçti. Bölge İdare Mahkemesi dediğimiz daha doğrusu İdari yargıda istinafın faaliyete geçirilemedi. Şu anda Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından istinafın faaliyete geçirilmesine ilişkin adımlar atılmış durumda. İlke kararları yayınlandı tayin atama kararnamesi ilanı yapıldı bu 18 Mart 2016 da atamalar yapılacak 20 Temmuz 2016’da da istinaf uygulamaya geçecektir. İstinafın hukukumuzda büyük bir değişim yaşatacağına inanıyoruz. Çünkü istinafın faaliyete geçmesi halinde hukuk davalarında yaklaşık yüzde 89 ceza davalarının yaklaşık yüzde 90 biri idari davaların ise yaklaşık yüzde sekseni istinafta kesinleşecektir. Buradan ifade etmek isterim ki İstinaf mahkemeleri bir temyiz mahkemesi değildir ikinci derecede Yargılama yapan bir mahkemedir. Bu davalar istinafa geldiği zaman istinaf mahkemesi delilleri doğrudan inceleme değerlendirme gerektiğinde tanık dinleme gerektiğinde keşif yapma, gerektiğinde bilirkişiye başvurma, gerektiğinde, vakaları inceleme dahil her şeyi kendisi yapacak, eğer usül ve yasaya bir aykırılık gördüğü zaman ilk derece mahkemesi gibi işin esasına girip doğrudan karar verecektir. Bu yargılamaya hızlandıracağı gibi bir istinafta ilk derece mahkemesinin daha doğrusu birinci yargılamaya yapan mahkemenin değerlendirmesi ve kararı dışında aynı dosyaya ikinci bir heyetin ayrı bir gözle bakmasını sağlayarak adaletin doğru tecelli etmesine hakkın sahibi bulmasına yol açacak ve dosyaların Yargıtay’dan ilk derece mahkemesine git gel uygulaması son verecektir. Çünkü istinafın verdiği karar demin dediğim gibi ceza davalarında yüzde doksan bir idari davalarda yüzde seksen hukuk davalarında da yüzde seksen dokuzu kesinleşmiş olacaktır.
Sayın başkan
Değerli milletvekilleri
Uzayan yargılamalar Türkiye’de her zaman şikayet konusu olmuştur. Makul sürede yargılamanın yapılabilmesi hepimizin arzusudur adaletin zamanında tecelli etmesi adalete olan güveni de elbette arttıracaktır. O nedenle demin bahsettiğim istinaf uygulaması alternatif uyuşmazlıkların çoğaltılması başta olmak üzere yargılamayı hızlandıran pek çok adımda bakanlığımız tarafından atılmıştır.
İzninizle bunlardan bir kaçını dile getirmek istiyorum:
Kabahatler TCK dan çıkarılarak idari yaptırıma bağlanmıştır.
İddianamenin iadesi kabulü kamu davasınınaçılmasının ertelenmesi hükmün açıklanmasının geri bırakılması uzlaşma ve arabuluculuk gibi kurumlar bu iş yükünü azaltarak yargılamaların hızlanmasına önemli katkı sağlanmıştır. İdariyargılamada ivedi yargılama usulünün kabulü Danıştay ve Yargıtay da daire ve üye sayılarının arttırılması büyük vazife görmüştür. Ayrıca ilk derece mahkemelerindeki hakim ve savcı sayılarının yardımcı personelin ve ayrıcı mahkeme sayılarının arttırılması da önemli vazifeler ifa etmiştir. Yeni dönemde bunu daha ileri taşımak için adımlar atıyoruz. Bunlardan bir tanesi adli zaman yönetimi dediğimiz bir projeyi hayata geçireceğiz bu proje sayesinde herhangi bir cumhuriyet savcısına şikayette bulunan veya herhangi bir mahkemeye şikayette bulunan vatandaşımız davayı açtığı yerde şikayet bulunduğu an şikayetinin ve davasının kaç gün içinde sonuçlandırılacağına dair şikayette bulunduğu tarafından bir belgi verilecek ve ona göre vatandaş kendi işini takip etmiş olacak böylelikle işin zamanında bitirilmesi konusunda yargının milletimize karşı halkımıza karşı taahhütte bulunması ayrıca vatandaşın yargıyı denetlemesine imkan sağlamaktadır kim hangi davayı açtı davasının ne zaman biteceğini bilme imkanına kavuşacaktır. Peki nasıl tespit ettik bunu bununla ilgili çok geniş kapsamlı bir komisyon oluşturduk. Türkiye de görülen bütün uyuşmazlıkların bittiği süreleri bitebileceği süreleri ve diğer bir takım verileri ele alarak hakimlerle savcılarla görüşerek her dava ve şikayet konusu için ayrı ayrı soruşturma ve dava süreleri tespit edilecek ve bunun ilanı yapıldıktan sonra bunların zamanında bitirilmediği hem vatandaş hem HSYK müfettişleri denetleme imkanı bulacak hem de hakimlerimiz kendi kendilerini bu usulden denetleme imkanı bulacaktır. Adalet hizmetlerinin yerine getirilmesinde büyük önem arz eden fiziki mekan teknolojik donanımları da büyük bir önem verdiğimizi de burada ifade etmek isterim. Adalet hizmetlerine uygun hizmetin yerine getirilmesi için nitelikli hizmet binalarının inşaa edilmesi hükümetimizin temel politikaları arasında yer almıştır. 2002 den önceki Türkiye’de merdiven altlarında kahvehane gibi yerlerde izbe yerlerde adalet dağıtıldığına hepimiz şahidiz 2002 yılından bu güne kadar 216 adalet sarayının inşaatı tamamlanmıştır hali hazırda 29 adalet sarayının inşaatı elli dört adalet sarayının ise proje çalışmaları devam etmektedir. 2002 yılı öncesine kadar adalet hizmetlerinin verildiği kapalı alan toplamı 569.059 metrekare iken bugüne kadar yapılan adalet saraylarının toplam inşaatı üçmilyon yetmişaltıbinikiyüzonsekiz metrekare olmuştur. Hazırlığı devam edenlerle beraber kapalı alan sayımız altı milyon metrekare geçecektir. Buda son derece önemli bir hizmettir ve bunu devam ettireceğiz ve Türkiye’nin bütün mahkemelerini adliyelerini daha doğrusu yeniden yaparak milletimizin daha iyi mekanlarda adalet hizmetini almalarını sağlayacağımızı buradan bir kez daha ifade etmek isterim. Önemli bir hizmette UYAP üzerinde yürümektedir. UYAP ulusal yargı ağı projesi dediğimiz bir proje ve dünyanın örnek aldığı ve kendi ülkelerine de bazı ülkelerin kurdurulmasını istediği uyap yetkililerinin de rehberlik ettiği Türkiye’nin tanıtımında da son derece rol olan bir projedir UYAP sürekligeliştirilerek yeni uygulamalarla zenginleştirilmektedir. SMS bilgi sistemi vatandaş bilgi sistemi ve avukat bilgi sistemi ile adalete erişim güçlendirilmiştir. Sistemin tapu ve kadastro nüfus emniyet PTT merkez bankası gibi 32 kurumla entegrasyonu tamamlanmıştır. Bu entegrasyonlar kapsamında 2015 yılında toplam bir trilyondan fazla sorgu yapılmış, bir milyar yüzaltmış dokuz milyon altıyüz doksan iki bin yediyüz kırk adet sorgu yapılmıştır ve işlemler daha hızlı tamamlanmıştır eskiden nufüs yada tapu ve nüfus birimlerinden evrak gelmesi için sürekli duruşma günü verilmesi gerekirken bu bilgi ve belgeler sistem üzerinden artık saniyeler içerisinde temin edilmektedir. Kolluk birimlerimiz tarafından aranan kişilerin doğrudan UYAP üzerinden sorgulana bilmesi sağlanmıştır bu uygulama mahkeme kayıtları ile kolluk kayıtları arasında uyumu beraber inde getirmiş ve biryandan adli birimlerin işlerini kolaylaştırırken diğer yandan da vatandaşlarımızın muhtemele mağduriyetlerini önlemiştir. Mahkemece hazırlanan bir evrağın postaya verilmesi postadaki beklemesi ve postadan alınması gibi tüm süreçler tüm süreçler geçmişte en az onbeş gün sürerken bugün bu işlemler anlık olarak yapılabilmektedir. UYAP üzerinden elektronik tebligat adalet kurumlarının sistem üzerinden denetlenmesi icra ve iflas satış ihalelerinin sistem üzerinden teklif verilebilmesi adli sicil kayıtlarına e devlet kapsamından ulaşabilmesi uygulamaları yapılan diğer bazı uygulamalardandır yine icra daireleri bazı kayıtlar üzerine online haciz koyabilmekte yargı sistemin hızlandıran adımlar bunun üzerinden atılabilmektedir. UYAP üzerinden geliştirilen diğer uygulama ise SEGBİS’tir sistem yirmibirinci yüzyılın gerektirdiği teknolojik imkanları kullanarak vatandaşlarımızın daha hızlı ve daha etkin bir şekilde hukuk sisteminden faydalanmalarını sağlamaktadır. Segbis mahkeme ve savcılıkların yargılamaların tarafların video konferans yoluyla dinlenmesine ve kayıt altına alınmasına imkan vermektedir. Bu sistem sayesinde ceza infaz kurumlarından nakiller azalmıştır yol tutuklamalarındaki mağduriyetler kaldırılmış ve talimatla ifade alma yerine uzaktan ifade alınabilmesine imkan sağlanmıştır.
Sayın başkan değerli milletvekilleri
Önümüzdeki günlerde Türkiye kamuoyuna takdim edeceğimiz bakanlığımızın çok önemli bir projesi var hükümet programımızda yer aldığı üzere adli veri bankası diye bir banka kuruyoruz yargı ile ilgili hangi tür soru akla gelirse bu soruların tamamını Google’a sorduğunuzda nasıl bir cevap alabiliyorsanız böylesine cevap alabilecek bir sistemin ülkemize kazandıracağız inşallah. Şu anda bununla ilgili çalışmalar devam etmektedir. Biz burada istatistik yayınlayacağız anonimleştirilmiş veriler yayınlayacağız bir görüş ifade etmeyeceğiz herhangi bir vatandaş diyelim ki yaralama suçu en çok nerede işleniyor il olarak girdiğinde ilçe olarak belde olarak köy olarak sokak olarak mahalle olarak girdiğinde görebilecek bu veri bankası kamuoyuna tam açık olmayacak sadece ilgililerine kamu kurumlarına açık olacak ve onlar burdan bunu takip edecekler ve buradan pek çok planlama yaparken de istifade etmiş olacaklar bunun son derece önemli bir konu olduğunu ifade etmek istiyorum zira bazı sorular milletvekillerimiz tarafından sorulduğunda rakamsal olarak cevap veremiyoruz şimdi bu sistem devreye girdikten sonra her soruya rakamsal olarak cevap vermek imkanımızda olacaktır icra ve iflas sistemimizde reform niteliğinde düzenlemeler getiren yeni bir icra iflas yasası çalışıyoruz çalışmalar bittikten sonra icra iflas kanunu baştan aşağıya değişme imkanı bulacaktır, bununda son derece önemli olduğunu ifade etmek isterim. Sayın Başkan,
Değerli Milletvekilleri,
Önem verdiğimiz bir diğer husus ise Avrupa Birliğine tam üyelik müzakereleridir. Bilindiği gibi Adalet Bakanlığı bünyesinde Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü adında bir genel müdürlüğümüz var ve Avrupa Birliyle ilgili bakanlığımız tarafından yapılan ve yapılması gereken hususları takip etmekteder. Bu konuda da önemli çalışmalar Avrupa Birliği Genel Müdürlüğümüz tarafından yürütülmektedir. Geçtiğimiz süreçte Dış İşleri Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında yapılan protokol sonucunda yurt dışında ilk defa Adalet Müşaviri ataması yapılmıştır. Şuanda 12 değişik yerde adalet müşaviri görev yapmaktadır. Bu da yargının dışa bakan yönü tarafından son derece önemli bir husustur.
Sayın Başkan
Değerli Milletvekilleri,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi süreçleri konusunda da önemli adımlar atmış bulunmaktayız. Bunlardan en önemlisi Bakanlığımız bünyesinde İnsan Hakları Daire Başkanlığı’nın kurulması ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde ki savunmaların ve süreçlerin Dış İşleri Bakanlığı yerine doğrudan Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanlığı tarafından yürütülmesi olmuştur. 2013 yılı Şubat ayından bu yana faaliyet gösteren İnsan Hakları Tazminat Komisyonu bu dairenin çalışmalarının arkasından kurulmuştur. Bu da önemli görev ifa etmektedir.
Ayrıca Anayasa’da yaptığımız değişiklikle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının tanınması, Kamu Denetçiliği Kurumu’nun kurulması, İnsan Hakları Kurumun kurulması gibi yasal değişikliklerle insan haklarını koruması konusundaki standartlarımızı güçlendiren gelişmeler olmuştur.
Yine bakanlığımızın çıkardığı “İnsan Hakları İhlallerinin Önlenmesine İlişkin Eylem Planı”nın hayata geçirilmesi de bu davaların başvuruların ve aleyhimizdeki davaların azalmasına neden olmuştur.
Reform niteliğinde yapılan bu çalışmaların sonucunda Ülkemiz aleyhine AİHM önünde bekleyen başvuru sayısı son dört yılda ciddi oranda düşüş göstermiştir. Bu kapsamda, 31 Aralık 2012 tarihinde 16.876 olan derdest başvuru sayısı 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle yaklaşık % 50 oranında azalarak 8.450 olmuştur. Yine geçen yılın aynı ayına göre ise derdest başvuru sayısı 1000 dosya azalmıştır.
AİHM tarafından Ülkemiz hakkında verilen ihlâl karar sayılarında da ciddi bir düşüş olduğu görülmektedir. 2012 yılında 117 ihlâl kararı verilmesine karşın 2015 yılında verilen ihlâl kararı sayısı, bugüne kadar en düşük seviyeye inerek 79 olmuştur.
Bunlar olumlu gelişmeler. Bu gelişmeler ülkemizin lehine olumlu anlamda değişmesi için çalışmalarımızı devam ettireceğiz.
Yargıda zaman yönetiminin yanında ön bürolar kurulmaktadır şuan. Bütün adliyelerde ön bürolar kurulmak suretiyle adliyeye işi düşen vatandaşlarımızın kat kat gezmesinin önüne geçilmiş ve oradan adliyenin girişinde işlemleri bitirilerek, oradan ayrılmasına imkan sağlanmıştır. Şuanda 63 adliyede ön büro var. Bu senenin içerisinde bütün adliyelerimizin tamamına ön büroları yaymış olacağız. Kamuoyunda adli yargıda olan konularla ilgili pek çok haber yer almakta bunlarla ilgili bir çoğu gerçek dışı olması nedeniyle yargıya olan güveni olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle basının doğru bilgilendirilmesi, vatandaşımıza doğru bilgilerin ulaştırılması bunu yaparken de tabi soruşturmanın gizliliğine kişilerin masumiyetine lekelenmeme hakkına ve hukuka riayet ederek bu bilgilendirilmenin yapılması içinde basın sözcülüğü geliştirildi. Medya iletişim bürolarının bütün adliyelerde kurulması adımı atıldı. Bundan sonra kim yargıyla ilgili bilgi almak isterse ona bilgi verecek kişi belli, makam belli, basın mensupları oradan bu bilgileri edine bilecekler. Bu da son derece önemli bir gelişmedir. Önemli bir değişikliktir. Buradan ifade etmek isterim.
Yeni bir adım da pro-bono projesini hayata geçirme adımıdır. Adalete erişimin geliştirilmesi bakımından bunu çok önemsiyoruz. Pro-bono toplum yararına hukuk hizmeti diyebileceğimiz bir hizmettir. Maddi imkanı kısıtlı olan kişi veya kamu yararına çalışan gönüllü kuruluşlara avukatlık ücreti almaksızın veya çok az bir ücret karşılığı verilen hizmettir. Bunu avukatlar yapacaktır. Veyahutta başkaları yapacaktır ama bu hizmet son derece önemlidir. Bu uygulamanın kurumsallaştırılması Türkiye’de bir hukuk kültürünün değişimini de beraberinde getirecektir.
Ayrıca hukuki himaye sigortası dediğimiz bir sigortayı da ülkemize kazandırmak istiyoruz. Avrupa konseyine üye olan ülkelerin çoğunda hızla gelişen bir sigorta kolu olan hukuki himaye sigortası maalesef ülkemizde yetirince bilinmemekte ve uygulanmamaktadır. Bu nedenle hukuki himaye sigortasını ülkemize bütün boyutlarıyla kazandıran ve uygulamasını sağlayan bir adımı da 2016 yılı içinde atacağımızı da ifade etmek isterim.
Veya kamu yararına çalışan gönüllü kuruluşlara avukatlık ücreti almaksızın veya çok az bir ücret karşılığı verilen hizmettir. Bunu avukatlar yapacaktır veyahut da başkaları yapacaktır ama bu hizmet son derece önemli. Bu uygulamanın kurumsallaştırılması Türkiye’de bir hukuk kültürü değişimini de beraberinde getirecektir. Ayrıca hukuki himaye sigortası dediğimiz bir sigortayı da ülkemize kazandırmak istiyoruz. Avrupa Konseyine üye olan ülkelerin çoğunda hızla gelişen bir sigorta konulu hukuk ve himaye sigortası maalesef ülkemizde yeterince bilinmemekte ve uygulanmamaktadır. Bu nedenle hukuki himaye sigortasını ülkemize bütün boyutlarıyla kazandıran ve uygulamasını sağlayan bir adımı da 2016 yılı içerisinde atacağımızı ifade etmek isterim.
Arabuluculuk konusunda demin ifade ettim. Burada bir kez daha vurgulamak isterim. 2013 yılında yürürlüğe giren hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanunu düzenlemesinden sonra Bakanlık bünyesindeki kurumsal yapılanma hızla tamamlandı ve bugün itibariyle Türkiye’de sisteme dahil 2 bin 100’e yakın resmi arabulucu, 60tan fazla ilimizde faaliyet göstermektedir. Arabuluculuk uygulamasının tam uygulanması, etkin uygulanması için yaşanan sorunları dikkate alan ve bunları çözen adımlar atacağımızı daha önce ifade ettiğim gibi burada bir kez daha tekrar etmek isterim.
Sayın Başkan ve Değerli Milletvekilleri,
Bakanlığımızın üzerine önemle eğildiği bir diğer alan da ceza infaz sistemidir. Ceza infaz alanında atacağımız adımları belirlerken insan hakları ile hükümlülerin topluma kazandırılması konularına dikkat edilmektedir. Çünkü ceza infaz uygulamaları sadece tutuklu, hükümlü ya da onların yakınlarını değil tüm toplumu ilgilendirmekte ve adeta bir medeniyet ölçüsü olmaktadır. Belirtmek isteriz ki, bizim infaz anlayışımızın temelinde insani yaklaşım vardır. Ceza İnfaz Kurumunda bulunan bütün tutuklu ve hükümlüler devletimize emanettir. Onları korumak, onların her türlü imkanlarını sağlamak, onların insan onurunu ve haysiyetini koruyarak cezalarının infazını temin etmek de Bakanlığımızın vazifeleri arasındadır.
Ceza infaz kurumlarında bulunan, halen ceza infaz kurumlarında toplan 182 bin 539 kişi bulunmaktadır. Bunlardan 156 bin 514’ü hükümlü 26 bin 25’i ise tutuklulardan oluşmaktadır.
Avrupa birliği ülkelerinde tutukluluk oranları yüzde 20 civarındayken bugün itibariyle bizde yüzde 14tür. Bu oran 2002 yılında yüzde 54tür. Bu rakamlardan da anlaşılacağı üzere ceza adalet sistemimiz bu yönü itibariyle de olumlu bir değişim yaşamıştır. Ceza infaz kurumlarının fiziki dönüşümü de hükümetimizin gündemindedir ve önem verdiğimiz bir konudur ve son 13 yıl içerisinde 272 ceza infaz kurumunu kapatmış bulunmaktayız. Şu an Türkiye’de 361 ceza infaz kurumu bulunmaktadır. Ayrıca Açık Ceza İnfaz Kurumu, Kadın Ceza İnfaz Kurumu ve Çocuk Ceza İnfaz Kurumu yapımlarına da hız verilmiştir. Ceza İnfaz kurumlarımız personel yönünden de güçlendirilmiştir.
Ceza infaz sistemindeki yeni bir uygulama da denetimli serbestliktir. Denetimli serbestlik uygulamalarının 2006 yılından bugüne kadar geldiği noktaya baktığımızda ceza adalet sisteminde önemli bir görev üstlendiğini görmekteyiz. Bugüne kadar adli yargı mercileri tarafından yaklaşık 2 milyon, 1,999,982 denetimli serbestlik kararı verilmiştir. 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle Türkiye genelindeki 137 müdürlüğümüzde 273 bin 401 denetimli serbestlik kararının infazına halen devam edilmektedir. Ayrıca 2013 yılından bu yana denetimli serbestlik uygulamalarını desteklemek üzere elektronik karkül sistemini de kullanmaktayız. Sistem üzerinden bugüne kadar 14 bin 709 kişinin denetim ve takibi yapılmıştır, halen ve 2 bin 492 kişinin elektronik takibine devam edilmektedir.
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Adalet hizmetlerinin sağlıklı yürütülmesi için ihtiyaç duyulan bütçenin tahsis edilmesi önem taşımaktadır. Adalet hizmetlerine ayrılan bütçenin artırılması yönündeki çabalarımız önemli oranda sonuç vermiş ve sonuç verdiğini sizlere ve tüm komisyon mensuplarına yargı kamuoyuna sunmak isterim.
Merkezi yönetim bütçesinin imkânları dâhilinde bütçemiz her yıl düzenli olarak artırılmaktadır. Bu konuda geçmişe oranla daha iyi bir noktada olduğumuzu görmekteyiz. 2016 yılı bütçe tasarısında merkezi yönetim bütçesi içerisinde adalet hizmetlerine ayrılan pay son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Merkezi yönetim bütçesinden adalet hizmetlerine ayrılan pay 2002 yılında 0,83 iken, 2016 yılı tasarısında bu oran 1,67 olmuştur.
Bu kapsamda Bakanlığımıza tahsis edilen toplam yatırım bütçesinin 2002 yılında 80 milyon 210 bin TL iken, bu rakam 2014 yılında 1 milyar 215 milyon 220 bin TL, 2015 yılında 1 milyar 292 milyon 500 bin TL, 2016 bütçe tasarısında ise 1 milyar 809 milyon 635 bin TL olduğunu görmekteyiz
Toplam cari bütçe ise 2002 yılında 808 milyon 141 bin TL iken, 2014 yılında 7 milyar 322 milyon 506 bin TL, 2015 yılında 7 milyar 657 milyon 498 bin TL, 2016 bütçe tasarısında ise 9 milyar 118 milyon 768 bin TL olmuştur.
Bu rakamlar ülkemizin ekonomisinin gelişmesi ile birlikte Bakanlığımızın da mali imkânlarının arttığını göstermektedir. İleride mali imkânlarımızın daha da artacağına olan inancımı huzurlarınızda belirtmek isterim.
Sözlerime son verirken adalet hizmetlerini en iyi noktaya taşıma gayesi doğrultusunda hazırladığımız Bakanlığımızın bütçesini yüksek komisyonunuzun takdirlerine sunuyor, 2016 yılı bütçesinin tüm yargı teşkilatına, devletimize ve milletimize hayırlı olması temennisiyle şahsım, Bakanlığım ve tüm yargı teşkilatı mensupları adına hepinizi saygıyla selamlıyor, Komisyonumuzun şimdiden vereceği değerli katkılara, önerilere ve eleştirilere teşekkür ettiğimi ifade ediyor, saygıyla heyetimizi selamlıyorum.